En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
carpathia07
17 değerlendirmeler
Takip Et!
5,0
29 Ocak 2008 tarihinde eklendi
ne diyeyim her izlediğimde tüylerimi diken diken eden film.(bu benim en sevdiğim film).kızılderililer sorununa değindiği yaklaşım bence fevkalade süper.amerikalıların ilk sahiplerine saygı duruşu niteliğinde tebrikler kevin costner.bence akademi oyuncu olarakta costnerı bu filmle ödüllendirmesi gerekti.aldığı ödülleri sonuna kadar hak edio
Bence eski yapıtlar arasındanparmakla gösterilecek kadar mükemmel bir film.Hiç tanımadığı ve onlara vahşi olarak tanıtılan insanlara ne kadar hoşgörüyle yaklaşılmış.Bence önyargıyı kırmak adına yapılmış iyi filmlerden bir tanesi
Kızılderililer tüm dünyaya insanlık dersi veriyor. Beyaz adamın işi ise öldürmek ne bulurlarsa kanını akıtmaktan hoşlanıyorlar. Bufalo, insan, kurt onun lanetinin kurbanları oluyor. Yüzlerce filmde birer kafaderisi avcısı ve öcü olarak gösterilen kızılderililerin dünyasına objektif pencereden bakmayı başarmış. Dustin Hofman’ın Küçük Dev Adam filminden esintiler taşısa da çoğu yerde özgün olmayı başarıyor. Ulaştırmak istediği mesajı net bir şekilde veriyor. Mutlaka izlenmesi gereken köşetaşı filmlerinden bir tanesi.
suan bu filmin 8.9 puanda olması buyuk bi haksızlık...the godfather 9.5 alıyosa bu film tartısmasız 10/10 alıcak beyazperde sitesindeki tek film olmalıydı..tek kelime ile efsane bi film..
amerikadan nefret etmek için yeterli olan bir film.kevin costner filmde iyi oynamış.konusu bakımından amerikalıların kendilerini eleştirdikleri bir film.bu açıdan güzel en azından yaptıkları katliamları eleştirebiliyorlar.
Kevin Costner'ı Kevin Costner yapan bir film ?Kurtlarla Dans?. Ayrıca Costner'ın ilk yönetmenlik deneyimi. Yönetmenlik dışında filmde başrol oyuncusu olarak da yer alıyor Costner. Film, çekildiği zamanda hem gişede büyük başarı göstermiş hem de Akademi Ödülleri'nde aday olduğu 12 daldan 7 tanesine kavuşmuştur. Kevin Costner'ın yönetimi oyunculuğuna dahi gölge düşürecek cinsten. Sanıyorum, 35 yaşında ?En İyi Yönetmen? dalında Akademi Ödülü'nü alan ilk sinemacı. Filmdeki yönetmenliğin yanı sıra görüntü yönetimi de muazzam. Koskoca sinema tarihinde belki de en iyi 5 görüntü yönetiminden biri. Costner'ın yanı sıra bu filmle Akademi Ödülü'ne kavuşan filmin görüntü yönetmeni Dean Semler'i de kutlamak gerekir. Film, filmin ana karakteri Michael Blake'in kitabından uyarlanmış. Hikayesi çekildiği yıla bakarsak pek de gözlerimizin aşina olmadığı tarzdan. Costner'ın hikayeyi anlatımı, kusursuz. Senaryosu ve kurgusu çok akıcı. 4 saate yakın süresine rağmen izleyenleri sıkmıyor. Filmin görkemli başlangıcı, ana karakterin görev yerine gelmesi ve oradaki yalnızlığıyla izleyenleri o doğal güzelliklerin içerisinde izleyenleri huzura kavuşturuyor. Bu kaldığı yeri tanıma kısmında büyük yalnızlık çeken Blake, atıyla ve onu yakından izleyen bir kurtla arkadaşlık ediyor. Daha sonra ise düşmanı durumundaki Kızıldereliler ile ilişkileri gelişiyor. Film, özellikle Kızılderelilerin yaşam biçimlerini, kültürlerini ve hayat felsefelerini çarpıcı bir şekilde irdelemiş. Ayrıca onlara acımasızca yapılan soykırımı harika müzikleriyle içimize işlercesine eleştiriyor. 90'lı yıllarda bitmiş gözüyle bakılan ?western? türünü de canlandırmış oluyor. Film tam anlamıyla western filmi olmasa da çoğu özelliğiyle türe yaklaşıyor. Bu yaklaşma bile gözden düşen bir türü tekrar gündeme getirmeye yetmiş. Bu yüzden de Costner'ı kutlamak gerekli. Costner'ın oyunculuğu da yönetmenliği kadar olmasa da çok başarılı. İzlediğim en iyi Kevin Costner performansı. Costner'ın yanı sıra diğer oyunculuğu da çok iyi. Her yönüyle başarılı bir film.İzlerken birçok duyguyu izleyenlere yansıtan destansı bir film ?Dances with Wolves?. İzlemeyen çok şey kaçırmıştır.
kevin costner'ın oyunculuğunu pek de sevmeyen birisiydim.hele bir de sea world'u izledikten sonra tamamen soğumuştum ancak bu filmle kendine hayran bıraktı beni.genç yaşta bu denli bir yönetmenliğin önünde saygıyla eğiliyorum böyle bir başyapıtı sinemaya kazandırdığı için...
washington'daki büyük başkan bizden topraklarımızı satın almak istediğini bildiren bir mektup yollamış. dostluktan söz etmiş büyük başkan... ama biz sizin , dostluğumuza ihtiyacınız olmadığını biliriz.
gökyüzünü nasıl satın alabilirsiniz ? ya da satabilirsiniz ? ya toprakların sıcaklığını? ağzımdan çıkan sözler yıldızlara benzer, büyük başkan, hiç sönmezler. bu yüzden söyleyeceklerime güveniniz.
havanın taze kokusuna suyun pırıltısına sahip olmayan biri onu nasıl satabilir ? kutsaldır bu topraklar benim için ve ulusum için... yağmur sonrası ışıltılı her çam yaprağı denizi kucaklayan kumsallar karanlık ormanların koynundaki sis şakıyan böcekler... ve bilin ki: kızılderili adamın anıları ağaçların özsuyunda saklıdır. toprak bizim anamızdır.
bilesiniz ki;
derelerin ve ırmakların içinden geçen sular, sadece su değildir. atalarımızın kanıdır o. babalarının mezarını geride bırakır beyaz adam. toprağı çocuklarından çalar. açlığın dünyayı saracak beyaz adam ve ardında koskoca bir çöl bırakacaksın. sabahın sisi dağların karnından doğan güneşi görür ve kaçar. demir at (lokomotif), öldürüp çürümeye bıraktığınız binlerce buffalodan nasıl kıymetli olabilir ? nasıl ? anlamıyorum. hayvanlar insanları bıraksa , insanlar ruhlarının yalnızlığından ölmez mi ? hayvanların başına gelen, insanın da başına gelecektir. toprağın başına gelen , oğullarının da başına gelecek ... çocuklarınıza bizim öğrettiğimiz şeyleri öğretin. toprak bizim anamızdır. ve toprağa tükürülmez. toprak insana değil , insan toprağa aittir.
insan hayat dokusunun içindeki bir liftir sadece...
beyaz adam neyi satın almak istiyor ? gökyüzü ve toprakların sıcaklığını mı ? koşan antilopların çabukluğunu mu ? biz size bunları nasıl satabiliriz ? ve siz nasıl satın alabilirsiniz ?
bir kağıt parçasını imzaladığımız ve beyaz adama verdiğimiz için her şeyi yapabileceğini mi zanneder beyaz adam ? havanın tazeliğine ve suyun pırıltısına sahip değilsek, bunu nasıl satabiliriz size ? son buffalo da öldüğünde onları tekrar nasıl satın alabilirsiniz ? beyaz adam geçici bir iktidardır ve o kendini her şey zannetmektedir . bir insan annesine sahip olabilir mi ?
günlerimizin kalan kısmını nerede geçireceğimiz önemli değil. çocuklarımız babalarını gururları kırılmış gördüler. savaşçılarımız utandırıldılar. yenilgiler sonrası kendilerini içkiye ve yemeğe verdiler. bu yolla vücutlarını uyuşturuyorlar. bir kaç kış ömrümüzün kaldığı bu topraklarda yakında matemimizi tutacak tek bir kişi bile kalmayacak. ama niye ağlayayım ? insanlar denizdeki dalgalar gibi gelip geçerler. biz gidiyoruz, ama beyaz adamın da bir gün keşfedeceği şeyi bugünden biliyoruz. hepimiz aynı büyük ruhtan geliyoruz . beyazlar da bir gün bu topraklardan gidecektir. belki de bütün ırklardan daha çabuk. yataklarınızı zehirlemeye devam edin. ve bir gece kendi çöplerinizde boğulacaksınız. bu kader bizim için şu anda bilinmezdir. fakat biliyoruz ki batışınızda her tarafa parlak bir ışık yayacaksınız.
bütün buffalolar öldürüldükten , yaban atları ehlileştirildikten, ormanın en gizli köşelerine kadar dünya insan kokusu ile dolduğunda , sevimli tepenin görüntüsü konuşan tellerle kirletildikten sonra, bir bakacaksınız ki gökteki kartallar yok olmuş. hızlı koşan taylara elveda demişsiniz. bu ne demektir biliyor musunuz ? bu yaşamın sonu ve sadece daha fazla hayatta kalmanın başlangıcıdır...
biz kardeşlerininkinden ne kadar farklı olursa olsun her insanin istediği gibi yaşamasını savunuruz. eğer biz teklifinizi kabul edersek, bu sadece yeni toprakları güvence altına almak için olacaktır ve orada son günlerimizi rahat ve huzurlu geçirebiliriz belki...
size bu topraklarımızı sattığımız zaman, siz onu bizim sevdiğimiz gibi seviniz, onunla bizim ilgilendiğimiz gibi ilgileniniz. ve onu bugün bulduğunuz gibi hatırlayınız. bu toprakları ve üzerindeki canlıları çocuklarınız için koruyunuz. çünkü bu dünya kutsaldır. beyaz adam bile ortak kaderimizden kaçamaz, belki biz hepimiz kardeşiz.
bunu zaman gösterecek."
onlar işte böyle insandılar arkadaşlar ve insanlıklarının bedellerini canları ile ödediler bu da o cinsten bi film harika
Neden bu kadar az kişi oy vermiş bu mükemmel filme?Amerikanın kanlı tarihi işte bu; koskoca bir ulusu adil olmayan şartlarda tüketmek.Neden bu kadar ellerinin altında olan, gerçek ve de harikulede film yapılabilecek cinsten bir konuyla ilgili gerçekten az film var?.Amerikan filmleri tek bir sektörün elinde ve de işte bu çok 'bilindik' ama aslında bilinmeyen konuyla ilgili maalesef benim bildiğim tek film bu ve de izlediğim en güzel filmlerden.Neden devamı yok o halde?Bu bize bence tek şeyi gösterir bence;Amerika gibi kapitalist bir ülke dahi gişe başarısı için bile kendi tarihini kötülemiyor demiyeceğim, kendi tarihini oynamıyor, oynayAmıyor.Beğenmeseniz bile ki hiç zannetmiyorum sırf konusundan dolayı kendini izlettirir Mükemmel bir film.10/10
4 saat gibi uzunüresine rağmen bir an sizi sıkmıyor . harika bir başyapıt . izlemeyenler izlesin diyorum ayrıca arşivimde baş köşede olan ender izlenesi filmlerden biri .
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.