Trajedinin Komik Aynası
Yazar: Ertan TunçAmerikan sinemasının en büyük ustalarından biri olan Woody Allen, sanatsal, bilimsel ve tinsel olaylara takındığı sert ve alaycı tavrıyla benzerlerinden kolaylıkla ayrıt edilebilecek komik bir sosyolog ve filozoftur adeta. Allen filmlerinde; sadece nefret ettiği ya da yanlış olduğunu düşündüğü şeyleri değil sevdiği hatta taptığı fikirleri, düşünceleri, kişileri, olgu ve olayları da tiye almasını bilir.
En sevdiği yönetmen Bergman'ın kimi filmlerini senaryolarının temeline oturtmasının, Shakespeare'in, Dostoyevski'nin eserlerine göndermeler yapmasının, operayla, cazcılarla alay etmesinin kökeninde sevgi ve bağlılık yatarken; psikanaliz, Freud, savaşlar, silahlanma, varoluş, din ve Naziler benzeri daha yüzlerce konuda yaptığı esprilerin kökeninde başkaldırı ve tenkit yatmaktadır. Bu bağlamda; son kırk yılda yarattığı Allen komedyasının eşsiz bir felsefe ve yaşam biçimi içeren, farklı ve isyankar bir düşünce biçimi olduğu söylenebilir.
İşte bu düşünce biçiminin mercek altına aldığı son konu ise yaşamın trajik mi komik mi olduğu. Melinda ve Melinda, Woody Allen'ın sosyal yaşamı irdelemek ve arka planda çağın mevcut düşünce ve eğilimlerini eleştirmek amacıyla adeta bir laboratuar olarak kullandığı kadın-erkek ilişkileri ekseni üzerine oturtulmuş.
Yaşamın trajik olduğunu düşünen bir yazarla, yaşamın komik olduğunda ısrar eden bir başka yazar arasındaki tartışma sonucu, her ikisi de Melinda adlı bir kızın başına gelen iki ayrı hikaye uydururlar tabii kendi düşünceleri doğrultusunda. Böylelikle film, Yunan trajedilerinden Shakespeare trajedilerine ve sonrasında Nietzsche'nin Tragedya anlayışına değin uzanan derin bir düzlemde salınım yaparken, insanların hemen hergün yaşadığı birçok olayın doğası masaya yatırılıyor.
Filmin asıl çarpıcı yanı, "komik" yaklaşımla "trajik" yaklaşım arasında aslında herhangi bir fark olmadığının yavaş yavaş açığa çıkması olarak görülebilir. İlk bakışta sadece komik olarak gözüken ikinci hikayede (ki gerçekten komik) tek bir kişinin replikleri ve davranışları silinse yani hayata bakış açısı eğlenceden yoksun hale getirilse trajedinin varlığı hemen göze çarpar. Çünkü hayatı boyunca hep topallayan karakterler oynamış, başarısız, sıradan bir aktör olan Hobie'nin varlığı komikliğin tek dayanak noktasını teşkil ediyor.
Hobie karakterini başarıyla canlandıran Will Ferrell'in, Melinda'daki duygusal yoğunluğu ustalıkla yansıtan Radha Mitchell'in doyurucu performansları da filmi güçlendiren diğer öğeler.
Herşeye rağmen Melinda ve Melinda, kadın-erkek ilişkilerini sorgulayan diğer filmlerinde de olduğu gibi Woody Allen'ın insanı allak bullak eden çarpıcılığı ve unutulmaz one-liner'ları ile zenginleşen eğlenceli ama bir o kadar da hüzünlü bir drama. Hollywood Ending ve Anything Else'de de gösterdiği gibi hala söyleyecek sözleri olan, yaratıcı fikirlerinde herhangi bir azalma olmadığını ispatlayan 70 yaşındaki ustanın son filmi Melinda ve Melinda, tüm Allen hayranlarına tavsiye olunur.