En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
KaliteTAKİP
Takipçi
873 değerlendirmeler
Takip Et!
4,5
12 Ocak 2013 tarihinde eklendi
öncelikle arkadaşlar her filmin içerisinde kendini anlatan bir kaç cümle vardır ve siz filmi hangi duyguyla kabul etmişseniz izlemişseniz, film kendini size o cümlesiyle özetler. ve filmin içerisinde ki filmi anlatan en güzel cümlelerden biriydi ' bu maskenin altında etten daha fazlası var bu maskenin altında bir ülkü var bay creddy ve ülküler kurşun geçirmez.' konusu itibariyle insanların artık değerlerini kaybetmeyi kanıksadığı ve değer olarak nesnelere tutunmalarını eleştiren bir karakterin hikayesi anlatılıyor filmde. bu kadar güzel ve farklı anlatılması da sinema dünyasına çok güzel bir eser bırakıyor. şöyle bir bakıp hayatınız içerisine uyarladığınızda size birşeyler fısıldıyor film. oyunculuk olaraksa her zaman bir maske arkasında oyunculuk yapmanın diğer rollere göre daha kolay olacağını düşünürdüm ama bir maskenin ardından insanlara kendinizi sevdirmeyi başarabiliyorsanız işte burada kusursuz bir oyunculuk ve o oyunculuğu yaratan kamera arkasının başarısını görebilirsiniz. ayrıca John Hurt'ın başbakan rolünü kusursuz oynadığını düşünüyorum. filmin sonunda gerçekten bizimde şu günlerde ne kadar çok şeyi kanıksadığımızın farkına vararak bence ders çıkarılabilecek bir film olarak kesinlikle izlenilmesi gereken bir yapıt. şiddetle tavsiye ediyorum iyi seyirler...
'Bu Maskenin Ardında Sadece Et Yok...Bu Maskenin Ardında Bir Fikir Var ve Fikirlere Kurşun İşlemez !''V' bir İdoldür...Özellikle zamane insanlarının ülke yönetimlerini sorgulaması gerektiğini çok sert bir biçimde yüzüme vuran bir başyapıt...Çok çok başarılı, çok çok ders çıkarılması gereken bir film...Değişime kendinden başla...Lütfen izleyiniz...10/10
Senaryosu, Alan Moore ve David Lloyd'un aynı isimli DC patentli çizgi roman serisinden (1988) uyarlanarak trans kız kardeşler Lana (Larry) ve Lilly (Andy) Wachowski tarafından yazılan “V for Vendetta”, yönetmen koltuğunda James McTeigue'nin oturduğu distopik bir aksiyon...
Filmimiz:
"5 Kasım'daki barut ihaneti ve komployu unutma...
Peki o adam?
Yani adı Guy Fawkes olan ve 1605 yılında Parlamento Binasını havaya uçurmaya çalışan kişi..."
Söylemi ile başlıyor...
İşte bütün bunlar aklımızın bir köşesinde dursun ve biz 2005 yılına dönelim...
İngiltere, Adam Sutler'ın (John Hurt) Başbakan olduğu ırkçı ve neo - faşist bir dikta rejimince yönetilmektedir...
Tarihler 4 Kasım'ı gösterirken süslenerek, tam da sokağa çıkma yasağının başladığı esna da Deitrich'e (Stephen Fry) gitmek amacıyla kendini sokağa atan Evey Hammond'ın (Natalie Portman) önünü Willy (Mark Phoenix) ve Baldy (Alister Mazzotti) isimli, kötü niyetli oldukları her hallerinden belli olan iki gizli parti polisi keser...
Evey, imdat çığlığını basınca da yardımına anında, gerçek kimliğini yüzündeki Guy Fawkes maskesi ile gizleyen V (Hugo Weaving) yetişir...
Ve Evey'i davet ettiği; Tchaikovsky'nin, Napolyon ordularının Rusya'yı işgaline direnişin anısına bestelediği 1812 Uvertürünü çalacağı konserde V, havai fişeklerin eşlik edeceği müthiş bir patlama ile Old Bailey adalet binasını havaya uçuracaktır...
Ki bu, aslında bir 5 Kasım anması da olacaktır...
Elbette Sutler'ın ekibindeki Gestapo'yu anımsatan parti polisinin lideri Creedy (Tim Pigott-Smith), hükümetin "kulağı" olan Etheridge (Eddie Marsan), propaganda bölümünün başkanı Dascomb (Ben Miles), Heyer (Guy Henry) ve Yeni Scotland Yard'ın Baş Müfettişi Finch (Stephen Rea), iyice sertleştirilen önlemler ile soruşturmayı derinleştirmişlerdir...
Ancak her ne kadar görüntüleri kameralarca tespit edilmiş olsa da maskesi nedeniyle V'nin kimliği bir türlü saptanamamaktadır...
Yalnız Sutler'ın adamları BTN televizyonu çalışanı Evey'e çok kolay ulaşmışlar ve tutuklamak üzere de yola koyulmuşlardır...
Gerçi burnu iyi koku alan V'de aynı yere gelip, önce TV binasındaki rejiyi ele geçirecek ardından da önceden hazırladığı görüntülü bir CD ile tüm İngiltere'ye seslenecektir...
Bu sert çıkış, pek çok yurttaşının uyanmasına da sebep olacaktır...
Tam polislerce enselenirken de bu kez V'nin yardımına daha sonra yere düşerek bayılan Evey yetişir...
Evey kendine geldiğinde, V'nin yer altındaki evindedir ve bir sonraki 5 Kasım'a kadar orada beklemesi gerekecektir...
Zira bütün polis teşkilatı ikisinin de peşindedir...
Evey önce buna biraz sert bir tepki verse de çok geçmeden yatışarak kabullenir...
Derken V'de hesabını kesmek üzere BTN kanalında Sutler'ın korku imparatorluğunun tetikçiliğini yapan anchorman Lewis Prothero'nun (Roger Allam) ziyaretine gider...
Ölümle sonuçlanan bu küçük ziyaret, bundan sonraki "kırmızı bir gül" ile süslenen "intikam" cinayetleri serisinin ilk halkasıdır...
Ardından da V'nin beğenisi aracılığı ile "The Count of Monte Cristo" (1934) filmine bir saygı duruşu da gelir...
Dakika 36...
Geride V ve Evey'in gerçek kimliklerinin yanı sıra Larkhill toplama kampı ve "intikam" cinayetleri serisinin diğer maktulleri ile nedenini öğreneceğiniz 96 dakikalık bir heyecan fırtınası sizleri bekliyor...
54 milyon dolarlık bir bütçe ile çekilen ve Cinesite VFX teknisyenlerinin bütün hünerlerini ortaya koydukları bu filmi henüz izlememiş olanlara hararetle öneriyoruz...
beyaz perdenin görüp görebileceği en siyasi en ilkeli çizgi roman kahramanı...herşeyi insan olmak için yapmaya çalışanların filmi...kahramanımızın önceliği düzeni korumak diğil yıkmak özgür toplum idealine ulaşmak için binalrı havaya uçuruyor yoluna çıkan insanalrı soğukkanlılıkla öldürüyor.dahası asıl gücünü fiziğinden diğil kararlılığından ve planları tasarlamaktaki ve sahnelemedik becerinden alıyor .ve atbi herşeyin üstünde dramatikliğinednfilmden şunu öğreniyoruz gerçeğin gücüyle yaşadığın sürece kainatı bile fethedebilirsin....
Wachowski Kardesler'in yonetmen koltugunu Matrix uclemesinde yardimci yonetmenliklerini ustlenen James McTeigue'ye devrettikleri "V for Vendetta", farkini bizzat kardeslerin kaleme aldigi senaryosundaki tavriyla ortaya koyuyor. Ancak seyircisinin uzerine gumbur gumbur gelen senaryo bir yerden sonra seyircisini yormaya basliyor. Bu arada devreye girmesi beklenen hikaye akisindaki temponun yukselmesi ve final bir turlu tam anlamiyla seyircisini hareketlendiremiyor. Wachowski Kardesler belli ki gorsel numaralara ve hareketli bir tempoya sahip olmayan filmlerinin yonetmenlik koltugunu "bu kez gosterecek fazla birseyimiz yok" dercesine bizzat ustlenmemisler ve McTeigue'ye devretmisler. V rolunde karsimiza cikan Hugo "Agent Smith" Weaving, tek bir sahnede bile yuzunu gostermeyerek sadece sesiyle filmi suruklemeye calisiyor. Yan rollerde John Hurt (rolu bir nevi Hitler yorumuydu sanki), Stephen Fry ve Stephen Rea'yi da izlemek belli bir keyif veriyor. Ancak filmin yine de bende tam anlamiyla bekledigim etkiyi yarattigini soyleyemeyecegim.(6/10)
natalie portmanın oyunculuğu olsun (v karakteri)hugo weaving olsun hikayenin sürdürülüşü olsun hatta ve hatta yönetmelikleri su götürmez derecede muhteşem olan wachowski kardeşler bir arada olsun sonra film kötü olsun imkan var mı belki vardır ama bu filmde yok gerçekten muhteşem bir film insanı değiştirebilecek bir film yeni bir inanç katabileceğine inanıyorum çok az film bu kalite de olabilir uzun sözün kısası izlemek şart.
Bu film hakkında yorum yapmadan bazı şeyler anlatmak istiyorum.Son zamanlarda gerçekten bir kavram kargaşası yaşanıyor.Mesela terörist kimdir? Ben şuna inanmaya başladım.Asıl terörist bence kendi devletimizdir.Devleti yöneten kişilerdir.Çünkü terörün olması bu devlet adamlarının pek ala işlerine gelmektir.Bize terörist olarak gösterilenler sadece birer maşadır.Toplum önünde tu kaka olarak gösterilen insanlardır.Şunu sorarım şuan 2010 yılındayız 2000 yılından peki kaç devlet adamı yeni iş alanı yarattı? Kaç kişiye iş verdi? Böyle olunca işsiz insan herşeyi yapar ve teröristte olur.Galiba konuyu fazla uzattım.Türk halkının uyanması için bu filmi şiddetle izlemesini tavsiye ederim.Türk halkı gerçekten birleşmeli ve gerçek teröristleri aramızdan uzaklaştırmalıdır.Bu filme 10 üzerinden 9 puan veriyorum.
farklı bir senaryoyla yazılmış kaliteli bir film. Faşizme karşı farklı bir mücadele biçimi içerisinde olan bir kahraman ve halkı faşist diktatörlüğe karşı ilginç bir örgütleme modeli. 8/10
Politik yaklaşımları, verdiği mesajı, konusunun işlenmesi, oyunculuk, diyaloglar, aksiyon sahneleri... Yani kısaca filmin her yeri güzeldi. V'yi sadece milleti öldüren, bıçak savuran bir süper kahraman gibi görmeyin. Verdiği mesajlar çok önemli. Filmi de sadece dan dun ateş edilen, ortalığın havaya uçtuğu, kimsenin yaralanmadığı basit bir aksiyon filmiymiş gibi izlemeyin ve lütfen kafası çalışan insanlar izlesin filmi. Yoksa diğer tip seyirciler filmden biraz sıkılabilirler çünkü filmde ciddi mesajlar var. Sonuçta ben filmi beğendim ve izlemeyen varsa izlesin.
Aman Allah’ım, bu ne muhteşem bir filmdi böyle. hele o sonunun duygularımın derinliklerinde yarattığı muhteşem zevk... zamanında sinemada izlemeyi ne çok isterdim.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.