Aslında film kıyameti ve kıyamete kadar yaşanan büyük olayların kehanetini anlatıyor. Oldukça başarılı idi. Ama o çocukları yeni bir dünya için mi sakladılar onu anlamadım....
Bilmiyorum belki Nicolas Cage hayranlığımdan ama bn sinemaya gittiğime izlediğime kesinlikle pişman olmadım,sakin geçen ilk yarıdan sonra hızlanan tempo ve son..Gerçekten 'son'.. 8/10
Filmin sonu ile ilgili olumsuz görüşlere rağmen filme gittim.Çünkü finale kadar kimsenin filmden şikayeti yoktu.Ee öleceğimizi bile bile inatla yaşamaya devam ediyorsak sonunun kötü! olduğunu bile bile bir film izlemekte zarar yok diye düşündüm.Filmden sonraki düşüncelerim;kesinlikle çok iyi bir film finali kötü falan da değil aksine muhteşem..Finalin kötü olduğunun söylenmesi ciddi şekilde rahatsız edici olmasından kaynaklanıyor.Özellikle belli görüşteki bazı kesimler tarafından eleştirimesini normal karşılıyorum.Bildiğimiz ama görmezden geldiğimiz bir gerçeği bize hatırlatıyor.Herşeye rağmen müthiş görsel efektleri ve son ana kadar düşmeyen temposuyla kesinlikle izlenmesi gereken bir film ..
filmin başlangıcı güzel izleyicide bi merak uyandırıyor.ama ortalarda klasikleşiyor ve sonuda saçma bitiyor.bu senaryoya göre film akıcı ve sonu etkileyici olmalıydı.üstelik filmin kurgusu zayıf kalmış.oyunculuk güzeldi.ama izlenmesede pek birşey kaybedilmez...10/6
Artık bu filmle birlikte dark city nin başarısının ?tesadüf? olduğu tescillenmiş oldu. Yine i, robot filmindeki gibi ilk yarısı gizemli ve ilgi çekici, 2. yarısı klişe ve sıradan bir bilimkurgu filmi. Postmoden bir Adem-Havva hikayesi bilimkurgu sosuyla bezenmiş ve İncil mitleriyle zenginleştirilerek bol bol dark city ve 9/11/2001 göndermeleri yapılarak önümüze serilmiş. Felaket sahneleri dışında dişe dokunur pek bir yönü yok ne yazık ki. Yine film bıyunca aynı yüz ifadesiyle oynayan Cage ve hiçbir misyon taşımayan onlarca yan karakter...
bence film harikaydı.oyunculuk-konu-çekimler(özellikle 3 kehanet sahnesi aklımı aldı nsl bi çekimdir oyle)gerilim-heyecan-ve birçok acıdan mesaj veren guzel final.basdan sona kadar merak içinde heyecanla seyrettiriyor film kendini.mutlaka sinemada izleyin.filmi begenmeyenler finali anlamayanlar eger bozuk goruntu ile izledılerse pıyasadan alıp paralarına kıyıp sinemada izlesınler tekrar 10/10 veriyorum.
Amerakna filmlerinden pek hazzetmem çünkü sürekli biribirini tekrarlayan konusuz boş filmler. Bu film de onlarnda biri olmasına rağmen farklı bir yapım olmuş. İnsanı ilk dakikadan itibaren film bitene kadar sarıyor. Hiç tereddütsüz son yıllarda izlediğim en iyi amerikan filmlerinde birisi. Her şeyiyle çok iyi, özellikle uçak ve metro kazası defalarca izlenecek kadar güzel ve ürperticiydi. Son olarak tüm filmde tek göz tırmalayan bölüm, filmin başında Nicolas Cagein şifreyi çözme şekli çok kolay olmuş. Biraz daha düşünseler,kahramanı uğraştırsalar ksursuz olacakmış...
Film izlerken kendinizi orada hissetmelisiniz. Oradaki şartlar ve koşullarla. Doğaüstü güçler ve uzaylılardan bahsediyor. Kaldı ki Dünyanın sonu hakkındaki finalin gerçekleşmesi bilimsel olarak muhtemel. Güneşteki bunun gibi bir patlama olursa herkes iptal. Başka bir senaryo daha var: Güneşin ısınması. O zamanda güneşe bizden daha uzak olan gezegenler Dünya koşullarında olacak. O zamanda taşınmak gerekecek :) E öyle bir şey olması halinde ne olabileceğine ilişkin bir fikir veriyor en azından. Perdenin 'izleyenler' tarafındaki kurallara göre filmleri irdelerseniz boşuna kendinize ve çevrenizdekilere eziyet etmezsiniz inancındayım. Filmi izlerken oradaki kuralları esas almak lazım. Bir nevi nuhun gemisine atıfta bulunulmuş işte. Örnekler alınıp başka bir Dünyaya salıveriliyor. Sıkılmadan izlenir. Sahneler güzel mantıkta güzel. Saygılar...
alex proyas bir bilimkurgu ustası,daha önceden 98 tarihli kült filmi dark cityi görmüştüm ve oldukça beğenmiştim.knowing de aslında eli yüzü düzgün bir film.ne yaptığını bilen bir yönetmenin işi olduğu çok belli.bir kere konusu gayet ilgi çekici.1959da bir ilkokulda öğrenciler kağıtlara gelecek ile ilgili düşüncelerini çiziyor,kimisi uzay gemisi,kimisi garip arabalar düşlüyor.fakat küçük bir kız birbirinden bağımsız bir dizi sayı karalıyor hızlı bir şekilde.50 yıl sonra geleneksel bir törenle bu kağıtların saklandığı kapsül açılıyor ve o sayıların da anlamını çok zeki hocamız nicolas cage keşfediyor.film buralara kadar ve yaklaşık bir yarım saat kadar daha oldukça harika ilerliyor,büyük bir aksiyon var ve merak uyandırıyor seyircide.fakat son yirmi dakikası beni tatmin etmedi maalesef.yani kötü diyemeyiz ama böyle bir konudan daha sarsıcı veya daha az klişelere başvuran bir film ortaya çıkartabilirdi proyas.dediğim gibi özellikle filmin finaline doğru bir klişeler cümbüşü yaşanıyor,ister istemez içinizden 'sen bari yapma be proyas' gibi cümleler kuruyorsunuz.böyle güzel ve etkileyici ilerleyen bir filmden çok daha fazlasını bekliyorsunuz kesinlikle.fakat ivme artıyor gibi gözükse de bana kalırsa aşağıya doğru yol almaya başlıyor.bana sorarsanız filmden biraz uzaklaştığım an lucindanın (1959daki küçük kız) yazdığı o kağıttan ayrıldıkları andır.sonlara doğru konu başka yerlere kayıyor ve yıllardır süregelen 'kurtarıcılar' ortaya çıkıp olayı bir şekilde çözümlemiş oluyorlar.bu kurtarıcılar dediğim gibi oldukça klasik kaçmış ve filmin finalinde sarsıcı bir sürpriz olduğunu söylememiz zor sanırım.toparlarsam tabii ki seyri güzel,sıkmayan,fakat bana göre daha da kaliteli olabilecek bir film,bilimkurgu ve macera severleri eğlendirecektir.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.