Hesabım
    The Breed
    Ortalama puan
    3,8
    120 Puanlama
    The Breed hakkında görüşlerin ?

    28 Kullanıcı yorumları

    5
    3 Eleştiri
    4
    7 Eleştiri
    3
    8 Eleştiri
    2
    7 Eleştiri
    1
    0 Eleştiri
    0
    3 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    JeanClaudeVanDamme
    JeanClaudeVanDamme

    Takipçi 1.209 değerlendirmeler Takip Et!

    2,0
    9 Mart 2012 tarihinde eklendi
    Sıradan olmasının ötesinde hayvanseverlerin oldukça zorlanarak izleyeceklerini düşünüyorum.Her ne kadar vahşi hayvanlardan bahsediliyor olsa da köpeklerin öldürülmesi bir çok kişi için rahatsız edici olacaktır.Bu açıdan bakıldığında hayvan sevgisi açısından da oldukça tehlikeli bir film.Sevindiğimiz nokta ise filmin ses getiremeden arada kaynamış olması.
    Chev
    Chev

    Takipçi 952 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    18 Mayıs 2009 tarihinde eklendi
    Heyecanı ve gerilimi hissettirecek bir yapım..İzlenildiğine pişman etmez..710
    Ilknur K
    Ilknur K

    Takipçi 1.238 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    11 Kasım 2007 tarihinde eklendi
    bence çok başarılı ve değişik bir filmdi. insanların köpek fobisini ortaya çıkartıyor. köpeklerle verilen mücadeleler ilginçti.
    Demirtas
    Demirtas

    Takipçi 888 değerlendirmeler Takip Et!

    3,0
    1 Mayıs 2009 tarihinde eklendi
    Ucuz Amerikan korku filmlerinden biri daha işte. Eğer işiniz yoksa klasikleşmiş, bildik korku sekansları eşliğinde 87 dakika geçirebilirisniz. Yine bir grup genç tatile ıssız bir yere gidiyorlar ve başlarına bir takım korkunç olaylar geliyor ! Bu farklı konuyu buldukları için senaristleri kutluyor ve izlemeği düşünen arkadaşlara ' Başka işiniz yokmu ' diye soruyorum !
    atakanozruh
    atakanozruh

    Takipçi 331 değerlendirmeler Takip Et!

    3,0
    23 Haziran 2008 tarihinde eklendi
    Girişi, gelişimi ve özellikle son sahnesiyle baştan aşağı klişe bir korku olmasına rağmen senaryonun tutarlılığı ve gerilim sahnelerinin başarılı çekimleri filmi kurtarıyor. Ayrıca kamera arkasını da izledim, film üzerinde hakikaten çok uğraşılmış. Onlarca eğitimli köpek kullanılmış.
    rudeonerudeone
    rudeonerudeone

    Takipçi 1.698 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    5 Ocak 2009 tarihinde eklendi
    bence çok kötü ve gereksiz bir film.saçmalıklarla dolu,sizi şaşırtan hiç birşey yok,çok sıradan,bütün film boyunca köpekler koşturup duruyor,gerçekten zaman kaybı.oyuncular zaten tek kelimeyle zorla rol yapıyor,onu da yapamıyorlar gerçi.bilmiyorum,düşünüyorum ama tek bir iyi şey bile söyleyemeyeceğim film hakkında.
    odinhan
    odinhan

    Takipçi 1.029 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    14 Eylül 2008 tarihinde eklendi
    Bir kaç aksiyon vari sahnesi haricinde hem gerilimi hem senaryosu hemde oyunculukları yerlerde sürünen bir film olmuş.Güzelim eğitimli Alman kurtlarınada vahşi yaratıklar rolü pek olmamış hani.10/5
    ozzy-badd
    ozzy-badd

    Takipçi 831 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    25 Mayıs 2010 tarihinde eklendi
    konu bakımından klişe olsada iyi bir gerilim filmi...baştan sona sürükleyici bir yapım...ayrıca sonununda hoşuma gittğini belirteyim...10/7 yi hak ediyor...
    bluevelve
    bluevelve

    Takipçi 115 değerlendirmeler Takip Et!

    3,0
    10 Ağustos 2007 tarihinde eklendi
    Bu Köpekler Çıldırmış OlmalıKorku filmlerinin tipik bir ortak özelliği vardır; filmin üzerine inşa edildiği konu ne olursa olsun bu inşa sonucunda ortaya çıkan yapının derecesi değişmekle birlikte saçmalama ya da absürtleşme veya vasat altına inme gibi kronikleşen zayıf karnın mevcudiyetidir. Bu karna atılacak bir yumruk, film adına game over olmayı devreye sokar ve fişin çekilip elektriğin kesilmesine ve film kadrajının bir süre sonra yanarak telef olmasına sebebiyet verir. Bu, korku olduğunu iddia eden her film için geçerli olmasa da birçoğu için böyledir ve wes craven’in prodüktörlüğüne soyunduğu 2006 yapım yıllı, Amerikan, Alman ve Güney Afrika ortak yapımı, yönetmenliğini nicholas mastandrea’nın üstlendiği The Breed için de ne yazık ki yukarıda belirttiğim ortak özellikler, ağıra kaçmasa da kendini hissettirir bir somutlukla söz konusudur. Klasik amerikan korku - gerilim filmlerinden ilk etapta filmde korku unsuru oldurulan varlıklar göze alındığında bir basamak önde gibi görülse de film, ilerleyen karelerde ve gidişatın bir süre sonra klişelere sarması ile bunun böyle olmadığı ve bir anda bir basamak ileriyken iki basamak geriye doğru düşüşe geçmektedir. Yine gençler toplanmıştır ve yine bir ormanlık alanda ki bir eve gitmişlerdir, tek fark ise buranın bir ada olması ve sık ağaçların yanında birde masmavi bir denizin bulunmasıdır ve tabi ki birde çıldırmış köpeklerin. Aslında ilk giriş sekansı ile izleyen bir nebze olsun ileriki sahnelerde kendisini neyin beklediği konusunda derin bir meraka girmektedir. Gerçi korku filmlerinin ilk giriş sekansları gibi yine, esas oğlan ya da kızlardan ayrı olaup kurban edilmeye konumlandırılmış suretlerin burada da boy göstermesi ve bir diğer klişeleşmiş olan; sarışın kızların ilk harcanan olması gibi iki nokta kullanılıyor olsa da, bu giriş sekansında yaratılan gerilim, ormanın içinde kalmış ve dört bir yanından hışırtılar gelen sarışın afetin yüzünün limon yemiş bir eda ile ekşimesi ve kameranın kıvrak raks edişi ile bir anda müziğin ani artışına paralel kurbanımızın can havliyle kaçışı ve nihayetinde ayaklarından yakalanıp boylu boyunca yerde yatar bir vaziyette ormana bilinmeyen bir şey tarafından çekilmesiyle sonlanmış, başlangıç olarak izleyiciyi umutlandırmış ama bu umut kısa sürmüştür. --- spoiler ---Beş arkadaşın tatil için seçtiği yer bir adadır ve o adanın deniz kıyısındaki güzel evdir. ilk başlarda her şey çok güzeldir. Eğlence gırla gitmekte, gülüc. kler dağıtılmakta, sanki korku filminden çok neşeli gençlik filmi havası yaratılmaktadır. Ortada ne bir katil vardır ne de korkunç bir şey, sadece küçük bir yavru köpek çıkagelmiştir ve bu, filmin girişinde kurban verilen hanım kızımızı kurban eden şey hakkında akıllarda ateşlenme olmasını sağlamıştır. iki kardeş vardır bu gençlerin arasında. Bu yetişkin erkekler birbirilerinin ter. i kişilikler ile örüldükleri için ve geçmişte yaşanılan acı bir olay nedeni ile anlaşamamaktadırlar. Film burada yine klişeye sarılarak geçmiş sayfaların tozlarını havaya kaldırmış, karakterler arasında -ki özellikle kardeşler arasında- bir günah çıkarma ve birbirlerini sorgulama batağına saplanmıştır. Her neyse ilerleyen karelerde filmin rengi birden değişmeye sarmış ve esas kızlardan sarışın olanın bir köpek ile karşılaşıp ısırılmasıyla gerçek rengini bulmuştur. Bundan sonrası bir mekana kısılıp kalınarak ve adanın gerçeklerini birer birer su yüzüne çıkması ile yaşanan dumuru bağlı ağzın bir karış açık kalınması ile sürüp gidecektir. Filmdeki bir diğer göze çarpan vasatlık ise; bazı korku filmlerindeki gibi gerçeklerin bir kişi tarafından biliniyor oluşu ama bir olay oluncaya kadar bunun diğer karakterlerden saklanması. Bu filmde de Matt karakteri evlerinin olduğu bu adanın bir sene önceki kullanış amacını bildiği halde bunu, sarışın kızımız olan sara’ya köpeğin saldırmasına kadar açıklamamış olması. Gerçi açıklaması da kız arkadaşı Nicki ( Michella Rodriguez ) ile sınırlı kalıyor ve diğerleri, adanın eskiden bir deney alanı ve bu deneylerin köpekler üzerinde yapılıyor olduğunu ve bir sene önce kuduz hastalığının baş göstermesi sonucunda adan terk edildiğini bilmiyorlar ve öğrenmeleri tahmin edildiği gibi uzun sürmüyor. --- spoiler ---Korku adına belki işlenen konu ve korku kaynağı unsurların insanların can dostları olarak bilinen köpekler oldurulması bir farklılık olsa da -ki daha önce Stephen King romanı uyarlaması Cujo da bir katil ya da çıldırmış köpek üzerine bir filmdi. Bunun yanında kurtlar ya da kurt adamlar ile ilgili filmlerde bu türe dahil edilebilir kanımca- konunun etraflıca işlenememesi ve görselliğin bir iki yerle sınırlı kalması haricinde etkili olamayışı, film için eksiler hanesinin alıp başını gitmesine neden olmuştur. Şu da vardır; sinemaya amatör bir merak duyan ve daha yeni yeni korku türü ile tanışan bir izleyiciye film derilim dolu gelebilir -ki bazı sahneleri gerçekten insanın koltukta yumruğunu sıkarak, köpeklerden kaçan karaktere daha hızlı koş gibi bir haykırışa sebebiyet vermekte- ama korku adına, sadece ansızın beliren bir suret ya da müziğin bir anlık yüksek volümlü patlaması örnek verile bilir ama salt bir korku denilemez. En iyisi gerilim denilmeli ki, buda herkes tarafından hissedilmeye açık bir konudur. Sonuçta; kaçma, kovalamaca, biraz patlama, bir iki kurban verme ve çokça köpek hırlaması eşliğinde kahramanlarımız iki fire vererek -ki buda klişeleşmiş bir görünüme bizleri yine g.türmektedir. Biri sarışın kızımız diğeri zenci ve oyun bozan olup korkak ve kurban edilmek için o gruba dahil olunduğu ikide bir bodruma indirilmesi ile belli olan, gerçi sarışın kızımızda bodruma indirilmişti ya neyse, er kişisi olmak üzere, sarışınların ve zencilerin amerikan korku filmlerinde ilk giden olmaları geleneğini sürdürülüyor olması gerçeğini bir kez daha bizlere göstermesi- çıldırmış köpeklerin arasından paçayı sıyırmayı başarmışlar ve kendilerini bekleyen yata kapak atarak huzurlu bir yola çıkmışlardır. Tabi yatta bir sürpriz onları beklemektedir. Burada filmin devamı için açık kapı bırakılmıştır. scream serisinde, identity ve cursed fillerinde asistanlık yapan ve Craven ile çalışan yönetmen Nicholas Mastandrea bu ilk yönetmenlik denemesi ile on ürerinden altılık bir atış yapamış ve acımasız bir eleştiri oklarını savurup yönetmene haksızlık etmemek namına diyebilirim ki; sinema dünyasına ayağını biraz sürterek olsada giriş yapmıştır. ilk yönetmenlik esri olan bir film olarak The Breed, kimi usta yönetmenlerin yerlerde sürünen filmleri göz önüne alındığında tatmin edici olmakta. Tabi yönetmenin eksikleri çok ama bunların zamanla ve hele ki hocası Wes Craven olunca giderileceğinden hiç kuşkum yok. Oyuncuların performansları ne normalin altında nede üzerinde, yatay bir seyir izlemekte olup, resident evil1’in asi polisi michella rodriguez’in aynı asilikteki suret ifadesinin kimi karelere yansıması akıllarda hoş bir tat bırakmakta ama genel olarak oyuncuların hiç biri performans adına normalin üstüne çıkamamakta. Seyrederken ya da seyretmeye gider iken çok fazla bir beklenti içine girilmemeli. Nihayetinde film, kapağında Wes Craven adı geçse de bu film bir Craven filmi değil. Yönetmende bir Craven değil ama olmayacak ta değil. Yıllar ne gösterir bilemem ama bir ilk film olarak The Breed yönetmeni adına benim umutlanmamı sağlamıştır. Tabi bu umudu bir çok kişi paylaşmayacaktır hiç kuşkusuz. Ama umutsuzda olunmayacağı için, beklentileri evde bırakarak filme bir göz atılmalıdır, önyargısızca. --- The Breed ---
    mehtap6
    mehtap6

    Takipçi 385 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    23 Eylül 2008 tarihinde eklendi
    Filmde farklı pek bişi yok ama yiinede kendini izlettiriyor köpekler ilgi çekici.
    Sdk-JK
    Sdk-JK

    Takipçi 158 değerlendirmeler Takip Et!

    4,5
    22 Temmuz 2008 tarihinde eklendi
    Ben bu filmin bu kadar kötü eleştiriler almasını haksızlık olarak görüyorum.Film gayet güzeldi.Değişk bir senaryosu vardı ve her saniyesi bir aksiyon gerilim heyecan doluydu.Baştan sona sıkılmadan büyük bir heyecanla izleyebilirsiniz.10/9
    beck31
    beck31

    Takipçi 1.383 değerlendirmeler Takip Et!

    3,5
    20 Ekim 2007 tarihinde eklendi
    Seviyorum boyle vasat gerilimleri birkac heyecanli unsur disinda pek bir ozelligi yoktu belki ama tabiki bir Kujo da beklemedim.10/7
    seliria
    seliria

    Takipçi 94 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    4 Ocak 2009 tarihinde eklendi
    Sıradan bir korku filmi.Fazlası yok eksiği var.
    yigityasa
    yigityasa

    76 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    31 Ocak 2009 tarihinde eklendi
    BEn eleştirileri anlamıyorum.2000li yıllarda konu darlığı , heyecan sıkıntısı yaşayan gerilim korku kategorisine bence onemli bir soluk aldıran film oldu ..8p verdim. Ayrıca Wes Craven boş değil ki boş geçelim.
    aydin-dereli
    aydin-dereli

    96 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    24 Temmuz 2008 tarihinde eklendi
    Güzel film.izlenmeli.sıkmıyor.10/8
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top