Bak Kim Gelmiş - Beyazperde.com eleştirisi : Zor İlişkiler Basitleştirilirse...

Hepimiz, sokakta yürürken veya otobüsün penceresinden bakarken yolda gördüğümüz insanlara uygun hayatlar belirleriz kafamızda. Yürüyüş tarzları, yüz mimikleri, giydikleri kıyafetler onların hayatları hakkında bizlere küçük ipuçları verir. Ve tanımadığımız bu insanlara en uygun yaşam tarzını, en uygun kişiliği belirleyiveririz kendi kendimize. Aslında kafamızdan uydurduğumuz bu hayatın sadece o anki ruh halimizle ilgili olduğunun farkına varmayız. Sadece yaşamak istediklerimizi ya da başka bir insana yaşatmak istediklerimizi tanımadığımız insanların üzerlerine yakıştırırız. Sonra da aynada kendimizi izler gibi onlara bakar ve görünüşlerinden mutluluk duyarız.

Bak Kim Gelmiş(2005), evlenmek üzere olan Theresa'nın erkek arkadaşı Simon'ı, ailesi ile tanıştırma öyküsü. Küçük kızının büyüyüp yetişkin bir kadın olduğunun farkında varamayan siyah bir babanın, kafasında yarattığı damat adayının beyaz olmasını kabullenip kabullenemeyeceğinin hikayesi.

[resim1)

Bu noktadan bakıldığında film konusu ile, çekildiği dönemde ortalığı ayağa kaldırmış bir Stanley Kramer filmini, Guess Who's Coming To Dinner(1967)'ı hatırlatmıyor değil. İki film beraber ele alınıp içerik olarak değindirildiklerinde göze çarpan en büyük farklılık eskiden çekilen filmde eve getirilen damat adayının bir siyah, ev sahiplerinin de tam anlamıyla birer burjuva olmaları. Konunun işlenişi bakımından karşılaştırılan bu iki filmi birbirinden ayran nokta ise daha farklı.Guess Who's Coming To Dinner dram dozu yüksek klasik bir kara komedi iken Guess Who dakikalar ilerledikçe tam anlamıyla sulu bir komedi halini alan popüler bir yapım.

Benzer konular hakkında gerçekleştirilen bu iki değişik yaklaşım bize aradan geçen zamanla insanların düşünce yapılarında nasıl farklılıklar oluştuğuna dair derin ipuçları veriyor. Siyahlar, belki de zaman geçtikçe beyazların hakimiyetindeki kapitalist sistemle, ırkçı kesimin tedirgin edici bakışlarıyla ve toplumsal baskılarla verdikleri savaşın, çektikleri onca acının karşılığını sonunda alıyorlar. Kırk senenin ardından kızının eve getireceği erkeğin Denzel Washington, Tiger Woods, >Colin Powell gibi başarıları ile kendilerini kanıtlamış siyah kahramanlar olmasını isteyen bir baba figürü karşımıza çıkıveriyor.

Ancak bu figürün istediği o erkeğin sadece başarılı olması değil. Aynı zamanda hayal ettiği damadın başarılarını siyah ırkın sıkı bir temsilcisi olarak gerçekleştirmiş olması. Percy'nin böyle umutlar içindeyken, karşısında bir türlü kendisine güven veremeyen beyaz bir çocuk bulunca yaşadığı hayal kırıklığı ise bizlere belki de ırklar arasında yaşanan savaşın, ne kadar eski sıcaklığını yitirse de psikolojik düzende hala devam ediyor olduğunu habercisi.

Bak Kim Gelmiş, film boyunca komedi seviyesini yüksek tutan bir film. Ardı ardına patlayan esprilerin yanı sıra araya serpiştirilen romantik sahnelerle seyirciyi bir dakika olsun durup düşünme fırsatı tanımıyor. Böylelikle öykü dışarıdan bakıldığında ne kadar politik bir temele oturuyor olsada, film bir boş vermişlik duygusu içinde gülümseyerek suya sabuna dokunmaz bir tavır sergiliyor. Irklar arasındaki toplumsal sorunları birkaç cümlede ve üstünde pek durulmayan kısa bir olay örgüsüyle geçiştirmeyi tercih ediyor.

Simon, Theresa'nın ailesi ile tanıştıktan sonra olay bir anda siyah veya beyaz olma probleminden uzaklaşıyor. Simon ve Percy arasındaki ilişki bir babanın kızını elinden alacak olan erkeğe karşı hissettiği kuşkularla dolu bir gerginliğe dönüşüyor. Bir de araya çiftler arası problemlerle bezenmiş, kadınlarla erkeklerin aslında dünyayı nasıl farklı algıladıkları üzerine kurulu küçük bir olay örgüsü girince iş çığırından çıkıyor. Ne gerçekten komik, ne gerçekten politik, ne de gerçekten romantik olan karmaşık bir olaylar dizisi içinde kaybolan film, yönünü tamamen yitiriyor.

İnsanları görünüşlerine göre yargılamamalıyız, tahmin ettiğimizden çok farklı kişilerle karşılaşabiliriz ve bazen karşımızdaki insanda gördüğümüz sadece kendi içimizden kötülüklerin yansımasıdır ana fikrini, hem ırksal, hem ailesel, hem de fiziksel yönden anlatmaya çalışan Bak Kim Gelmiş, böylesine zor bir görevin altından kalkamayan bir film. Bir parça Guess Who's Coming To Dinner, bir parça Father of the Bride derken yolunu şaşırıp, hafızalara kazınamayacak, belki sadece birkaç saatlik bir eğlence olabilecek bir yapım.