Paçino İçin Biçilmiş Kaftan
Yazar: Misafir KoltuğuModern Amerikan sinemasının son kırk yılı içinde Al Pacino kadar güçlü, karizmatik ve kendine ait bir stil oluşturan, fakat aynı zamanda her on senede bir kendini tekrar keşveden bir aktör bulunabileceğini zannetmiyorum. İlk düşündüğümüzde tabi ki aklımıza DeNiro, Redford gibi isimler gelecektir ama eğer Pacino'nun kariyerinin son on senesini incelerseniz ilginç bir gerçek ile karşılaşacaksınız: Pacino, 1996'dan beri çektigi, finansal ve eleştirel bakımdan başarılı olan filmlerin çoğunda (seyircinin filmin başından sonuna takip ettiği ana karakter olarak) başrol oynamadı. Fakat buna rağmen, kariyerinin en unutulmaz performanslarına imza atmayı başardı.
Bu filmlere örnek olarak Köstebek ve Şeytan'ın Avukatı verilebilir. Hatta listeye Çaylak ve City Hall filmlerini de katarsak, Pacino, güçlü, tutkulu, fakat aynı zamanda vahşi ve yolsuz akıl hocası şablonunu kendine o kadar mükemmel bir biçimde oturttu ki, yukarıda bahsettiğim filmler nerede ise kendine ait bir film türüne dönüşmeye başladı. Bu türün son örneklerinden olan Kirli Para ise, ucuz heyecanlara yer vermeyen, hırs ve güç aşkı temalarını düzeyli bir biçimde inceleyen, gayet başarılı bir ahlak masalı.
Film, bu sefer "yoğrulması gereken hırslı çaylak" rolünü Keanu Reeves ve Colin Farrell'dan devir alan Matthew McConaughey'in canlandırdığı Brandon Lang'ın inişli cıkışlı ve tekrar inişli hikayesini anlatıyor. Bir spor kazası nedeni ile futbol kariyeri yarıda kalan Lang, hayatının sonraki on senesini, Las Vegas civarında boş islerde çalışıp, kendine acıyarak geçirmiştir. Büyük bir futbol fanatiği olan Brandon, bir gün çalıştığı telefon servisi şirketinde, izin almadan futbol bahis nasihatı hattına hangi takımların kazanacağını tahmin ettiği bir mesaj bırakır. Mesajda tahmin ettiği bütün maç sonuçları doğru çıkınca, Brandon, futbol bahisleri hattına terfi edilir. Yeni işine başlayalı bir hafta bile olmadan Brandon'a New York'un en büyük bahis nasihati şirketinin sahibi Walter Abrams'dan kallavi bir iş teklifi gelir.
Abrams'ın şirketinde çalışmaya başlayalı bir kaç hafta olmadan Brandon, kendini Abrams'ın altın yumurtlayan tavuğu konumunda bulur. Tahmin ettiği bütün maçların sonuçları doğru çıkmakla kalmaz, Brandon ayrıca gösterdiği hırs ve karizma ile kendisini Abrams'ın ve Abrams'ın güzel karısı Toni'nin partiler ve tutumsuz, gereksiz harcamalar ile dolu sosyal dünyasının tam ortasında bulur. Abrams Brandon'dan o kadar etkilenmiştir ki, onu kendi oğlu yerine koyarak, emekli olduktan sonra şirketi Brandon'a bırakmayı planlar. Herşey Brandon için mükemmel bir biçimde ilerlemektedir. Fakat bir gün, maç tahminleri yanlış çıkar ve Brandon milyonlarca insana bir sürü para kaybettirir...
Kirli Para'nın hikayesinin en başarılı tarafı, yukarıda da bahsettiğim gibi, bu tür filmlere bir parazit gibi yapışan, ölüm tehditleri, silahlı çatışmalar ve dramatik bir zirve ile sonuçlanan, tahmin edilebilir bir anlatım tarzına sahip olmaması (her ne kadar filmin fragmanı, filmi bu biçimde yansıtsa da). Bunun yerine film, içerdiği temaları katmanlı bir biçimde inceleyerek, gücün insanlar için anlamını, ve ardında getirdiği sonuçların üzerine gidip hırs ve istek, öfori ile mutluluk arasındaki farkı tanımlamaya çalışıyor. İlk bakışta mükemmel gibi görünen, fakat biraz dibine gittiğinizde güvensizlik, sahtekarlık ve bağımlılıklarla dolu, tatminsiz bir dünyayı, bazen biraz fazla didaktik ve melodramatik olsa da, korkusuzca gözlerimizin önüne sürüyor.
Dışarıdan bakıldığında gayet başarılı ve istikrarlı gibi görünmesine rağmen, aslında emniyetsiz, gerekirse kırılgan Walter Abrams karakteri, neredeyse (ve hatta muhtemelen) Al Pacino için yaratılmış. Pacino, bu iki uç duyum dengesini o kadar iyi bir biçimde bir araya getiriyor ki, her daim Abrams'ı izlediğimizi bilmemize rağmen, neredeyse iki apayrı performansı gözlerimizin önüne sürüyor. Örnek olarak, Brandon'un Abrams'dan daha fazla yüzde istediğinde, Abrams'ın Brandon'u vahşi bir hayvan gibi kapanına alarak kendisi ile dalaşmamasını "öğündüğü" sahne ile Abrams'ın, kumar bağımlıları için düzenlenen toplantıda kendini eski bir kumar bağımlısı olarak tanıttığı sahne verilebilir. İlki korkutucu, saf bir soğukkanlılık, ikincisi ise dürüst, kusurlu ve mazeretli bir kişilik ortaya koyuyor.
Sonuçta Kirli Para, seyircisine, mükemmel olmasa bile, içerici, teşvik edici bir iki saat sunuyor. İkinci perdesinin uzunluğu ve yer yer yavaş hikaye akımı gibi problemleri, temasına ve karakterlerine olan bağımlılığı ve saygısı ile kapatan filmin, en azından Pacino hayranlarını hayal kırıklığına uğratmayacağını garantileyebilirim (hatta bahse bile girebilirim).
Oktay Ege Kozak