Bu filmden daha çok şeyler beklemiştim aslında. Sanki biraz saçmalamış bu seri. çok heyecanlı sahneler yoktu. 4. bölüm daha güzeldi bence. O yüzden bu bölümü çok beğenmedim 10/7
...ilk iki filmin ardından üçüncü filmle nihayet düzlüğe çıkmayı başaran (Cuaron sagolsun)Harry Potter serisinin 5. filmi "Zümrüdüanka Yoldaşlığı", serinin iflah olmaz hayranlarına ilaç gibi gelmenin ötesinde bizlere pek bir şey ifade etmediğini yavaş yavaş ortaya koyan bir serinin şimdilik son halkası. Yanılmıyorsam serinin şu ana kadarki en uzun kitabı olan "Zümrüdüanka Yoldaşlığı", ilk sinema filmiyle çok iddialı bir başlangıç fırsatı yakalayan, daha çok televizyon için yaptığı işlerle tanınan İngiliz yönetmen David Yates'in ellerinde serinin en kısa filmine (138 dk.) dönüşmüş. Yates teknik anlamda kusursuz bir iş ortaya koymuş, ancak Cuaron ve Newell gibi işe ruhunu katamamış. Voldemort'un geri dönmüş olduğuna kimseyi inandıramayan Harry'nin "Dumbledore'un Ordusu" adını verdikleri arkadaşlarıyla bu işin üstesinden gelmek için çabalarını izlediğimiz bu 5. film, görsel yönden öncekilerini aratmayacak kadar etkileyici ve karanlık. Ancak hikaye anlamında filmin ortalarda bir hayli sarktığı ve derinlikten yoksun olması yer yer sıkıntı verici. Oyuncu kadrosundaki yeniliklerden Dolores Umbridge rolüyle Imelda Staunton abartılı ama etkileyici performansıyla göz kamaştırırken, Bellatrix Lestrange rolünde daha da abartılı karşımıza çıkan Helena Bonham Carter beklentilerimizi karşılayamıyor ve hayal kırıklığı yaratıyor. Sanıyorum ki artık Potter serisi iflah olmaz hayranlarına hitap etmenin dışında bende hafif bir karın ağrısı yaratmaya başladı, nedeni de sihirli bir dünyada geçen bir hikayenin çok da fazla şeyleri değiştirmeden bu kadar uzun soluklu bir seriye dönüşmesi ve yapımcılarına gişeye bıraktığı milyonlarca dolardan başka birşey ifade etmemesi... (5/10)
masalsı bir dünyanın kapılarını ardına kadar açan sürükleyici bir film.serinin her filmi bir öncekinden çok daha başarılı oluyor özellikle bu bölümünde ünlü oyuncular da göz kamaştırıyordu!
Filmler her numara artışında daha da güzel oluyor.. Kitapla bir kaç benzeşmeyen noktası vardı ama illa ki kitaba paralel olacak diye bir şart olmadığı için güzel de olmuş.. Artı ileriki zamanlarda yaşanacak olan olayların da temeli atılmış ve seyirci hiç kitapları okumasa bile artık 6. filmde neler olabileceğini kestiriyor. Bu da seyirci açısında iyi çünkü bekleyeceği bir filmin olması her zaman iyi olur. Harry Potter hayranları pişman olmayacak. Bir de temenni, umarım diğer filmleri de aynı yönetmen çeker.
Şimsiye kadar izlediğim en heyecanlı, en karanlık, en olgun ve de en başarılı bulduğum Harry Potter filmiydi.. evet kitapta olup filmde olmaya şeyler olabilir..Ama filmler kitapların aynısı olamazlar.Filmi eleştirirken kitapta bağımsız olarak eleştrmek gerekir, ve film tek başına, hiç bir kitabı okumayıp sadece filmleri izleyen insanları mutlu edebilecek kalitedeydi.Bu da bir uyarlamayı yeterince iyi yapar sanırım. (Bu arada Harmoine'nin giderek daha karizmatik bir karaktere dönüştüğünü düşünüyorum.) Karanlık bir film olmasına rağmen, zaman zaman yüzde tebessümler oluşturmayı da başarıyordu film.. Ve bu film kesinlikle çocukları değil yetişkinleri hedef alıyordu..Harry ve ekibin , kitaptan daha hızlı gelişim göstermeleri gelecek iki filde soru oluşturabilir, çünkü Daniel Radcliff şimdiden çok büyümüş, serinin sonunda 22-23 yaşında kocaman delikanlı olmaması için ekibin elii biraz daha çabuk tutması gerekecek sanırım :)
rahatsız olduum konu şu:Harry Potter filmleri zaten gişesi garanti olan filmler;neden daha uzun olamıyolar'bence filmin kötü olmasının en büük nedeni bu:serinin en kısa filmi olması.dolayısıyla da bana göre serinin en kötü filmi olup çıkmakta Zümrüdüanka Yoldaşlığı.Sondaki malum kişinin ölümü(izlemeyip bilmeyen olur die yazmıyorum),Harry’nin onun ölümü üzerine duyduu acı,öldürenin peşine düşmesi 1 dakika ya sürüyo ya sürmüyo.ama Umbridge’in dersinde kağıttan yapılan maketle eelenen öörencilerin sahnesi nedense uzun tutulmuş.tamam,kısa film kötüdür demiyorum(serinin en kısa filmi Azkaban Tutsağı bana göre serinin en iisi)ama ama 1000 küsür sayfalık bi kitap bu kadar kısa bi film olursa kopuk,kitabı okumayanların zor anlayacağı bi film olur.5/10 veriyorum filme ve bi sonraki film için Yates’i bırakıp Cuaron’a 6.yı yönetmesi için yalvarılması gerektiini düşünüyorum
filmi dün izledim. kitaplarının okuru olarak hayal kırıklığı içinde ayrıldım. tamam kitabı birebir uyarlasınlar istemiyorum ama kitaptan uyarlanan kısımlarda tutarsızlıklar var (mesela harry snape’in anılarına zihinbend sırasında nufüs ettiği zaman görmesi gereken anı o değildi babası james’in snape’i okulda rezil ettiği sahneleri düşündelinde görmesi gerekiyordu) bu belki küçük ayrıntıları oluşturuyor ama filmin bütünlüğüne yayılmış bir çok sahne var. ve ron’un ilk Quiddich denemesine değinmemelerini saymıyorum bile. her önüne gelen senaris-yönetmen kafasına göre bir şeyleri ya kitaptan atıyor ya da değiştiriyor. unutmayalım ki 5,6,7. kitaplar birbiryle çok bağlantılı
ben kitabını falan okumadm ama diger filmlerinin hepsini izledim ve açıkcası içlerinden en kötüsü bu olmuş.. her halde dediler ne versek bunlar izler tuttu bir kere ve önümüze bu kadar kötü bir film sundular :( tamam yer görüntüleri süperdi müzikte iyiydi de bunlar bir filmi kurtarmazki ancak tamamlayan unsurlar olur... yani film güzel olmagı sürece bu saydıklarımın önemli olması beni pek bir alakadar etmiyor... Artık 6 filmi de bu kadar kötü çekmezler bizde zevkle oturup filmimizi izleriz artık....
yani filmi kalp ağrılarıyla beklemiştim kitabı okurken non-stop ağlama ve tüylerim diken diken olma modundaydı ama filmde hissedilmesi gereken 20 yer var anca 2-3 ünü işleyebilmiş ve hakkını verdiği tek yer yanlış işlenmesine rağmen sirius kemere girdiğinde herşeyin susması ve harrynin sessiz haykırışlarııdı tiylerim diken diken oldu ki kitaptayken öyle kmötü olmuştum ki bitirene kadar kabullenememiştim ağlayıp durmuştum kitabı elimden fırlatmak falan istemiştim onun dışında siriusun evinde olanlar soora en önmelisi harrynin bütün yaz haber alamadıktan soora dönmesi veee en önemlisi dambiyle o kehanet hakkında konuşmalrı kehanetin önemi çok büyüktü harrynin yaşadıı herşey ama herşey hatta yaşamasının sebebi idi bir yerde kehanet ne olduunu bile anlayamıyorsunuz filmde bi de son olarak ihtiyaç odası bulunmuyor sadece dombildorun ordusu ortaya çıkarılıyor onu da cho söylemiyor ya onun chonun zoruyla orduya katılan salak bir arkadaşı söylüyor ve orada hermonienin yaptıı büyü ile kıza olanlar ve dombıldorun olayı çevirmesi daha etkileyici olabilirdi
kısaca eer kitabı okumadıysanız bu filmden hiç bişi anlaşılmıyo ve başlı başına bir hayal kırıklığı
bence film muhtesem olacak ben bir harry potter hayrani olark en cok begendgm ve beni en cok surukleyen bu kitapti umarim filmi hayal kirikligi yaratamaz bu filmde cho ile harry opusuyr ve ron ile hermonie arasindaki ilskler daha da belli olyr ve filmdeki cadi ogretmnin harry cektrdgi sikntilara sahit olcaz bu filmde bence harika olcak arkadsalar heyecanla 2007 hazirani beklyrm...
Mükemmel bir film olmuş. Kitabı okuyan biri olarak hayal kırıklığına uğradım tabi ama baştan bunun olacağını bilerek filme gidince daha çok zevk alıyorsunuz. Çok fazla bölüm es geçilmiş ve sahneler arası geçiş slayt gösterisi gibi. Bir sahne bitmeden, sonraki sahnenin tam ortasında buluyorsunuz kendinizi. Bir yere gidileceği zaman, gidişatı göstermiyor film, direk kendinizi orada buluyorsunuz. Örneğin Harry, Mr.Weasley’nin esrar dairesinde ısırıldığını görünce, uykudan uyanıyor ve Ron’a 2 saniye süren bir bakış attıktan sonra tek bir laf bile etmeden, şak diye McGonagall ile birlikte Dumbledore’a gidiyor. Dumbledore’a gidiş kısmı da doğru dürüst gösterilmiyor, 2 adım yürüyorlar sonra hop Dumbledore’un odasındayız. Bu gibi arada az da olsa bir diyalog olması gereken sahneler yok filmde. Özellikle Dolores Umbridge’in öğretmenleri teftiş ettiği (hatta McGonagall’ınki hiç yok) sahneler çok kısa. Hatta genel olarak Umbridge’li sahneler çok kısa. S.B.D. sahnesi de kitap da böyle birşey var, filme de 2 dakika koyalım da milletin gönlü olsun der gibi çekilmiş. Öğrencilerin hiçbiri film boyunca S.B.D. gibi önemli bir sınavın lafını bile etmiyor. Ron’un, Malfoy’un ve Hermione’in sınıf başkanlığından eser yok. Zümrüdüanka Yoldaşlığı karargahındaki sahneler çok yüzeysel, kitaptakinden çok farklı. Diğer filmlere göre diyaloglar kitaptakinin aynısı fakat, buna rağmen göz ardı edilemeyecek çok büyük hatalar (belki de bilerek) yapılmış. Mesela kehanetin Lucius’un elinde kırıldığı falan yok. Harry, Sirius’un işkence çektiği rüyayı da Weasleylerin şakalarını izlerken görmüyor. İhtiyaç Odası’nı da Neville’e buldurarak, belki filme Dobby’i koymaktan kurtulmuş oldular. Snape’in gençliğinin de düşünselinde olması gerekirken, bunu da zihnefendet’le yaparak ondan da kurtulmuşlar. Ama en azından genç james, lily, snape, sirius ve lupini doğru dürüst görebilseydik. James ve Snape’a odaklanmaktan diğerlerini göremedim bile (10 saniyede bu kadar oluyor ne yazıkki). Bu biraz da yönetmenden kaynaklanıyor, ben şahsen David Yates’in Harry Potter gibi önemli bir serinin filmini yönetmesinden memnun değilim. Hem de bu film serinin en önemli filmlerinden biriyken. Ama ne yazıkki Melez Prens’de de karşımıza çıkacak. Umarım onda bu tip eksikliklere rastlamayız. Hele Ölümcül Takdis’in de yönetmen koltuğuna oturup, en önemli filmi berbat etmez. Benim tercihim Alfonso Cuaron veya Mike Newell’dan yanadır. Yani, çok ahım şahım olmasa da harry potter serisinin hakkını veren ve gerçekten izlenmesi gereken bir film. Bir harry potter hayranı olarak çok beğendim.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.