Ilk olarak Michael Mann 'in 1986 tarihli "Manhunter"i ile sinemayla hasir nesir olan Hannibal Lecter, daha sonra 1991-2002 tarihleri arasinda Anthony Hopkins suretinde beyazperdede en parlak donemini yasamisti. Bu kez karsimizda, yapimci Dino De Laurentis'in ismarlamasi uzerine yazilmis bir romandan yapilmis sinema uyarlamasi var. Yani romanin beyazperdeye uyarlanmasi icin Thomas Harris'ten boyle bir dogus hikayesi yazmasi istenmis. Lecter'in dogusunu karsimiza getiren "Hannibal Rising", kuskusuz ki sinema tarihinin bu en vahsi seri katilinin nasil bir cocukluk gecirip, nasil bir ruh haliyle buyudugunu gormemiz icin buyuk bir firsat. "Inci Kupeli Kiz"dan asina oldugumuz yonetmen Peter Webber'in, o filmindeki isik kullanimi ve gorselligi fazlasiyla andiran sinematografisi ile buyuleyen film, Lecter'in sasirtici egilimlerini (samuray felsefesine yakinligi gibi) karsimiza getirirken, aslinda herseyin bir intikamla basladigini da ogrenmemizi sagliyor. Ancak ister istemez Hopkins'in Lecter yorumu ve onceki filmlerin etkisi, bunun yaninda genc Lecter'in buradaki intikam duygusunun tum filme yayilip filmi tek bir kelimeyle ozetleyebilecek kadar duz bir yapiya oturtmasi ister istemez "Hannibal Rising"e bir parca mesafeli bakmamizi sagliyor. Ayrica kisisel olarak kanimca olgun Lecter'in agzindan dokulen o essiz tanimlamalar ve cumleleri burada cok aradim dogrusu. Genc oyuncu Gaspard Ulliel elinden geldigince genc Lecter'a hayat vermekte basarili (ozellikle sesini iyi kullaniyor. Guzeller guzeli Gong Li bir kez daha buyuluyor, Rhys Ifans ise akillarda kalici bir kotu adam kompozisyonu sunuyor. Kisacasi herkesi memnun etmeyecek bir "geriye donus" hikayesi var karsimizda, ancak yine de belli kusurlarina ragmen ilgiyi hakediyor...(5/10)