alex proyas bir bilimkurgu ustası,daha önceden 98 tarihli kült filmi dark cityi görmüştüm ve oldukça beğenmiştim.knowing de aslında eli yüzü düzgün bir film.ne yaptığını bilen bir yönetmenin işi olduğu çok belli.bir kere konusu gayet ilgi çekici.1959da bir ilkokulda öğrenciler kağıtlara gelecek ile ilgili düşüncelerini çiziyor,kimisi uzay gemisi,kimisi garip arabalar düşlüyor.fakat küçük bir kız birbirinden bağımsız bir dizi sayı karalıyor hızlı bir şekilde.50 yıl sonra geleneksel bir törenle bu kağıtların saklandığı kapsül açılıyor ve o sayıların da anlamını çok zeki hocamız nicolas cage keşfediyor.film buralara kadar ve yaklaşık bir yarım saat kadar daha oldukça harika ilerliyor,büyük bir aksiyon var ve merak uyandırıyor seyircide.fakat son yirmi dakikası beni tatmin etmedi maalesef.yani kötü diyemeyiz ama böyle bir konudan daha sarsıcı veya daha az klişelere başvuran bir film ortaya çıkartabilirdi proyas.dediğim gibi özellikle filmin finaline doğru bir klişeler cümbüşü yaşanıyor,ister istemez içinizden 'sen bari yapma be proyas' gibi cümleler kuruyorsunuz.böyle güzel ve etkileyici ilerleyen bir filmden çok daha fazlasını bekliyorsunuz kesinlikle.fakat ivme artıyor gibi gözükse de bana kalırsa aşağıya doğru yol almaya başlıyor.bana sorarsanız filmden biraz uzaklaştığım an lucindanın (1959daki küçük kız) yazdığı o kağıttan ayrıldıkları andır.sonlara doğru konu başka yerlere kayıyor ve yıllardır süregelen 'kurtarıcılar' ortaya çıkıp olayı bir şekilde çözümlemiş oluyorlar.bu kurtarıcılar dediğim gibi oldukça klasik kaçmış ve filmin finalinde sarsıcı bir sürpriz olduğunu söylememiz zor sanırım.toparlarsam tabii ki seyri güzel,sıkmayan,fakat bana göre daha da kaliteli olabilecek bir film,bilimkurgu ve macera severleri eğlendirecektir.