Beyazperde
Hesabım
Ortalama puan
4,5
886 Puanlama
Sıkı Dostlar hakkında görüşlerin ?
5
37 Eleştiri
4
61 Eleştiri
3
11 Eleştiri
2
10 Eleştiri
1
0 Eleştiri
0
1 Eleştiri
Sırala
Filtrele:
Hepsi
SİNEMA TARİHİNİN EN BÜYÜK MAFYA FİLMLERİNDEN 10/10
Yaşayan en büyük yönetmenlerden kabul edilen Martin Scorsese’nin, bu başarıyı yakalamasında çektiği suç filmlerinin etkisinin büyük olduğunu söylemek pek de zor değil. 1973’te Amerika’nın arka sokaklarını anlattığı 'Mean Streets' ile kendisini gösteren, aslında kendisini göstermekle kalmayıp, ileride hakim olacağı bir tür olan 'suç' türüne dair kendi sinemasının yapı taşlarını bu filmle oluşturmuştu. Sonraki yıllardaki çekiği filmler de az çok 'suç' türüyle ilişkili oldu fakat; hiçbirine 'Mean Streets'e dediğimiz gibi 'salt bir suç filmi' diyemedik. Ta ki 'Goodfellas'a kadar.Bazılarına göre yönetmenin en önemli yapıtı 'Goodfellas'. Bana göre en iyisi olmasa da filmin önemi tartışılmaz, en azından sinema tarihindeki yeri tartışılmaz. Filmin hikayesi gerçek olaylara dayanıyor. Hem de fazla uzak olmayan bir tarihte yaşamış olan, bir gangsterlik öyküsü izliyoruz. Bu 70’lerde geçen bir öykü. Scorsese’nin 73’te 'Mean Streets'te Amerika’nın arka sokaklarını betimlediğini düşünürsek, tabii filmin ardından gelen 'Taxi Driver'ı da düşünürsek; 'Goodfellas'ın yönetmenin elinden bir başyapıt olarak çıkması pek de zor olmamış gibi. Küçüklüğünden beri gangster olmak isteyen Henry Hill’i çocuk diyebileceğimiz bir yaşından itibaren, suç şebekesine girişini; bir belgesel izlermişiz gibi anlatmış usta yönetmen. Daha ilk dakikasından aşırı şiddet öğeleriyle fazlaca karşı karşıya geleceğimizi fark ediyoruz ki ilerleyen dakikalarda da bu tarz sahnelerle karşı karşıya geliyoruz. Usta yönetmen aşırı realist bir şekilde hikayesini anlatıyor. Hill’in şebekeye girişini, burada büyümesine ve kendisine iki dost edinmesiyle bu suç dünyasının içindekilerin dünyalarına bizleri sokuyor, usta yönetmen. Yaşam tarzlarıyla karşı karşıya geliyor, işledikleri suçlara ortak oluyoruz ve zaman zaman da aralarında geçen diyaloglara tanık oluyoruz. Özellikle 'Mean Streets'teki diyalogları beğendiyseniz 'Goodfellas'ınkiler size birebir gelecek gibi, en azından bana öyle geldi. Yer yer yapılan doğaçlamalarıyla oyuncuların büyük şovlarıyla karşılaşıyoruz. Dikkat çekici oyuncu kadrosundaki en önemli performans da bu rolüyle 'En İyi Yardımcı Oyuncu' dalında Oscar’ı kazanan Joe Pesci’den geliyor. Robert De Niro biraz daha geri planda kalsa da adına yakışır bir performans geliyor ustadan. Tüm kariyerinin oyununu oynayan Ray Liotta da onun adına görüp görebileceğimiz en etkili performansını sunuyor. Keşke onu da Akademi görmezden gelmeseydi. Henry Hill’in karakteriyle birlikte değişim geçiren Liotta’yı da filmi izledikten sonra, neden ilerleyen yıllarda iyi projelerde yer alamadı diye kendimize sormadan edemiyoruz. Gangsterlerin yükselişlerini düşüşlerine kısacası tüm yaşamlarını sarsıcı bir şekilde betimliyor Scorsese. 'Taxi Driver'dan sonra tekrar sinema dünyasına bu denli önemli bir yapıt, sunuyor Akademi yine kendisini görmezden gelse de. Sadece Scorsese’nin değil sinema tarihinin en önemli yapıtlarından biri 'Goodfellas', bir başyapıt.
Yaşayan en büyük yönetmenlerden kabul edilen Martin Scorsese’nin, bu başarıyı yakalamasında çektiği suç filmlerinin etkisinin büyük olduğunu söylemek pek de zor değil. 1973’te Amerika’nın arka sokaklarını anlattığı 'Mean Streets' ile kendisini gösteren, aslında kendisini göstermekle kalmayıp, ileride hakim olacağı bir tür olan 'suç' türüne dair kendi sinemasının yapı taşlarını bu filmle oluşturmuştu. Sonraki yıllardaki çekiği filmler de az çok 'suç' türüyle ilişkili oldu fakat; hiçbirine 'Mean Streets'e dediğimiz gibi 'salt bir suç filmi' diyemedik. Ta ki 'Goodfellas'a kadar.Bazılarına göre yönetmenin en önemli yapıtı 'Goodfellas'. Bana göre en iyisi olmasa da filmin önemi tartışılmaz, en azından sinema tarihindeki yeri tartışılmaz. Filmin hikayesi gerçek olaylara dayanıyor. Hem de fazla uzak olmayan bir tarihte yaşamış olan, bir gangsterlik öyküsü izliyoruz. Bu 70’lerde geçen bir öykü. Scorsese’nin 73’te 'Mean Streets'te Amerika’nın arka sokaklarını betimlediğini düşünürsek, tabii filmin ardından gelen 'Taxi Driver'ı da düşünürsek; 'Goodfellas'ın yönetmenin elinden bir başyapıt olarak çıkması pek de zor olmamış gibi. Küçüklüğünden beri gangster olmak isteyen Henry Hill’i çocuk diyebileceğimiz bir yaşından itibaren, suç şebekesine girişini; bir belgesel izlermişiz gibi anlatmış usta yönetmen. Daha ilk dakikasından aşırı şiddet öğeleriyle fazlaca karşı karşıya geleceğimizi fark ediyoruz ki ilerleyen dakikalarda da bu tarz sahnelerle karşı karşıya geliyoruz. Usta yönetmen aşırı realist bir şekilde hikayesini anlatıyor. Hill’in şebekeye girişini, burada büyümesine ve kendisine iki dost edinmesiyle bu suç dünyasının içindekilerin dünyalarına bizleri sokuyor, usta yönetmen. Yaşam tarzlarıyla karşı karşıya geliyor, işledikleri suçlara ortak oluyoruz ve zaman zaman da aralarında geçen diyaloglara tanık oluyoruz. Özellikle 'Mean Streets'teki diyalogları beğendiyseniz 'Goodfellas'ınkiler size birebir gelecek gibi, en azından bana öyle geldi. Yer yer yapılan doğaçlamalarıyla oyuncuların büyük şovlarıyla karşılaşıyoruz. Dikkat çekici oyuncu kadrosundaki en önemli performans da bu rolüyle 'En İyi Yardımcı Oyuncu' dalında Oscar’ı kazanan Joe Pesci’den geliyor. Robert De Niro biraz daha geri planda kalsa da adına yakışır bir performans geliyor ustadan. Tüm kariyerinin oyununu oynayan Ray Liotta da onun adına görüp görebileceğimiz en etkili performansını sunuyor. Keşke onu da Akademi görmezden gelmeseydi. Henry Hill’in karakteriyle birlikte değişim geçiren Liotta’yı da filmi izledikten sonra, neden ilerleyen yıllarda iyi projelerde yer alamadı diye kendimize sormadan edemiyoruz. Gangsterlerin yükselişlerini düşüşlerine kısacası tüm yaşamlarını sarsıcı bir şekilde betimliyor Scorsese. 'Taxi Driver'dan sonra tekrar sinema dünyasına bu denli önemli bir yapıt, sunuyor Akademi yine kendisini görmezden gelse de. Sadece Scorsese’nin değil sinema tarihinin en önemli yapıtlarından biri 'Goodfellas', bir başyapıt.
Temposu hiç düşmeyen derken hep o ağır tempoda devam eden ve bize robert de nironun ne kadar büyük bir oyuncu olduğunu ispatlayan film-çünkü çok az oyuncu bir filmde bu kadar az görünmesine rağmen başrol olarak lanse edilir- bir romanı filme aktarmak için kullanılabilecek en basit yolu kullanıyor. Yani kitabı okuyan ve nerdeyse hiç susmadığı gibi arada bir cinsiyet değiştiren bir dış sese ne kadar tahammül edebileceğimizi test ediyor.Ki böylesine deneysel bir sinamacılık ancak martin scorsese gibi artık nirvanaya ulaşmış yönetmenlere özgü bir durum.Filmin bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de nail olduğu yüksek beğeni ve övgüyü dikkate aldığımızda filme yapılacak iğnelemelerin bu beğeni ve övgü çemberini aşmasıda zor görünüyor.
Tam bir başyapıt. Oyunculuklar hat safhada. Anlatım gayet akıcı. Atmosfer çok güzel, film hiç sıkmıyor. Robert De Niro harika bir performans sergilemiş. 10/10Ek bir bilgi : Sıkı Dostlar', 2000 yılında Amerika Birleşik Devletleri Kongre Kütüphanesi tarafından 'kültürel, tarihi ve estetik olarak önemli' filmler arasına seçilerek ABD Ulusal Film Arşivinde muhafaza edilmesine karar verilmiştir.
süper süper süper robertı bole filmlerde göremıorz artık
Baba filmi kadar başarılı deil fakat izlenmesi lazım....
temposu hiç düşmeyen bir mafya filmi...joe pesci mükemmeldi.
En iyi mafya filmi godfather gibi insanı sıkmıyor en önemlisi gerçekten alıntı olması en sonunda şuan hapiste şu tarihte öldü demeleri ilginç tanık koruma prog ramında olan hala yaşıyor bildiğim kadarıyla
izlediğim en iyi 15 film içerisine rahat girer...en iyi 3 mafya filminden biri ayrıca (bence the godfather dan sonra 2.)...çok iyi bir kurguyla başlıor film ik başlarda sizi içine çekior...joe pesci en sewdiğim oyunculardandır ve psikopat karakterinde harikalar yaratmış ve oscarıda bu rolle almıştı zaten...deniro ise başrol değil ama oynadığı yerlerde ağırlığını koymuş ve pescile olduğu sahneler çok keyifli...filmde mafya meselelerinde çok derinlere inilmiş yüzelsey geçilmemiş ve bu başarıda en büyük pay kuşkusuz scorsese.. fazla senaryolarıyla tanınan bir yönetmen sayılmaz genellikle yönetmen olarak görülür ama bu filmde senaryosunu konuşturmuş gerçektende...scorsese in yönetmenliği ise olağaüstüydü zaten suç filmlerinin değişmez yönetmenidir kendisi :D ve bu filmdede harika bir yönetim sergilemiş...ben kızgın boğa yı izledikten sonra en iyi filmi o derdim her zaman ama bu filmi izledikten sonra 2. sıraya geçti en sewdiğim scorsese filmlerinde...oyunculuktan biraz bahsedersek robert deniro başrol gibi gösterilmiş ama başrol değil ama göründüğü sahnelerde ağırlığını koymuş ve mafya filmlerinde zaten görmeye alışık olduğumuz biri ve ona bu tipler çok yakışıyor,joe pesci oscar aldığı film hikaye anlatışları çok eğlenceli ve oyunculuğunu konuşturduğu sahnler ayrıca adam öldürmesi ve çılgınlıklarıda çok iyi yansıtmış harika bir karakter yaratmış ve ona bu tarz kaçık rolleri çok yakışıor,ray liotta ise filmde bşrolü oynayan isim ve de niro-pesci olmasına rağmen onların ayarında mükemmel bir performasn sergilemiş yarıca lorraie bracco da mükemmel ve çok çok inandırıcı bir rol sergilemiş benim çok hoşuma gitti ve oscar adaylığıda almış zaten ayrıca film 1990 da 6 dalda aday olduğu akademi ödüllerinden sadece 1 dalda geri gelmesi ayıb olmuş (o ödülüde pesci aldı) en iyi filmi kurtlarla dans tan çok çok daha hak edior...kesinlikle 1 kerede olsa görülesi bir film kesinlikle izlenmeli...
Mafya dünyasına ait gözler önüne serilen ilginç, dikkat çekici detayların Joe Pesci, Ray Liotta ve De Niro gibi oyuncuların karakterlerinde hayat bulmasının güzellemesidir bu Scorsese başyapıtı.10/10
Her sahnesi her repliği ayrı güzel, küçük eksikler var ama kesinlikle filmin akışını bozmuyor..yalnız mafya filmlerinden hoşlanmayanlar lütfen izlemesin, ortaya saçma sapan yorumlar çıkmış..
Zamanının modası mafya üzerüne yapılmış bir M. Scorsese destanı. Karakterlerin tam da mafya tarzı ile bir gangsterliği özendirme durumu sözkonusu.
sıkıcı dostlar sıkıcı :)2000 yılına kadar düşünürsek bence güzel film ama 2000 yılından sonra çok çok iyi filmler yapıldı.
80 ve 90 ların ilk dönemlerindeki robert de niro filmlerine bayılıyorum bu filmde onlardan biri gerçi diger de niro filmleri kadar etkileyici olmasada o dönemin filmlerinin ayrı bir tadı var bu filmde öyle bir film...
Eğer italyan mafyasını şiirsel tarzda anlatılmış olarak görmek istiyorsanız Godfather serisini izleyin ama italyan mafyasını tam anlamıyla gerçek yaşamdaki haliyle izlemek istiyorsanız Goodfellas filmini izleyin.Godfather ve Goodfellas kesinlikle yarıştırılamaz 2 si de kulvarlarının 1 numarasıdır.Ayrıca bir dönem Emmy Ödüllerini toplamış ünlü mafya dizisi Sopranosun bir çok oyuncusu da bu filmde yer almıştır 10/9
Goodfellas süper bir film Godfather serisinden sonra çıkmış en güzel mafya filmi bence.Bu tür filmleren hoşlanıyorsanız eğer tam size göre bir film
- En son Beyazperde eleştirileri
- En İyi Filmler
- Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler