Scarface, Türkçe ismiyle Yaralı Yüz filmi nostaljk, trajik, sosyolojik ve psikolojik bir çok ögeyi bir arada barındıran mafya filmidir. Filmin yönetmeni Brian De Palma filmin gizli yıldızıdır belki de çünkü her sahnede yönetmenin etkisini ve karesini nefesinizde hissediyorsunuz. Filmi tabii kültleştiren Tony Montana karakteritle Al Pacino'dur. Baba serisindekinden farklı bir karakterdir. Her ne kadar ikisi de mafya patronu ve en üst düzeye ulaşmış lideri de deseniz şu fark vardır. Baba serisindeki kahraman Michael Carleone zorunda kalarak babasının intikamını almak için mafyaya girmiştir. Yaralı Yüz filmindeki Tony Montana ise zaten bu yolun yolcusudur deyim yerindeyse. Kübadaki mahkumiyetinde de yasadışı işlerden yattığı vurgulanıyor. Amerika'ya geldiğinde ise liberal bir düzende daha çabuk ilerleme ve terfi etme fırsatı bulmuş ve yükselişi hızlanmıştır. Hatta en tepeye kadar çıkıp mafya-polis-siyasetçiler-bankacılar grubundaki etkileşimi ve birbirine alan açma durumlarını gösterip aslında o kadar da bu işlerin gizli saklı yapılmadığını belgeyen ve sunan bir anlatımı filmin siyasi yönü.Küba'daki komünistlere karşı olduğunu gösteren söylemler biraz Abd sineması hükümetinin görüşlerinde misyon yüklenip karakteri siyasi bir yön büründüğünü de anlatıyor. Hatta bir mafya alışverişinden sonraki cinayetinde de zaten komünistti diye bir repliği var. Dönemin siyasi mücadelelerine de ufaktan tanıklık ediyoruz. Dünyaya hükmedeceğim söylemi en etkili slogan ama final bölümünde ise The World is your( Dünya benim ) söyleminin olduğu havuza düşerek son bulması ne kadar iyi ve bu yollarda zirveye de yükselsen sonucunun felaket olduğunu vurgu yapmış yönetmen. Zaten öncesi de çok trajik şekilde Manny Ribera'yı öldürmesi, kardeşi Gina Montana'nın öldürülmesine şahitlik etmesi filmin bu işlerin sonucunun er geç olsa da felaketle sonuçlanacağını anlatıyor. Hatta karakter karısı Elvira Hanckok''tan ne çok istediği çocuk sahibi olabilliyor ne de mutlu bir evlilik kurabiliyor hayatta herkesi kaybediyor. Yani The World is Your Dünya Benim demek parayla, villayla, ünle olmadığını yaşayarak öğreniyor. Filmin psikolojik ve sosyolojik yönünü mercek altına alanlars için harika bir film. Yani olumsuz bulan kişiler filmi tek boyuttan izleyen kişiler genellikle. Tam puanlık bir film.
Başyapıt olup olmadığı tartışmaya açık,ancak zamanla kült olmuş bir film ''Scarface''.Tatışmalı derken tabii şimdi hiçbir Oscar adaylığı olmamasını örnek gösterecek değilim.Çünkü Oscar ödülleri de her daim tartışmalıdır ve bence asla kıstas olarak kabul edilmemelidir.Sadece Brian De Palma'nın en kötü yönetmen dalında Razzie adaylığı olduğunu belirteyim,ki bu çok fazla bilinmez.Bana göre sorunun büyük kısmı senaryoda.Oliver Stone'un metni karakter gelişimi açısından sınıfta kalıyor diyemesek de en fazla ortayla geçer.Tony'nin yükseliş süreci tatmin edici değil ve aceleye getirilmiş gibi durmakla birlikte inandırıcı olmak konusunda da yetersiz aynı sebepten ötürü.Çok hızlı bir süreç ve dramatik açıdan sorunlu.Brian De Palma'nın da bir Martin Scorsese olmadığı hesaba katıldığında karşımızda en fazla ''iyi'' denilebilecek bir film çıkıyor,daha ötesi değil.Al Pacino'nun Tony Montana kompozisyonu filmden daha göz alıcı,orası kesin.
BU GÜNE KADAR 3 BİNDEN FAZLA FİLM İZLEDİM BANA GÖRE SİNEMA TARİHİNİN GELMİŞ GEÇMİŞ EN BÜYÜK OYUNCULUK GÖSTERİSİ AL PAÇİNO'DAN SCARFACE'DE Kİ PERFORMANSIDIR BEN BİR SİNEMASEVER OLARAK BU UNUTULMAZ FİLMİ 20 DEN FAZLA İZLEDİM VE HER SEFERİNDE AYNI HEYACAN VE TADI ALDIM
Küba’nın diktatör lideri Fidel Castro 1980 yılında Küba vatandaşlarına Amerika’daki ailelerini görebilmeleri için sınırı açtı. Ama bunu yaparken büyük bir kurnazlıkla, ülkesinin sabıkalılarını da düşmanı olduğu Amerikan topraklarının başına dert açması için teknelere yerleştirmişti. Pek çok dürüst Kübalı’yla birlikte Amerikan rüyasına ulaşmak isteyen sokak gangsterleri de bu fırsatla ülke sınırlarına girmiş oldular. Filmin kahramanı Antonio Montana (Al Pacino) da, Castro’nun baskılı Küba’sından Amerika’ya kaçan göçmenlerden biridir.
kült filme gelince Scarface bir sinema efsanesidir ve hep böyle kalacaktır. Aradan geçen 35 yıla rağmen hiç eskimeyecek, hafızaların bir köşesinde hep yer alacaktır. Suç dünyasına dair gelmiş geçmiş unutulmayan beş film sayın deseler, Yaralı Yüz o listede mutlaka olacaktır.
filmdeki benim unutamayacağım sinema dünyasına altın harflerle kazınan replik şu şekilde Montana, lokanta sahnesinde etrafındakilere kendisini anlatır: “Benim gibi adamlara muhtaçsınız siz. Böylece parmakla gösterip işte kötü adam bu dersiniz. Ama iyi filan değilsiniz siz... Sadece saklanmayı, yalan söylemeyi iyi biliyorsunuz. Benim öyle bir derdim yok. Ben hep doğruyu söylerim. Yalan söylerken bile. Kötü adama iyi geceler dileyin bakalım..Bir daha böyle kötü bir adamı zor görürsünüz.
Filmimizi unutulmaz kılan unsurlardan birisinin de Al Pacino olduğunu söylemiştik. Zat-ı şahanenin oynadığı her filmden sonra, kendisine dizdiğim övgüler el ele tutuşsa buradan aya gider. Kesinlikle de hak ediyor. Yönetmenin tarzına ruh katmış. O olmasa, yerine bir başkası olsa kesinlikle aynı tadı alamazdık. Çünkü Al Pacino’ nun kara kavruk, psikopat halleri Tony Montaya ile bire bir uyuşuyor. Neticesinde karakterimiz Küba’ dan gönderilmiş bir suçludur. Florida’ da Kübalılar için oluşturulmuş gettodan bir şekilde sıyrılmayı başarmış ve bulaşıkçılıktan uyuşturucu baronluğuna yükselmiştir. Bu kirli başarı müthiş bir irade olmadan yakalanamazdı ki Al Pacino’ nun suratında o hırsı, o karalılığı okuyabiliyorsunuz. Sanki hiçbir Hollywood aktöründe o surat ifadesini göremiyorum. İnanılmaz bir şey di mi?
Amerikalı bağımsız yönetmen Jim Jarmusch bir röportajında Scarface’i her yıl en az bir kere seyrettiğini belirtmiştir. Amerikalı hip hop sanatçılarından biri filmi 63 kez seyrettiğini ve Tony Montana’yı kendisi gibi sokaklardan geldiği için sevdiğini söylemiştir. Los Angeles’da Afro-Amerikalıların işlettiği her dükkanda filmin dev posterlerini görmeniz mümkündür. Pek çok genç yönetmen özellikle suç filmi çekiyorsa, bir sahnede mutlaka onun posterini bir sahnede kullanır ve bu filme olan sevgisini bir şekilde belli eder. Hâlâ bugün bile filmin çeşitli versiyondaki posterleri dünyanın her yerinde yok satmaktadır. Hollywood’un bu en büyük anti kahramanı Tony Montana, hepimizin kuytularında yer edinen hırsının kurbanı, gözünün gördüğü herşeye sahip olmak isteyen, ‘öteki’lerimizden sadece biridir aslında.
Brian De Palma’nın 1983 yılında çektiği "Scarface"in, ilk çevrimiyle arasında çok büyük farklar bulunmakta. Bu farklardan en belirgin olanı Stone'un senaryosunun uyuşturucu dünyasına gerçekçi bir bakış atması ve De Palma'nın Montana’nın ruh dünyasına derinlemesine girme çabasıdır...
filmden unutlmaz replikler
Bu işin kralına çattın! Belanızı mı arıyorsunuz? Sizi pis köpekler. Oyun mu oynamak istiyorsunuz? Ben de sizinle oynarım. Sert oynamak mı istiyorsunuz? Küçük dostuma merhaba desenize! Sert oynayacaksınız ha? Alın bakalım! Beğendiniz mi? Daha ister misiniz? ! Ödlekler! Hadi durmayın! Geberin! Buna ne dersiniz? Pis ! Benim işimi bitirmek kolay mı? İşimi bitirmek için koca bir ordu lazım! Duydunuz mu? Hadi gelin! Hepinizi cehenneme yollayacağım! Siz kime dikleniyorsunuz? Ben Tony Montana’yım be! Bana dikleniyorsanız bu işin kralına çattınız demektir! Hala ayaktayım. Hadi! Pis kurşunlarınızı yağdırın! Hadi! Pis kurşunlarınızı yağdırın! Kurşunlarınız bana işler mi sanki? Yağdırın bakalım! Hadi durmayın!”hepiniz koca bir pisliksiniz.! neden biliyormusunuz?çünkü hiçbirinizin ne olmak istediğinize dönük bir içgüdünüz bile yok.benim gibi insanlara ihtiyacınız var, benim gibi insanlar gerekli, ben olmadan bir hiçsiniz.!böylece parmağınızı uzatıp, hey, işte kötü adam diyeceksiniz. peki bu sizi ne yapıyor hee? iyi adam mı? siz, iyi değilsiniz.!ben herzaman doğruyu söylerim, yalan söyleyen sizlersiniz.!pekala kötü adama iyi geceler dileyin, hadiii
Al pacino ciddi anlamda harikaydı.. zaten filmin tek olumlu yanı bu bence.. ama sadece oyunculuk yeterli değil bir film için.. hiç etkilenmedim ben bu filmden ve baya sıkıldığımı hatırlıyorum.. mafya-aksiyon türü filmleri zaten hiç sevmem.. benim sinema zevkim en başta dram türü olmak üzere psikolojik gerilim, romantik, tarihi,fantastik ve zaman zaman komedi.. aksiyon,macera,mafya türü filmlerden hoşlanmam.. bu nedenle çok ağır eleştiriler yapmak istemiyorum.. ama şu bir gerçek ki filmden hiç etkilenmedim ve baya sıkıldım.. 4/10
puanını sonuna kadar hakeden, soh sahnesine son karesine dek heyecanla devam eden lakin dublajlı izlenilmesi tavsiye edilmeyen bir başyapıt.Müziği yok denecek kadar az ama o kadar da olur.
Bende bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine izlediğim ve hayran kaldım bir insan bu kadarmı güzel rol yapar'bu kadarmı başarılı olur'Bu filmle ilgili söylenebilecek tek şey kesinlikle bir başyapıt olduğu ve izlenilmesi gerektiğidir.10/10
bu film bir baş yapıt...ve kesinlikle arşivlerde bulunması gerekir...Al Pacino gövde gösterisi yapmıştır...favori 10 filmlik listemde 3. sıradaki yerini de her zaman korur...3 defa izledim filmi...daha da izlerim... (10/10)
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.