Hesabım
    Cinnet
    Ortalama puan
    4,4
    1230 Puanlama
    Cinnet hakkında görüşlerin ?

    200 Kullanıcı yorumları

    5
    50 Eleştiri
    4
    86 Eleştiri
    3
    25 Eleştiri
    2
    21 Eleştiri
    1
    9 Eleştiri
    0
    9 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    teomansonmez
    teomansonmez

    Takipçi 365 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    6 Kasım 2007 tarihinde eklendi
    gerilim ve korku romanlarının dünyaca ünlü,dahi yazarı stephen king'in ülkemizde "medyum"adıyla basılmış kitabı the shining, korku edebiyatının hiç kuşkusuz en ürkütücü eseridir.overlook oteli perilidir ve bakıcılığını yapmak üzere otele ailesiyle birlikte colorado'daki sert kış boyunca bu koca,ürkütücü otelde toreenca ailesi yalnız başlarına kalacaklardır.jack toeerance kötü ve başarısız geçmişinin bir esiri olmuş ve otelde barınan kötü ruhlar,hayaletler jack'i yavaş yavaş çıldırma noktasına getirirler.bunların olacağının farkında olan ama derdini annesine anlatamayan medyum yeteneğine sahip jack'in küçük oğlu danny'dir.1980 yılında usta yönetmen,eşsiz sinemacı stanley kubrick tarafından sinemaya uyarlanan bu film kitaba kıyasla kötü bir uyarlama.kitapla film arasında dağlar kadar fark var.özellikle kubrick romandaki pek çok ürkütücü öğeyi filme yerliştirmemiş,otelin geçmişinden pek söz etmemiş,hikayenin ana temasını oluşturan oteldeki hayaletleri daha arka planda tutarak,ruhların aslında tam olarak neyi amaçladıklarından da hiç mi hiç bahsetmemiş.film daha çok jack'in çıldırmasına odaklanarak,bu da yetmezmiş gibi adamın çıldırmasına sebep olan etkenler nelerdi?bunlar da filmde yok ne yazık ki.ancak kubrick'in yönetmenlik konusundaki dahiyane becerisi,usta işi kamera kullanımı,gerilimi tırmandıran müzikleri,jack nicholson'ım mükemmel performansı,küçük çocuk danny llyod'un başarılı oyunculuğuyla belki bazı açıklar kapanmış oldu.işin doğrusu 1997'de "abc" yapım tarafından tv için bir mini-dizi olarak çekilen shining, romana fazlasyla sadık kalınan bir film olsa bile kitabı birkaç kez okumuş biri olarak ben,yinede kubrick'in shining'ini hep daha çok sevmişimdir.bu da bir gerçek.Aynı zamanda tüm zamanların en iyi korku filmlerinin başında geliyor.
    gordeslideniro
    gordeslideniro

    Takipçi 130 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    9 Ekim 2007 tarihinde eklendi
    İzleyiciden bir şey saklamayan,izleyiciye korku vermeye çalışmayan bir film.Sanki film, korku türünün bir parodisidir.Yanlış anlaşılmasın filmi bu niteleme ile küçültmek istemem,film aynı zamanda kendisinden sonra gelen korku filmlerini önemli ölçüde etkilemiştir.Filmin anlatımı ve görsel yapısı Kubrick in dehasının ürünüdür.İnsan ister istemez irkiliyor.İzleyicinin filme tepki vermesini ister gibi görünür Kubrick.Bunu görüntü ve seslerle yapar.Örneğin, bu filmde çokça kullandığı hareketli kamera ve kamera hareketleri yoluyla.Filmde karakterlerin gayet sakin bir tavrı vardır.Buna rağmen Kubrick in kullandığı kamera hareketleri ve şok kesmeleri ile hemen hemen tüm korku filmlerinde görebileceğimiz heyecanı vermeye çalışır,korkuyla karışık.Yarattığı gariplikler ile izleyicide bir beklenti oluşturur. Stephen King uyarlamalarının en iyisi diyebilirim rahatlıkla.Film türünün parodisi fakat sadece bu kadar değil.Filmdeki karakterlerden birisi olan Jack Torrance takıntılı bir karakterdir.Ailesi üzerinde baskı kurmaya çalışan bir kişiliktir.Filmde Jack in bir dünyası var fakat sonunda bu dünya onun mahvına neden olur.Kubrick in çoğu filminde olduğu gibi bu filmindede erkek karakter (Jack Torrance) tuzağa düşmüştür.Karakter bu tuzaktan kurtulamaz ya da Kubrick buna izin vermez.Karakterin yavaş yavaş tükenişini görürüz.Tıpkı Barry Lyndon gibi.Filmde unutulmaz sahneler vardır:Bunların birinde Wendy ve oğlu otelin dışındaki labirentte yürüyüş yaparlar kamera onları takip eder.Sonraki sahnede Jack e geçiş yapılır.Jack salonun duvarına elindeki topu vurarak oyun oynuyordur.Bu sahnelerde çalan gürültülü müzik ile Jack in topa vururken çıkardığı sesin eşleştirilmesi harikadır. Şiddete maruz kalan kadın karakter (Wendy) korku filmlerindeki kadın karakterler içinde en iyilerden biridir. Sonuç olarak Kendi türü açısından da son derece önemli bir film. Mutlaka izlenmeli?
    wolkiwolki
    wolkiwolki

    Takipçi 454 değerlendirmeler Takip Et!

    3,0
    2 Ekim 2007 tarihinde eklendi
    Yönetmeni Stanley Kubrick ve hikaye de Stephen King’den olduğu için, filmi gerek izlerken gerekse izledikten sonra, beğenmek için epey neden aradım.Öyle ya, Kubrick çektiyse beğenmek zorunlu, aksini açıklamak büyük bir günah gibi...Filmi kesinlikle beğenmedim.Bozukluk, filmin daha jeneriği bitmeden başlıyor ve müthiç dağ manzaraları eşliğinde yolda ilerleyen Vosvos’un arkasında bir helikopter gölgesi beliriyor 3-4 saniyeliğine.Görmezden gelip 'o kadar kusur kadı kızında da bulunur' misali hevesle filmi takibe koyuldum...Ama esas fenalık ondan sonra başlıyormuş meğer :(((Filmin senaryosu bana göre çok zayıf.Kurgu hele içler acısı.Yani yönetmen Kubrick olabilir ancak, şunu kabul etmek gerekir ki dağın başında ıssız biryerlerde, koskoca bir otelde yalnız yaşama fikri zaten başlı başına insanı geren bir durum.Bunun üzerine bir de gerilimli bir hikaye anlatmak, çok da zor olmasa gerektir.Böyle bi ortamda birine 'höö' deseniz zaten korkudan ödü patlar :)))Filmle ilgili iyi olan iki şeyi görmemek mümkün değil:Birincisinin adı Jack Nicholson, diğeri de filmde Jack Nicholson’un eşi rolündeki Shelley Duvall.Jack Nicholson gerçekten 10 üzerinden 10’luk bir performans sergiliyor.Eşi rolündeki Duvall’ın da aşağı kalır yanı yok aslında Nicholson’dan...Ancak, her ne kadar film hakkında çok iyi şeyler yazmıyor gibi görünsem de, filmin 27 yıl önce çekildiğinin, bazı gerilim ögelerinin ilk kez bu filmde görülüp bir nevi önder olduğunun da farkındayım filmin.Daha önceden izlemek benim hatam belki ama, benim gibi 21. yüzyılın ilk çeyreğinde izlediğinizde çok şey bulamayabilirsiniz filmde.Ben bulamadım şahsen ...
    emotionaless
    emotionaless

    Takipçi 20 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    13 Eylül 2007 tarihinde eklendi
    Jack Nicholson'un oyunculuk adına ders verdiği bir film.Müthiş bir gerilim sanki yaşatıyor size o anı film.

    Zaten Imdb'de hatırı sayılır bir yeri vardır.

    Gerilim türünün en başarılı filmi belkide..
    aykirisanat
    aykirisanat

    4 değerlendirmeler Takip Et!

    1,0
    2 Eylül 2007 tarihinde eklendi
    Film burda olduğu gibi imdb'de de hatırı sayılır bir puana sahip,
    oyuncu çok sevdiğim Jack Nicholson,
    yönetmen usta Stanley Kubrick,
    uyarlanmış romanın yazarı Stephen King
    olabilir:).

    Ve elbette filmi günümüze göre değerlendirmek çok da doğru olmayabilir. Ama yapıldığı zamana gör değerlendirecek bir kriterde göremiyorum.

    Kısacası, filmi zaman kaybı olarak görmüyorum yalnız beni hiç de etkilemedi.
    metinakyol250
    metinakyol250

    2 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    28 Ağustos 2007 tarihinde eklendi
    jack karısını öldürmeye çalıştığı zaman sanki kendimin ölüceğini sanki beni kovaladığını hissetmeme neden olacak kadar iyi bir oyunculuk sergilediği bir film bence.

    mutlaka izlenmesi gerek die düşünüorum
    nisuaz405
    nisuaz405

    14 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    26 Ağustos 2007 tarihinde eklendi
    tam tamına bi gerilim..asla akıldan çıkmaycak sahneler harika.10/10
    rapfather
    rapfather

    16 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    10 Ağustos 2007 tarihinde eklendi
    jack nicholson'un sergiledigi oyunculuk filme çok sey kattı.senaryo o kadar da kötü degildi ben begendim filmi.ve sanırım kubrick'in çektigi bu film begenilmeyip daha sonraki yıllarda tekrar çekildi ki bence orjinali yani bu film daha iyi.
    xxxx666
    xxxx666

    42 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    6 Ağustos 2007 tarihinde eklendi
    gerçek bir sinema örneği
    emre-psycho
    emre-psycho

    Takipçi 72 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    29 Temmuz 2007 tarihinde eklendi
    e yönetmen stanley kubrick olunca,senaryo stephan king in romanından alınınca,oyuncu ise jack nicholson gibi müthiş bi oyuncu olunca ortaya sinema tarihinin en iyi korku filmlerinden biri ortaya çıkıyor.benim için psycho ve the birds ten sonra en iyi korku filmidir.jack nicholson en iyi performansını belki de bu filmde veriyor.çok gerçekçi oynuyor cinnet geçiren jack torrance rolünü... hatta o kadar gerçekçi oynuyor ki, shelley duvall ı banyoda kıstırdığı ve banyonun kapısını baltayla parçaladığı sahnede,shelley duvall galiba bir sinir krizi geçiriyor ve stanley kubrick kendine gelmesi için ona vuruyor..jack nicholson o derece bütünleşiyor rolle yani..eee, çok çalışmak ve hiç dinlenmemek jack i sinirlendiriyor...
    Ismail T.
    Ismail T.

    53 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    27 Temmuz 2007 tarihinde eklendi
    sacma sapan basit bir senaryo..hiç ilgi cekiçi degil...Stephen King in kitabından herhalde hiç sevmedin..ustaya yakışmamış
    koorfez41
    koorfez41

    17 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    21 Temmuz 2007 tarihinde eklendi
    stephen king, nicholson ve kubrick isimlerine guvenip cok sey beklemeyin derim.. vasat konu-senaryo, basarılı oyunculuk..
    udc1
    udc1

    3 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    19 Temmuz 2007 tarihinde eklendi
    Stanley Kubrick sevdiğim yönetmenler arasında üst sıralarda yeralmaz, sadece 2001 filmi standartların üzerinde bir filmdir bence. Ayrıca bu filmden Stephan King uyarlaması olduğu için hep uzak durmuştum filmi yeni izledim ve Kubrick'in 2001 filminden sonra en iyi filmi olduğuna karar verdim.Stephan King'in de neden bu filmi sevmediğini filmi izleyince daha iyi anladım. O kadar saçma kitaplar yazan King'in Kubrick'in bu hikayeye değişik bir açıdan bakmasını kabullenememesi son derece normal.King romanınından böyle güzel bir film yapmak da ayrı bir ustalık olsa gerek. Kubrick hayranı olmamama rağmen bu adam sinema tarihinin en iyi gerilim filmlerinden birine imza atmış.Jack Nicholson'ı izlemek bile başlı başına bir keyifti.Shelley Duvall çok da iyi olmasa da filmin sonunu çok iyi getirdi hatta hareketleriyle çok da sempatik bir hal aldı.Jack Nicholson'dan korkması çok şirin geldi bana çok güzel korktu:) Filmin tek kusuru hayali varlıkların olmasıydı onlar da olmasa film daha gerçekçi bir hal alabilirdi.
    cnksy
    cnksy

    Takipçi 114 değerlendirmeler Takip Et!

    3,0
    29 Haziran 2007 tarihinde eklendi
    Jack Nicholson ve Danny Lloyd gerçekten çok güzel oynamışlar,özellikle Jack insan üstü bir performans göstermiş,fakat ben filmi beğenmedim,filmde klasik kubrick müzikleriyle karşılaşıyoruz ve gerilmemek içten değil gerçekten,Redrum sahnesini,maket labirentten kuşbakışı labirente geçiş sahnesi ve beni güldüren Jack'in karısını taklit ettiği sahne ve benim aklıma gelmeyen bir iki sahne dışında filmden bir tat alamadım,bu arada bu film en kötülere verilen Ahududu ödüllerine yönetmen ve kadın oyuncu dallarında aday gösterilmiş.Bence Stanley'in şu ana kadar izlediklerim filmleri içerisinde(2001,full metal jacket,otomatik portkal)en kötüsüydü,film gerilim olarak gerçekten bekleneni veriyor ama Jack'in bir otelde kalıp cinnet geçirmesi bana biraz havada kalıyor gibi geldi.İyi seyirler.6/10
    kadir503
    kadir503

    Takipçi 329 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    18 Haziran 2007 tarihinde eklendi
    Türlerin efendisi Kubrick’in korku sinemasına bıraktığı bir başka önemli filmi. Film, korku ustası Stephen King’in romanından uyarlandı; fakat bu uyarlama uyarlama denemeyecek gibi bir uyarlama oldu. Esinlenme desek sanıyorum daha doğru bir tabir olacak.'Hep işi düşünmek Jack’i sersemleştiriyor. 'Filmi korku filmi olarak tabir etmek de bir anlamda yanlış olabilir. Tam bir psikolojik film. Korku ve gerilim unsurları da alttan alta işleniyor. 1980 yapımı bir film olduğu için günümüz korkutma yöntemlerini filmde aramak çok yanlış olur. Günümüzdeki ses efektine dayalı korkutma veya ani irkilmelere sebep olan sahneler filmde pekala mevcut değil. Daha çok bu korkutma oyunculara bırakılmış. Jack Nicholson'da bu işin üstesinden harika bir şekilde gelmiş ve gelmiş geçmiş en iyi performanslardan birine imza atmış. Mimikleri, bakışları harikulade. İzleyiciye ürkütücülüğü ve bir insandan ne kadar korkulurmuş, bu hissi veriyor. Nicholson'un performansının tavan yaptığı sahne kuşkusuz balo salonundaki hayalet barmenle konuşma sahnesidir. Bu sahnedeki oyunculuğu muhteşemdir. Hayaletin de izleyiciye diken üzerinde tutan bakışlarını da unutmamak gerek. Filmin finaline yaklaşırken Jack'in kapıyı kırdığı ve o unutulmaz bakışını yaptığı sahne de sinemanın unutulmaz sahneleri arasına girmiştir. Keşke Shelley Duvall'ın oyunculuğu da başarılı olsaydı, kötü olmasa da çığlıklardan başka pek bir şey oyunculuk adına bir şey yok. Bazı yerlerde ise inandırıcılığını kaybetmiş gibi izlenim veriyordu. Bu açıdan Shelley Duvall'ı başarısız buldum. ?Tatlım, hayatımın ışığı. Sana kötülük etmeyeceğim. Sadece senin beynini dağıtacağım.'Filmdeki olay örgüsü filme çok güzel bir şekilde yayılmış. İşte burada da Kubrick farkını görüyoruz. Olaylar şöyle başlar; mutsuz birisi olan Jack Torrence kafa dinleyip, kitap yazmak için ailesiyle adeta dış dünyaya kapalı bir otelin mayıs ayına kadar bekçiliğini yapmak için otele taşınırlar. Bu otel, Overlook Oteli’dir ve bu otelde cinayetler işlenmiştir. Bunun sebebi de otelin altında yerlilerin mezarının bulunmasıdır. Bu cinayetlerin nedeni otelde yer alan doğa üstü güçlerin varlığıdır. Artık ne kadar var, ne kadarı sanrı bir başka merak konusu fakat oradaki güçlerin varlığını ispatlar bir sahne; hayaletin Jack’e yardım ederek kapıyı açması, evet bu sahne doğa üstü varlıkların otelde yer aldığını açıklar. Jack’in ilk önce karısıyla sorunları çıkar, daha sonra ise karısından nefret etmeye başlar ve diğer varlıkların da etkisiyle karısını ve çocuğunu öldürmeye karar verir. Onun değimiyle karısının beynini dağıtacaktır. Jack’in çocuğunun farklı telapatik güçleri vardır. Bu güçler, çocuğun da babasıyla eş zamanlı hayaletleri görmesini sağlar. Ayrıca filmin sonundaki resim, bizlere her şeyi yanıtlar, ama yanıtlarken de kafaları karıştırır. Kubrick’in bir diğer farkı da burada ortaya çıkıyor. Düşündürme payı hemen hemen tüm filmlerinde bunu yapıyor usta yönetmen. Filmde Kubirck’in verdiği farklı mesajlarda var. Dikkat edersek; Jack’in elinde balta, karısının elinde ise bezbol sobası var. Balta; yerlileri simgeliyor(Otelin altındaki yerli mezarlığını unutmayalım). Bezbol sopası ise Amerikan kültürünü simgeliyor. Jack’in filmin sonunda ölmeden önce labirentte kaybolmasından sonra çıkardığı sesler de yerlilerin çıkardığı seslerle oldukça benzer. Kubrick, filmde farklı korkutma yöntemleri kullanmış. O bölgedeki öldürülen yerlilerin kanını simgeleyen büyük kan kütlesi ve kullanılan kamera açıları ise az rastlanır cinsten. Özellikle evin içinde çocuğun bisikletle dolaştığı ve Jack'in odaya kilitlendiği, buradaki kamera açısı ?A Clockwork Orange'da da mevcuttu. Asıl filmin korkutuculuğu, bir babanın karısını ve çocuğunu baltayla kovalamasıdır diyebiliriz. Düşünsenize daha çılgınca ne olabilir? ?Here's Johnny!!!?Film, çekildiği dönemde fazla beğenilmemiş hatta 2 dalda Razzie Ödülleri'ne aday olmuştu. Film, üzerinden yıllar geçtikten sonra değerlendi ve günümüzde korku klasikleri arasında kendisini buldu. Ayrıca filmin, birçok Kubrick filminde olduğu gibi, politik yanının da bulunduğunu da hatırlatayım. Stephen King bilindiği üzere filmi beğenmeyerek 1997 yılında kitabın uyarlaması olan bir film daha çekti. Kısmen başarılı olarak görülse de film 'The Shining'in yanından bile geçemedi.
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top