Filmle ilgili yorum bulmayınca şaşırdım. Ki galiba kimsenin de bu yoruma denk düşeceği yok. Şu şekilde kendimle konuşayım; izleyebileceğimiz en iyi Westernelerden biri. Arşivimdeki yaklaşık 80 e yakın western içerisinde kadro olarak belki de en zengini. 2. defadır izliyorum. Eski pazar sabahlarını yad ediyorum galiba. Her neyse bir western tutkunu iseniz mutlaka izleyin derim. benden hellalik bir 10 puan...
yul brynner'ın tartışılmaz bir biçimde starı olduğu son büyük westernlerden biri. kurosowa'nın the seven samurai'sini gören brynner filmin yayın haklarını almak için sinemadan çıkar çıkmaz ajansını aramış. ama hakları alan filmin prodüktörü ve yönetmeni john sturges olmuş. brynner başrolü kapmış, yardımcı oyuncular da o zaman fazla ünlü olmayan ama gelecek vadeden oyuncular arasından başarıyla seçilmiş. eli wallach, charles bronson, steve mcqueen, james coburn, robert vaughn gibi heycan verici, bazıları sonradan çok ünlü olan oyuncular gerçekte de muhteşem bir yedili oluşturmuşlar. bir yönetmen ya da hikaye filmi değil, tamamen bir oyuncu filmi the magnificient seven. ayrıca western filmi klişelerinden uzak durmaya çalışan, gerçekçi karakterler ve olaylar yaratma çabasının ön planda olduğu bir film. akira kurosawa da filmi izleyip bir western olarak çok beğendiğini belirmiş, kendi filmiyle karşılaştırmayı olgun bir tavırla doğal olarak reddetmiş.
meksika'daki çekimler başladığında, holivud'un gelmiş geçmiş en kaprisli oyuncularından steve mcqueen ve yul brynner arasında ilk günlerde sıkı bir ego çekişmesi yaşanmış. filmin ilk 20 dakikasında görebileceğiniz üzere mcqueen sahnelerde rol çalmak için özel teknikler geliştirmiş. geri planda kaldığını düşündüğü her anda mimikleriyle, el hareketleriyle, davranışlarıyla ön plana çıkmaya çalışıyormuş, yull brynner ön planda konuşurken steve mcqueen arka planda dikkat çekmek için sinek kovalıyor, başına içki şişesi dikiyormuş. bu çabaları yull brynner'ın onu bir köşeye çekip "bak steve, senin sahnelerinde sadece şapkamı çıkarmam bile film boyunca kimsenin bir daha görmemesi için yeter, ona göre" demesi üzerne son bulmuş. mcqueen'in ondan sonra yaptığı tek şey çekimden sonra diğer yardımcı oyunculara gidip "brynner'ın tabancasını gördünüz mü, ne kadar büyük, bize küçük tabanca verdiler...brynner'ın atını gördünüz mü bizmkiler onun yanında köpek gibi kalıyor*..." diye olay çıkarmaya çalışmak olmuş, fakat diğer oyuncuların hiçbiri mcquuen kadar hırslı olmadığından ya da fallik obje kavramına onun kadar önem vermediklerinden olacak aldırış etmemişler.
kült aktörlerin oynadığı, tematik açıdan zamanına göre yenilikçi bir western klasiği the magnificient seven. çoğu eski holivud klasiği gibi karşısına geçip sadece keyif almak için pek çok kere izlenebilir.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.