Filmde en çok dikkatimi çeken şey gerilimin film boyunca bir an bile eksik olmamasıydı bunu John Carpenter gibi bir yönetmenin yanısıra filmin o muhteşem müziklerine de boçluyuz.Günümüzdeki korku-gerilim filmlerinden kaçı bunu başarabiliyor ki'Filmde yer alan bazı klişelerin de o zaman klişe olmayıp günümüzde çekilen korku filmlerinin çoğunun da klişeleri bu filmden aldıklarını da belirtmek isterim.Film belki çok korkunç değil fakat her an sizi tedirgin ediyor,geriyor ve ürpertiyor bunda yönetmen ve müzikler kadar Michael Myersın soğukluğunun,kurbanını koşmadan yürüyerek yakalamasının,bıçağı tutuş şeklinin,takip sahnelerinin,nefes alış verişinin,rahatsız edici bakışlarının yani kısaca Michael Myersı Michael Myers yapan ve onu sevmemizi sağlayan tüm özelliklerinin etkisi çok büyük.Özellikle Rob Zombienin çevirdiği son iki filmde bunları pek göremezsiniz o Michael Myers gitmiş yerine amaçsızca önüne geleni kanlı bir şekilde öldüren,takip sahnelerinin az olduğu,direk ölüm sahnelerine geçilen bir film ve kısacası Michaelin karizmasının gittiğini görürsünüz.Bu ve 2.film zaten Michaelın karizmasının doruk yaptığı filmlerdir.Bir diğer özellik de ölümlerin son iki filmin aksine çok kan olmadan yani vahşete yer verilmeden yapılmış olması.Sonuçta bu kült mertebesine erişerek tarihteki yerini almış filmi bulabilen arkadaşların izlemelerini öneririm serinin bence bu ve 2.filmi de zaten en iyisidir.Dediğim gibi eğer temin edebilirseniz kesin izleyin ve John Carpenterın başyapıtını görün.
Halloween(1978), türünün ilk örneklerinden ve gerilim türüne getirdiği yeniliklerden ötürü önemli bir yapım.. Fakat yine Carpenter ustanın Prince of Darkness ve The Thing gibi iki önemli korku-gerilim örneğinden daha zayıf olduğuda bir gerçek...
Milyon kere de yeniden çevirseler bu filmle boy ölçüşemez...Bunda yönetmen koltuğunda John Carpenterın olması ve işe ruhunu katması ölümsüz bir etken...Halloween sinemaya armağan edilmiş kült bir başyapıt...
film insanı fazla germesede , sinema tarihinin (tabii bana göre :D ) en karizmatik ve psikopat katili micheal myers için dahi izlenebilecek bir film ... yönetim ve müzikler kusursuz ... fazla beklenti içinde olmamak gerekir ... 10/7 ...
...sinema tarihinin en korkunç seri katillerinden biriyle tanışmamıza vesile olan film. Carpenter daha ilk dakikadan itibaren seyircisini o kadar hazırlıksız bir şoka sokuyor ki...Hatta ilginçtir Myers'ın en ürkütücü olduğu anlar, uzak bir mesafeden kurbanlarına kendini belli etmeden uzun uzun rahatsız edici bakışları ve o surat ifadesini görmemizi engelleyen ruhsuz maskesi...O muhteşem, insanın içini rahatsız eden müzikleri de bizzat Carpenter'a ait...Daha sonradan suyu çıkana kadar devamı çekilen, her filmin finalinde çlmesine karşın tekrar tekrar dirilen Michael Myers'ın bu ilk ve özgün filmi, bugün bile hala tüyleri diken diken eden havasıyla kesinlikle görülmesi gereken bir klasik...Devam filmlerinden ise mümkün olduğunca uzak durmaya çalışın derim...(8/10)
- Korku Sinemasının Bayramı -Korku sineması dendiğinde genellikle çoğumuzun aklına birkaç isim gelir. Kuşkusuz bu isimleri sayarken unutulmayacak bir isim John Carpenter. Bunda Halloween, The Fog ve The Thing gibi üç etkili korku filmine borçlu. Bu saydığımız üç film içerisinde ise Halloween daha bir farklı yer duruyor gibi. Birçokları gibi yönetmenin en iyi filmi olarak kabul ettiğim film; türünde bir çığır açmış ve yer edindiği alt türe yön vermiştir. Michael Myers adında bir katilin ortaya saçtığı dehşeti anlatıyor ?Halloween?. Bilineceği üzere film kadar filmdeki katil Michael Myers da büyük ün sahibidir. Filmimiz Myers'ın küçük yaşta işlediği ilk cinayeti anlatarak başlar. Bir cinsellik karşıtı olan katilimiz, bunu ilerleyen bölümlerde anlıyoruz, ablasını bu tam anlamıyla anlam veremediğimiz karşıtlık sonucuna bağlayabileceğimiz bir sebeple katleder. Soğuk kanlı bir şekilde işlediği cinayet sonucunda küçük Michael elindeki suç aletiyle yakalanır ve akıl hastanesine tıkılır. Bu soluk kesici giriş sekansı sonrasıysa Michael'ın bu aradan geçen uzun süre zarfında konuşmadığını öğrenerek kaçıklığını zihnimizde kesinleştiririz ve onun hastaneden kaçışını izleriz. Daha sonraysa Myers'ın mahallesine dönüp dehşet saçışı başlar?Daha ilk dakikadan itibaren, Carpenter'ın türe olan hakimiyetini hissediyoruz. Özellikle yönetmenin kamera hareketleri izleyenleri yerine çiviliyor film boyunca. Tabii yine büyük üne sahip Carpenter'ın bestelediği filmin müzikleri de şahane. İzleyeni geriyor ve tedirgin edici atmosferi sağlıyor bu müzikler. Yarattığı gerilim dışında gizem hissini bir an bile düşürmüyor. Myers'ın hastaneden kaçmasından bir kız arkadaş grubunu takibe almasındaki kısımlarda katilin yüzü göstermeyip, takip sahneleri büyük bir tedirginlik hissi veriyor izleyenlere. Carpenter, Cadılar Bayramı gecesi ise büyük bir kedi-fare oyunu sunuyor. Özellikle Myers'ın diğer arkadaşlarının işini gördükten sonra Laurie ile önce onun arkadaşlarıyla, karşılaştığı sahneyse izleyeni yüreğinden vuruyor. Filmin finali ise Carpenter'ın farkını ortaya koyuyor. Tüm film boyunca özellikle de Laurie ile Myers'ın kovalamacasında Jamie Lee Curtis'in çok başarılı oyunculuğunun filme olan katkısı da görmezden gelinemeyecek düzeyde.Birçok devam filmi ve geçtiğimiz yıl Rob Zombie tarafından re-make'i yapılsa da hiçbiri Carpenter'ın ilk filminin yerini alamadı. Korku sinemasının yapıtaşlarından biri ?Halloween?.- Halloween {Cadılar Bayramı} / John Carpenter (1978) -
Günümüzün korku sinemasının şablonlarını oluşturmuş bir klasik Halloween. 80'lerden itibaren başlayan korku furyasının tüm özelliklerini ve klişelerini taşıyor. Elbette ki çekildiği yıla bakarsak, o zaman için daha klişe olmamış, hatta bu klişeleri yaratan sahneler demek daha doğru olur sanırım.
John Carpenter sadece bir yönetmen mi? -Hayır... John Carpenter hem öykü yazarı,hem senarist,hem yönetmen,hem de kendi filmlerinin müziklerini yapan gerçek bir müzik adamı ve gerçek,usta bir sinemacı.Hollowen seri katil filmlerinin başlangıç filmlerinden biridir.Çok küçük bir bütçeyle Carpenter ve ekibi uzun yıllar boyunca sürecek çok iyi bir korku klasiği ortaya çıkarmışlardır.Jamei Lee Curtis'ın başrolde olduğu ölmek bilmeyen sapık manyak kardeşi Micheal Myres olan bu ürkütücü,gerilim dolu hikaye gerçekten de efsaneleşmiştir.Carpenter bestelemiş olduğu filmle birlikte anılır hale gelen müziği ise hiç akıllardan çıkmayacak kadar güzel."O,her cadlar bayramında geri dönüyor...Micheal Myres"
sanırım sinema tarihinin en çok kar elde eden filmlerinden birisiymiş e yakışırda yaniama biraz suyunu çıkarttılar gaiba devam filmleriyle ne dersiniz???
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.