En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
rocky-gurcell
39 değerlendirmeler
Takip Et!
2,5
24 Mart 2008 tarihinde eklendi
klasık tarantino filmleri gibi diyaloglar müthiş izlerken zevk alıyosunuz ayrıca farklı kurgulanmıs bi film 10 numara film dir bay kahverengi:benim adım neden kahverengi bu bok gibi bişey bay pembe:peki ya benim adım pembe buda vajina gibi bişey neden ben pembe oluyorum moru tercih edrim bay beyaz: ne fark ederki bu sizin isimleriniz değil sadece kodlarınız bırakın tarısmayı bay pembe:ahh evet sana göre hava hos cünkü sen bay beyazsın kulağa hos geliyor benım gibi pembe değilsin
- Tarantino’nun Köpekleri -90'lı yılların en ilgi çekici yapımlarından biri ?Reservoir Dogs?. ?Bağımsız Sinema'nın en değerli ürünlerinden biri Quentin Tarantino'nun kült filmi... ?Tarantinoesk? akımının başlangıcı olarak da nitelendirilebilir. Daha sonra bir akıma dönüşen Tarantino'nun sinema dilinin tamamıyla perdeye yansıttığı bu ilk filmde yönetmen, tüm hünerlerini göstermiştir. Sanıyorum bir yapı taş olan bu filmi izlememiş çok az sinemasever vardır, en azından izlemeseler dahi az çok hakkında bir şey duymuştur her sinemasever. Bu bakımdan yazının devamı ?spoiler? içerebilir baştan uyarımı yapayım daha sonra sorun çıkmaması sebebiyle...Film arabada karnından yaralı bir adamla ona moral vermeye çalışan bir arkadaşının yer aldığı sekansla başlar. Böyle film mi başlar demiştir izleyenlerimizin çoğu o tarihte... Oysa ki usta sinemacı bir sonraki, bir milat kabul edilecek olan ?Pulp Fiction'da kullanacağı paralel(döngüsel) kurgu için bir ön hazırlık yapıyordur. Belki de pek de hazır olmayan sinemaseverleri hazırlıyordur. Neyse böyle bir girişten sonra yönetmen esas girişini yapar ve Tarantino ?köpek'lerine bir boy gösterisi yaptırır. O, eşsiz ?Little Green Back? adlı parça eşliğinde. Başka bir parça bu sahneye böyle yakışır mıydı diye kendime soruyorum fakat; her seferinde ?hayır!? yanıtını alıyorum. Yavaş yavaş olaylar kendini gösterirken Tarantino usulü daha sonra pek çok kez karşı karşıya kalacağımız flashbacklerle(geriye dönüş) tanışırız. Çekildiği yıla dek birçok soygun-gangster filmiyle karşılaşmıştık fakat; hiçbirinde soyguncular birbirlerini önceden tanımamış ve birbirlerine isimleri yerine taktığı renklerle hitap etmemişlerdi. Tarantino'nun sinemasında önemli bir yer tutan diyaloglar özellikle filme hakimdir. Bol küfürlü, tam da gangsterlere yakışacak cinsten. Döneminde pek de şöhreti olmayan oyunculardan kurulu oyuncu kadrosundaki baştan sona ortaya koyan mükemmel oyunculuklar da yönetmenin kamerası önünde adeta şov yapmışlar. Özellikle bir zamanlar Scorsese'nin vazgeçemediği Harvey Keitel. Bu filme kadar özellikle birçok teen-slasherlarda kanlı sahneler görmüştük fakat; hiçbiri yerde yatan Mr.Orange'ın karnından akan ve altında bir tabaka oluşturduğu kan kadar bizi etkilememişti ya da hiçbir işkence sahnesi bizi Mr.Blonde'un bagajından çıkardığı ve sonu üzerine benzin döküp üzerine zipposunu ateşlemesiyle sonuçlanacak olan sahnedeki kadar etkilememişti. En azından Mr.Blonde'un polise yapacağı işkence sırasında bir o kadar cool hareketleri ve yaptığı ufak dans gösterisinin sanıyorum eşi benzeri yoktur. Tamamı diyalog üzerine kurulu zekice yazılmış senaryonun filmin büyük başarısındaki payı açıkça ortada. Yukarıda sıraladığım birçok özgün detayla ne kadar farklı bir sinemacı olduğunu ortaya koyan Tarantino, köstebeği final öncesi turuncu balonu göstererek Mr.Orange'ın kimliğini deşifre edecek kadar çılgın bir sinemacı olduğunu da kastedebiliriz. Diğer yandan filmin şaşırtıcı finali de filme ve yönetmene zirve yaptırmış. Özellikle Godard filmlerini andıracak kadar uzun, sanatsal planlar çeken ve işkence sahnesinde kamerasını polisin etrafında dolaştırarak kanımızı donduran gerilimi yaratan; bütçe sıkıntısından kulak kesme sahnesini göstermeyerek filmini çeken bir auter ?O?.Filmin senaryosunu yazan, yöneten, müziklerini yapan, filmde ufak bir rolde yer alan gerçek bir ?auter? Quentin Tarantino. Ortaya koyduğu sinema dilini bir akıma dönüştüren ustayı birçok önemli sinemacı takip etmiştir ileri ki yıllarda. Çok önemli filmler çıkmıştır bunların arasından da. Bilindik Hollywood gişe-popcorn filmlerinin dışarısında her bünyenin kabul edemeyeceği bir film ?Reservoir Dogs?. 90'ların en önemli filmlerinden olduğu aşikar ve sinema tarihine çarpan bir meteor niteliğinde. - Reservoir Dogs {Rezervuar Köpekleri} / Quentin Tarantino (1992) -
Kill Bill ikilemesinden sonra Tarantino'nun bütün filmlerini izlemeye başladım...Gerçekten güzel bir film ama Tarantino'nun her zaman yaptığı flashback'ler ile dahada güzel oldu...Filmin yarısına kadar ne olduğunu anlamıyorsunuz çünkü film olayların ortasında başlıyor ve sonlara doğru netleşiyor...Tarantino farkı diyelim...
pulp fictionı begenmeyen biri olarak bu fılmdende hiç birşey beklemeyerek izlemedım ama hiç birsey beklemedıgımden midir bılınmez cok etkılendım. bence tarantinonun en iyi filmlerinden biri belki de en iyisi.
imdb de ilk 250 de ve tarantino yapımı oldugu için ziledim... ama bir flimde bu kadar mı gereksiz konuşmalar olur cok sıkıcı gördügüm en sacma sonlardan biri ile bitiyor.
gerçekten sağlam diyaloglar var filmde. Bunu filmin başından anlayabiliyoruz. Fakat film daha uzun olsaydı ya da başrol oyuncuları daha fazla ön plana çıksaydı iyi olurdu, filmin ortasından itibaren ölmeye başladılar. Sonu da çok anlamsız dı. Bittiğini bile anlamıyorsunuz hiç birşey çözülmeden bitiyor. Belki de Q. Tarantino'nun filmelerini çoğu kişinin sevmemesi ve anlayamaması da bu yüzdendir.............
birkac erkegin bir is yapmak icin bir araya geldiklerinde nasil geyik yapabileceklerini dair cok iyi bir örnek. sohbetler kesinlikle ustunkoru degil cok iyi kurgulanmis ve detaylandirilmistir.filmdeki soz konusu cantanin, pulp fiction'da ki cantayla baglantili oldugu soylenir..
işte budur der tarantino abimiz.allahtan harvey kaitel senaryoyu okumuş ta filmi tarantinoya çektirtmiş,yoksa bu çok normal,kendi halinde görünen ama aslında hiç masum olmayan garip, anormal,acayip, doğaüstü bu şeye aşık olamayacaktım.her nereye gidersem gideyim dvd sini yanımda taşırım.bence o zamana kadar ve o zamandan sonra yapılmış suçlu psikolojisini en başarılı ve derinlemesine anlatan filmdir.ayrıca tarantino kabul etmese de onun en iyi filmidir.çünkü tarantino bizim aslında onun hangi yönüne hayran olduğumuzu farketmemiştir.bu hikaye, film çekmek isteyen bir adamın potansiyelini ve yeteneklerini,anlatmak istediklerini ve enerjisini bize gösteren bir hikayedir ve unutulmayacaktır.ayrıca filmi sevmeyen arkadaşalar;bu filmi sevmek ayrı bir psikolojik ruh gerektiriyor,o yüzden filmi sevmediydeniz sevmeye çalışmayın,ancak gerçekten sinema severim diyorsanız bir kere daha farklı bir bakış açısı ile izleyin
Gerçekten anlatım tarzı çok farklı bir film.Sıradan bir amerikan aksiyon filmi olmadığını kendini daha başında belli ediyor.Tabi ki Tarantino’nun bence en iyi filmlerinden birisi.Oyunculuk olarak ise Harvey Keitel ve Micheal Madsen gerçekten harikaydı.Bence izlenilmesi gereken filmlerden birisi.10/9
filmin başından sonuna kadar bir polisin kanlar içinde ölmeyi beklemesini izledik. bu filmin maksadını anlayan biri bana da anlatırsa çok memnun olacağım.
Ben burada Türk sinema yapımcılarını ve senaristlerini eleştirmek istiyorum.Güzel ve kaliteli film çekemiyorlar.Sonra da "Paramız yok" diyorlar.Allah aşkına söyleyin şu Rezervuar Köpeklerine ne kadar para harcamışlardır?Bence son dönemde çekilen Türk filmlerine harcanan paralardan çok daha azıdır.Yani gerçekten yazık... Filme gelince;gerçekten güzel bir film.Filmin bence en etkileyici sahnesi Bay Beyaz'ın şarkı eşliğinde polise işkence etmesiydi.Bu filmi izlemeyen çok şey kaçırır...
Büyük beklentilerle izledim ve beklediğimi bulamadım.Buna rağmen sıkıcı gelmedi.Önemlibir film olduğunu izlerken hissettriyordu herşeye rağmen.Güzel bir senaryo ii oyunculuklar.İlginç bir son.İzlenesi bir film yani.Beklentileri boşvermek lazım.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.