JOAN OF ARC/JEANNE DARC/THE MESSENGER FİLMİ
Bu gerçek hikayenin 1926, 1948 ve 1999 yıllarında çekilmiş üç versiyonu var.
1926 linki: https://www.fullhd720pizle.live/jeanne-darcin-tutkusu-1928-turkce-altyazili-izle.html
1s 50dk / Tarihi, Biyografik, Dram
Yönetmen Carl Theodor Dreyer
Senarist Carl Theodor Dreyer, Joseph Delteil
Oyuncular: Eugene Silvain, Andre Berley, Maurice Schutz
1948 linki: https://ugurfilm3.com/joan-of-arc/
Oyuncular
Ingrid Bergman, Francis L. Sullivan, J. Carrol Naish, Ward Bond, Shepperd Strudwick
Yönetmen
Victor Fleming
Süre
145 dakika
1999 linki: https://www.fullhdfilmizlesene.pw/film/elci-the-messenger-izle-fhd1/
• Yönetmen
Luc Besson
• Oyuncular
John Malkovich, Milla Jovovich, Rab Affleck, Stéphane Algoud
Süre:2 saat 38 dakika
REPLİKLER:
1926 VERSİYONU REPLİKLERİ:
Tanrı neden İngiltereyi değil de Fransayı tercih etsin?
Joan Dark: Tanrının İngilizlerden nefret edip etmediğini bilmiyorum. tek bildiğim İngilizlerin Fransa'dan kovulacak olmaları.
Sen neden erkek kıyafetleri giyiyorsun, kadın kıyafeti versek giyer misin?
Tanrının bana verdiği görev bitince giyerim.
Kurtuluşuna eminsen kiliseye ihtiyacın yok demektir.
1948 VERSİYONU REPLİKLERİ:
Dark: Beni Lordum yolladı
Yüzbaşı: Senin lordun benim
Dark: Hayır benim lordum cennetin efendisidir. Benim veliahtın ordusunu komuta etmem gerekiyor.
Yüzbaşı: Kadınlar ordunun önünde değil, ardında gider, istersen de ordu fahişelerinin arasına katılabilirsin.
Ben Lorien'in bakiresiyim.
Komutan: Orleansın kurtarılması Tanrı'nın isteğiyse neden askere ihtiyacın var ki?
Dark: Askerler savaşacak ve Tanrı onlara zafer nasip edecek.
Veliahta Dark: Tanrıya iman ettiğinizde kendinize de inanacaksınız.
Veliaht: Tanrının kral olmamı istediğinden emin değilim. Ben buyken Tanrı neden bana yardım göndersin ki?
Orduya karşı Dark: Tanrının bizim tarafımızda olması yetmez, bizim de onun tarafında olmamız gerekir. Onun için kumara son vermeniz gerekir. Küfür de etmemelisiniz. Ordudaki fahişeleri göndermelisiniz. gördüğünüz gibi bileklerim güçlü değil, İngilizleri gücümüzle değil, imanımızla yeneceğiz. İmanımız ufak tefek şeylerden zedelenirse Tanrı bize gücenir.
sayın piskopos beni de kalemden kilisemden kovsaydı ben de bakireye kafir derdim.
Dark: Kralım düşmandan rüşvet/ateşkese karşılık altın aldınız mı
Cevap vermeyeceğim.
Öyleyse aldınız, bize ihanet ettiniz.
İmza attıktan sonra: Tanrım sen benimle konuştun ama ben seni inkar ettim.
Kadınlar hapishanesine atılmayınca ve tekrar sesleri alınca imzasından vazgeçiyor ve erkek elbisesi giyiyor: Artık sesi duydum, size değil O'na (Tanrı) inanıyorum. İnançsız yaşamak ateşten ve genç ölmekten daha korkunç bir şeydir. Burada yapacak bir şeyim kalmadı, beni Tanrı'ya geri gönderin.
1999 VERSİYONU REPLİKLERİ:
Sana bu kişi bir işaret, bir tesbih verdi mi? Orleon'daki kuşatmayı kaldırmayı nasıl becerebileceksin. Eğer Tanrı sana inanmamızı söyleseydi bir işaret gönderirdi.
Ben buraya gösteri yapmaya gelemdim, hepiniz benden zekisiniz. Benden işaret istiyorsunuz, ama Fransız halkı kan içinde yatarken benden işaret istiyorsunuz. Beni 500 fersah uzaktan getiren eli görmüyorsunuz, başka işarete mi ihtiyacınız var. Bana bir ordu verin ve beni Orlion'a götürün, işareti orada göreceksiniz.
Köprüyü yaptıklarını nerden biliyorsun?
bakire: Siz kendi kaynaklarınızı kullandınız ben de kendi kaynağımı.
Maden Onu tanrı gönderdi, yaralanmasına neden izin verdi?
asıl sorulması gereken, Tanrının Onu gönderip göndermediği.
Jun Dark, İngilize: Küfretmenden dolayı Tanrı seni affetsin ama ben affetmeyeceğim.
Fransa sana ait değil, Charsl, Fransa Tanrıya ait.
Bana ihtiyacı var Tanrı'nın.
Tanrı kendi mesajını iletmeye gücü yetmiyor mu ki seni gönderiyor?
İngiliz Kralı: Şahsen ben Tanrıya inanmam, şeytana da inanmam. Bu yüzden hayal kırıklığına hiç uğramadım.
Piskopos: Bizim yargımıza teslim ol.
Mahkeme piskoposuna: Siz benim yargıcım olamazsınız, siz dikkatli olun çünkü bir gün siz de yargılanacaksınız.
Şeytan: işaretler nelerdi?
Jan Dark, İngilize: rüzgar, bulut, çan, dans ve kılıç. Kılıç tesadüf olamaz.
Şeytan: Kılıcın orda olması için bir çok alternetif var, neden bir alternatifi diğerine tecih ediyorsun? Sen neden gökten inen bir kılıcı tercih ettin de birilerinin o kılcı oraya bırakabileceği şıkları tercih etmedin? Sen görmek istediğin şeyi gördün Jun.
İngiliz Piskopos: Sence Tanrının kararı yerinde mi, Tanrı böyle öenmli bir görevi yerine getirmesi için cahil bir kızı seçmesi doğru mu?
piskopos: senin kralın bir kafirdir
Jan Dark: ben kralım en asil kişidir.
Bu mahkeme uzadıkça askerle savaşmayı reddediyor.
Jan Dark: Tanrı neden kan dökmemize müsade etti, istese engel olabilirdi.
Şeytan: Sen kendi adına savaştın.
Jan Dark: Ben insan öldürmenin barış getirmeyeceğini biliyordum.
Neyi imzaladığını biliyor musun? Tanrıya inanmadığı kabul etmiş oldun, sonunda onu yalanlayan sen oldun.
Günah çıkartmak istiyorum: Ben intikam ve çaresizlik için savaştım. Ben hem gururlu, hem inatçı hem de bencil ve acımasızdım.
KONUSU:
Jeanne D’Arc filmi yakılarak idamından 500 sene sonra aziz ilan edilen genç bir kızın hikayesini ele alıyor. Allah'tan mesaj aldığını söyleyen kızla dönemin din adamları arasında geçen hararetli tartışmalar filmin ana omurgasını oluşturuyor. Ortaçağın karanlıklarını da çok iyi ele alan bu filmler serisinin ilki 1926 yılında çekilmiş. Sessiz olarak aralara yazı eklemeleriyle çekilmiş olan film sadece mahkeme ve ölüm kısmını ele almış. Fakat filmde mahkeme tutanaklarının orijinalini göstermiş olmaları diğer versiyonlara göre farkındalık arz etmiş. 1948 versiyonu ise daha duygusal ve daha içtenlikle çekilmiş, İngrad Bergman'ın oyunculuğu ile daha üst bir anlatım seviyesi yakalamış. 1999 versiyonunda ise Jeanne D’Arc'ın çocukluğundan itibaren daha detaylı bir şekilde incelenmiş.
Jeanne D’Arc 1412 yılında Fransa’da sıradan bir köy olan Domremy’de fakir bir çifçinin kızı olarak dünyaya gelir. ’’Yüzyıl Savaşları’’ nın tüm hızıyla sürdüğü o yıllarda Fransa, İngilizler tarafından istila edilmektedir. Aynı zamanda ülke içten içe birbirini yemekte ve bir iç savaşa doğru sürüklenmektedir. Fransa’yı bu kara günde bir tek şey kurtarabileceği düşünülür ve dahi inanılır; bir mucize!...
O sıralar 13 yaşındaki Jeanne D’Arc ise günlerini dua etmekle geçirmektedir. Genç kız sık sık tanrısal ilhamlar aldığını iddia etmeye başlar. İddiaya göre o, Tanrı tarafından Fransa’yı kurtarmak ve Fransa Kralı olacak olan Prens Charles’a yardım etmek üzere seçilmiştir. Jeanne D’Arc'ın bakireliğini ön plana çıkartması, bu isimle anılması halk üzerinde Hz Meryem havasının esmesine sebep olur ve halkın ve askerin güvenini kazanır. Geleceğin kralı veliaht Charles'i ülkenin kralı olacak şeklinde ilham alması ve Onunla Fransa'nın zafer kazanacağını iddia etmesi, ilk defa görmüş olmasına ve Prensin kendisini halkın arasına gizlemesine rağmen Prensi tanıması, iddialarını da ilk savaşta ispatlaması sonucu itibar kazanır. . İngilizlerin ele geçirdiği Orlion şehrinin tekrar ele geçirilmesinde Jeanne D’Arc'ın önemli gayretleri olur. Askere komuta eder.
Fakat sonraki dönemlere Prens Charles'in kıskançlığı ve ihaneti sonrası İngilizlere esir düşer, İngiliz mahkemelerinde yargılanmaya başlar. Uzun bir yargılama sonucunda aforoz ve sonrasında yakılma kararı çıkar. Yanmamak için iddialarından vaz geçer fakat daha sonra kadınlar hapishanesine konmayışı, kendisinin aldatılması, serbest bırakılacakken ömür boyu hapse mahkum edilmesi üzerine tekrar iddialarına geri döner ve yakılarak idam edilir.