film izleyenleri çok fazla içine çekmeden, belki de vermek istediği mesajı veriyor. bol aksiyonlu bir macera filmi olmadan da, hırsızlı-polisli bir film olabileceğini gözler önüne seriyor. özellikle de spike lee'ye özgü olan, sol eliyle sağ kulağını kaşıma modu da bu filmde de mevcut. filmde çok büyük bir beklenti içine girmeden daha başından özellikle oyunculuklara kurulu zaman dilimi içerisinde, fazla uzatmadan, işlenmiş, zekice kurgusuyla hazırlanmış bir olay örgüsü var. ayrıca gayet hoş ve de farklı olan müzikleriyle de, izleyici bence gayet iyi bir biçimde bağlanmış. dediğim gibi pek bir numarası olmadan da, film yapılabildiğini hem de iyi bir film olabildiğini gösterebilen spike lee'nin en son filmlerinden birisi olan bu film, tümüyle hemen hemen hiç bir yeri sırıtmadan, kimi zaman esprili, kimi zaman içeriğine uygun düşecek şekildeki sertliğiyle, izleyiciyi sürüklüyor, sürüklemekle kalmayıp, sonuna kadar olayın içine hapsediyor, sonuna doğru filmin nasıl sonlandığını anlamıyorsunuz bile. oyunculuklar da ise;
denzel washington, hemen hemen oynadığı tüm filmlerde de, kötü bir tablo çizmemiş olan siyahi oyuncunun performansı yine hat safhada. her ne kadar filmin baş kahramanlığı, clive owen ile arasında kapılmaya çalışılsa da, sanki diğer hırsız karakterinden bir adım önde. her ne kadar son zamanlarda, benzer rollerde oynamay başlamış birisi olarak gözükse de, bu rolün üzerine yapışmadan kendisi tarafından başarıyla canlandırıldığı kesin. clive owen ise her rolün altından kalkabilen yeni nesil en iyi oyunculardan birisi olarak, yine bu filmde de, kendisinden bekleneni en iyi biçimde vermiş belki de. çünkü az sert, çok zeki, ve de bolca cool içerikli imajını hem harika çizmiş hem de filmin sonuna kadar çok iyi bir biçimde korumuş bu nedenle de, süper rol kestiğini söylemek lazım. film bu iki oyuncudan ibaretmiş gibi görünse de, filmin bence diğer artısı da, olduğu yerlerde olaya giren, yardımcı roldeki, willem dafoe. yan rollerin büyük adamı, yine üzerine düşen görevini, fazlasıyla yerine getirmiş. filmin sanki tek eksi yönlerinden birisi, zoraki rolüne sıkıştırılmış gibi görünen, jodie foster olmuş sanki. çünkü filmde biraz eğreti duruyor, sanki zorlama rol yapıyormuş gibi görünüyor, buna rağmen senelerin verdiği avantaj ve de artı puanla o da filmin tanıdık simalarından birisi olarak, ekranları süslüyor. kısacası, çok atraksiyonlu maceralı, vurdulu, kırdılı, film bekleyenlerin pek birşey bulamayacak olsa da, zeka gerektiren kurguya sahip senaryoları, altyapısında bulunan replikleri izlemeye ve de dinlemeyi seven sinemaseverler için eğlenceli bir seyirlik olacağını düşünüyorum. bence eğer izlenmediyse izlenilmeli...
8/10