Kokuşmuş, pislik, rezil adalet sistemini daha çok dramatik yönünden ele alarak derinden etkileyen ve acı veren bir film. Sinirlendiren, üzen, hüzünlendiren bir film. Bir baba-oğul ilişkisini ele alan aynı zamanda bir zamanlar İngiltere deki adalet sisteminin ne kadar b.ktan olduğunu da gösteren bir film.
Daniel Day-Levis’in There Will Be Blood yapımından sonraki en iyi filmidir bana göre. Performans olarak ta yine standardın üzerine çıkmış bir oyunculuk görüyoruz. Daha önce de yazmıştım, ben daha bu adamın vasat performansını görmedim. Oynadığı her filmde ağırlığını koyuyor ve kendini hissettiriyor. Top Class oyunculardan birisi kendisi. Lincoln filminde kendisinin en iyi oyunculuğunu izledim. Bunun dışındaki 4,5 filmini ise pek sıralandıramıyorum. Hepsi bana göre çok iyi performanslardı.
Yaşanmış bir olayı anlatan bu film ile ilgili spoiler vermeden yazamayacağım. Yani aslında spolier versem de pek fark etmez ama bilginiz olsun. Buradan sonrası spoiler içerir… En başta bir İrlanda düşmanlığını görüyoruz filmde. Eğer İrlandalıysan sen suçlusundur büyük ihtimalle. Değilsen de sonuçta İrlandalısın, İngiltere de ne işin var, defol git ülkene gibi bir hava hakim. Olayın geçtiği dönemde Ada genelinde sürekli bombalar patlıyor, masum insanlar ölüyor ve düşmanlık tırmanıyor. Kimsenin kimseye güveni kalmamış, gergin bir ortam hakim. Bu huzuru kaçıranlar da İrlandalılar oluyor. Bu sebeple sevilmiyorlar. Bizim eleman Conlon da biraz haylaz bir tip. Sürekli bir şeyler çalıp, çırpan bir eleman. Ama aslında neden bu yolu tercih ettiğini daha sonra babası ile olan konuşmasında anlıyoruz. Kısaca baba-oğul ilişkisi zayıflığı diyelim. Neyse bu İrlanda’ya gidince orada bir takım olaylar sonucunda biraz para yapıp dönüyor. Tamamen palavra, yalan bir ihbar sonucu apar-topar babası ve İngiltere’deki halasıydı galiba, neyse hepsihapse atılıyor. Buraya kadar hadi tamam ama daha sonra yaşananlar adalet diye bir şeyin kalmadığının kanıtı adeta. Yapmadıkları bir şey için zorla, tehdit edilerek ikna edilip, mahkemeye çıkarıl 30 yıl yiyorlar. Ve bunu yapan kişiler onların suçsuz olduklarını biliyorlar ama bir kurban gerek ya işte al sana kurban. İçeride çok çekiyor. Babasını kaybediyor. 15 yıl yatıyor ve sonra bir kanıt ve salınıyor. Eee noldu babanın hayatı, noldu gencecik çocuğun hayatı. Kim hesabını verecek? Hiç kimse. Zaten onu tıkanlar da hiçbir ceza almadan serbestçe dolaşıyor ve yaptıkları ile kalıyorlar. Birkaç pisliğin yüzünden masum insanların hayatları yok oluyor. Boşa giden ömürler… Bir sahne var, anlamlı ve yürek burkan. Babasının ölümünden sonra, pencereden kâğıtları yakıp atıyor, tüm mahkûmlar. O görüntü, gerçekten çok anlamlı.
Dünya ilk yaratıldığında adil bir dünya idi belki ama bu çok kısa sürmüş. Kabil ile başlayan kin, nefret duygusu zamanla adalet denen şeyin sadece sözde kalmasına neden olmuş. Adalet sadece gücü elinde tutanlar için adil olmuş. Zayıfların ve ezilmişlerin adil yaşama hakkı yok ne yazık ki. Düşündüren ve sorgulattıran bir film. İyi seyirler… 8.1/10