Hesabım
    Ayrılık Günleri
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    3,0
    Ortalama
    Ayrılık Günleri

    Margherita Buy Uğruna <br><b>Ayrılık Günleri</b>

    Yazar: Ayşegül Kesirli

    Margherita Buy, Ferzan Özpetek’in Cahil Periler filminde canlandırdığı Antonia karakteriyle beni öyle etkilemişti ki, yüzünü aklımın bir köşesine resmen kazımıştım. Önceleri Antonia karakterinin beni böylesine etkilemesinin sadece Ferzan Özpetek’in parlak renklerinden, anlamlı müziklerinden ve kendine has anlatımından kaynaklandığını düşünüyordum. Fakat Margherita Buy’ın yeni filmi Ayrılık Günleri’ni izlediğimde Antonia karakterinin aklıma kazınmasındaki en önemli faktörün, Buy’ın hüzünlü oyunculuğu olduğunu anladım.

    Margherita Buy, Ayrılık Günleri’nde Cahil Periler’deki Antonia karakterinin bir benzerini canlandırıyor. Filmde Buy’ın hayat verdiği Olga karakterinin, kocasının gidişinin ardından sürüklendiği düzensizlik ve belirsizlikle dolu çalkantılı günleri anlatılıyor. Aslında Ayrılık Günleri’nin dile getirdiği öykünün hüzünlü olmasına rağmen özgünlükten yoksun ve banal olduğunu söyleyebiliriz. Filmin bu sıradan gidişatının ve alışılmış öyküsünün bir anda renklenmesine olanak sağlayan en önemli unsur, Margherita Buy’ın içerisinde en ufak bir yapaylık barındırmayan akıcı oyunculuğu.

    Film boyunca doğal duruşunu ve anlamlı bakışlarını başarıyla kullanan Margherita Buy, bir öfkelenip bir hüzünlenen Olga’nın duygusal dengesizliğini, parçalanmışlığını ve kontrolsüzlüğünü izleyiciye birebir hissettirebiliyor. Margherita Buy, Olga’yı sadece kağıt üzerinde var olan bir karakter olmaktan çıkartıp kanlı canlı bir insana dönüştürerek, bütün filmi kendi başına götürebilecek kadar başarılı bir performans sergiliyor.

    Bütün bunların yanı sıra Ayrılık Günleri’nin sinematografik başarısı da takdir edilmeye değer. Buy’in oyunculuğu sayesinde Olga’nın en sessizleştiği, en durağanlaştığı dakikalarda bile onun aslında neler hissetmekte olduğunu çok iyi anlıyoruz. Bununla beraber Olga’nın görüntüsünün arka planında olan olaylar, beliren nesneler veya renkler, Buy’in bize hissettirdiği ruh halini tanımlamaya çok yardımcı oluyor; gösterilen sahnelerin anlamsal açıdan kendi içinde bir bütünlüğe, bir dengeye ve bir ritme sahip olmasını sağlıyorlar.

    Dahası filmde sahneden sahneye değişen duygu akışı, hikayeyi başarıyla besleyen metaforik öğelerle daha da belirginleştirilmekte. Böylece Olga’nın hangi olay karşısında neler hissettiği daha da açık bir anlatımla gözler önüne serilebilmekte.

    Anlayacağınız Ayrılık Günleri, olaylar üzerine değil, duygular üzerine kurgulanan bir film. İlerleyen dakikalarda Olga’nın başına kötü bir şeyler gelecek mi, iki çocukla tek başına ortada kalan bu kadın, kocasıyla tekrar bir araya gelebilecek mi gibi konularla izleyiciyi meraka sürüklemek gibi bir derdi yok. Film esas olarak merak, acı ve endişe gibi birçok farklı duyguyu aynı anda yaşayan Olga’nın tüm hislerini gözler önüne sermeyi amaçlıyor. Buy’ın başarılı performansı ve hikayenin görsel zenginliği sayesinde bu amacı gerçekleştirdiğini söyleyebiliriz.

    Esasında Ayrılık Günleri’nin adından bu kadar çok söz ettirmesinin en belirgin sebebi, müziklerinde ünlü Balkan besteci Goran Bregoviç’in imzasının bulunması. Çoğunlukla Emir Kusturica filmlerinde gösterdiği performansın başarısıyla herkesi kendisine hayran bırakan Bregoviç ismi, ’ne yapsa güzel olur’ sloganıyla beraber anılan bir marka neredeyse. Ayrılık Günleri, gerçekten de görsel anlatımının yanı sıra müziğiyle de apayrı bir hikaye dile getiren, zaman zaman hissetmemiz gereken duyguları müziğiyle önceden haber vererek bize yol gösteren bir film. Bregoviç, müzisyen kimliğini kullanarak kendisine verilen görevin altından başarıyla kalkmış.

    Fakat keşke bu filme sadece müzisyenliğiyle katkıda bulunsaymış. Filmde Olga’nın alt komşusunu canlandıran Bregoviç’in oyunculuğu oldukça tutuk, utangaç ve genellikle hissiz. Ortaya çıktığı her sahnede istemeden oyuncu kadrosuna dahil edilmişçesine zoraki bir performans sergileyen Bregoviç, bütün film boyunca sanki birisi arkasından itmiş de, yanlışlıkla kadrajın içine girmiş gibi davranıyor.

    İşin en can sıkıcı yanı, Bregoviç’in canlandırdığı karakterin öykünün en kritik zamanında ortaya çıkması ve filmin gidişatını doğrudan etkileme gücüne sahip olması. Filmin gidişatına olumlu bir etkisi bulunmayan Bregoviç’in tutuk oyunculuğunun, filmin anlam yoğunluğunu doğrudan etkilemesi talihsiz anlam kopukluklarına neden oluyor. Bregoviç’in filmin duygu yoğunluğuna en ufak bir katkıda bulunmaması, hikayenin gidişatını anlamsızlaştıran yegane sebep haline geliyor.

    Son dakikalarında ortaya çıkan anlam kopukluklarına ve Bregoviç’in hissiz oyunculuğuna rağmen Ayrılık Günleri, bazı sahnelerde neredeyse Bregoviç'in açığını kapatmak için kendi kendine çırpınan Margherita Buy’ın başarılı performansı ve görsel güzelliği uğruna izlenebilecek bir film. Son yıllarda Son Öpücük, Cevap Ver gibi filmler sayesinde, giderek alıştığımız popüler İtalyan sinemasının izlemeye değer örneklerinden biri.

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top