şimdi nerden çıktı bu demeyin öncelikle hep dikkatimi çeken sizlerde dikkat edin göreceksiniz Neden böyle bir kurguya kapıldım bilmiyorum ama bu filmin Okan Bayülgeni derinden etkilediğini düşünüyorum. Harika bir film, dört dörtlük orası ayrı konu ama bence Okan Bayülgen yıllarca kendini Carlitonun yerine koydu. Sektörleri farklı tabii, en nihayetinde Bayülgen bir şovmen. Ancak sakalını yıllarca onun gibi kesti, şov kıyafetini seçerken bile Carlitodan esinlendi. Hatta biraz daha abartayım, çocuğunun annesi olan Şirin hanım, bu filmin başrol kadın oyuncusuna o kadar benziyor ki... Elbetteki bu sadece bir teori... Bayülgenin Carlito hayranlığı bir yana, filmi her sinema severin izlemesi şart diye düşünüyorum.100 üzerinden bir puanlama olsa gözüm kapalı 100 verirdimUzun süren sinema kariyeri boyunca, Hollywoodun baş aktörlerinden biri olarak görülen Al Pacino, 25 Nisan 1940ta New York, Doğu Harlemde dünyaya geldi. Oyunculuk dersleri alan Pacino, zaman zaman çıktığı gösterilerde oyunculuğunu geliştirdi. 1966 yılında Actors Studioda eğitim için hak kazandı. Daha sonra James Earl Jones ile çalıştığı The Place Creepde rol aldı. 1967-68 tiyatro sezonunda zalim bir sokak serserisini oynadığı The Indian Wants the Bronx ile Obie Ödülleri En İyi Erkek Oyuncu ödülünü aldı.Al Pacinonun Broadwayde sahneye çıktığı ilk oyun Does the Tiger Wear a Necktie'dır. Her ne kadar oyun kırk gösterimden sonra kaldırıldı ise de Pacino, topluma uyum sağlayamayan bir uyuşturucu bağımlısını canlandırdığı rolüyle Tony Ödülünün sahibi oldu. Al Pacinonun kariyerindeki ilk filmi, 1969 yılında çevirdiği Me, Natalie dir. Buradaki başarısıyla, yapımcılığını Paramountun üstlendiği, Francis Ford Coppolanın The Godfather (Baba) filminde Michael Corleone rolünü oynamaya hak kazanacaktır. Bu filmdeki performansı ile En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu Oscarına aday gösterildi. Çareyi Broadway oyunlarına dönmekte buldu ve başrolünü oynadığı The Basic Training of Pavlo Hummel ile ikinci kez Tony ödülünün sahibi oldu.Pacinonun daha sonra rol aldığı filmleri, homoseksüel bir seri katilin peşinde olan bir polis memurunu canlandırdığı Cruising, ve Author Author adlı komedi iş yapmadı. 1983 yılında Brian De Palmanın yönettigi, şiddeti bol Scarface (Yaralı Yüz) ise ilk gösterildiğinde sinemanın kült filmleri arasındaki yerini aldı.Fakat başarının arkasından tekrar başarısızlık geldi ve Pacino tarihsel epik Revolution (Devrim)dan sonra gözlerden uzaklaştı. Bu arada The Local Stigmatic filmiyle yönetmenliği denedi. Bu filmi piyasaya sürmeme kararı almıştır.Al Pacinonun dönüşü, 1989da çekilen Sea of Love (Aşk Denizi) filmi ile oldu. Film büyük sükse yaptı. Pacino yeniden bir stardı! 1990da gösterişli bir gangsteri oynadığı Dick Tracy ile altıncı kez Oscara aday olan Pacino, aynı yıl çevrilen, üçlemenin üçüncü ayağı 'The Godfather Part III' (Baba 3)de yer aldıErtesi yıl çevirdiği romantik komedi Frankie and Johnny ve ardından gelen Glengarry Glen Ross, sevilen filmleriydi. Uzun süren sessizliğin ardından Scent of a Woman (Kadın Kokusu)ndaki oyunculuğu ile nihayet Oscar ödülüne kavuşmayı başardı.1993te Brian De Palma ile tekrar çalıştığı Carlitos Way ve 1995te Michael Mannin yazıp yönettigi, ve Robert De Nironun canlandırdığı bir hırsızın peşindeki polisi oynadığı Heat ile kariyerine devam eden Pacino, 1996da politik bir dram olan City Hallda rol aldı. Fakat o sene dikkatleri daha çok yazıp yönettiği ve rol aldığı Looking for Richard ile çekti.1997 senesinde genç Hollywood starları ile çevirdiği filmler gündemdeydi. Önce Johnny Depp ile Donnie Brasco ve sonra Keanu Reeves ile The Devils Advocate (Şeytanın Avukatı)... Al Pacino, 1999 yapımı The Insider (Köstebek) ile sinemaseverlerin karşısında. Başrolü Russell Crowe ile paylaşan Pacino, sigara şirketlerinin halktan gizlediği sırların anlatıldığı ve yayın aşamasında kıyametin koptuğu '60 Dakika' adlı programın yapımcısı Lowell Bergmanı canlandırdı.2000 yılında yönetmenliğini Oliver Stoneun üstlendiği ve başrollerinde Cameron Diaz, James Woods ve Dennis Quaid gibi deneyimli oyuncuların yer aldığı Any Given Sunday (Kazanma Hırsı) adlı filmde oynayan aktör, Tony DAmato adında futbol aşığı bir koçu canlandırdı.2002 yılında cover Andrew Niccolün yönettiği, Rachel Robertsin S1M0NE karakterini canlandırdığı S1M0NE adlı eserde Al Pacino Hollywood yıldızlarının kaprislerine karşı tesadüfen eline geçen bir fırsatla tepki göstermeyi amaçlayan bir yönetmen olan Viktor Taranskyyi canlandırdı. 2003 yılında genç yıldızlardan olan Colin Farrell ile Çaylak isimli filmde oynadı. 2003 yılında rol aldığı Angels in America adlı mini dizi 12 dalda emmy ödülü aldı, Al Pacino da bu dizi ile ilk emmy ödülünü almış oldu. Aynı yıl Venedik Taciri ismli filminde yahudi tefeci Shylokcu oynadı. 2005 yılında Kirli Para adlı pek beğenilmeyen filimde rol aldı. 2007 yılında ise Jon Avnetin yönetmenliğini yaptığı 88 Minutes isimli filmde başrolü oynadı. Bu filmde geçmişte kendisinin tespitleri sonucu yakalanan ve idama mahkûm edilen bir cinayet zanlısının suçunu kaldırmak isteyenler tarafından tehdit edilen bir cinayet psikiyatristi ve üniversite hocasını canlandırdı.Diğer taraftan en son 1995 yılında Michael Mann tarfından yönetilen 'Heat' filminde usta oyuncu Robert De Niro ile bir araya gelen Al Pacino, bu kez Jon Avnetin yönetmenliğini üstlendiği Righteous Kill filminde başrolü paylaştılar, film 2008 yılında gösterime girmiştir.