Hesabım
    Stalker
    Ortalama puan
    4,0
    237 Puanlama
    Stalker hakkında görüşlerin ?

    55 Kullanıcı yorumları

    5
    18 Eleştiri
    4
    16 Eleştiri
    3
    6 Eleştiri
    2
    10 Eleştiri
    1
    2 Eleştiri
    0
    3 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Ugur Tazegül
    Ugur Tazegül

    Takipçi 672 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    6 Ocak 2017 tarihinde eklendi
    ZAMANIN ÇOK ÖTESİNDE BİR KİLOMETRE TAŞI TARKOVSKY USTAYA SAYGI DURUŞU

    TARKOVSKY BÜYÜK DÜŞÜNÜR, DÜŞÜNDÜRÜR !!! Uzun süredir merak ettiğim ama kötü yorumlardan dolayı bir türlü izleme niyetine girişmediğim bir filmdi.''Bu filmi izlemeli miyim ? '' sorusunu doğru kişiye sormuşum.Çünkü filmi izledim ve beğendim... Öncelikle şunu belirteyim film insanın duyu organlarıyla hissedebildikleri gerçektir olgusunun aksi yönünde bir tavır sergilemektedir.Tabi bunun yanında çok farklı yorumlayabileceğimiz şeyler.. Bu film çok farklı şekillerde yorumlanabilir.Gerçeği aramak, insanın kendini keşfetmesi ve mutluluk.İnsanlar ne zaman mutlu hisseder kendilerini ? Gerçeğe ulaştıklarında mı ? Yoksa ulaşmış olduğu hedefin onun için anlamıdır mı mutluluk ? ''Gerçeği ararken, gerçeği keşfedeceğime, onun değiştiğini görüyorum.'' Aslında burda gerçeği aradıkça gerçeğin değiştiği vurgusu yapılmaktadır.Mesela şu şekilde.Şimdiki zaman ve gelecek.Ama geleceğe gittiğimizde gelecek zaman şimdiki zaman olur.Burda insanın gerçekliğin imkansız olduğunu mu yoksa insanın ulaştığı yerin insanı tatmin etmemesi midir yönetmenin anlattığı bilmiyorum.Diyorum ya farklı şekillerde yorumlanabilir. Stalker bölgeye giderken iyilerin geçebileceğinden bahseder.Ve umutlu olmayanların.Burada dini bir göndermesi var yönetmenin.Fakat umut Tanrıya ulaşma çabası mıdır ? ''En güvenli yol en uzun yoldur'' Mutluluğa ulaşmak için sabretmeliyiz.Mutluluğa ulaşmak için geri adım atmamalıyız vazgeçmemeliyiz. Yönetmenin Bölge dışındaki tüm sahneleri renksiz, bölge'de ise renkli çekimler kullanması bölge'ye anlam katmak amaçlı olmuş.Çünkü Hayatımızın sıradan olduğuna bu şekilde vurgu yapılmıştır.Yada bunun aksine Stalker'in en küçük ilgiçlik olgusundan mutlu olması bunun tersi bir durumdur. Bu arada Bölge demişken ; Bölge ulaşılması güç bir yer.Gidenlerin geri dönemediği söylenen bir yer.Oraya sadece stalker yani iz sürülerin yardımıyla gidilebiliyor.Stalker bu bağlamda sanki bir aracı.İnsan öldükten sonra Yaratıcının karşısına çıkma yolunda giderken yalnız mıdır yoksa yaratıcının ruhani varlıkları insana eşlik etmekte midir ? Yönetmenin totaliter rejimi eleştiren bir tavrı var ayrıca.Mesela Stalker'in bahsettiği iyilerin geçmesi kötülerin ise cezalandırılması, kurallara göre oyunu oynamak, kanunlara uymak vs. vs. ''Bir insan yeni doğduğunda zayıf ve esnektir.Öldüğü zamansa kaskatı ve duygusuzdur. Bir ağaç büyürken körpe ve yumuşaktır.Ama kuru ve sert hale geldiğinde ölüp gider. Sertlik ve güç ölümün arkadaşlarıdır. Esneklik ve zayıflık varoluşun tazeliğinin ifadeleridir. Kendini sertleştiren hiçbir şey kazanmayı başaramaz.'' Filmi izledikten sonra sadece şu film için bile yönetmen hakkında çok şey düşünülür ? Evet bir sinemacı.Ama filmin her sahnesini gördüğünüzde o sahneleri birer tablo haline getirirseniz yönetmenin sanatçı oldugunu görürsünüz.İyi bir gözlemci.Bu bağlamda bir Ressam. Peki ya filmin anlatımı.Kamera hareketlerinin az kullanıldığı filmin replik sunumları müzikler şiirsel bir şekilde kulağımıza sokuluyor. Bu filmden çıkardığım anlamlar ve aklıma gelen sorular benim yorumladıklarımdır.Bu filmden farklı şeyler anlamak filmi anlamamak değildir.Öyle bir film ki herkes farklı şekilde anlayacaktır ve yorumlayacaktır

    Tarkovsky ve Stalker’ı anlamak… Belirsiz bir gelecekte ve isimsiz bir ülkedeyiz. Bir meteor düşmüştür ve bunun sonucunda Zone adı verilen bir alanda belirli güçleri ortaya çıkmıştır. Meteorun düşmesi ile bölgeye verdiği etki bilinmemektedir. Bu alanın ortasında yer alan bir odada insanlığın en derin tutkularını gerçek yapacağı söylenen bir güç vardır. Zone bölgesine gitmek tehlikeli ve yasaktır. Dikenli teller ve askerlerle korunan Zone bölgesi, salt zihinsel güçleri ve yeterli cesaretleri olan Stalker adı verilen iz sürücüleri girebilmektedir. Beraberinde götürdükleri insanlar ise bu alanda oluşan güçlerle yüzleşmektedir. Zaman gelmiştir artık. Stalker yolcuğa hazırdır. Stalker, karısının itirazlarına rağmen bir bilim adamı bir de yazarı yanına alarak Zone 'a doğru yolculuğa başlar. Stalker filmi, bilim kurgu yazarı Arkadı ve Boris Strugatsky kardeşlerin “Yol Kenarında Piknik” isimli romanından uyarlanmıştır. Filmi daha iyi anlamak için kitabını okumamız gerekli mi? Okuduğumuz zaman Stalker filmi hakkında her şeyi çözebilecek miyiz? Bu soruları yanıtsız bırakıyor ve Stalker ile yolculuğa devam ediyorum. Tarkovsky, Sovyet dönemindeki baskılara rağmen filmlerini çekmeyi başarmış, insanın varlığını sorgulayan, hakikati arayan, dış dünyası ile iç dünyası arasında bağlantı kurmaya çalışan çağdaş bir derviştir. İnsan hayatını ele alış şekli ile sinema sanatına farklı bir bakış açısı getiren Tarkovsky, filmlerinde, insanın öz benliğini ortaya çıkartarak, kendisi ile yüzleşmemizi sağlamaktadır. Tarkovsky, sanat üzerine olan fikirlerini şu şekilde açıklamaklıyor; “Ne olursa olsun bir meta olarak tüketilmek istenmeyen her türlü sanatın amacı, hiç şüphesiz kendine ve çevresine, hayatın ve insan varlığının amacını açıklamak, yani insanoğlunun gezegenimizdeki varoluş nedenini ve amacını göstermek olmalıdır. Belki de hiç açıklamaya bile kalkmadan onları bu soruyla karşı karşıya bırakmalıdır.” (Mühürlenmiş Zaman - Andrei Tarkovsky) Ruhaniyete ve tinselliğe ait olan her şey Tarkovsky'nin dünyasına hitap etmektedir. Filmlerinde mistik bir anlatım tarzı ile insan hayatını ele alırken, tasavvuf anlayışını ruhaniyete teslim eder. Gerçeküstü ve hissiyata dayalı fikirleri sorgularken, sufi bir gelenek içerisinde sürekli bilinmeyeni arıyor. Tarkovsky, “Sanat bir yakarıştır. Bu her şeyi anlatıyor. İnsan sanat aracılığıyla umudunu dile getirir. Bu umudu dile getirmeyen, manevî temeli olmayan hiçbir şeyin sanatla ilgisi yoktur, bunlar ancak parlak birer entelektüel analiz olabilirler” der. Filmlerinde, mantıksal bir çözümleme aramak yersizdir çünkü izleyiciye cevap vermekten ziyade soru sormaktadır. Varlığın algısı, nedensellik ve tanrı anlayışı ile kendimizi sorgulamamızı ister. Tarkovsky filmleri, genellikle durağan ve yavaş ilerlediği için sıkıcı olarak hak etmediği bir eleştiriye maruz kalır. Filmlerindeki içsel deneyimi yakalayamayan izleyici için büyük bir kayıptır. Tarkovsky, anlaşılmak ya da bilimsel açıklama getirmek yerine, teslimiyeti tercih etmektedir. Tanrı inancı olan ve dini sembolleri kullanmasını seven bir yönetmen olduğu için tasavvuf kültürüne daha yakın duruyor. Stalker filminde tanrının insan üzerindeki ruhaniyeti sorgulanırken birçok yerde doğa manzaraları, müzik, ışık ve yağmur gibi semboller kullanılarak bizlere tinsel bir varlığın üzerimizdeki etkisi anlatılıyor. Filmde, gerçek bir mutluluk arayışı içerisinde olan bir insanın dış dünyadan sıyrılarak kendi bilincindeki iç dünyasına olan yolculuğu anlatılmaktadır. Stalker, hayatın özündeki acıyı, mutsuzluğu ve hüznü, bu yolculukla mutluluğa çevirmeye çalışır. Silahı parmağının ucuyla tutmadan suya itmesi yaşanılan veya yaşanılacak olan acıyı mutluluğa çevirmek istemesinden kaynaklanmaktadır. Mutluluk açıdan doğar. Zone bölgesindeki gizli odaya hemen gidememeleri, insanın gerçek mutluluğa o kadar hızlı ve kolay ulaşılamayacağını simgeler. Stalker, kendi özünü arayan bir insanı ifade eder. Filmin sonunda sakat çocuğunun bardakları bakışlarıyla hareket ettirmesi de, gerçeğin bizim algıladığımız gibi olmadığının ve hayatın yanılgılarla dolu olduğunun göstergesidir. Düzensiz, karışık, bulanık ve darmadağın gibi görünen sahneler, kendi içinde bir düzenin yer aldığını göstermektedir. Filmde, saf mutluluk, hakikat, yaşamın gayesi ve bireyin gerçeğe yolculuğu gibi kavramlara yer verilmiş. Tarkovsky, hakikat üzerine şunları söyler. "İmge, hakikatin suretidir. Körlüğümüzden aman bulup, ufacık bir parıltısını yakalayabildiğimiz hakikatin sureti..." Gerçeğe olan yolculukta zamanın bir önemi yoktur amaç gerçeğe ulaşmak olduğu için filmde zaman kavramı kullanılmamıştır. Zone 'a girmek yasaktır, çünkü Zone, insanın girdiği zaman en içteki dileğini gerçekleştirdiğine inanılan bir odaya sahiptir. Stalker, filmin bir sahnesinde, Zone bölgesinde bulunan odaya iyilerin ya da kötülerin değil, salt umutsuzların girebileceğini söylüyor. Tarkovsky, bu filmde, tüneldeki yürüyüş sahnesindeki buz tutmuş zeminden çıkan seslerin yankısı, Stalker 'in Zone denilen yere doğru trenle yaptığı yolculuk esnasında içimizi titreten sesler ve odanın içerisindeki su damlacıklarının içimizi ürperttiği seslerle, maddeye değil de insan ruhuna hitap ettiğini kanıtlamaktadır. Zone, içsel yolculuğu gerçekleştirebilen insanlar için bir anayurt sembolü taşımaktadır. Hakikati tadabilen ve huzura erişmek isteyenlerin anayurdudur. Stalker, Zone dışındaki her yerin kendisi için hapishane yeri olduğunu söylemesi ile, dış dünyanın bencilliğini ve kötücül olduğunu belirtmektedir. Filmde sık sık Stalker, Yazar ve Bilim Adamı arasında yaşanılan çatışmalara şahit oluyoruz, bu çatışmalar sırasında, insana ait en derin düşünceler, temel fikirlerin analizi ve çözülemeyen sorunların gün ışığına çıkartılma çabasına tanıklık ediyoruz. Şiirsel anlatımı ile her izleyişte yeni sorulara gebe olan ve insani farklı bir gezegeni götürmesini başaran Stalker filmi, düşüncenin miladına giden yolculuğun hiç bitmediğini gösteriyor. Stalker, etkileyici konuşması ile ölüm ve varoluş üzerine şunları söyler. “Zayıflık harika bir şeydir, güç hiçbir şey. Bir insan yeni doğduğunda zayıf ve esnektir, öldüğü zaman ise sert, kaskatı ve duygusuzdur. Bir ağaç büyürken zayıf, esnek ve tazedir. Kuru ve sert hâle geldiğinde olur. Sertlik ve güç ölümün arkadaşlarıdır. Esneklik ve zayıflık ise varoluş tazeliğinin ifadeleridir.”
    Şamil Ö.
    Şamil Ö.

    Takipçi 171 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    28 Nisan 2017 tarihinde eklendi
    Bazı tablolar vardır, insanların hepsi aynı tabloya aynı renklere baksa da aslında farklı şeyler görürler işte bazı filmler de böyledir. Stalker'ı izlerken ben hep karanlık, sessiz, ürkütücü bir göl; insanı mutsuz eden yalnız bir mağara, kurumaya yüz tutmuş bir ağaç gördüm. Ama belki başkaları gök mavisi bir deniz, kuş cıvıltılarının insanı neşelendirdiği bir orman, yeşillikler içinde ağaçlar görmüştür. Film sektöründe adını geniş kitlelere bu kadar kabul ettirmiş bir sanatçının eseri Hakkı'nda kötü şeyler yazmak istemiyorum, Tarkovski'ye duyduğum saygıdan dolayı fakat eğer benimki gibi bir görüşe sahipseniz ne yazık ki canınızı sıkan bir karanlık ve içinizi kaşındıran bir besteden fazlasını bulamıycaksınız Stalker'de.
    Serkan K.
    Serkan K.

    Takipçi 33 değerlendirmeler Takip Et!

    1,5
    20 Nisan 2018 tarihinde eklendi
    ''Çok fazla bi şey anlamadığıma rağmen tam bi başyapıt'' diyenlere yuh diyorum başka bişey demiyorum. Sanat sanki anlaşılmayanı anlamakmış gibi sanatın diğer unsurlarını önemsememek; ya oyunculuk sanatı, senaryo sanatı, görsellik, müzik, yönetmenlil, kostüm, vs vs. hepsi berbat sadece anlaşılmayan diyaloglar illaki bi şey ifade eder ama ben merak etmiyorum beni gördüğüm duyduğum anladığım sanat ilgilendşrmiyorum. baş yapıt diyenlere de bu filmi bir kez daha tahmül edebilirse bu filmi izlemeye davet ediyorum....
    ozzy-badd
    ozzy-badd

    Takipçi 831 değerlendirmeler Takip Et!

    1,0
    29 Mayıs 2010 tarihinde eklendi
    hayatımda izlediğim en sıkıcı filmlerden biriydi :S...isteyen sinemadan anlamadığımı düşünebilir ancak film bana ızdırap gibi geldi...filmi bitirebilmek sabır istiyor gerçektende :S...filmin tek artısı görselliği ve yönetimi...ama oda kurtaramıyor filmi bence...görsellik hatrına 10/2 :S...
    sari_23
    sari_23

    Takipçi 174 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    10 Şubat 2006 tarihinde eklendi
    Tarkovsky sayesinde 2 saat 40 dakika boyunca bu dünyadan koptum.sanat için sanat felsefesini bu kadar gözüme sokan yönetmene çok minnettarım.her tarkovsky filminde olduğu gibi sıkılma korkusuyla oturdum ekran karşısına ama gene her tarkovsky filminde olduğu gibi sıkılmanın aksine bir dakika bile ayrılamadım ekran karşısından.ama genel olarak bu filmde önemli olan bir şey anlamak değil,filmin tam anlamıyla tadına varmak,iliklere kadar hissetmek.tarkovsky sanatını biraz tanıyınca zaten belli şeyler oluşuyor kafada.soru işaretleri varsa kafanızda dert etmeyin çünkü herkeste var ve nasıl istiyorsanız öyle anlayın.bir tarkovsky filminde önemli olan sinema sanatını tam anlamıyla yakalamanız,sahneleri ve çerçeveleri sindire sindire hazmetmemizdir ve bundan büyük bir haz duymamızdır.daha fazla konuşmak istemiyorum.kutsal şeyler üzerine konuşmak pek doğru değildir diye düşünüyorum.kısaca tarkovsky işte,daha fazlası değil.tarihin en büyük sanatçılarından biri benim için.hem sinemacı,hem filozof,hem ressam,hem fotoğrafçı,hem şair,...
    ridvans
    ridvans

    Takipçi 15 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    18 Ağustos 2007 tarihinde eklendi
    Cevap hakkı doğduğu için yine yorumlamam gerekecek:) Öncelikle ben her film düşündürücü olmalı felan demedim zaten. Eğlenmek, gülmek isteyen arkadaşlar bu tür filmlerle kendilerini yormasınlar dedim. Tarkovsky filmlerini izlerken uykusu gelen arkadaşların filmin çekilmesi için onca verilen emeğe ve birikime saygısızlık etmemeleri gerekir. Beğenirsiniz ya da beğenmezsiniz ama Tarkovsky kimseyi eğlendirmek için film çekmemiş. Aksiyon isteyenlere Jet Lee, Jackie Chan ya da Tarantino'yu öneririm.
    Fahri Fergan'ın yorumları da düşündürücü fakat Stalker'ı dikkatli seyredersek öncelikle rahatsız edici dış dünyanın hakim olduğu sahneler siyah beyaz veya flu'dur. Bölge'de de yazarla bilim adamı birbirleriyle bir tür atışma yaşarken yani birbirlerini rahatsız ederken görüntü yine siyahbeyaza döner. Filmde yüzlerce mesaj vardır bugünkü batı dünyasına. En basitinden "güçsüzlük muhteşem bir şeydir ve güç, hiçbir şey" ve devamında söylenen sözler yönetmenin batının, dünyayı algılaması ve sömürmesi biçimine verdiği birer tokattır. Doğuda merhamet vardır, sevgi vardır. bunların hepsi erdemdir, batıda ise güce dayalıdır herşey.
    Entellektüel ya da eski ifadesiyle münevver olan her insan gibi Tarkovsky de doğuyu savunma hakkına fazlasıyla sahiptir. Stalker'ın silahı, dokunmadan suya itmesine bir bakın, bir de tarantino'nun filmlerindeki tiplerin silahı sahipleniş biçimine. Tarkovsky böyle yaparak hem hollywood sinemasına hem de batı dünyasına ağır bir cevap veriyor zaten. Hollywood filmlerinde varoluş komik bir şekilde; ya reenkarnasyonla ya uzaylılarla ya da doğa üstü güçlerle anlatılmaya çalışılır. Batıda çekilen diğer dini filmler ise bilinen Hristiyan anlatımının ötesine geçememiş tarihi filmlerdir. Bunun tek istisnası Scorsese'in Günaha Son Davet'idir ki o da yıllarca yasaklı kalmış bir filmdir.
    Tasavvuf konusuna gelince, şu söz bana değil Tarkovski'ye aittir: "İmge, hakikatin suretidir. Körlüğümüzden aman bulup, ufacık bir parıltısını yakalayabildiğimiz hakikatin sureti..."
    Bu ifade, Fahri'nin bahsettiği, filmdeki genelgeçer Hristiyan mesihin kaybedişini fazlasıyla aşan bir sözdür. Bu söz tam da tasavvufun kalbine gelip oturan bir sözdür ve Hristiyanlığın da çok üstündedir. Ashab-ı Kehf'i izlediysen onlar da Hristiyan dervişlerdi. Yani Derviş olmak için illa İslamı seçmiş olmak gibi bir zorunluluk yoktur. Fakat İslam hak din olduğu için İslam'da bunu başarmak daha kolaydır. Hakikati arayan herkes Allah'a muhtaç demektir.
    Bu filmde temel olan şey de hakikate ulaşmaktır ve bu yolculuk da onun imgesidir...
    rudeonerudeone
    rudeonerudeone

    Takipçi 1.698 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    15 Şubat 2017 tarihinde eklendi
    Sinema tarihinin klasik mertebesine ulaşan ancak aynı zamanda izlemesi son derece zor filmlerinden. Tarkovsky'nin en bilinen eserlerinden biri. Yaklaşık 160 dakika boyunca hiçbir hareket yok, diyalogların hepsi, abartmadan söylüyorum tek tek bütün harflerine kadar, anlam yüklü, arkasındaki sembolizmi anlamanız, çözümlemeniz, veya filmi izledikten sonra uzun uzun eleştirmenlerin yazılarını okumanız gerekiyor. "Beni kasar" diyorsanız bulaşmayın derim, kasıyor. Ancak tüm bu bahsettiklerimi çözümledikten sonra film gerçekten anlamlı hale geliyor.
    Engin Yüksel
    Engin Yüksel

    Takipçi 1.458 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    27 Ocak 2015 tarihinde eklendi
    izlerken sıkılacağınız ve anlamakta güçlük çekeceğiniz bir film olsa da yorumlarla beraber sağlam fikirler ve yorumlamalara sahip olacağınız ilginç bir yapım 7/10
    jamesbond-2
    jamesbond-2

    Takipçi 1.684 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    20 Temmuz 2015 tarihinde eklendi
    Düşünün ve umut edin..Onun dışında her şey yalan her şey bozuk, kırık, yıkık dökük.. Aynı dünyanın hali gibi..7/10
    Mert H
    Mert H

    Takipçi 1.333 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    22 Ekim 2019 tarihinde eklendi
    Tarkovski'nin "The Mirror" adlı filmini ayıla bayıla, sonunu zor getirerek izlemiştim. Bu filminin süresi ilgili filmin iki katı daha fazla olsa da bu kez daha hareketli ve en azından konusu belli bir yapım ile karşı karşıya kaldım. En azından dediğime bakmayın, gerçekten sağlam bir temel üzerine oturtulmuş felsefi noktaları bu filmde yakalayabildim. The Mirror'dan sonra çok ön yargılı yaklaşmıştım ama bu film başyapıta yakın oldukça sanatsal bir film.
    potasyum
    potasyum

    Takipçi 531 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    29 Ekim 2013 tarihinde eklendi
    Güzel bir atmosfere sahip, içerisinde derin müzikleri ve çekimleri barındıran film. İçerisinde güzel mesajlar ve detayları barındırıyor. Sakin kafayla izlemenizi tavsiye ederim.
    theyurdal
    theyurdal

    Takipçi 561 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    6 Mayıs 2022 tarihinde eklendi
    çok ağır ve sıkıcı.
    nskmourinho
    nskmourinho

    Takipçi 998 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    12 Şubat 2011 tarihinde eklendi
    Tarkovski denildiğinde nedense aklıma hemen şiir geliyor.Anlatım tarzı,kurgusu fazlasıyla edebi bu nedenle filmlerine çok ısınamadım ama Stalker bana çok farklı ve orijinal geldi.Bir adamın öyküsü ancak bu kadar farklı anlatılabilir.Belki hiçbir zaman en sevdiğim yönetmenlerden birisi olmayacak ama çok çok farklı bir tarza sahip olduğu kesin.
    delicewatt
    delicewatt

    Takipçi 244 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    10 Şubat 2007 tarihinde eklendi
    yok efendim yok ben bu film hakkında yorum yazamam, küstahlaşamam o kadar. tek denilebilecek şey eğer sinema buysa bugüne kadar onca izlediğim neydi!
    mamoru
    mamoru

    Takipçi 147 değerlendirmeler Takip Et!

    5,0
    25 Eylül 2010 tarihinde eklendi
    Çocukken izlediğim ve hiç unutmadığım çççooooooookkkkkkk... güzel bir film. İzlemenizi tavsiye ederim 10 / 10
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top