Tarantino'nun ''Ucuz Roman''dan sonraki en iyi filmi kanımca. Yani bir yönetmen ilk filminde bu kadar usta işi bir filme nasıl imza atabilir aklım almıyor cidden. Ben çekseydim ilk filmimi tv dizileri başyapıt kalırdı herhalde benim filmin yanında :) Sinema tarihine geçmiş fetiş karakterleri, unutulmaz sahneleri ve bir an olsun sizi kendisinden uzaklaştırmayan mükemmel kurgusu nedeniyle izlemeyen kimse kalmamalı diyorum. İyi seyirler.
Tarantinonun hala aşamadığı en iyi filmi.Zekice yazılmış senaryosu,usta işi oyunculukları ve müthiş diyaloglarıyla olay yaratan yapım 90lı yıllardan itibaren sinemaya Tarantino üslübünü getirdi ve bu tarzın çok taklitçisi film çekildi.10/10
Video dükkanı çalışanı Trantino nun, dükkan günlerinde seyrettiği, sıkı Höng Kong aksiyonlarından biri olan, Ringo Lam ın yönettiği; "Lung fu Fong Wan" (City on Fire) dan ilham alarak kotardığı "Rezervuar Köpekleri", ilk filmini yöneten bir sinefil için zirve noktasıydı...
Kesinlikle çok ama çok basarili.. Aksiyon hiç durmadan devam ediyor,hiç sikilmadan izleyeceginiz bir is çikarmis Tarantino. Hala izlemeyen varsa siddetle tavsiye ederim :D
TARANTİNODAN ÇOKTAN KÜLT FİLM STATÜSÜNE ERİŞEN BİR KİLOMETRE TAŞI Quentin Tarantino denildiğinde her zaman yüzümde bir gülümseme belirir. Nedeni izlediğim her filminde ayrı ayrı büyük keyif almış olmamdır.Tarantino ve filmlerini karakteristik olarak incelemeye kalkarsam çok küçük ayrıntılarda bile bir şey yakalamamız ve filmlerinin senaryolarını kendi yazdığı için de çoğu film arasında bağlantılar bulabilmemizdir. Hemen kısa bir örnek veriyim mesela Pulp Fiction’daki restoran sahnesinde Mia Wallace(Uma Thurman)’ın anlattığı pilot dizi Kill Bill’in ta kendisidir.Daha örnekleri çoğaltabilirim ama bu bence Tarantino’yu anlamanız hususunda bir ışık yakmıştır diye düşünüyorum.Bu filmiyle tanışmam biraz enteresan olmuştu benim için çok sevdiğim bir arkadaşım bu film için tamamı bir depoda geçiyor demişti.Hiç mantıklı gelmemişti ve hemen düşünmeye başladım nasıl böyle bir film güzel olabilir ki fakat asıl nokta senarist ve yönetmen de bitiyormuş. Sinemanın çılgın çocuğu Tarantino'nun farklılığını işte o zaman anlamıştım.Üstelik daha ilk filmi yönetmenliğin o zamanlar çıraklığındaki adamdan tam bir ustalık kokan eseri '' Reservoir Dogs ''.Hikayesi birbirini tanımayan bir çetenin gerçekleştirmiş olduğu bir soygunu ve soygun sonrasında birbirleri arasında yaşamış oldukları olayları anlatıyor. Tarantino, çete içerisindeki köstebeğin kimliğini filmin ortasında açıklayarak hem izleyicinin algısının filmin sonuna doğru düşmesini engelliyor hem de filmi sürpriz yaparak bitirmek yerine olayları akıcı bir kurgu içerisinde aktarmayı başarıyor.İki yıl sonra çekeceği Ucuz Roman'da (Pulp Fiction) uygulamış olduğu kurgu tekniğini önce kısmen de olsa bu filmde hayata geçiriyor.Filmde tek tek karakter analizi yapıldığı sırada olaylar arasında geçiş yapılıyor. Tarantino, tüm bunları yaparken konuyu dağıtmamayı da başarmış.Ama başarısının arkasındaki etkenler tabiki sadece bunlardan ibaret değil her şeyden önce en iyi senaryolarından biri olarak görebileceğimiz bir metni var filmin. Yaşamın geri kalan tüm alanlarından kopardığı öyküsünü kronolojik sıralamanın dışına çıkarak geriye dönüşlerle anlatan, giderek geriye dönüşler içinde geriye dönüşler yapmaya başlayan inanılmaz ekonomik yazılmış senaryo, yönetmenin olayın hangi bölümünü göstermeyi seçmesiyle de kendini belli eden üslubunun tutarlılığıyla hayranlık uyandırıyor ve yüzlerce örneği yapılmış soygun-gangster filmleri türünde hâlâ yeni bir şeyler yapılabileceğini kanıtlıyor. Tarantino’nun karakterlerinin psikolojilerini incelemesi bakımından ustalığı ise jenerik öncesinde yer alan ve soyguncuları bir cafede sohbet ederken gösteren ilgi çekici “Bahşiş vermem” sahnesinde çok belirgin.Sonuç olarak Tarantino hem kendini hem de usta aktörleri konuşturuyor. Bu filmin sanatsal tarafı aksiyon değil, diyaloglarıdır. Belki de bir mafya filminde bol aksiyon beklenildiği için çok fazla eleştiriliyor.Kendi içerisinde inanılmaz bir tezatlık gösteriyor çünkü ,buda haliyle hem beğenenleri hemde beğenmeyenleri birbirine yakınlaştırıyor.İçinde soygun sahnesi olmayan bir soygun filmi kulağa çok ilginç geliyor öyle değilmi? olurmu yaa öyle şey dediğinizi duyar gibiyim yönetmen Tarantinoysa bikez daha düşünmek gerekiyor işte onu.Her anı sürprizli geçen aksiyon sahneleriyle bir “suçlu-polis” filmi. K-Billy ile 70’lerin efsanevi şarkıları, Madonna’nın çok konuşulan “Like A Virgin” şarkısı ve “taco” gibi vazgeçilmez Tarantino klişeleriyle süslenmiş gerçek bir sinema klasiği. İzlemeyen kaldıysa şiddetle izlenecek filmler kategorisinin en tepesine bu filmi yazın.Mr. Blonde: Dinle, ne bildiğin ve bilmediğin umrumda değil, çünkü ne olursa olsun sana işkence yapacağım. Bilgi almak için değil. Bir polise işkence etmek, benim için, çok eğlenceli. İstediğin her şeyi söyleyebilirsin, çünkü hepsini daha önce duydum. Tek yapabileceğin şey hızlı bir ölüm için dua etmek, elde edemeyeceğin bir şey için…'' Kahrolası bir çaylak gibi davranıyorsunuz. Ben profesyonel bir hırsız olduğumu gösteriyorum.'' (Mr. Pink) 10 / 9.0
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.