Alien'ın ilk iki filmini izleyip bayıldıktan sonra madem Alien'ın yeni filmi çıkıyor, seriyi izlemeye devam edeyim dedim. Bu yüzden sıra Alien 3'de. David Fincher'ın yönettiği ilk film olan Alien 3, kötü bir film olmasa da benim için kesinlikle büyük bir hayal kırıklığıydı.
Bunun da en büyük nedeni, 20th Century Fox. Çünkü serinin önceki filmleri Oscar ödülleri kazandı, hatta Sigourney Weaver, Oscar'a En İyi Kadın Oyuncu olarak aday bile oldu. Alien 3 de aynı şeyi denemeye çalışıyor ama bu sefer filmin gerilimli tonunu kaçırıyor.
Sigourney Weaver her zamanki gibi başarılıydı, aksiyon sahneleri fena değildi ve konsept ilgi çekiciydi. Ama bunun dışında benim için filmin en kötü yanı, süresinin uzunluğuna rağmen konunun çok yavaş ilerlemesiydi. Daha ilk dakikalarda Newt'ı öldürüyor film ve ondan sonra da uzun bir süre yavaşlıyor. Anca son 20 dakikada hareketleniyor ama o kısım da benim için fazla ilgi çekici değildi.
Alien 3, her ne kadar kötü bir film olmasa da sonuç itibariyle zayıf bir film. Serinin ilk iki şahane filminden sonra bu film çok yavan kaçmış. İzlemenizi pek tavsiye etmem.
Alien ve Aliens çok iyi filmlerdi. Hatta bana göre başyapıt filmlerdi. Bu film maalesef o filmlerin seviyesine çıkamıyor. Seriyi bir bütün olarak gözlemleyebilmek adına tabiki izlenmeli ama.
Niye bu kadar eleştirildiğini anlamadığım filmlerden biri.Tamamen aksiyona odaklanan ikinci bölümden sonra tekrar Ridley Scott'ın gerilimden beslenen filmine yakın tarzda bir iş çıkmış ve sonuç mükemmel bana göre.O sıralar ilk filmini çeken David Fincher'ın Scott'tan daha yetenekli olduğu iki film karşılaştırıldığında da görülüyor ki zaten genel olarak kariyerlerine bakıldığında da bu farkı görmek mümkün.Asla ilk iki bölümden daha zayıf olduğunu düşünmüyorum,bilakis daha başarılı olduğu yönleri var.
"Alien" serisinin bana kalırsa en sağlam özelliklerinden biri, tüm filmlerini ayrı ayrı, muhteşem yönetmenlerin çekmiş olması. Ridley Scott ile başlıyor, James Cameron ile devam ediyor, David Fincher el atıyor sonra, ve belki popülerlikte diğerlerine nazaran biraz daha gölgede kalsa da, kendi kariyeri içinde şahane bazı filmlere imza atmış olan Jean-Pierre Jeunet; gerçekten rüya gibi bir kadro. James Cameron'ın ikinci filmde yükselttiği çıtayı, Fincher kesinlikle düşürmemiş. Çok farklı bir yorum veya bambaşka bir soluk getirdiğini söyleyemem ancak ilk uzun metrajlı filmini (o sırada 30 yaşında) çeken bir yönetmene göre oldukça iyi. Daha o zamanlardan belli bir tarzı olacağının sinyalini verebiliyor bizlere. Weaver yine tek başına sürüklüyor bizleri. Sinema tarihinin en "sağlam" kadın aksiyon karakterlerinden biri olduğu kesin. Seri genel olarak çok bana hitap etmese de, filmleri izledikten sonra hayal kırıklığına uğradığımı söyleyemem. Kendini izleten, hatta sinema tarihi açısından zaten izlenmesi gereken filmler bunlar. Dönemine göre değerlendirmek lazım. Fakat bugün de rahatlıkla izlenebiliyor.
David Fincherın ilk filmi ve belkide en kötü filmi(panik odasıda var tabi) Daha çok psikolojik olan vücudunda bir yaratık taşıyan Sgourneyin tüm yaşadıklarının bir panoraması olarak görebilceğimiz sıradan bir bilimkurgu filmi.
yıllar önce izlemiş olduğum bir yaratık serisi devam filmiydi,o zamanlar çok hoşuma gitmişti,şimdi izlediğimde bende o etkiyi yapmadığını gördüm ama yinede hatırası için 10/7
Müthiş bir devam filmi olmuş ? Bu sefer yönetmen koltuğuna başka bir usta isim, david fincher oturmuş ve mükemmel bir alien filmi daha çıkartmış ? Efektleri , yaratık sahneleri , yönetimi , müzikleri , oyunculukları , konusu , olay örgüsü , kurgusu ; her şeyiyle kusursuz du ? Sonu da oldukça etkileyici bitti ? Ayrıca film sistem eleştirisi de yapıyor ? İzlenmesi gereken bir film ? 10/10 ?
Alien serisinin en fazla haksızlık yapılan bölümü.Eleştirmenlerin filme olumsuz yaklaşmalarının sebebi aksiyon dolu 2.bölümün çıtayı yükseltmesi.Yinede ilk filmini çeken David Fincher ilk iki fimin seviyesine çıkamasa iyi bir film çekmiş.Daha sonra ki filmlerinde görülebilecek klastrofik atmosfer içinde ürkütücü bir hapishanede dini topluluk oluşturmuş cinsel suçlardan ceza almış bir erkek mahkumlar.Erkekler arasında kalan güçlü ve lider bir kadın.Weaver’in başarıyla canlandırdığı Ripley karakteri diğer filmlerde olduğu gibi sağlam karakteri ile diğerlerine yaratıkla mücadelede önderlik ediyor.Yardım isteyenlere (bu yaratığı elde etmek için bir geminin mürettabatını feda ettiler.Daha sonra askerler gönderildi.Onları da gözden çıkardılar.Şirkete güvenmeyin.Aptal mısın siz?)lafı unutulur gibi değil.Filmin bir diğer başarılı ismi doktor rolündeki Charles Dance.Her ne kadar erken feda edilse de bu role çok yakışmış.Her Fincher filmi gibi sistem eleştirisi yapan bu film izlenmeli.
Klostrofobik bir ortamda çekildiği için çoğu izleyici çok sevmese bile serinin önemli bölümlerinden biri,düşünsenize Ripley'in yıllarca mücadele ettiği yaratık artık içinde ve malum sondan kaçış yok...her seride biraz daha farklı yaratık görmek oldukça güzel özellikle final sahnesinde Ripley'inde yaratığın kurbanı olduğunu görmek iki dişi arasındaki savaşı Alien'ın kazandığını kabul etmek gibi...amaaaa diriliş de işler değişiyor Yaşasın Kopya 8 :))
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.