Hesabım
    Hitman
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    2,5
    Geçer
    Hitman

    Hayranlarını Üzecek...

    Yazar: Oktay Ege Kozak

    Bir an için, kimliği bütün dünya güçleri ve gizli ajanslardan saklı, amacı her zaman normal insanlar tarafından görünmeden, radarın altında çalışmak olan bir kiralık katil grubunun üyesi olduğunuzu düşünün. Size halk içindeki görünüşünüz üzerine iki opsiyon veriliyor:

    Opsiyon 1: Surat hatlarını kapatacak bir şapka, güneş gözlüğü ve/veya peruk ile kalabalığa kolayca karışacak şekilde basit, içinde bulunulan mekanın kültürüne uygun, dikkat çekmeyecek bir giyim düzeni.

    Opsiyon 2: İnce bir nişancının 50 kilometreden kolayca hedefine alabileceği parlak bir kel kafa, kimlik teşhisini çocuk oyununa dönüştürecek ender bir barkod dövmesi ve erkek moda dergilerinden fırlama pahalı ve dikkat çeken bir takım elbise... Bu takım elbiseye kıpkırmızı kravat eşlik ediyor, olur da dikkat çekmek için kel kafa ve barkod yetmez diye.

    Eğer bu uydurmaca soruya Opsiyon 1 cevabını verdiyseniz, beyninizin mantık işlemcileri tam gaz çalışıyor demektir. Opsiyon 2 ise hit oyun Hitman'in hayranlarının ve son yılların en gereksizce mantıksız ve olabildiğince beceriksiz aksiyon filmlerinden birini izleme gafletinde bulunmuş benim gibi şanssız seyircilerin yakından tanıyacağı bir seçim. Haliyle filme ilham kaynağı olan, dünya çapında milyonlar satmış (Türkiye'de milyonlarca "kopya" satmış desem.) popüler bilgisayar oyununun hayranlarına hakaret etmek amacım değil. Sonuçta bir bilgisayar oyununun konu bakımından mantık sınırlarının dışına çıkması, hiç bir anlam ifade etmemesi kimin umurunda? Herhangi bir birincil şahıs silahlı oyun oynamış kişinin, oyunun kendisinden çok bölümlerin arasına giren "cutscene" * sahnelerinin senaryo kalitesinden haz aldığını sanmıyorum.

    İşte Hitman ve benzeri, gişe hedefli filmlerin bütçelerinden ucuza kotarılmış, ikinci sınıf aksiyon bozması bilgisayar oyunu uyarlamalarının en büyük problemi buradan kaynaklanıyor. Peş peşe onlarca cutscene izliyoruz, ama ne yazık ki hiç bir zaman oyunu oynama şansımız olmuyor. Basmakalıp klişe diyaloglar, abartı oyunculuk, ortalama kamera ve ışık kullanımı, devamlılığı birbirine tutturamayan montaj, mantık sınırlarının yakınına bile yaklaşmayan "konu". Bütün elementler ortada, ama bu sahneleri birbirine bağlayacak oyunun kendisi yok.

    Konu demişken bu konuda nereden başlayacağımı bilmiyorum. Binlerce hikaye uyumsuzlukları arasında en barizinden başlayalım. İsmi basitçe 47 olan anti-kahraman kiralık katilimiz, belirsiz bir kaynaktan Rus başkanını öldürme emri alır. Bu arada resmi adı 47 olan birinin pasaportunda isminin nasıl yazılacağı merak konusu. İlk isim 4, ikinci isim 7 olarak mı geçiyor? Bu durumda kendisine bay 7, veya 4 bey şeklinde mi hitap edilmeli? Neyse, kaldığımız yerden devam edelim. 47, Rus başkanını öldürdüğünü zanneder, ama aslında başkanın dublörünü bulutlardaki Kremlin'e terfi ettirmiştir. Zaman geçmeden aynı gizli gruba dahil diğer kiralık katiller 47'nin peşinden gider ve 47'nin içine girdiği belayı çözmek için Rus Başkanı'na ulaşması gerekir.

    Bu noktadan sonra lütfen 47'nin neden kendini tuzağa sokan kişiler yerine Rus Başkanı'nın peşinden gittiğini, başkanın hangi amaçlarla kendi ölümünü uydurduğunu ve 47'nin hayatına bir kadın sokmak ve hedefini öldürmemek gibi onlarca kuralı kırmasına rağmen, neden inanılmaz seksi Rus Nika ile beraber olmayı reddettiğini sormayın. Bu soruların cevabı, filmin yapımcılarında bile yok. Varsa bile bu yazıda bunun cevabı araştırılmayacaktır. Bu arada Rus kadınla ilgili sahnenin erkekler arasında binlerce diyaloga ilham kaynağı olacağı kesin, bayanlara uyarılır.

    Peki, diyelim ki konuyu, veya konu yoksunluğunu geride bıraktık. Sonuçta Hitman, beynimizin analitik yarısını kapatıp, şuursuzca eğlenmemizi, dramatik keman orkestrası müziği eşliğinde bir sürü "cool" silahın yüzlerce kurşun savurmasından, kanlı cesetlerin ergonomik pozisyonlarla duvarlardan sekmesinden haz almamızı ön gören bir "eğlencelik" olmayı amaçlıyor. Fakat bu tür bir filmden bu kadar düşük beklentilerimiz olsa bile, yine de belli bazlı standartlara sahip olmamız, bilet paramızı dikkatle harcamamız yararsız bir nasihat mi?

    Zor Ölüm 4.0, kırk yılda gerçekleşmeyecek senaryosuna rağmen kendi limitleri içinde belli bir mantık çerçevesi oluşturuyor. Konu saf şiddet ve aksiyon olduğunda ise, Hitman'in bütünde bulunan çatışma sahnelerini toplasanız, Hepsini Vur'un ilk otuz saniyesini ya doldurur, ya doldurmaz. Gördüğünüz gibi, beklentilerinizi ne kadar düşürseniz de, her zaman daha iyi, daha başarılı seçenekleriniz var. Zor Ölüm ve Hepsini Vur'un DVD'de çıkmasına sabrınız yetmese bile en azından orijinal Hitman oyununu oynayabilirsiniz. Böylece sinema koltuklarında uyumak yerine konsolunuz egzersiz görmüş olur.

    *Cutscene: Video oyunlarında oyuncunun üzerinde kontrol sahibi olmadığı, oyunu bölen bilgi amaçlı sekanslar.

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top