Senaryosunu, E. M. Forster'ın aynı isimli edebiyat klasiği romanından (1910) uyarlayarak Ruth Prawer Jhabvala'nın kaleme aldığı ve yönetmen koltuğunda da James Ivory'nin oturmakta olduğu “Howards End”; romantik bir dönem draması olarak geliyor karşımıza...
Gelin isterseniz, 8 milyon dolarlık bir bütçe ve muhteşem bir oyuncu kadrosuyla çekilerek; 3 Academy ve 2 BAFTA Ödülünün yanı sıra, brüt 32 milyon dolarlık bir hasılat rakamına da ulaşılmış olan bu filme biraz daha yakından bakalım...
***
Edward dönemi Britanya'sında, Wilcox ailesinin kır evi Howards End malikanesinde konuk olarak kalmakta olan Helen Schlegel'ın (Helena Bonham Carter); kız kardeşi Margaret Schlegel'a (Emma Thompson) gönderdiği mektup sayesinde, büyük bir aşk yaşadığı Paul Wilcox (Joseph Bennett) ile nişanlandığını öğreniyoruz...
Ki evdeki yardımcı kadın Annie (Jo Kendall), mektubu getirip verdiğinde ve Margaret'de açıp okuduğunda; erkek kardeşi Tibby Schlegel (Adrian Ross Magenty) ile Juley hala da (Prunella Scales) oradadırlar...
Ve böyle olunca da...
Bir önceki bahar, yeğenlerinin Almanya'daki bir gezi de tanışmış oldukları Wilcox'ların sınıfsal statülerinin; kendilerine uygun olup olmadığını merak etmeye ve birilerinin mutlaka Howards End'e gitmesi gerektiğini söylemeye başlamıştır Juley hala...
Her ne kadar Margaret; kız kardeşi aşık olduğu için, böylesi bir araştırmaya hiç gerek duymasa da...
***
Yeri gelmişken...
Hemen belirtelim ki, sanat ve kültür çevrelerinde yakından tanınan Schlegel'ler, Anglo-Alman burjuvazisinin entelektüel bir ailesiyken; Wilcox'lar ise, muhafazakar ve varlıklı olup dik kafalı iş insanı Henry Wilcox (Anthony Hopkins) tarafından yönetilmektedir...
Dolayısıyla da...
Charles Wilcox (James Wilby) ile Evie Wilcox'a (Jemma Redgrave) ilaveten, Margaret'in nişanlandığı Paul; Henry ve Ruth Wilcox (Vanessa Redgrave) çiftinin üç çocuğundan birini oluşturmaktadır...
***
Ama...
Helen ile para kazanmak için Nijerya'ya gidecek olan Paul arasındaki, ikisi dışında sadece Margaret'in haberdar olduğunu zannettikleri bu nişanlılık hali, Paul'ün züğürt olması yüzünden devam edememiş ve bu durum; "Sevgili Meg, ilişkimiz bitti... Yazmamış olmayı umardım... Kimseye söyleme... Helen" yazan bir telgraf ile Margaret'e de bildirilmiştir...
***
Fakat...
Bulduğu ilk trene atlayan Juley hala, çoktan Howards End'e doğru yola koyulmuştur bile...
Derken...
İndiği tren istasyonundaki görevliye (Ian Latimer) sorduğunda, eliyle işaret edeceği; bir paketi teslim almak üzere tesadüfen orada bulunan ve yolda bayağı bir ağız dalaşına girerek tartışacağı Charles Wilcox kendisini, otomobiliyle malikanelerine kadar götürecektir...
***
- Birkaç ay sonra -
Beethoven'ın Beşinci Senfonisi'ne ilişkin olarak bir kadın piyanist (Mary Nash) ile oğlunun (Simon Callow), konunun meraklılarına; "Müzik ve Anlamı" adındaki bilgilendirici bir sunum yaptıkları konferansa katılmış olan Helen, dinleyicilerden birinin (Siegbert Prawer) yönelttiği sorunun yanıtını dahi beklemeden salonu terk eder...
Ardından da, Helen'in yanında oturmakta olan Leonard Bast (Samuel West)...
Zira...
Bir kleptoman olan Helen, dışarıda bardaktan boşanırcasına bir hızla yağmur yağmakta olduğu için; kalkıp giderken, Leonard'ın şemsiyesini de alarak beraberinde götürmüştür...
***
Neyse...
Bu arada...
Charles Wilcox'ın, Wilcox soyadını alacak olan nişanlısı Dolly (Susie Lindeman) ile evlendiğine de tanıklık ederiz...
Ancak bu noktada asıl ilginç olan ve özellikle de Helen'in canını sıkan mesele, Wilcox'ların düğün için iki üç haftalığına; Schlegel'ların Londra Wickham Place'deki evlerinin karşısındaki, apartmanın dairelerinden birine taşınmış olmalarıdır...
***
Çok geçmez...
Şemsiyesini Helen'e kaptırmış olan ve Helen'i takip etmek suretiyle, kapılarının önüne kadar gelen Leonard; Schlegel'ların evlerine misafir edilse de, kendisine ikram edilen çay ve çörek yerine, şemsiyesi ile Margaret'in uzattığı kartvizitini alıp bir an önce çıkarak gitmeyi tercih edecektir...
Zaten...
Daha sonra evleneceği sevgilisi Jacky'de (Nicola Duffett) kendisini evde, gözleri yollarda beklemektedir...
Lütfen Britanya burjuvazisinin üst katmanlarını temsil eden Schlegel'lar ile Wilcox'ların tersine; içine düşmüş olduğu sosyal ve ekonomik güçlüklerden, kitaplar sayesinde kurtulmayı uman orta sınıfa mensup bir çalışan olan Leonard'ı da aklınızın bir köşesine not edin...
Çünkü...
Bu kişilerin kendi hikayeleriyle aralarındaki etkileşim ustalıkla örülürken; toplumsal hiciv ve siyasi eleştiri de, güçlü bir şekilde birleştirilerek kurguya dahil edilecektir...
***
Ertesi gün...
Kardeşi Helen'i Almanya'ya gönderen Margaret; kızı ve kocası Yorkshire'a otomobil turuna, oğlu Charles ile gelini Dolly'de balayı için Napoli'ye gittiklerinden yapayalnız kalmış olan sokağın karşısındaki yeni komşusu Ruth Wilcox'un ziyaretine gider...
***
Aralarında geçen sohbette...
Kira sözleşmesinin dolacak olması sebebiyle Schlegel kardeşlerin; doğdukları günden bu yana içinde yaşadıkları Wickham Place'deki evden, on sekiz ay sonra ayrılacak olmaları bahsi de geçer...
Bu durum...
Hindistan'da ölen kardeşinden kendisine, Howards End malikanesi miras kalmış olan Ruth'u fazlasıyla üzmüştür...
Çünkü benzeri bir vaziyeti Ruth, kendi doğup büyüdüğü mekan da olan Howards End yıkılma tehlikesi geçirdiğinde de yaşamıştır...
***
Samimiyetleri gittikçe artan Ruth ile Margaret, diğer altı konuğun da (Mark Tandy, Andrew St. Clair, Anne Lambton, Emma Godfrey, Duncan Brown ve Iain Kelly) katıldıkları; Margaret'in evindeki bir öğlen yemeğinde de bir araya gelerek, tatlı tatlı konuşmalarını sürdürürler...
İki kadın, o kadar yakınlaşmışlardır ki; Noel alışverişine de, beraberce çıkabilmektedirler...
Ama hastalığı günden güne ilerleyerek kötüleşen Ruth'un asıl istediği şey, Margaret'e bir an önce; Howards End malikanesini göstermek ve çevresinde gezdirmektir...
***
Ancak...
Hayatını kaybeden Ruth'un buna ömrü yetmez...
Yalnız ölmeden önce kurşun kalemle, kocası Henry'e hitaben yazdığı; bakım hemşiresi vasıtasıyla da gönderilmesini sağladığı bir mektup ile, malikaneyi Margaret'e bağışladığını belirtmiştir...
Yasal olarak herhangi bir geçerliliği bulunmayan ve üstelik de, kendilerinin söylememeleri halinde; Margaret'in ruhunun dahi duymayacağı bu mektuptaki karısının, vasiyet niteliğindeki bu son isteğinin akıbetini Henry şimdi, kızı Evie ve oğlu Charles ile değerlendirmektedir...
Dakika 45...
Schlegel, Wilcox ve Bast ailelerinin oluşturduğu üç farklı toplumsal katman arasındaki ilişkinin, damgasını vurmaya devam edeceği filmin geride kalanında siz değerli sinemasever dostlarımızı; nitelikli oyunculuk performanslarının sağladığı hazla izlenilecek, 99 dakikalık bir bölüm daha bekliyor olacak...
Keyifli seyirler,