Mükemmel bir film olmuş. Kitabı okuyan biri olarak hayal kırıklığına uğradım tabi ama baştan bunun olacağını bilerek filme gidince daha çok zevk alıyorsunuz. Çok fazla bölüm es geçilmiş ve sahneler arası geçiş slayt gösterisi gibi. Bir sahne bitmeden, sonraki sahnenin tam ortasında buluyorsunuz kendinizi. Bir yere gidileceği zaman, gidişatı göstermiyor film, direk kendinizi orada buluyorsunuz. Örneğin Harry, Mr.Weasley’nin esrar dairesinde ısırıldığını görünce, uykudan uyanıyor ve Ron’a 2 saniye süren bir bakış attıktan sonra tek bir laf bile etmeden, şak diye McGonagall ile birlikte Dumbledore’a gidiyor. Dumbledore’a gidiş kısmı da doğru dürüst gösterilmiyor, 2 adım yürüyorlar sonra hop Dumbledore’un odasındayız. Bu gibi arada az da olsa bir diyalog olması gereken sahneler yok filmde. Özellikle Dolores Umbridge’in öğretmenleri teftiş ettiği (hatta McGonagall’ınki hiç yok) sahneler çok kısa. Hatta genel olarak Umbridge’li sahneler çok kısa. S.B.D. sahnesi de kitap da böyle birşey var, filme de 2 dakika koyalım da milletin gönlü olsun der gibi çekilmiş. Öğrencilerin hiçbiri film boyunca S.B.D. gibi önemli bir sınavın lafını bile etmiyor. Ron’un, Malfoy’un ve Hermione’in sınıf başkanlığından eser yok. Zümrüdüanka Yoldaşlığı karargahındaki sahneler çok yüzeysel, kitaptakinden çok farklı. Diğer filmlere göre diyaloglar kitaptakinin aynısı fakat, buna rağmen göz ardı edilemeyecek çok büyük hatalar (belki de bilerek) yapılmış. Mesela kehanetin Lucius’un elinde kırıldığı falan yok. Harry, Sirius’un işkence çektiği rüyayı da Weasleylerin şakalarını izlerken görmüyor. İhtiyaç Odası’nı da Neville’e buldurarak, belki filme Dobby’i koymaktan kurtulmuş oldular. Snape’in gençliğinin de düşünselinde olması gerekirken, bunu da zihnefendet’le yaparak ondan da kurtulmuşlar. Ama en azından genç james, lily, snape, sirius ve lupini doğru dürüst görebilseydik. James ve Snape’a odaklanmaktan diğerlerini göremedim bile (10 saniyede bu kadar oluyor ne yazıkki). Bu biraz da yönetmenden kaynaklanıyor, ben şahsen David Yates’in Harry Potter gibi önemli bir serinin filmini yönetmesinden memnun değilim. Hem de bu film serinin en önemli filmlerinden biriyken. Ama ne yazıkki Melez Prens’de de karşımıza çıkacak. Umarım onda bu tip eksikliklere rastlamayız. Hele Ölümcül Takdis’in de yönetmen koltuğuna oturup, en önemli filmi berbat etmez. Benim tercihim Alfonso Cuaron veya Mike Newell’dan yanadır. Yani, çok ahım şahım olmasa da harry potter serisinin hakkını veren ve gerçekten izlenmesi gereken bir film. Bir harry potter hayranı olarak çok beğendim.