Hesabım
    Avatar
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    5,0
    Kusursuz!
    Avatar

    Avatar

    Yazar: Melis Zararsız

    35 trilyon rengin gümüş perdeye yansıtıldığı, 36.600 watt ses gücüne sahip bir teknoloji... Hayal gücünün ürettiği diyarların görünür olmasına her gün biraz daha yardımcı olan teknolojik gelişmeler, anlaşılan son aşamasında James Cameron'a anca yeterli gelmiş ki, yıllar önce düşündüğü filmi ancak şimdi, 2009'da çekti. Sinemanın geleceğini değiştirdiği iddia edilen 250 milyon dolardan fazla bütçeyle çekildiği söylenen Avatar, beklediğimize değdi mi?

    Kesinlikle! Evet, konu yabancı değil, saygıyla anacağımız kült film Gizemli Şehir (Dark City), yakınlarda izlediğimiz animasyon film Terra'yı Kurtarmak (Battle for Terra), benzer konuları işlemiş filmler olarak kendilerini hatırlattılar film boyunca. Aslında biraz düşününce, konu itibariyle benzeşen bir film daha aklıma geldi: Kurtlarla Dans. Elbette bu film, bilim kurgu veya animasyon değil ama seçtiği konu itibariyle aynı yolun yolcuları...

    Avatar'a dönecek olursak, herşeyden önce gerçekten 3D (üç boyutlu) izlemenizi öneriyorum. Pandora adı verilen, film bittiğinde, ben orada yaşamak istiyorum diyerek salondan ayrılacağınız o muhteşem gezegenin muhteşem renklerini, etrafta uçuşan pamuksu ruhların sanki yanağınıza değip sizi kutsayacakmışçasına gerçek görüntülerini yaşamak, evet adeta Pandora'da olmak, bunu deneyimlemek... Son zamanlarda 3D izlediğimiz bir çok film, dışardan bir gözle, evet 3D etkileyici olmuş dedirtmekten başka bir his uyandırmazken Avatar'da, filmin içine girmeniz için size rengarenk bir kapı sunacak.

    Hele ki küresel ısınma tehlikesiyle karşı karşıya olduğumuz bugünlerde, dünyamızın gün geçtikçe daha dumanlı, daha kirli, daha çirkin birşeye dönmesine tanık olurken, Pandora bize cenneti sunuyor. Ama cennette yaşamak kolay değil, önce kendinizi ispatlamalısınız, ölümü göze almalısınız. Alırsınız...

    Yönetmen fantastik hikayesini alışılmadık biçimlerde anlatma yolunu seçerek sinemanın gidişatına yön vermeyi başarmış kanımca. Hayal gücünü, kafasındaki o rengarenk hikayeyi bize yansıtabilmiş.

    Konudan bahsedelim biraz, yıl 2100, askeri bir şirket Pandora adlı gezegenin yerüstü ve yeraltı kaynaklarını incelemeye başlarlar ve daha sonra da yeraltı kaynaklarındaki özellikleri farkederek halkın orayı boşaltmasını isterler. Barışçıl halkı yerlerinden edebilmenin en iyi yolu da içlerine bir Avatar yollamak ve güvenlerini kazanmaktır. Ama aşk, tüm savaşların önünde duracak, tüm imkansızlıkları imkanlı kılacak, başlı başına güç haline gelecektir. Bu aşk sadece bir insana değil, bir halka, bir ülkeye, bir gezegene duyulan aşktır.

    Gizemli Şehir ve Terra'yı Kurtarmak'taki gibi vicdan, duygu, zeka gibi yeteneklerimizi kullanmayı hatırladığımız müddetçe savaşların bitebileceğini gösteren, ama benzerlerinden farklı olarak sadece göstermeyen aynı zamanda 'yaşatan' bir deneyim Avatar. Pandora'lı olmak isteyeceksiniz!

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top