Noel ve Aile <br>ve Komedi ve Romantik
Yazar: Ertan TunçThomas Bezucha'nın yazdığı ve yönettiği Aile Bağları; Hollywood'un gelenek haline getirdiği bir alt-türe, "Noel Filmleri"ne yeni bir örnek teşkil ediyor.
Konu itibariyle baktığımızda; evlenmek üzere olduğu sevgilisinin kalabalık ailesiyle tanışmak üzere evlerine giden ve başına geleceklerden habersiz olan "aşık" kavramı çok tanıdık gelebilir. Hatta sözlere/sözcüklere dayalı esprilerin ve yanlış anlamaya dair durum komedisinin de eklenmesiyle Zor Baba ve Dünür (Meet the Parents) çağrışımı yapması da kuvvetle muhtemeldir. Ama Aile Bağları'nın, teknik anlatımı ve olayları yorumlama şekliyle kendinden önceki "aile filmleri"nden ayrıldığını da itiraf etmek gerekir. Açıkçası, felsefi yaklaşımı açısından -finaline kadar- biraz nihilist hatta varoluşçu olduğunu bile söyleyebiliriz.
Hollywood, çoktan beridir yeni yönetmen adayları üzerinde -adı konmamış olmasına rağmen- bir süreç işletiyor. Önce kısa filmler, bir tane düşük bütçeli bağımsız film (yazabiliyorsa başka bir yönetmene senaryo), TV dizisi (önce konuk yönetmen, sonra uzun süreli yönetmen) en sonunda da büyümekte olan bütçelerle filmler. Thomas Bezucha'nın Big Eden'iyle yakaladığı başarının getirdiği güvenilirlik, büyük finansman desteği Aile Bağları'nı yapmasını sağlamış ama ilk filminden tam beş yıl sonra. Bu sebepten de yönetmen atacağı ikinci adımda (ki geleceğini belirleyecektir) dramatik yönü kuvvetli bir film yapmaya gayret göstermiş. O yüzden Aile Bağları'nın "vurucu" olma niyetinde oluşunu ve bu amaçla ölümcül hastalık figürünü kullanışını anlayışla karşılamak gerekir.
Film; klasikleşmiş Noel şarkılarıyla (Martin'den "Let It Snow", Garland'dan "Have Yourself a Merry Little Christmas") bezeli olsa da Noel'in yeni bir yılın doğuşunu simgeleyen yönünü değil geçip giden bir yılı simgeleyen tarafını içeriyor, önemsiyor. Stone ailesinin bir dahaki Noel'de önemli bir ferdinden yoksun kalacağını öğrenmek aile üyeleri kadar seyirciyi de hüzünlü bir hale sürüklüyor. Bunun farkında olan Sybil'in; Ben'in uyuşturucu zevkini, Patrick'in ırkını, Thad'in eşcinselliği kabullenmiş olmasına rağmen Meredith'i hazmedememesine anlam vermek güç değil.
Öte yandan, Meredith açısından değerlendirildiğinde de filmin dramatik tarafı komik tarafına ağır basıyor. Sivilize olmuş tüm kültürlerde; partnerinin ailesiyle tanışma, buluşma ve her şeyden önemlisi kendini beğendirme olgusunun yarattığı korkulara rastlanmaktadır. Hele kendini kabullendirmek zorunda kalan kişi, anaerkil ailede yetişmiş bir erkekle evlenmeyi düşünen sıra dışı bir kadınsa, durum epeyi vahim demektir.
Aile filmlerinde (gerçek hayatta da böyledir), misafirin (müstakbel damat ya da gelinin) içine düştüğü en zor durumlardan biri de kalabalık aile fertleriyle beraber yenilen yemektir. Çünkü birebir sohbetlerden farklı olarak, burada, zavallı misafir tek başına olmasına rağmen aile (düşmanlar) kalabalık bir kurt sürüsü gibidir. Kimi filmler (Dr. Dolittle gibi) bu durumu komedi unsuru olarak kullanırken kimileri de [Aile Bağları gibi] gerilim yaratmakta kullanırlar.
Yönetmen; hassas, alıngan ama bir o kadar da saldırgan Meredith'in içinde bulunduğu durumu yansıtırken mesafeli davranmaya özen göstermiş, Amy'nin agresifliğini gösterirken ise bu tavrından ödün vermiş. Ailenin beş çocuğunun da davranışlarını, çeşitli durumlarda takındıkları tutumları anlamlandırmak oldukça zor.
Dramatik yapısı bir hayli kuvvetli olmasına rağmen seyircisine ayrıca vaat ettiği komediyi sunmakta oldukça başarısız. Stone'lar gerçek bir çekirdek aile portresi vermesine veriyorlar ama yine de bu, filmi kurtarmaya yetmiyor. Yönetmenin kişisel deneyimlerden izler taşıyan Aile Bağları; McAdams ve Jessica Parker'ın dikkat çekici performanslarıyla şekillenen dramatik bir aile filmi. Yer yer komik ve düşündürücü, bol hüzünlü bir yılbaşı hikayesi.