Her dergi ve gazetenin puanlama sistemi farklı olduğu için, Beyazperde, puanları 0.5 - 5 yıldız üzerinden, kendi barometresine göre vermiştir.
Basın Eleştirisi
T24
Yazar: Atilla Dorsay
Ve Alita çok etkileyici bir sinema başkişisi oluyor. Öncelikle Rasa Salazar’ın öyle bir yüzü var ki... 2010’lardan beri birçok film ve TV dizisine katılmış olan oyuncu, o devasa gözleri kadar oyunuyla da bizi sürüklüyor. Onun havalarda uçması kadar aşk gözyaşları da, bir halkı kurtarmak için bulunduğu özveri kadar hep yalnızlığa mahkûm olduğunu anladığındaki trajik duygu da bizi etkiliyor. Hele bedeninin parça parça olduğu sahneler... Tamam, Oscar almaz. Ama yine de!.. Filmin kullandığı CG teknolojisi de buna büyük katkıda bulunuyor. O cılız bedenin yaşadığı her azabı, o parçalı kol-bacakların eziyetini de hisseder oluyoruz. Belki bu dallarda Oscar gelir: Önümüzdeki yıl elbette!.. Ayrıca özlenen kimi oyuncular da var: Özellikle doktor Ido’da Christophe Waltz, Şirin’de Jennifer Connelly. Ama gençler de iyi: Artık hemen her filmin ‘olmazsa olmaz’ siyahisi Mahershala Ali ve de Hugo ’da son derece sempatik Keenan Johnson. Ki onu Nashville, The Fosters gibi dizilerde tanımıştık. Bu ilk önemli sinema rolü. Sanırım arkası gelir.
Eleştirinin tamamı için: T24
Gazete Duvar
Yazar: Şenay Aydemir
Rosa Salazar’ın hareket yakalama tekniği ile canlandırdığı Alita, animasyon olarak filmde hayat bulurken, diğer karakterler insan formunda yer alıyor. Salazar’ın gelişen teknoloji ile birlikte bu işin hakkını verdiğini belirtelim. Andy Serkis gibi bu işin duayenini bir yana koyarsak, şimdiye kadarki en iyi performanslardan birisi olabilir. Nihayetinde “Alita: Savaş Meleği”, işin içinde gişe canavarı James Cameron’un olduğu bir yapım ve kendisinden beklenen de bu. Haliyle benzerlerinin taşıdığı bütün ‘standart’ ürün özelliklerini bünyesinde barındırıyor. Bu haliyle de yazının başında belirttiğim gibi zor zamanda ya da canınız yemek yapmak istemediğinde marketten satın alabileceğiniz hazır yemekler gibi. Eşsiz bir damak tadı vermeyecek hiç kuşkusuz ama beklentiyi karşılayacaktır.
Eleştirinin tamamı için: Gazete Duvar
Habertürk
Yazar: Mehmet Açar
Rosa Salazar'ın performans yakalama tekniğiyle hayat verdiği Alita, insanoğlunun karanlık geleceğindeki kurtarıcı bir meleği andırıyor. Saf ve masum... Cameron'ın yapımcı olarak Alita'ya neden bu kadar büyük bir yatırım yaptığını anlıyorsunuz. Alita karşıtlıkları bir araya getiriyor. Şirin bir genç kız ama isterse tam bir ölüm makinesine dönüşebiliyor. Üstelik insanlara çok çabuk bağlanan duygusal biri. Alita ideal bir pop kültür figürü... İnsan beynine sahip mükemmel bir cyborg. Duygularıyla insan, bedeniyle süper kahraman. İnsan dokunuşunun sıcaklığını hissediyor, portakalın, çikolatanın tadını alıyor... Alita, 2019 itibarıyla insanlığın varmak istediği noktayı temsil ediyor...
Eleştirinin tamamı için: Habertürk
Hurriyet
Yazar: Uğur Vardan
Oyunculuklara gelince: Alita’da Rosa Salazar’ın yüzü kullanılmış. Bilgisayar teknolojisiyle iyice abartılan bu yüz, özellikle iri gözleri itibariyle Margaret Keane’in resimlerindeki figürleri andırıyor ki, bu ünlü ressamın öyküsünü anlatan ‘Big Eyes’ adlı filmde üçkâğıtçı kocası Walter Keane’i, Alita’nın ‘Geppetto’su Dyson Ido’da izlediğimiz Christoph Waltz canlandırıyordu. Malum Viyana doğumlu Waltz’ın portföyündeki en iyi roller genellikle kötücül karakterlerden geldi; Dr. Ido’da sırıtmıyor belki ama sanki karanlığın tarafında yer alsa daha etkileyici bir kompozisyon sunarmış gibi. Hikâyenin kötü adamı Vector’de Mahershala Ali karikatürize bir portre çiziyor, Dr. Ido’nun eski karısı Chiren’de ise Jennifer Connelly filmin en az inandırıcı karakterine hayat veriyor (niye karanlık tarafa geçmiş, öykünün kendi mantığı içinde bile pek de ikna edemiyor). Bu arada kötülüğün asıl tarifi finaldeki sürpriz isimden geliyor. Sonuç? Tanıdık öykü, tanıdık karakterler, tanıdık atmosfer ve tasarımlar ama yine de izlenmesi belli ölçülerde keyifli bir çalışma olmuş ‘Alita: Savaş Meleği’.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.
T24
Ve Alita çok etkileyici bir sinema başkişisi oluyor. Öncelikle Rasa Salazar’ın öyle bir yüzü var ki... 2010’lardan beri birçok film ve TV dizisine katılmış olan oyuncu, o devasa gözleri kadar oyunuyla da bizi sürüklüyor. Onun havalarda uçması kadar aşk gözyaşları da, bir halkı kurtarmak için bulunduğu özveri kadar hep yalnızlığa mahkûm olduğunu anladığındaki trajik duygu da bizi etkiliyor. Hele bedeninin parça parça olduğu sahneler... Tamam, Oscar almaz. Ama yine de!.. Filmin kullandığı CG teknolojisi de buna büyük katkıda bulunuyor. O cılız bedenin yaşadığı her azabı, o parçalı kol-bacakların eziyetini de hisseder oluyoruz. Belki bu dallarda Oscar gelir: Önümüzdeki yıl elbette!.. Ayrıca özlenen kimi oyuncular da var: Özellikle doktor Ido’da Christophe Waltz, Şirin’de Jennifer Connelly. Ama gençler de iyi: Artık hemen her filmin ‘olmazsa olmaz’ siyahisi Mahershala Ali ve de Hugo ’da son derece sempatik Keenan Johnson. Ki onu Nashville, The Fosters gibi dizilerde tanımıştık. Bu ilk önemli sinema rolü. Sanırım arkası gelir.
Gazete Duvar
Rosa Salazar’ın hareket yakalama tekniği ile canlandırdığı Alita, animasyon olarak filmde hayat bulurken, diğer karakterler insan formunda yer alıyor. Salazar’ın gelişen teknoloji ile birlikte bu işin hakkını verdiğini belirtelim. Andy Serkis gibi bu işin duayenini bir yana koyarsak, şimdiye kadarki en iyi performanslardan birisi olabilir. Nihayetinde “Alita: Savaş Meleği”, işin içinde gişe canavarı James Cameron’un olduğu bir yapım ve kendisinden beklenen de bu. Haliyle benzerlerinin taşıdığı bütün ‘standart’ ürün özelliklerini bünyesinde barındırıyor. Bu haliyle de yazının başında belirttiğim gibi zor zamanda ya da canınız yemek yapmak istemediğinde marketten satın alabileceğiniz hazır yemekler gibi. Eşsiz bir damak tadı vermeyecek hiç kuşkusuz ama beklentiyi karşılayacaktır.
Habertürk
Rosa Salazar'ın performans yakalama tekniğiyle hayat verdiği Alita, insanoğlunun karanlık geleceğindeki kurtarıcı bir meleği andırıyor. Saf ve masum... Cameron'ın yapımcı olarak Alita'ya neden bu kadar büyük bir yatırım yaptığını anlıyorsunuz. Alita karşıtlıkları bir araya getiriyor. Şirin bir genç kız ama isterse tam bir ölüm makinesine dönüşebiliyor. Üstelik insanlara çok çabuk bağlanan duygusal biri. Alita ideal bir pop kültür figürü... İnsan beynine sahip mükemmel bir cyborg. Duygularıyla insan, bedeniyle süper kahraman. İnsan dokunuşunun sıcaklığını hissediyor, portakalın, çikolatanın tadını alıyor... Alita, 2019 itibarıyla insanlığın varmak istediği noktayı temsil ediyor...
Hurriyet
Oyunculuklara gelince: Alita’da Rosa Salazar’ın yüzü kullanılmış. Bilgisayar teknolojisiyle iyice abartılan bu yüz, özellikle iri gözleri itibariyle Margaret Keane’in resimlerindeki figürleri andırıyor ki, bu ünlü ressamın öyküsünü anlatan ‘Big Eyes’ adlı filmde üçkâğıtçı kocası Walter Keane’i, Alita’nın ‘Geppetto’su Dyson Ido’da izlediğimiz Christoph Waltz canlandırıyordu. Malum Viyana doğumlu Waltz’ın portföyündeki en iyi roller genellikle kötücül karakterlerden geldi; Dr. Ido’da sırıtmıyor belki ama sanki karanlığın tarafında yer alsa daha etkileyici bir kompozisyon sunarmış gibi. Hikâyenin kötü adamı Vector’de Mahershala Ali karikatürize bir portre çiziyor, Dr. Ido’nun eski karısı Chiren’de ise Jennifer Connelly filmin en az inandırıcı karakterine hayat veriyor (niye karanlık tarafa geçmiş, öykünün kendi mantığı içinde bile pek de ikna edemiyor). Bu arada kötülüğün asıl tarifi finaldeki sürpriz isimden geliyor. Sonuç? Tanıdık öykü, tanıdık karakterler, tanıdık atmosfer ve tasarımlar ama yine de izlenmesi belli ölçülerde keyifli bir çalışma olmuş ‘Alita: Savaş Meleği’.