Hesabım
    Şanslı Slevin
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    4,0
    Çok İyi
    Şanslı Slevin

    Yanlış Yerde, Yanlış Zamanda...

    Yazar: Oktay Ege Kozak

    Şanslı Slevin, bana bir filmden çok, ilk bakışta sofistike gibi görünen, fakat biraz daha incelediğinizde rahatça altından kalkabileceğiniz bir yemek tarifini hatırlatıyor. İki kaşık Ucuz Roman, bir parça Kapışma, bir su bardağı Gizli Teşkilat'ı iyice karıştırdıktan sonra bitişe yaklaşırken bir tutam Olağan Şüpheliler ekleyin ve voila! Sonuç, hazmı kolay, yeterince doyurucu fakat kolayca unutulabilir, yedikten bir-iki saat sonra incelikle yaratılmış, orjinal bir seçime karın acıktıran bir çeşit Tarantino/Hitchcock fast-food karışımı.

    Film, Hitchcock'un bayıldığı "Yanlış yerde, yanlış zamanda bulunan adam" ile "Bir başkası ile karıştırılarak yanlış yere suçlanan adam"ın mükemmel karışımı Slevin Kelevra'nın hikayesini anlatıyor. Slevin, işini, kız arkadaşını ve evini aynı gün içinde kaybettikten sonra kafasını toparlamak için bir haftalığına arkadaşı Nick'in New York'takı evini ziyarete gider. New York'a gelişinin ilk dakikasından itibaren Slevin'in kötü şansı peşini bırakmaz. Bir soyguncu tarafından soyulması ve burnunun kırılması yetmezmiş gibi, Slevin, Nick'in sinir bozucu derecede sevecen komşusu Lindsey'den Nıck'in günlerdir eve uğramadığını öğrenir.

    Dakikalar geçmeden iki fedai Nick'in evine zorla girer. Nick'in kısaca "Patron" olarak bilinen gangster'e 90.000 dolar borcu vardir. Slevin her ne kadar kendisinin Nick olmadığını açıklamaya kalksa da, fedailer Slevin'i Nick olarak Patron'un karşısına getirirler. Patron, kendisinin Nick zannettiği Slevin'e içine düştüğü delikten kurtulması için bir şans verir. Nick'in borcunu silmesi ve kendi hayatını kurtarabilmesi için Slevin'in tek yapması gereken, Patron'un düşmanı Haham isimli gangster'in oğlunu öldürmektir. Slevin, teklifi istemeyerek kabul eder. Bu arada, Ucuz Roman'ın ilk taslaklağından fırlamışçasına bir isme sahip olan Mr. Goodcat isimli kiralık katilin Slevin için kendine dair planları vardır.

    Filmin negatif taraflarına gelmeden önce, pozitif özelliklerini sıralamak istiyorum. Öncelikle, filmin ilk iki perdesinde sinir bozucu açıklıkla kullanılan kedi-fare oyunu teması (Ne kadar açıklıkla? Filmin bir sahnesınde Patron kendisini göstererek "Kedi", Slevin'i göstererek "Fare" diyor), filmin üçüncü perdesinde altüst edilerek orjinal olmasa da ilginç bir biçimde sonuç buluyor. Bu sayede ilk iki perdede kabak gibi ortada duran konu bağdaşmazsızlıkları bir şekilde açıklanıyor. Bu sayede filmin son yirmi dakikası, ilk bir buçuk saatinin karmaşasını ve can sıkıcılığını biraz da olsa unutturuyor.

    Şanslı Slevin'in en büyük problemi, Tarantino/Guy Ritchie bozması zorlama diyalogları. Filmin, bilinçli bir şekilde gerçeklik duvarını kırıp geçen, iğneleyici olduğunu zanneden fakat kendine göndermede bulunarak olduğundan akıllı ve sofistike görünmeye çalışan latifeleri, en sıkı Tarantino seyircisini bile delirtecek kadar çocuksu ve fazla aşikar. Örnek: "Ona Haham diyorlar" - "Neden?" - "Çünkü o bir haham". İlk başta komik ve hatta sevimli olabilir, fakat bir süre sonra rahatsız edici, kendini tekrar eden bir baş belasına dönüşüyor.

    Şanslı Slevin'in yönetmeni Paul McGuigan, senaryonun ilk iki perdesinin orijinallikten yoksunluğunu kapatmaya çalışırcasına, stilize, varlığını her zaman hissettiren ve ara sıra seyirciye göz kırpan, kinetik ve pürüzsüz bir görsel üslup ortaya koyuyor. Özellikle filmin ilk on dakikasında yer alan ve kendi başına bir kısa film olarak durabilen trajik at yarışı hikayesini önümüze sererken, McGuigan, bir çekimden diğerine pürüzsüzce atlayan, tansiyonu ve devinirliği bir an bile bırakmayan, sıkı bir yönetim sergiliyor. Film ilerledikçe McGuigan'ın kinetik görsel varlığı, senaryonun banalliğinin altında kalsa bile, sonuna kadar seyirciyi takip ediyor ve biraz da olsa kendine ait bir devamlılık yakalamayı başarıyor.

    Şanslı Slevin'ın orjinal, ve hatta sinema tarihinde görülmemiş derecede çığır açan bir başyapıt olarak değerlendirilebileceği bir dönem vardı, ve bu dönemin üzerinden geçip gideli yaklaşık on üç yıl oluyor. Ne yazık ki bu yüzden Şanslı Slevin, ana karakteri gibi yanlış yerde, yanlış zamanda ortaya çıkan, unutulması kolay bir karbon kopya olmaktan ileriye gidemiyor.

    Oktay Ege Kozak

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top