Ergenlik <b>Canavar Ev</b>ler
Yazar: Ayşegül KesirliKorkuyoruz ve çoğu zaman bunun nedenini bir türlü bulamıyoruz. Sadece korkuyoruz. Göz bebeklerimiz, kontrolümüz dışında büyüyor; kalbimiz hızlı hızlı çarpmaya başlıyor ve midemiz sanki elimizde olmadan şekil değiştiriyor. Etrafımızda olan biten her şey bir anda tekinsizleşiyor.
Bu karmaşık ruh halinin kötü ruhların hükmettikleri sahipsiz evlerle ve nereden geldiği belli olmayan garip görünüşlü oyuncaklarla yaşatıldığı 80'li yılların korku filmlerinde, bütün bu hikayelerin bilinçaltımızın ve fiziksel korkularımızın bir uzantısı oldukları pek fazla göze çarpmıyordu. Bunun tersine günümüzün en ürkütücü korku filmlerinde bile öykünün elle tutulur bir dünyada değil de, bilinçaltımızın meçhul sularında dolaştığı vurgulanıyor. Gelirim unsurları artık çoğu korku filminde belirli psikolojik problemlere gönderme niyetine kullanılıyor. Bu durum da karşımıza bizi şaşkına çeviren yapımların çıkmasını zorlaştırıyor.
Yıllardır çeşit çeşit örneklerini izlediğimiz komşu-perili ev ilişkisinin içine, alıştığımız üzere sessiz bir erkek çocuğuyla baş belası tombul arkadaşını yerleştiren ve olay örgüsünü bütün iniş çıkışlarıyla tahmin edebileceğiniz bir yaramaz çocuk hikayesi kuran Canavar Ev de, farklı içeriğiyle aklımızı başımızdan alan bir yapım değil doğrusu.
Ergenlik çağlarının başlarında olan bu yaramazların fiziksel ve ruhsal değişimlerinin, yaşadıkları esrarengiz maceraya müdahalesiyle ortaya çıkan psikanalitik göndermeler de, fazla hayret uyandırıcı sayılmaz. Fakat Canavar Ev'in içeriği açısından hiç de heyecan uyandırmayan niteliksiz bir yapım olduğunu söyleyip geçmek de, bu filme yapılacak en büyük haksızlık olur. Çünkü on iki, on üç yaşlarının her şeyi ben bilirimci ukala ruh halini başarıyla yansıtan, kullandığı stereotiplerle kolektif bir ergenlik hissi yaşatan ve dönemin atmosferine yakışır diyaloglarla ergenliği itici değil, bilhassa sevimli kılan Canavar Ev, inanılmaz bir nostalji tadı bırakıyor izleyenlerin damağında.
Özellikle de, Enid Blyton'ın macera serilerini defalarca okuyup, The `burbs gibi filmleri arka arkaya izlediğiniz ve Eerie Indiana dizisi için sabahın köründe uyandığınız, bununla da yetinmeyip mahallenizdeki terkedilmiş evleri gözetleyerek hikayeler kurguladığınız, ardından da kimsenin size inanmadığından, kimsenin sizi anlamadığından yakındığınız bir ilk ergenlik geçirmişseniz, bu filmde kendinizden bir şeyler bulmamanız neredeyse imkansız. Bir de bütün bunların üzerine orantısız vücudunuzdan ve çirkinliğinizden de muzdariptiyseniz bu filmin yaratacağı nostaljik atmosferden zevk alacağınız hemen hemen kesin gibi.
Bununla beraber Canavar Ev, sadece yarattığı bu nostalji duygusuyla izleyiciyi sürükleyebilecek bir film değil ne yazık ki. Lakin geçtiğimiz yıl, yine Robert Zemeckis prodüktörlüğündeki Kutup Ekspresi'nde karşılaştığımız 3D/IMAX denilen yepyeni bir animasyon tekniğinin uygulandığı film, yenilikler vaat etmeyen içeriğini görselliği ile örtbas etmeyi başaran ve bu iki ana unsur arasında harika bir denge tutturan bir çalışma.
Daha önceki animasyon filmlerde izleyenleri yabancılaştırmaya iten mimik ve duygu yoksunluğunun ortadan kaldırılmasını sağlayan bu teknoloji, filmde yer alan tüm karakterleri daha sıcak, daha elle tutulur yapıyor. Klişe fakat bir o kadar inandırıcı cümleler kuran karakterlerin bir de sahici tepkilere kavuşmaları, çizgi karakterleri ete kemiğe bürünmüş birer aktöre çeviriyor. Hatta zaman zaman karakterlerin gerçek birer insandan çok, hayal ürünü çizgilere sahip olmaları filmin gidişatı içinde tamamen bir avantaja dönüşüyor.
Ergenlik çağında oldukları defalarca vurgulanan karakterlerin şekilsiz vücut hatları, çizgiyle öne çıkarılarak içerik ve görsellik arasındaki denge sağlamlaştırılıyor ve bütün bunlar tahmin edilebilir olay örgüsüne rağmen kendimizi filme hevesle kaptırmamızı sağlıyor. Ayrıca görselliğin gerçek filme yakınlığından ve konunun alışılmışlığından doğan sıcaklık, filmdeki korku öğelerinin de törpülenmesine vesile oluyor. Böylelikle Canavar Ev, yetişkinlere hitap ettiği kadar çocukların da, fazla ürkmeden severek izleyebileceği bir yapıma dönüşüyor.
Steve Buscemi, Maggie Gyllenhaal, Jason Lee ve Kathleen Turner gibi usta isimlerin sesleriyle yer aldıkları Canavar Ev, anlamsız korkularımızın nedenlerini, bize küçük birer çocukmuşuz gibi basit bir dille anlatan, anlatırken de geçmişimizi anlamlandıran bir film. Alışıldık hikayelerin nasıl renklendirilebileceğinin en eğlenceli örneklerinden de biri sanırım.