İkinci Testere <br>Daha Keskin
Yazar: Ertan TunçEndüstrileşmiş ve tam anlamıyla "sektör" sıfatına haiz olmuş tüm alanlarda orijinal fikirler para eder. Sinema da böyledir. İlk Testere filminin başarısı bu bakımdan sürpriz değildi. Orijinal bir kötü adam, değişik bir anlatım biçimi ve heyecan verici, gerilim dolu, sürpriz sonlu bir senaryoya sahipti Testere. Devam filmine de (demir) kapıyı sonuna kadar açmıştı finalde John...
Kanser hastası sadist katil John tiplemesi gerçekten son derece yaratıcı bir fikirdi. Özellikle cinayet filmlerinin olmazsa olmazı "gerekçe(motive)" gayet başarılı bir şekilde aktarılmış, oyunculuk ve teknik yönetim kusurları güçlü senaryo sayesinde örtbas edilmişti. John daha fazla oyun, daha fazla kan istedi ve karşımıza Testere 2 geldi.
Hemen söyleyelim; Testere 2 iyi bir devam filmi. İlk filmden tanıdık gelebilecek kanlı bir açılışla başlıyor ve temposunu hiç kaybetmeden bitiyor. Testere 2'nin ilk bölümden temel farkları ise şunlar: Öncelikle "gore" sınırlarında gezecek kadar kanlı olması. Bu filmde gereğinden fazla kan, vahşet ve ceset var. Ölü sayısının çok fazla olması bir yana, bu seferki ölümler daha alengirli, daha eksantrik. Artık, akla hayale gelmeyecek cinayetler, Darren Lynn Bousman ve Leigh Whannell'in hastalıklı zekalarının bir ürünü mü yoksa film yapımcılarının zorlaması bilemiyoruz ama itiraf etmek gerekir ki "slasher" hayranlarını büyüleyecek bir yığın "ilk"e rastlamak mümkün.
Testere 2'nin ikinci önemli farkı ise çok daha fazla sürpriz içermesi. Bu sefer şaşırtmacalar sadece finale yakın yerlerde değil, filmin geneline yayılmış durumda. Bir kısmı zorlama olduğu hissi verse de o kadar çok şok edici gelişme oluyor ki, küfürlü "ünlem"ler savurmamak elde değil. Fakat izleyiciyi dumura uğratmayı hedefleyen asıl sürpriz, olayların gelişimini dikkatlice takip eden bir izleyici için tahmin edilebilir olmuş. Katliamların yol açtığı kan gölünden kafasını kaldırabilenler için senaryoya birçok ipucu serpiştirilmiş.
Testere 2'nin bir başka önemli farkı ise hakkında daha fazla ayrıntı öğrenilmek istenen John'un (testere, video teyp katili) daha ön planda olmuş olması. Bu sefer sadece sesiyle değil, varlığıyla da beyazperdeyi onurlandırıyor. Bu "sui generis" cani tiplemesinin kendini aklamaya ve önemli bir yere oturtmaya çalışma çabası içine girmesi "ben bu güne kadar hiç cinayet işlemedim" gibi akılcılıktan uzak hatta düpedüz dandik repliklere ihtiyaç duyması ve adeta Hannibal Lecter'laşmaya çalışması çok yanlış olmuş. Hayatta kalma içgüdüsünü ortaya çıkartmayı kendine amaç edinmiş olması hoş görülebilir ama yöntemlerini aklamaya çalışması saçma olmuş. Yine de John'un "yaşamın değerini bilmeyenler, yaşamayı hak etmezler" sloganı ve ne zaman öleceğini bilmenin insan yaşamını nasıl altüst edebileceğine dair görüşleri tartışmaya değer.
Testere 2'de ilk Testere'den üç ayrı karakter tekrar kullanılmış. Burada özellikle Amanda'nın devam filmine güç kattığı ortada. Bubi tuzakları ile dolu labirentimsi mekanda "yaşam mücadelesi" veren kurbanlar içinde tek öne çıkan karakter onunki. Ayrıca kötüye giden hayatının acısını sigaralardan ve şüphelilerden çıkaran polis Eric de, filmin bir başka ilginç karakteri.
Testere 2, özel efektler hariç görsel yönden çok zayıf bir film. Kamera kullanımı, hikaye anlatım üslubu, müzik seçimi hatalarla dolu, oyunculuklar ise vasat düzeyde. Yetersiz bir iş çıkaran yönetmen Darren Lynn Bousman henüz daha yolun çok başında ama Joseph Mankiewicz'in de buyurduğu gibi "iyi yazılmış bir senaryo zaten yönetilmiş demektir". Karşımızda iyi bir film var. Testere 2, bolca kan ve katliama katlanabilenlerin ve ilk Testere filminin hayranlarının görmesi gereken gerilim dolu bir macera.