Tropik Fırtına
Yazar: Oktay Ege KozakPolitik Doğruluk (Political Correctness): Cinsiyet, ırk, kültür, sakatlık, yaş ve diğer kişilik özelliklerinin olabildiğince az gücenmesini amaçlayan dil, fikir, kural ve davranışlar.
Politik Yanlışlık (Political Incorrectness): Politik doğruluğun tersi (Bunu anlamamak için geri zekalı olmak lazım).
Amerikan kültüründe 90'lı yılların başında popülerleşen politik doğruluk terimi kadar sıklıkla kullanılan bir terim varsa, o da politik yanlışlıktır. Yukarıda bahsettiğim kategorilere hepimiz öyle ya da böyle sahibiz. Fakat o kategorilere yapılan herhangi bir şaka şu günlerde aynı sepete konulup aşağılayıcı olarak algılanıyor. Bazı yıldızların veya politikacıların bariz ırkçı, seksist veya homofobik saldırıları ön plana çıkmalı tabii ki, fakat konu komediye geldiğinde bu konuda bir sınır çekilmesi lazım bence.
Bu konuda hemen aklıma geçenlerde vefat eden efsanevi komedyen/filozof George Carlin'in bir şakası geliyor: "Her konu komik olabilir. Önemli olan içerik. Tecavüz bile komik olabilir. İşte kanıtı: Bugs Bunny'nin Mickey Mouse'a tecavüz ettiğini hayal edin." Seinfeld'den Michael Richards'ın sahnede defalarca seyircisine zenci diyerek bağırması veya tutucu politik "yazar" Ann Coulter'ın geçen senenin demokrat başkan adayı John Edwards'dan bahsederken eşcinsellere karşı kullanılan aşağılayıcı bir küfür kullanması hoşgörüsüz, ayıplanması gereken hakaretler.
Fakat iş komediye geldiğinde giderek daha gri bir alana dalıyoruz. Son bir kaç yılda Borat'tan South Park'a bir sürü politik yanlış komedi ya çoğunluğu tutucu cumhuriyetçiliğe kaçan ahlak grupları, ya da spesifik gruplar tarafından protesto edildi, yasaklanması istendi. Bu aşırı hassasiyetten payını alan son ürün ise Ben Stiller'ın muazzam anti-Hollywood parodisi Tropik Fırtına.
Hikaye, Müfreze veya Kıyamet tarzı ağır bir Vietnam filmi çeken üç film yıldızı ve bir rapçi'nin etrafında dönüyor: Tugg Speedman (Ben Stiller), Hollywood tarafından ciddiye alınmaya çalışan bir aksiyon starıdır. Kirk Lazaruz (Robert Downey Jr), filmdeki siyah asker rolü için renk değişim ameliyatı olmuş bol Oscar'lı "saygıdeğer" beyaz bir aktördür. Jeff Portnoy, eroin bağımlısı bir komedyendir ve Alpa Chino (ismi hızlı okuyun), oyunculuğa adım atmaya uğraşan bir rapçidir.
Vietnam ormanlarında geçen çekim sırasında yıldızların şımarıklığından bıkan yönetmen Damien Cockburn (Adamım Steve Coogan), filmin uyarladığı kitabın yazarı Vietnam gazisi Four Leaf Tayback'in (Nick Nolte) nasihatiyle yıldızları ormanın ortasında bırakır. Amacı, ormanın etrafına yerleştirdiği kameralarla filmi sinema-verite tarzı çekmektir. Fakat ormanda saklanan uyuşturucu satıcıları yıldızları gerçek askerlerle karıştırınca pandemonyum başlar.
Tropik Fırtına üzerine düzenlenen protestoların büyük bir kısmı Tugg Speedman'ın Oscar kazanmak amacıyla Vietnam filminden önce "çektiği" film içinde film Simple Jack üzerine odaklanıyor. Simple Jack'te Stiller, Tugg Speedman aracılığıyla akıl geriliğinden yakınan bir çocuğu inanılmaz derecede basit ve aşağılayıcı bir oyunculukla canlandırıyor. Bu aşağılayıcı betimleme tabii ki akıl geriliğinden yakınan insanları koruyan bir sürü grup tarafından protesto edildi. Fakat daha önce bahsettiğim gibi asıl önemli olan içerik. Stiller'ın film içindeki filmde alay ettiği şey akıl geriliğinden yakınan insanlar değil, Oscar kazanmak amacıyla bu tür tuhaf ve gülünç rollere bürünen kafası karışık Hollywood yıldızları.
Benzer bir protesto filmde siyah bir adama dönüşen Kirk Lazarus karakteri için de oluştu. Beyazların suratlarını boyayıp kendilerini siyah göstererek o ırk ile dalga geçtikleri "blackface" adı verilen teknik, Amerikan tarihinde kara leke oluşturmuş bir rezalet (Bu konuda ilginç bir film görmek isterseniz Spike Lee'nin Bamboozled'ı tavsiye ederim). Fakat filmin Lazarus karakteri ile amaçladığı blackface utancını diriltmek değil. Amacı, kendileriyle hiç bir alakası olmayan karakterlere bürünüp kameralar çalışmazken bile karakter dışına çıkmayı reddeden medot oyuncularıyla dalga geçmek. Robert Downey Jr'un aşırı klişe siyah "aksanı" bile tek başına bilet parasına değer.
Göründüğü gibi Tropik Fırtına'nın asıl amacı, bin bir türlü şımarıklık, acayip istekler ve absürd davranış bozuklukları ile dolu Hollywood'a tekmeyi basmak. Bu açıdan Tropik Fırtına, baştan sona başarılı oluyor. Film başlamadan önce izlediğimiz klişe dolu sahte fragmanlardan itibaren sert ve utanmaz Hollywood eleştirisi tam gaz yola koyuluyor. Bu arada şimdiden uyarayım, bu sahte fragmanlar (Özellikle eşcinsel keşişler hakkındaki "film") Tropik Fırtına'nın en komik bölümleri. Grindhouse ve Tropik Fırtına'nın ardından bence her filmin sahte fragmanlarla vizyona girmesi zorunlu kılınmalı.
Filmin kadrosu tek kelimeyle (veya iki kelimeyle) tam bir komedi madeni. Yazarlık ve yönetmenlik koltuğuna da oturan Ben Stiller, özellikle uyuşturucu gerillasına Simple Jack'i oynadığı sahnede muhteşem. Jack Black ve Steve Coogan, unutulmaz karakterlere imza atıyor. Ağır karizmanın yaratıcılarından Nick Nolte bile en komik sahnelerden bazılarına sahip. Fakat filmin asıl ağır topları siyah asker rolündeki Lazarus rolünde en azından Oscar'a aday olması gereken Robert Downey Jr ve Hollywood'un en aşağılık stüdyo başkanı rolünde burada adını vermek istemediğim bir mega film yıldızı.
Tropik Fırtına son yılların en başarılı satirik, politik yanlış komedilerinden biri. Filmden haz alıp almayacağınıza dair küçük ama önemli bir test: Yazının başında politik yanlışlığı açıkladığımda "Bunu anlamamak için geri zekalı olmak lazım" yazmıştım. O cümleyi okuduğunda suratınızda bir gülümseme oluştuysa film tam sizin için demektir. Fakat eğer kişisel olarak alındıysanız (ki haliyle amaç bu değil) uzak durun derim.