Özgürlük Savaşçısı
Yazar: Oktay Ege Kozakİçerisinde hiç bir sonuç, anlam, mantık ve hatta zeka pırıltısı taşımamasına rağmen Özgürlük Savaşçısı, en azından ne kadar adaletsiz bir dünyada yaşadığımız gerçeğini bir kez daha ortaya koyuyor. Dünyanın dört bir köşesinde on binlerce özgün ve yetenekli sinemacı, minnacık filmlerini bir araya getirecek mikroskopik bütçeleri bulamazken, Uwe Boll gibi bir "karakter"e, bütçesinin 60 milyon doları bulduğu varsayılan bir "pelikül parçası"nın teslim edilmesi sinir bozucu.
Fritz Lang, Werner Herzog ve Wim Wenders gibi efsanelerle kendine saygıdeğer bir isim edinmiş Alman sinemasının şanlı tarihini üç (Özgürlük Savaşçısı ile dört) hamlede yerle bir eden Uwe Boll ile haşır neşir olmayan seyirciye küçük bir tanıtım yapalım: Boll, eleştirmen ve seyirci çevrelerince "2000'li yılların Ed Wood'u" damgasını yemiş, sinema severler tarafından sadece isminin söylenmesi şaka haline gelmiş, alay konusu bir "yönetmen."
Şahane kariyeri boyunca çoktan unutulmuş bilgisayar oyunlarının sinema versiyonlarına imza atmayı nedense kendine yaşam görevi seçen Boll hakkındaki Ed Wood benzetmelerine şahsen katılmıyorum. Boll'ün filmlerine verilen bütçenin onda biri Ed Wood'a verilseydi, Wood'un bin kat daha yetenekli, en önemlisi bin kat daha eğlenceli yapımlar üreteceği kesin.
Özgürlük Savaşçısı ve benzeri Boll filmlerinin en büyük problemi de bu zaten. Filmlerin eğlenceli kötü filmler olmaması. Hani bazı filmler vardır; o kadar kötüdür ki, sırf kötülüğü eğlendirir. Fakat Uwe Boll, kendini o kadar ciddiye alıyor, o kadar banal ve ruhsuz bir yönetim sergiliyor ki, Özgürlük Savaşçısı'nı izlerken kötülüğünden eğlenebilmek de mümkün değil. Tabii ki, güldürmemesi yerde güldüren, eğlendirmesi gereken yerde utançtan yere baktırtan sahneler yok değil. Işıksız, stilsiz çekilmiş, bir Hollywood savaş sahnesinden çok dijital kameralarla provayı çekip ekrana atmışlar hissi veren açılıştaki kavga sahnesi mesela.
Ork bozması kötü yaratık Krugların pörsümüş deri ve kemikten çok griye boyanmış dev banyo süngerlerini hatırlatan muazzam makyajları. Savaş sahnesi sırasında bir taraf okları bırakmadan diğer tarafın oklar tarafından vurulduğu harika montaj. Sekansın başlaması gereken noktadan çok daha önce başlayıp, asıl başlaması gereken noktada hiç bir açıklama olmadan alakasız başka bir sahneye atlayan muhteşem anlatım yapısı. Orta çağdan çok seksenlerin New York çetelerine yakışacak deri kostümler. Her daim umarsızca sağa, sola, yukarı aşağı hareket eden kamera...
Gelelim filmin müziğine. Seksenlerin VHS'ye fırlama aksiyon filmlerinde kullanılan ucuz synthesizer müziklerinin daha da bariz versiyonu, yaratmaya çalıştığı her hissi kafamıza matkap misali delmek için elinden geleni ardına koymayan, kulak tırmalayan, delirten müzik. Filmin müzikleri o kadar klişe, o kadar tembel işi ki; yedi yaşındaki kuzenim iki dakika Garage Band programının başına otursa, bir şaheser çıkarır Özgürlük Savaşçıları'nın müziğine kıyasla.
Peki, yeni yüzyılımızın en yeteneksiz ve beceriksiz isimlerinden biri olmasına rağmen Uwe Boll, nasıl oluyor da bu kadar yüksek bütçeli yapımların kamera arkasına geçebilmek için stüdyoları ikna ediyor? Boll, nasıl oluyor da Ben Kingsley, Jason Statham, Ron Perlman, Ray Liotta, Burt Reynolds gibi az çok saygıdeğer yıldızlarla çalışabiliyor. Ve bu yıldızların kariyerlerinin en ruhsuz performanslarına imza atmalarını kendine görev ediniyor?
Filmin performanslarıyla dalga geçmek için bile apayrı bir makale yazabilirim, fakat şimdilik her dakika bayılmak üzere olduğu izlenimini veren, sanki ipler yardımıyla cansız kukla misali ayakta tutulmuş Burt Reynolds'un içler acısı Kral Konreid performansını örnek verebilirim.
Uwe Boll'un belli bir espri anlayaşına, ilginç bir karaktere sahip olduğu belli. Neden bu espri anlayışını filmlerinde kullanmıyor, kötü olmasına rağmen en azından eğlenceli felaketlere imza atmıyor? Boll'un ilginç espri anlayışına bir örnek: Eleştirmenler tarafından filmlerine gelen ekstrem negatif tepkiler sonucunda Boll, geçen sene bütün eleştirmenleri boks ringinde dövüşmeye çağırdı. Eleştirmenlerin bir kısmı Boll'ün ilginç davetini kabul etti.
Ringe giren eleştirmenlerin hepsi bir zamanlar profesyonel boksörlük yapmış Boll tarafından kısa sürede alaşağı edildi. Bu boks maçlarının videosu internette halen bulunabilir, göz atmanızı tavsiye ederim. Beş dakikadan uzun sürmeyen bu videoları izlerken Özgürlük Savaşçısı'nın iki saatinden çok daha fazla eğleneceğinizi garanti ederim.
İnternette, Özgürlük Savaşçısı hakkında araştırma yaparken, filmin DVD versiyonunun tam 165 dakika olacağını öğrendim. Tanrı hepimizi korusun.