? aids? hastalığına yakalanan ? eşcinsel? bir avukatın, hem bu hastalıkla hem çevresini saran önyargısal sorgulamalarla ve de cinsel terciğinden ve hastalığından ötürü uğradığı haksızlığa karşı verdiği hukuk mücadelesini anlatılıyor. Tom hanks eşcinsel ve aidsli bir kişi portresini başarıyla canlandırdığı bu filmde, başarılı bir avukat olarak karşımıza çıkıyor. Genç ve hırslı biridir ve de işinde en iyi olmak için mesleğine önem vermektedir. Ama onu diğer insanlardan ayıran bir farklılığı vardır. Hayatını şekillendirecek olan seçimler ona sunulduğunda o, bu seçeneklerden belki de diğer insanlarınkinden farklı bir tercih yaparak, yaşamını o doğrultuda inşa etmiştir. Haliyle bu seçim, toplumun her zaman mesafeli durduğu ve de sakınılması gerekildiğine inandığı ?eşcinsellik? şeklinde vücut bulmuştur. Tabi bu, kahramanımızın yaşantısında onarılmayacak ve belki de bu yaşantıyı noktalayacak bir sona doğru onu yaklaştırmıştır. Derken tom hanksın canlandırdığı ? andrew ? karakteri o acı gerçeği öğreniyor ve bundan sonra, sadece üstüne çevrilen önyargılarla dolu bakışlara ek ,artık yaşamını tehdit eden bu hastalığa karşıda mücadele vermesi gerekmektedir. Film bu açıdan? iadsli ve eşcinsel ? bir insanı odak noktasına yerleştirerek, toplumdaki iki yüzlü yaklaşımları ve her ne kadar farklı olursa olsun, insan olmanın ve ona verilmesi gereken değerin aslında ne olması gerektiğini , hüzünlü ama demagojiye kaçmadan, duygu sömürüsüne yer vermeden , dramatik bir dille anlatıyor.Andrewin dramı bununla da kalmıyor ve bir darbede çalıştığı hukuk şirketinden yiyor. Şirketin saygınlığını düşünen patronlar ondaki hastalığın farkına vardıklarında, böyle bir olayın duyulmasının kendilerine zarar vereceğini düşünerek işine son veriyorlar. Bunu azmedemeyen andrewse zorlu ve her safhası sorgulamalara ve suçlamalara açık bir yargı mücadelesine girişiyor. Bu mücadelede onu danzil washingtonun canlandırdığı homofobik derecede eşcinsel karşıtı olan bir avukat ? joe'nin savunuyor olması da başka bir çatışmayı getiriyor karşımıza. Bu iki farklı avukat arsındaki diyaloglar ve birbirlerine bakış açıları, toplumda ve bireyin zihnin de şekillenen kalıpların aslında hiçte birbirinden farklı olmadığını ve insan denen varlığın, sadece salt insan olma özelliğinden dolayı farklı kıstaslara göre ayrılmasının ve bu bağlamda yaklaşılmasının sorgusal bir analizi yapılıyor. joe bir süre sonra andrewin de kendisinden insani anlamda farklı olmadığını , onunla konuşarak onu tanıyarak anlıyor ve bu aşamadan sonra artık içsel bir kendini ve insanlara yaklaşımını sorgulamaya başlıyor. Toplumda andrew ve onun gibi ? eşcinsel'lerin karşılaştığı insanlık dışı muamelenin farkına vararak, yaklaşımlarından ve sahip olduğu önyargılarından kendini arındırma yoluna gidiyor.Film, mahkeme safhasında davalı avukatlarının andrewi cinsel terciğinden ötürü suçlu göstermek için verdiği uğraşlara karşılık , davacı tarafın avukatı joenin jüriye dönük yaptığı, insanın içini titreten ve göz yaşlarını akıtan duygusal sunumuyla ; andrewin bir insan olduğunu ve terciğinin her ne kadar farklı olsa da, toplumda varolma ve eşit yaşama hakkının ihlal edilmesini haklı çıkaracak bir bahane olmasının kabul edilemeyeceğini, toplum vicdanına kazır yapısıyla yüreklerde ve akıllarda yer ediyor.Bu film kesinlikle seyredilmeyi hak ediyor.