Hesabım
    Aman Tanrım
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    1,0
    Çok Kötü
    Aman Tanrım

    Bruce’tan Sonrası Tufan

    Yazar: Orkan Şancı

    Koltuklardaki yerinizi hazırlayın. Tarihin en pahalı komedi filmi sizi bekliyor. Muazzam görsel efektler, sanki Nuh Tufanı'nı birebir yaşatmak için düşünülmüş. Oysa 200 milyon dolarlık bütçe, sadece bir komedi filmi için. Üstelik film komik değil.

    Güldürürken düşündüreyim derken öğretirken sıkan adamın adı Tom Shadyac. Onun için belki de Jim Carrey'i var eden adam diyebiliriz. 1994 yılında çektiği Budala Dedektif filminde bu garip dedektif için bu garip komedyeni seçmiş, ona ve kendisine gişe ve şöhret kapılarını açmıştı. Devam filminde Carrey, bu kez Shadyac'ın yakın arkadaşı Steve Oedekerk yönetiminde, -ilginçtir- çok daha komik bir halde karşımıza çıkmıştı.

    Shadyac ise dini bütün bir Katolik olarak sinema aracılığıyla mesajlar verme kaygısına düşmüş, yine Carrey'in başrol oynadığı Yalancı Yalancı, sonra Patch Adams, hatta Dragonfly gibi yapımlarda, (doğrudan olmasa bile) Tanrı-İnsan arasındaki ilahi ilişkiyi hikayelerinin merkezine koyar olmuştu.

    Shadyac, dünya çapında 240 milyon doları aşan hasılat elde eden ilk Aman Tanrım filminin devamında Carrey'e olmasa da çok sevdiği, doğanın o birbirinden mükemmel yaratıklarına kavuşmuş görünüyor. Tabii ikinci Aman Tanrım için bir devam filmi demek ne derece doğru, tartışılır.

    İlkinden oldukça farklı bir hikaye var ortada. Yönetmen ve Tanrı (ilkinden daha tatlı bir Morgan Freeman) kadrodaki yerlerini almasına alıyorlar ancak Shadyac'ın kuruntularını, komediyi hiçe sayan "dayatmacı bir öğreticilikle" gözümüze sokması nedeniyle bu film, ilkinin yanında dram gibi kalıyor.

    İlk filmde Carrey'in oynadığı Bruce karakteri, 24 saatliğine Tanrı olmanın, göründüğünün aksine ne kadar zor olduğunu farkediyordu. Bu kez ise Tanrı, başka bir amaçla kullarından birini seçiyor. Problem, yaklaşan çevre felaketi ve insan denen 'kurdun' vurdumduymazlığı. Shadyac, ilahi referanslara dayandırdığı "doğaya sahip çıkalım" mesajına kendini öyle kaptırıyor ki, bir komedi filmi çektiğini unutuyor. Üstelik ilk Aman Tanrım ile bağlantılı tek karakter olan Evan'ı başlarda basit bir sekansla TV sunuculuğundan senatörlüğe terfi ettirip ilk filmi seven seyircinin algılamasını zorluyor.

    Film asla komik olmamakla birlikte başroldeki isabetli seçim Steve Carrell ve yardımcısı Rita rolündeki stand-up'çı Wanda Skyes'ın emprovize performansı sayesinde yer yer kıpırdar gibi oluyor. Üstelik bir sahnede sinemada "40 yıllık Bakire Meryem"in oynuyor olması, Evan'ın sevgilisine bir restoranda göründüğü sahnede Freeman'ın kartlığında "Al Mighty" yazması gibi dikkatli gözlerden kaçmayan bir-iki hoşluk da düşünülmüş.

    Ancak Shadyac giderek, bir metafor gibi başlattığı Nuh Tufanı senaryosunun esiri oluyor. Evan gibi kendini kaptırıyor. Küresel ısınma nedeniyle binbir türlü çevreci mesajın haber bültenlerinde, filmlerde hatta reklamlarda beyinlerimize ışınlandığı günümüzde, Shadyac'ın bu çevreci-aile-insan ilişkileri denemesi, -hatta biraz daha abartırsak- siyaset taşlaması, Papa'yı bile kızdıracak kadar sıkıcı bir saflık taşıyor.

    PETA'yı ayağa kaldıracak kadar canlı hayvanın kullanıldığı özel efektsiz inşaat sahneleri, çok zorlu bir çekim sürecinin ve şişen bütçenin kahramanları. Yönetmenin bir komedi çektiğini sandığı düşünüldüğünde, filmden aklımızda kalan o sahneler daha da dramatik bir hal alıyor.

    Morgan Freeman'ın bu filmde oynamayı neden kabul ettiğini anlamak güç. Steve Carrell, ilk filmde Jim Carrey'in önünü tıkayan iş arkadaşı ve sonrasında yazıp başrol oynadığı 40 Yıllık Bekar filmindeki performansıyla, ABD komedisine soluk getiren isimlerden biri olarak rahatlıkla nitelendirilebilir. Şimdiyse bu 'yüce' bütçeli film onun popülaritesini daha da arttıracaktır. Bakarsınız yapımcılar, üçüncü bir devam filmi düşlüyordur. (Biri "Rita Almighty" mi dedi?). Ancak 'favori kul' her zaman ilki olacaktır. Jim Carrey, rahatlıkla "benden sonra tufan" diyebilir...

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top