Hesabım
    Stalker
    Ortalama puan
    4,0
    237 Puanlama
    Stalker hakkında görüşlerin ?

    55 Kullanıcı yorumları

    5
    18 Eleştiri
    4
    16 Eleştiri
    3
    6 Eleştiri
    2
    10 Eleştiri
    1
    2 Eleştiri
    0
    3 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Ugur Tazegül
    Ugur Tazegül

    Takipçi 672 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    6 Ocak 2017 tarihinde eklendi
    ZAMANIN ÇOK ÖTESİNDE BİR KİLOMETRE TAŞI TARKOVSKY USTAYA SAYGI DURUŞU

    TARKOVSKY BÜYÜK DÜŞÜNÜR, DÜŞÜNDÜRÜR !!! Uzun süredir merak ettiğim ama kötü yorumlardan dolayı bir türlü izleme niyetine girişmediğim bir filmdi.''Bu filmi izlemeli miyim ? '' sorusunu doğru kişiye sormuşum.Çünkü filmi izledim ve beğendim... Öncelikle şunu belirteyim film insanın duyu organlarıyla hissedebildikleri gerçektir olgusunun aksi yönünde bir tavır sergilemektedir.Tabi bunun yanında çok farklı yorumlayabileceğimiz şeyler.. Bu film çok farklı şekillerde yorumlanabilir.Gerçeği aramak, insanın kendini keşfetmesi ve mutluluk.İnsanlar ne zaman mutlu hisseder kendilerini ? Gerçeğe ulaştıklarında mı ? Yoksa ulaşmış olduğu hedefin onun için anlamıdır mı mutluluk ? ''Gerçeği ararken, gerçeği keşfedeceğime, onun değiştiğini görüyorum.'' Aslında burda gerçeği aradıkça gerçeğin değiştiği vurgusu yapılmaktadır.Mesela şu şekilde.Şimdiki zaman ve gelecek.Ama geleceğe gittiğimizde gelecek zaman şimdiki zaman olur.Burda insanın gerçekliğin imkansız olduğunu mu yoksa insanın ulaştığı yerin insanı tatmin etmemesi midir yönetmenin anlattığı bilmiyorum.Diyorum ya farklı şekillerde yorumlanabilir. Stalker bölgeye giderken iyilerin geçebileceğinden bahseder.Ve umutlu olmayanların.Burada dini bir göndermesi var yönetmenin.Fakat umut Tanrıya ulaşma çabası mıdır ? ''En güvenli yol en uzun yoldur'' Mutluluğa ulaşmak için sabretmeliyiz.Mutluluğa ulaşmak için geri adım atmamalıyız vazgeçmemeliyiz. Yönetmenin Bölge dışındaki tüm sahneleri renksiz, bölge'de ise renkli çekimler kullanması bölge'ye anlam katmak amaçlı olmuş.Çünkü Hayatımızın sıradan olduğuna bu şekilde vurgu yapılmıştır.Yada bunun aksine Stalker'in en küçük ilgiçlik olgusundan mutlu olması bunun tersi bir durumdur. Bu arada Bölge demişken ; Bölge ulaşılması güç bir yer.Gidenlerin geri dönemediği söylenen bir yer.Oraya sadece stalker yani iz sürülerin yardımıyla gidilebiliyor.Stalker bu bağlamda sanki bir aracı.İnsan öldükten sonra Yaratıcının karşısına çıkma yolunda giderken yalnız mıdır yoksa yaratıcının ruhani varlıkları insana eşlik etmekte midir ? Yönetmenin totaliter rejimi eleştiren bir tavrı var ayrıca.Mesela Stalker'in bahsettiği iyilerin geçmesi kötülerin ise cezalandırılması, kurallara göre oyunu oynamak, kanunlara uymak vs. vs. ''Bir insan yeni doğduğunda zayıf ve esnektir.Öldüğü zamansa kaskatı ve duygusuzdur. Bir ağaç büyürken körpe ve yumuşaktır.Ama kuru ve sert hale geldiğinde ölüp gider. Sertlik ve güç ölümün arkadaşlarıdır. Esneklik ve zayıflık varoluşun tazeliğinin ifadeleridir. Kendini sertleştiren hiçbir şey kazanmayı başaramaz.'' Filmi izledikten sonra sadece şu film için bile yönetmen hakkında çok şey düşünülür ? Evet bir sinemacı.Ama filmin her sahnesini gördüğünüzde o sahneleri birer tablo haline getirirseniz yönetmenin sanatçı oldugunu görürsünüz.İyi bir gözlemci.Bu bağlamda bir Ressam. Peki ya filmin anlatımı.Kamera hareketlerinin az kullanıldığı filmin replik sunumları müzikler şiirsel bir şekilde kulağımıza sokuluyor. Bu filmden çıkardığım anlamlar ve aklıma gelen sorular benim yorumladıklarımdır.Bu filmden farklı şeyler anlamak filmi anlamamak değildir.Öyle bir film ki herkes farklı şekilde anlayacaktır ve yorumlayacaktır

    Tarkovsky ve Stalker’ı anlamak… Belirsiz bir gelecekte ve isimsiz bir ülkedeyiz. Bir meteor düşmüştür ve bunun sonucunda Zone adı verilen bir alanda belirli güçleri ortaya çıkmıştır. Meteorun düşmesi ile bölgeye verdiği etki bilinmemektedir. Bu alanın ortasında yer alan bir odada insanlığın en derin tutkularını gerçek yapacağı söylenen bir güç vardır. Zone bölgesine gitmek tehlikeli ve yasaktır. Dikenli teller ve askerlerle korunan Zone bölgesi, salt zihinsel güçleri ve yeterli cesaretleri olan Stalker adı verilen iz sürücüleri girebilmektedir. Beraberinde götürdükleri insanlar ise bu alanda oluşan güçlerle yüzleşmektedir. Zaman gelmiştir artık. Stalker yolcuğa hazırdır. Stalker, karısının itirazlarına rağmen bir bilim adamı bir de yazarı yanına alarak Zone 'a doğru yolculuğa başlar. Stalker filmi, bilim kurgu yazarı Arkadı ve Boris Strugatsky kardeşlerin “Yol Kenarında Piknik” isimli romanından uyarlanmıştır. Filmi daha iyi anlamak için kitabını okumamız gerekli mi? Okuduğumuz zaman Stalker filmi hakkında her şeyi çözebilecek miyiz? Bu soruları yanıtsız bırakıyor ve Stalker ile yolculuğa devam ediyorum. Tarkovsky, Sovyet dönemindeki baskılara rağmen filmlerini çekmeyi başarmış, insanın varlığını sorgulayan, hakikati arayan, dış dünyası ile iç dünyası arasında bağlantı kurmaya çalışan çağdaş bir derviştir. İnsan hayatını ele alış şekli ile sinema sanatına farklı bir bakış açısı getiren Tarkovsky, filmlerinde, insanın öz benliğini ortaya çıkartarak, kendisi ile yüzleşmemizi sağlamaktadır. Tarkovsky, sanat üzerine olan fikirlerini şu şekilde açıklamaklıyor; “Ne olursa olsun bir meta olarak tüketilmek istenmeyen her türlü sanatın amacı, hiç şüphesiz kendine ve çevresine, hayatın ve insan varlığının amacını açıklamak, yani insanoğlunun gezegenimizdeki varoluş nedenini ve amacını göstermek olmalıdır. Belki de hiç açıklamaya bile kalkmadan onları bu soruyla karşı karşıya bırakmalıdır.” (Mühürlenmiş Zaman - Andrei Tarkovsky) Ruhaniyete ve tinselliğe ait olan her şey Tarkovsky'nin dünyasına hitap etmektedir. Filmlerinde mistik bir anlatım tarzı ile insan hayatını ele alırken, tasavvuf anlayışını ruhaniyete teslim eder. Gerçeküstü ve hissiyata dayalı fikirleri sorgularken, sufi bir gelenek içerisinde sürekli bilinmeyeni arıyor. Tarkovsky, “Sanat bir yakarıştır. Bu her şeyi anlatıyor. İnsan sanat aracılığıyla umudunu dile getirir. Bu umudu dile getirmeyen, manevî temeli olmayan hiçbir şeyin sanatla ilgisi yoktur, bunlar ancak parlak birer entelektüel analiz olabilirler” der. Filmlerinde, mantıksal bir çözümleme aramak yersizdir çünkü izleyiciye cevap vermekten ziyade soru sormaktadır. Varlığın algısı, nedensellik ve tanrı anlayışı ile kendimizi sorgulamamızı ister. Tarkovsky filmleri, genellikle durağan ve yavaş ilerlediği için sıkıcı olarak hak etmediği bir eleştiriye maruz kalır. Filmlerindeki içsel deneyimi yakalayamayan izleyici için büyük bir kayıptır. Tarkovsky, anlaşılmak ya da bilimsel açıklama getirmek yerine, teslimiyeti tercih etmektedir. Tanrı inancı olan ve dini sembolleri kullanmasını seven bir yönetmen olduğu için tasavvuf kültürüne daha yakın duruyor. Stalker filminde tanrının insan üzerindeki ruhaniyeti sorgulanırken birçok yerde doğa manzaraları, müzik, ışık ve yağmur gibi semboller kullanılarak bizlere tinsel bir varlığın üzerimizdeki etkisi anlatılıyor. Filmde, gerçek bir mutluluk arayışı içerisinde olan bir insanın dış dünyadan sıyrılarak kendi bilincindeki iç dünyasına olan yolculuğu anlatılmaktadır. Stalker, hayatın özündeki acıyı, mutsuzluğu ve hüznü, bu yolculukla mutluluğa çevirmeye çalışır. Silahı parmağının ucuyla tutmadan suya itmesi yaşanılan veya yaşanılacak olan acıyı mutluluğa çevirmek istemesinden kaynaklanmaktadır. Mutluluk açıdan doğar. Zone bölgesindeki gizli odaya hemen gidememeleri, insanın gerçek mutluluğa o kadar hızlı ve kolay ulaşılamayacağını simgeler. Stalker, kendi özünü arayan bir insanı ifade eder. Filmin sonunda sakat çocuğunun bardakları bakışlarıyla hareket ettirmesi de, gerçeğin bizim algıladığımız gibi olmadığının ve hayatın yanılgılarla dolu olduğunun göstergesidir. Düzensiz, karışık, bulanık ve darmadağın gibi görünen sahneler, kendi içinde bir düzenin yer aldığını göstermektedir. Filmde, saf mutluluk, hakikat, yaşamın gayesi ve bireyin gerçeğe yolculuğu gibi kavramlara yer verilmiş. Tarkovsky, hakikat üzerine şunları söyler. "İmge, hakikatin suretidir. Körlüğümüzden aman bulup, ufacık bir parıltısını yakalayabildiğimiz hakikatin sureti..." Gerçeğe olan yolculukta zamanın bir önemi yoktur amaç gerçeğe ulaşmak olduğu için filmde zaman kavramı kullanılmamıştır. Zone 'a girmek yasaktır, çünkü Zone, insanın girdiği zaman en içteki dileğini gerçekleştirdiğine inanılan bir odaya sahiptir. Stalker, filmin bir sahnesinde, Zone bölgesinde bulunan odaya iyilerin ya da kötülerin değil, salt umutsuzların girebileceğini söylüyor. Tarkovsky, bu filmde, tüneldeki yürüyüş sahnesindeki buz tutmuş zeminden çıkan seslerin yankısı, Stalker 'in Zone denilen yere doğru trenle yaptığı yolculuk esnasında içimizi titreten sesler ve odanın içerisindeki su damlacıklarının içimizi ürperttiği seslerle, maddeye değil de insan ruhuna hitap ettiğini kanıtlamaktadır. Zone, içsel yolculuğu gerçekleştirebilen insanlar için bir anayurt sembolü taşımaktadır. Hakikati tadabilen ve huzura erişmek isteyenlerin anayurdudur. Stalker, Zone dışındaki her yerin kendisi için hapishane yeri olduğunu söylemesi ile, dış dünyanın bencilliğini ve kötücül olduğunu belirtmektedir. Filmde sık sık Stalker, Yazar ve Bilim Adamı arasında yaşanılan çatışmalara şahit oluyoruz, bu çatışmalar sırasında, insana ait en derin düşünceler, temel fikirlerin analizi ve çözülemeyen sorunların gün ışığına çıkartılma çabasına tanıklık ediyoruz. Şiirsel anlatımı ile her izleyişte yeni sorulara gebe olan ve insani farklı bir gezegeni götürmesini başaran Stalker filmi, düşüncenin miladına giden yolculuğun hiç bitmediğini gösteriyor. Stalker, etkileyici konuşması ile ölüm ve varoluş üzerine şunları söyler. “Zayıflık harika bir şeydir, güç hiçbir şey. Bir insan yeni doğduğunda zayıf ve esnektir, öldüğü zaman ise sert, kaskatı ve duygusuzdur. Bir ağaç büyürken zayıf, esnek ve tazedir. Kuru ve sert hâle geldiğinde olur. Sertlik ve güç ölümün arkadaşlarıdır. Esneklik ve zayıflık ise varoluş tazeliğinin ifadeleridir.”
    jamesbond-2
    jamesbond-2

    Takipçi 1.684 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    20 Temmuz 2015 tarihinde eklendi
    Düşünün ve umut edin..Onun dışında her şey yalan her şey bozuk, kırık, yıkık dökük.. Aynı dünyanın hali gibi..7/10
    Engin Yüksel
    Engin Yüksel

    Takipçi 1.458 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    27 Ocak 2015 tarihinde eklendi
    izlerken sıkılacağınız ve anlamakta güçlük çekeceğiniz bir film olsa da yorumlarla beraber sağlam fikirler ve yorumlamalara sahip olacağınız ilginç bir yapım 7/10
    Kuzeydebiryer.
    Kuzeydebiryer.

    Takipçi 16 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    24 Aralık 2013 tarihinde eklendi
    Beynimin zincirlediği limanlar var,
    öğretiler kulağımda fısıldar
    Gördüğüm siluetler insan motifli bir dünya
    Benliğim çırpınır düşle anlatılan arasında

    Benliğimin çırpındığını, varoluşun rahatsızlığını hissettiğim ender filmlerden biriydi Stalker. İmgelerin açtığı yolda cesurca yürümeyi unutan akıllara bir ilaçtır İz Sürücü aslında. Bölge denilen gizemli dünyaya yolculuğa çıkmadan önce. Günlük yaşamın hızlı temposundan sıyrılın, kendinizi uzun uzadıya ifade etmeye çalışacak karelere mağlup olmamak için derin bir nefes alın ve özümseme noktasında baksın gözleriniz. Gördükleriniz bir film karesi olmaktan öte sizi yansıtan bir ayna haline gelir Tarkovsky Sinemasında...

    Stalker içinde barındırdığı imgeler ile bizi düşünmeye, toplumla bununda ötesinde kendimizle yüzleşmeye ve filmi izleyen herkesin farklı nitelendirebileceği bir hikayenin yolculuğuna çağırıyor.

    Mutsuzluğun kasvetli bir odadan yansıdığı, ağır bir atmosfer içerisinde ki bu aileye hüzünlü bakışlarla şahit oluyoruz. İz Sürücünün hayalleri ise Bölge denilen gizemde. İz sürücünün aradığı umudun barınmadığı bu kop koyu renklerle tasvir edilen dünyada ruh gerçek hayatın varlığını reddedişte. Benliğinin çağrısına karşı koyamayan bu kayıp ruhu bir bar sahnesinde yolculuklarına hazırlanan karakterlerle bir arada ezliği alaycı tavrıyla hicveden yazarla tanışıyoruz ilk önce. Çıkacağı yolculuktan bir sebep arama telaşı içerisinde bulunmayan ikinci karakterimiz ise bir profesör. İsimsiz ama imge yüklenilecek kadar değerli karakterlerle böylece izleyici olarak buluşmuş oluyoruz. İsimlerinden öte kimliklerinin ve onun altında yatan varoluşlarına ihtiyacımız var demek için erken saatlerde hiç tanımadığımız 3 kişi ile bilinmeze yolculuğumuz başlıyor. A, B ve C kenarlı matematiksel ifadenin ötesine çıkacağımız bir metafizik yolculuğu bu..

    Bölgeye ulaşmanın önünde engel olmaya çalışan silahlı düzen koruyucularının hapsettikleri fakat bir vebanın insan yüreğindeki yarattığı korku gibi ürkek silah seslerinin arasından bir tren yolunun üstünde buluyoruz kendimizi. 3 ete kemiğe bürünmüş ama adsız insan ve uzayan raylar boyunca gözlerimizin seçmeye çalıştığı bölge. Kesif bir sessizliğin müziğini gerilim olarak kulaklarımız işite dursun yolculuk bölgeye ulaştığında merakımız ile geri dönülmez yolculuğa merhaba diyoruz.

    Bölge ile benliği arasında mutluluk hazzı köprüsü kuran İz Sürücü, yolculuğun bu bölümünde yol gösterdiklerine bir samun çizgisiyle yardım edecek. En kısa mesafenin ölümle bitebileceğini ürkekleşen yazarın geri dönüşünde keşfettiğimizde daha uzun ve anlamlarla yüklenecek bir yola kavuşuyoruz. Bu yolculukta insanoğlunun acılı tarihiyle yüzleşiyoruz. Su altında kalan medeniyet silüetleri bize kıyamet sonrasında bulunduğumuzu anımsatıyor adeta. Her yer suyla kaplı tıpki dünya gibi. Gezinilen bölgenin mikro dünya olduğuna dair inancımız artarken kan ile yaşadığımız top, silah motifleriyle sonumuzun nedenini görüyoruz. Her şeyin su altında kalması, öfkenin dünyaya teslim olması mı? diye içimden geçirirken. Tarkovsky'nin yol boyunca kullandığı sembollerle yüklü kamera görüntülerinin anlatmak istediğine tanık oluyoruz. Gidilen yol mutluluğa ve umuda açılan kapıysa eğer bu iz sürücünün üzerine atıfta bulundurulacak kimliği peygamberlere atıfta bulunur bir şekildeydi.

    Onların tutku diye adlandırdıkları şey, gerçek bir duygusal enerji değil.
    Dış dünyayla ruhları arasındaki çatışma.
    En önemlisi, kendilerine inanmalarını sağla. Onların, çocuklar gibi çaresiz kalmasına izin ver.
    Çünkü zayıflık harika bir şeydir ve güç hiçbir şey değildir.

    Gücü reddediş ve teslimiyet gereklidir duruşunu final sahnesinde dendiği gibi odanın başucunda kendi muhasebeni yap ve öyle gir içeri ancak en derin dileklerinize ulaşırsınız sözlerinde bir kez daha görecektim. Bu ifadenin anlamı beynimde çağrışımlar kuradursun.
    Sinema tarihinin en çarpıcı diyaloglarından birine şahit oldum.

    Bir insan yeni doğduğunda zayıf ve esnektir.Öldüğü zamansa kaskatı ve duygusuzdur.
    Bir ağaç büyürken körpe ve yumuşaktı kuru ve sert hale geldiğinde ölüp gider.
    Sertlik ve güç ölümün arkadaşlarıdır. Esneklik ve zayıflık varoluşun tazeliğinin ifadeleridir.
    Kendini sertleştiren hiçbir şey kazanmayı başaramaz.

    Ruhumu inciten bu sözler ve kullandığı imgeler beni sorgulamaya, sanatla huzur bulan yüreklerin neden bundan vazgeçemediğini anlamaya sevketti. Yetişkinliğimizi sertlikle milim milim ölçmenin verdiği bu incinme unutulmamak üzere hafıza defterime kazındı.
    potasyum
    potasyum

    Takipçi 531 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    29 Ekim 2013 tarihinde eklendi
    Güzel bir atmosfere sahip, içerisinde derin müzikleri ve çekimleri barındıran film. İçerisinde güzel mesajlar ve detayları barındırıyor. Sakin kafayla izlemenizi tavsiye ederim.
    Devran Kirdan
    Devran Kirdan

    Takipçi 3 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    30 Haziran 2011 tarihinde eklendi
    Bu film hakkında söylenebilecek çok şey var kuşkusuz. Hatta bunların arasında "sinema tarihinin en önemli başyapıtı" sıfatını dahi kullanabiliriz belki. Fakat söyleyebileceklerimiz büyük deha Tarkovsky nin anlatmak istediklerini karşılayamaz kanımca. Filmi izlemeyenlere tek tavsiyem; -Tarkovsky nin filmi iki kez çektiğini hatırlatarak- bu filmi en azından bir kere izlemeleri. "Filmi izleyebilenler" sonunda ne demek istediğimi anlayacaklardır...
    bob_earth90
    bob_earth90

    Takipçi 9 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    23 Eylül 2011 tarihinde eklendi
    Bir Tarkovsky basyapiti..Evet film için gerekli tabir bu olsa gerek, dünya sinemasinin bence önemli eserlerinden. Her sahnesi üniversitelerin ilgili bölümlerinde ders olarak gösterilebilir...
    nskmourinho
    nskmourinho

    Takipçi 998 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    12 Şubat 2011 tarihinde eklendi
    Tarkovski denildiğinde nedense aklıma hemen şiir geliyor.Anlatım tarzı,kurgusu fazlasıyla edebi bu nedenle filmlerine çok ısınamadım ama Stalker bana çok farklı ve orijinal geldi.Bir adamın öyküsü ancak bu kadar farklı anlatılabilir.Belki hiçbir zaman en sevdiğim yönetmenlerden birisi olmayacak ama çok çok farklı bir tarza sahip olduğu kesin.
    LLORANDO
    LLORANDO

    Takipçi 28 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    2 Kasım 2010 tarihinde eklendi
    tarkovski bambaşka..
    gogola
    gogola

    Takipçi 176 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    13 Ekim 2010 tarihinde eklendi
    EN özgün senaryolardan birini izledim. Süper bir konu, film bayağı etkileyici, ne olacağını merak ediyorsunuz. Bu yönetmen gerçekten çok iyi. Özgün görüntüler süper. Kamera arkasını ve filmin nasıl bütçe ile çekildiğini ve 1 yıllık çekimin yanlış banyo ile yanıp tekrar nasıl çekildiğini mutlaka izleyiniz.Stalker filme bakış açınıza genişlik ve perspektif katıyor. Mutlaka izleyin7 puan
    tarkovSKY
    tarkovSKY

    1 değerlendirme Takip Et!

    4,0
    8 Ekim 2010 tarihinde eklendi
    Filmi beğenmeyenler neden beğenmediklerini veya eksik,hatalı,saçma olanı hiç söylemiyolar nedense....çok sıkıcı film,zor bitirdim,bunaldım,öff pöff gibi laflar bir sinemasevere yakışır eleştiriler değil,filmler haytlarımızdan hayal dünyalarımızdan birer kesittir,yaşanmışlıklar hayal dünyaları ne kadar paralelse o kadar özdeşleştirirsiniz kendinizi.Lütfen en azından üretkenliğe emeğe saygı gösterelim acımasızca eleştirmeyelim.....herkese saygılar slmlar.....
    mamoru
    mamoru

    Takipçi 147 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    25 Eylül 2010 tarihinde eklendi
    Çocukken izlediğim ve hiç unutmadığım çççooooooookkkkkkk... güzel bir film. İzlemenizi tavsiye ederim 10 / 10
    white-ivy
    white-ivy

    4 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    8 Ağustos 2010 tarihinde eklendi
    Peki yıllarca istediğimiz şeye ulaşacağımız vaadedildiğinde,isteyip istemediğimizi gerçekten biliyormuyuz.Bu filmin finalinde bunun sorgulandığı sahneler çok etkileyiciydi.
    ozzy-badd
    ozzy-badd

    Takipçi 831 değerlendirmeler Takip Et!

    1,0
    29 Mayıs 2010 tarihinde eklendi
    hayatımda izlediğim en sıkıcı filmlerden biriydi :S...isteyen sinemadan anlamadığımı düşünebilir ancak film bana ızdırap gibi geldi...filmi bitirebilmek sabır istiyor gerçektende :S...filmin tek artısı görselliği ve yönetimi...ama oda kurtaramıyor filmi bence...görsellik hatrına 10/2 :S...
    blais
    blais

    9 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    3 Şubat 2010 tarihinde eklendi
    Stalker yazara bağırıyor, artık yüz sene yaşayabilirsin, yazarın ekrana dönüp bezmiş bir yüz ifadesiyle şu sözü, neden sonsuza kadar değil?
    Stalkerın monoloğu-Herşeyin bir anlamı ve sebebi var- Albert Camusun Yabancısına tezat bir ruh hali.
    Peki siz odaya ulaştığınızda dileğiniz ne olacak?
    Sizce herşeyin bir anlamı ve sebebi var mı?
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top