Kuşkusuz, filme dair söylenecek çok şey var. Fakat aslında tek bir cümle pek çok konuyu aydınlatıyor: 4 saatlik bir filmi soluksuz izletmek hiç ama hiç kolay değildir. Tabii izleyenlerden bazı bölümlerde sıkıldığını söyleyenler de olacaktır. Yine de hikaye anlatımı, tahmin edilebilir karakterleri, giriş-gelişme-sonucuyla tam bir 20. yüzyıl epik film örneği. Bu epik filmler aslında bir elin parmağını geçmez. Zaman ve mekanları değişir, ancak azımsanmayacak ölçüde benzer noktaları vardır. Doctor Zhivago, Ben-Hur, Arabistanlı Lawrence, Kleopatra, Spartacus, On Emir ilk akla gelenlerden örneğin. Kurtlarla Dans da bu kategoride. Oyunculuk performanslarının çok da ön planda olmadığı bir film bu. Ki genel olarak çok da güçlü değil bu anlamda. Ancak günün sonunda sanırım önemli olan tek şey var; hikaye/hikaye anlatımı. Büyük zorluklarla çekilen, görülmesi gereken, 30 yıllık bir klasik.