En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
Beyza E.
7 değerlendirmeler
Takip Et!
3,0
17 Ocak 2011 tarihinde eklendi
Tideland, yıllar geçse bile belleğinizde bir rüya mı kabus mu yoksa yalnızca bir filmden sahneler mi ayırt edemeyeceğiniz kareler bırakıyor; oyuncak bebek kafaları, içi doldurulmuş bir baba bunlardan sadece birkaçı. Küçük bir kız çocuğuyla beraber hayal gücünüzü zorlamak üzere kabuslar diyarına gitmeye hazırlanın. Bu muhakkak ki ağır bir yolculuk. Filmin ağır ağır kimi yerdeyse içinizi ezerek ilerlemesi sizi sona ulaşmaktan alı koymasın. Hayal gücünüzün bir sonu olmadığını unutmayın.
Gilliam'a yakistiramadigim zayif bir film. Ya da benim beklentim yüksekti bilmiyorum. Küçük kizin oyunculugu ve arada ortaya çikan sürreal sahneler hariç filmi genel olarak çok zayif buldum. Gilliam filmidir yine de üslubu farkli tabii ki. Iyi seyirler.
Fragmanından, afişlerinden, aldığım tavsiyelerden olsa gerek çok büyük umutlarla izlemiştim ama beklediğim kadar beğenemedim. Aslında başlarda çok eğleniyordum ama sonrası gelmedi. Başroldeki ufaklık çok iyi oynamış. Yine de izleyin beğeneneler mutlaka olucaktır..
Filmi,tek kelimeyle 'berbat' olan Grimm Kardeşler’in ardından büyük bir tedirginlikle izledim.Epey yavaş ilerleyen olay örgüsü ve 122 dakikalık malum(uzun)süresine rağmen,bir önceki Gilliam filmine kıyasla(Grimm Kardeşler)onun 10 katı daha güzeldi.Yönetmenin güzel filmlerini hatırlayabildim neyse ki.Yeni nesil bir başyapıt olamasa da,10/7 hakettiği puan..
Spoiler içerebilirTerry Gilliam'ın hayal gücünün etkisiyle yaratılmış fantastik bir film. Küçük bir kızın farklı aile yaşamının anlatılmasıyla başlıyor film. Uyuşturucu bağımlısı anne ve baba ve bu ortamda ebevyenlere nazaran daha mantıklı bir kişiliği olan küçük bir kız; Jelise-Rose. Çok gariptir ki o kız babasının ilacını hazırlayıp almasına yardımcı oluyor!!!Annesi öldükten sonra hafif çatlak babası ile yolculuğa çıktıktan sonra aslında başlıyor her şey. Oynadığı bebek kafalarını konuşturan, peri sandığı ateş böceklerine isimler takan kısacası hayal dünyasında yaşayan Jelise-Rose babasıyla geldiği ölmüş büyükannesinin evinde kendi hayal dünyasına daha çok gömülüyor. Yer yer Alice Harikalar Diyarı'ndan da alıntılar görebiliyoruz.Burada daha da ilginç olanı aslında bu küçük karakterin gördüğü ve hayalet sandığı bir kadın olan Dell. Zeka özürlüsü kardeşi Dickens ile yaşayan bu kadının çok daha garip bir yaşam tarzı vardır. Filmin sonlarına doğru Jelise-Rose'nin Dickens'a olan garip sempatisi ve onu sewgilisi olarak görmeye başlaması da filmin çok ilginç noktalarından birisi.Sonuç olarak benim biraz daha fazla beklentim olduğu bu film genel olarak farklı ve eğlendirici.
Gilliam'ın hayal gücü tartısılmaz;filmin beni bu kadar etkilemesinde kız cocugunun cok büyük etkisi vardı..Tam bir gerilim oyuncusu,gelecek vaadediyor bence..
filmi izledim.:)bence harika bi film.:)çocuk oyuncu rolünün hakkını fazlasıyla veriyor.sinemada değişik şeyler arayanların izlemesi gereken bir film doğrusu...
Terry Gilliam gerçekten tam dişine göre filmlerle dönüyor.Bu da 2başyapıt daha izleyeceğiz anlamına geliyo zaten.Ayrıca kadroda Jeff Bridges gibi aşmış bir oyuncu var ki Gilliam ın favorilerindendir.(Balıkçı Kral).
Terry Gilliam az çeker ama öz çeker,balıkçı kral,12 maymun,brazil ve las vegasta korku ve dehşet filmleri kendi çaplarında birer klasiktir,bu yeni filmini de büyük merakla bekliyorum,umarım bizde sinemalara uğrara,malumunuz kendisi zor filmlerin adamı,bekliyoruz.Saygılar.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.