Ortalama puan
4,0
126 Puanlama
Barton Fink hakkında görüşlerin ?
4,5
29 Kasım 2008 tarihinde eklendi
Yaşayan en büyük film yapıcılarının, izlemekle birlikte kütük gibi mideye oturan, işin enteresan tarafı bu kütükten memnuniyet duyan aralarında benimde bulunduğum büyük bir kitle yaratabilmiş klasiklerinden biri.
3,0
18 Temmuz 2009 tarihinde eklendi
Barton fink bastan sona mesaj verme hayatı yerden yere vurma niyetinde.Bu yer yerde basarılı olmuyor degil fakat joenlerin agdalı dili cok sıkıyor bazen filmin kendi halinde gitmesine izin vermiyorlar sürekli filmin yönlendirildigini hissediyorsunuz 6/10
3,5
11 Eylül 2021 tarihinde eklendi
“Barton Fink”, Coen biraderlerin çoğu zaman yaptıkları gibi sadece yönetimini değil senaryosunun yazımını, yapımcılığını ve editörlüğünü de üstlenerek bir koltuğa dört karpuzu birden sığdırdıkları filmlerden biri…

“Miller's Crossing” (1990) tamamlanır tamamlanmaz çekimlerine başlanılan “Barton Fink” in dünya prömiyeri 18 Mayıs 1991’de, filme "Palme d'Or / Altın Palmiye" ve Joel Coen’e de "En İyi Yönetmen" ödüllerinin yanı sıra başrol oyuncusu John Turturro’ya da "En İyi Erkek Oyuncu" ödüllerini kazandıran Cannes Film Festivalinde yapılmış…

Tabii filmin aldığı ödüller sadece bunlarla sınırlı değil… 3 Academy ve 1 Golden Globe ödülü adaylığının dışında filmin, 12 ödülü daha mevcut…

Ancak 9 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilen ve topu topu 6,2 milyon dolarlık bir hasılat yapabilen film, Coen biraderler ve onlara gönül verenler için neredeyse tam bir hayal kırıklığı olmuş…

Üstelik de; hiç de fena sayılmayacak 7.7/10 (100.346 oy) ve 3.9/5 (45.208 oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 7.6/10 (57 yorum) ve 69/100 (19 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamalarına rağmen…

Gelin isterseniz Coen biraderler açısından, evdeki hesabın çarşıya uymadığı bu filme, her zamanki gibi önceliği yine oyuncu kadrosuna vermek suretiyle biraz daha yakından bakalım…

Senaryosu sadece üç haftalık bir sürede yazılan filmde başrolleri John Turturro ile (bu filmdeki performansı ile 20/20 En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu ödülünü kazanan) John Goodman gibi iki değerli isim paylaşırken yine en az onlar kadar önemli olan Judy Davis, Michael Lerner ve John Mahoney gibi oyuncular da onlara en iyi şekilde eşlik etmişler…

Tabii bu arada, sadece birkaç sahnede görünüyor olsa da, Steve Buscemi’nin de filme ciddi renk kattığını söylemeden de geçmemek lazım…

Yani sonuç olarak, sahne usta oyunculara emanet edildiği için işin kamera önündeki kısmında her şey yolunda gibi duruyor…

Aslında işin teknik kısmında da herhangi bir sorun yok…

Zaten filmin editörlüğünü, başta da belirttiğimiz gibi, Coen biraderler bizzat kendileri yapmışlar…

Görüntü yönetmenliği koltuğunu da, “The Shawshank Redemption” (1994), “Fargo” (1996), “The Big Lebowski” (1998), “A Beautiful Mind” (2001), “The Village” (2004), “No Country for Old Men” (2007), “Prisoners” (2013), “Sicario” (2015) ve “Blade Runner 2049” (2017) gibi filmler dâhil toplam 79 projede aynı işi yapan Roger Deakins’a teslim etmişler…

Bütün bunlara, yine kariyeri büyük başarılarla dolu olan Carter Burwell’ın müzikleri de eklenince, ortaya arşivlik bir Coen biraderler filmi daha çıkmış…

Şimdi bu son "arşivlik film" yorumu üzerine, “İyi de o zaman bu 6,2 milyon dolarlık gişe hasılatı işi ne oluyor?” diye bir soru sorabilirsiniz…

Evet, maalesef nitelikli film demek her zaman çok iyi gişe yapan film demek olmadığı gibi çok iyi gişe yapan film demek de her zaman nitelikli film anlamına gelmeyebiliyor… Sinema tarihi, bunlara ilişkin pek çok somut örnekle doludur…

İşte tam da bu bağlamda, berbat gişesine rağmen “Barton Fink”, bizim her seferinde aynı keyifle izlediğimiz Coen biraderler imzalı filmlerden biridir… Eğer halen izlemediyseniz, kendinize bir iyilik yapın ve bu nadide filmi de mutlaka izleme listelerinize alın…

Keyifli seyirler,

Son bir not:
Tüm hakları bize ait olan bu yorumun orijinali; bir başka mecrada tarafımızca, 30 Ağustos 2018 günü saat 01.04’de yazılarak paylaşılmıştır...
4,0
31 Ekim 2009 tarihinde eklendi
Filmi izleyeli uzun zaman oldu ama yorum yazmak bugüne nasip oldu...Akıcı ve güzel bir filmdi. En iyi John Turturro performansı ve en iyi Coen filmlerinden biri diye düşünüyorum...10/8
1,0
13 Eylül 2011 tarihinde eklendi
New Yorklu bir yazarın L.A. gelmesini olabilecek en abzürt ve en saçma şekilde anlatan tuhaflığın tavan yaptığı bir film;Milyoner bir yapımcının yazarın ayağını öptüğü, polislerin senatör edasıyla ortalıkta gezindiği, senaristlerin mazoşist olduğu, kadınların sadece erkeklerin malı olduğu, yangının bile doğa kanunlarına aykırı ilerlediği çok tuhaf bir coen dünyasında geçen çok çok kötü bir film.
4,0
22 Şubat 2007 tarihinde eklendi
film yanılmıyorsam 1992de altın palmiye'yi almıştır.o sene jüri başkanı roman polanski'dir.ödülün kendi filmi europa yerine bu filme gittiğini gören lars von trier polanski'ye cüce demiştir:))
2,0
31 Ocak 2022 tarihinde eklendi
film bana istediğim şeyi beklediğim şeyi vermedi yani hafiften sıkılmaya başladım sonradan filmi tamamlayamadım
4,0
22 Haziran 2007 tarihinde eklendi
Cannes film festivali tarihinde en önemli üç ödülü (en iyi film, yönetmen, baş oyuncu) alan tek filmdir. Katman katman, çözümlenmeyi bekleyen (her ne kadar coen biraderler kabul etmese de) sembolizmiyle ve en yaygını serbest bir faust uyarlaması olan binbir türlü okunabilirliği ile katıksız bir başyapıttır Barton Fink, fikrimce tüm zamanların en iyi filmlerinden biri...
4,5
21 Ağustos 2005 tarihinde eklendi
öncelikle karsimizda idealist, yazmaya asik ve isini para veya ün için degil, sokaktaki siradan insan için yapmayi amaç edinmis 'barton fink ' karakteriyle selamliyor izleyiciyi film. bu karakter kurt kapani hollwooda gönülsüz bir yolculuga çikiyor. tüm nevroz bu asamadan sonra filmin her karesine yayiliyor bastan sona.

ve kulaklari sagir eden bir dalga çarpiyor denizin ortasindaki heybetli kayaya. daha o an izleyicinin neyle karsi karsiya oldugunun ipuçlari veriliyor.travma etkisi yapar bu film beyinlerde , önleminizi alin filmin karsisina geçmeden önce, diye bir uyari niteliginde giris sekansiyla tetikliyor ilgiyi ve çekiyor dikkatleri üstüne.'fink' ilk adimlari atiyor otele ve görünüyor resepsiyona giderken egzotik ve de kasvetli holde. çantasini yere birakip basiyor zile. iste o an çinliyor zil ve hipnoz basliyor cehennemin içinde.

coen kardeslerin oyuncu seçimi filme ruh katan bir etkinlikte .john turturronun huzursuz yüz ifadesi, saskin ve de anlamsiz bakislari ve yeri geldiginde atesli çogu zamanda silik ruh hali, fink karakteri için ne kadar dogru bir seçim oldugunu kanitliyor.

yaratilan atmosfer insani huzursuz etmek için özenle düsünülmüs coen kardesler tarafindan. otele hakin olan renkler asap bozucu bir etki birakiyor. hele odanin içinde vizildayan sivrisinek, duvarlarin ardindan gelen sesler, ikide bir duvar kagidinin sinir katsayisini arttirici kopusu barton finkinin sahsinda izleyiciyi pasifize etme niyetinin somut bir göstergesi olarak çikiyor karsimiza. fakat duvarda asili, dalgali denizi seyreden kadin resmi finkin her bakisin da ilham kaynagi niteliginde bir obje. huzur veriyor dalgalar o cehennem sicagi otelde .film insanin düsünce üretiminde geçirdigi sikintili süreci yansitma konusunda gerçekligi tartisilmasiz bir sunum niteliginde.

Finkin yan komsusuyla zit kisilikleri seytan ve melegin vücut bulmus hali niteliginde. john goodmanin filmin finalinde atesler esliginde asansörden çikisi ve kosarken koridorda atesinde onunla birlikte ilerlemesi bu vücut bulmanin kaniti .

Sonuç itibariyle izleyiciyi acabalarla saran, onu olaylar arasinda bag kurmaya zorlayan ve bu baglamda karmasik karakterli ama bulmaca tadinda bir film.
4,5
21 Şubat 2005 tarihinde eklendi
evet sonunda bu film de tanıtıldı ve coen lerin başyapıtı için yazabiliyoruz artık.Mükemmel.Miller s Crossing i de bekliyoruz.
5,0
27 Ocak 2006 tarihinde eklendi
Mükemmel bir oyunculuk, mükemmel bir senaryo, mükemmel son.. Çok sürükleyici ve tatmin edici bir film. Çok özgün. Her şeyiyle bir başyapıt..(10/10)
4,0
8 Eylül 2006 tarihinde eklendi
Barton Fink Coen Kardeşlerin çoğu insan için en iyi işi olarak görülen bu filmde,başarıyı tatmış Barton Fink adlı bir yazarın yaptığı iyi işleri arkasında bırakarak Hollywood gibi sanata önem verilmeyen bir yerde yüklü bir miktar karşılığında önemsiz,ikinci sınıf filmler yazmaya zorlanmasını ve bunun sonucunda ilham perisini yitirmesi ve kendi iç savaşını,içsel seyahatini gerçekleştirmesine tanık oluyoruz.Herkesin çok iyi eleştiriler getirdiği yapıtların altına attığı imzalar,Hollywoodda 2. sınıf çerez filmlerin altına geçmesi Barton için kabus niteliğinde bir hal alıyor... Coen Kardeşler filmde sanatlarını konuşturuyorlar ve tekdüze,yavan bir film yapmak yerine;herkes tarafından farklı yorumlara çekilecek,elastik bir bant gibi nereden çekersen o tarafa uzayacak bir film yapıyorlar.Kimi seyirci için Hollywood’a bir hiciv,kimi izleyen için bir yazarın içsel hesaplaşması ama aslına bakılırsa hepsi... Filmde dikkatimi çeken bazı noktaları paylaşmak isterim: Fink,başarılı oyunun ardından aldığı iyi eleştirileri kabul etmeyerek ’’Bir oyunumun iyi niteliğine ulaşması benim içimden gelen bir sesle belirlenir.Eğer içimde bunun kendimce iyi bir oyun olduğunu düşünürsem o zaman iyi bir oyundur.’’ der.Barton’ın Hollywood için yazdığı senaryonun son birkaç cümlesini duyarız.Bu senaryo yazdığı o başarılı oyunun senaryosuyla aynıdır ve bu senaryoyu yapımcıya sunarken bu benim hayatımda yaptığım en iyi senaryo der.Yani aslında film Barton’ın içsel seyahatini anlatır.İlk başta yaptığı senaryoya iyi demeyen Fink,filmin sonunda Hollywood’u görünce aslında onun yapıp yapabileceği en iyi senaryo olduğunu düşünür.Hollywood değersiz,önemsiz 5 kuruşluk filmler sektörüdür demeye getirir. Bir başka husus ise filmdeki karakterler üzerine.Gözlemlediğim kadarıyla Fink’in yan komşusu,ölü bulunan kadın ve hatta detektifler hayal ürünüdür.Yan komşusunun her ihtiyacı olduğunda yardımına koşması,aralarında geçen ısrarla sarfedilen cümleler bunların birer kanıtı olabilir.En sonunda ise ; yan komşusunun detektifleri pompalıyla öldürmesi,Hollywood’a karşı bir isyan niteliği taşımaktadır.’’Size zihinsel hayatı göstericem’’ diye bağırarak pompalıyla ateş açan yan komşunun ; önemsiz,değersiz bir filme sancılı bir yazım sürecinin adanması durumunun Fink tarafından kabullenilmemesinin bir resmidir diye düşünüyorum. Sinema klasikleri içindeki yerinin çok sağlam olduğuna bizi inandıran fantastik bir film.Galiba sonsuza dek o kutunun içinde ne olduğunu merak edeceğim...
4,5
1 Ocak 2006 tarihinde eklendi
Yazamama psikozu , pragmatist film endüstrisi ve sanrıların nedeni bir hotel. Ürkek ve gelgitlerle boğusan bir karaktere sahip bir yazarın, düşsel atmosferde ruhsal halleri ve gerilimi müthiş yansıtılmış.otel bir açıdan hayali bir ortamdır yazarın kendini sorgulaması bakımından.sistem eleştirisi gayet ironik ve zaman zaman sert.Coenlerin en iyi filmlerinden biri.
3,0
11 Eylül 2006 tarihinde eklendi
Eleştirmenler tarafından Coenlerin en iyi filmi,başyapıtı olarak lanse dilen bu film ne yazıkki benim için çok ekstra öğelere sahip değil,başyapıt adlandırmasını da kesinlikle bu film için kullanamam.Tabii bunda benim Coen’lerin sinemasına bakış açımda,büyük bir rol oynuyor.Belli ölçüde yenilikleri görmek mümkün,ama yeterli değil.
5,0
28 Eylül 2009 tarihinde eklendi
Coen Kardeşler...Ne biliyim onlar bence sonsuza kadar yaşamasını isteyeceğim türden yönetmenler...Her yeni filminde delicesine merak ve takip ettiğim,sinemanın nasıl yapılması gerektiğini gürül gürül anlatan tek yönetmenler onlar olsa gerek e tabi bir de Hitchcock usta var...Barton Fink tıpkı diğer tüm Coen filmleri gibi türler arasında ustalıkla gezinen bir sinema şaheseri,filmle ilgili ne desem azdır;kusursuz,başyapıt ve kült bir film...Her filmlerinde onları ayakta alkışlıyorum,onlar iyi ki var ve iyi ki sinema yapıyorlar...
Daha Fazlasını Göster