Saygı Duruşu Niteliğinde Bir Film
Yazar: Ali Ercivan1993 yılında En İyi Film dalında Oscar ve Yönetmen dalında Altın Küre adaylığı kazanmış Kaçak’tan bu yana dikkate değer bir işe imza atmamış olan Andrew Davis’in yeni filmi Koruyucu da ilk bakışta 2. sınıf bir piyasa filmi gibi gözüküyor olabilir. Ancak, iki buçuk saate varan süresi bile filmin sandığımızdan daha büyük iddiaları olduğunu gösteriyor. Bu denli iddialı olmasına şaşırsak da, cankurtaran yüzücüler hakkındaki bu film, iddiasının ardında sağlam bir şekilde durmayı başarıyor.
Kevin Costner tarafından canlandırılan, efsanevi kariyeriyle nam salmış bir cankurtaran, görev sırasında ekibiyle geçirdiği kazanın ardından aktif görevden çekilerek deneyimlerini gençlere aktarmak üzere bir eğitim okulunda öğretmenliğe başlar. Eğittiği yeni öğrenciler arasında, yüzücülük alanında çeşitli dereceleri bulunan asi ve kibirli bir genç (Ashton Kutcher) özellikle öne çıkar. Birçok ortak noktası bulunan bu iki karakterin yolları, okul sınırlarının ötesinde de kesişecektir.
Film, üç bölümden oluşuyor. Costner’ın aktif olarak cankurtaranlık yaptığı giriş, okulda eğitmenlik yaptığı süreç ve öğrencilerle ilişkileri, son olarak da yıldız öğrencisiyle birlikte yeniden göreve döndüğü final kısmı. Finalde karşımıza çıkacak olan detayların film boyunca teker teker yerleştirilmelerini hep fark etsek ve tüm o usta-çırak ilişkisi en beylik haliyle ilerlese de Koruyucu, attığı her adımı usturubuyla atıyor. Eksik noktalar bırakmıyor; işlediği uzun süreçleri ve değişimleri inandırıcı kılıyor; karakterlerini umursamamızı sağlıyor; en önemlisi de, ele aldığı mesleğin önemini bize hissettiriyor.
11 Eylül saldırıları sonrasında konuyla ilgili olarak yapılan ilk film bu yıl izlediğimiz Uçuş 93 ya da Dünya Ticaret Merkezi değildi. The Guys adlı, itfaiyecilerin kahramanlık ve fedakarlıkları ile ilgili bir filmdi. Koruyucu da aslında aynı konumda bir film. Geçtiğimiz yıl Katrina kasırgasının New Jersey’i vurması sonrasındaki kurtarma çalışmalarında en büyük rollerden birini üstlenen cankurtaran yüzücüler, Hollywood tarafından hak ettikleri saygıyı görüyorlar. Bu insanların meslekleri hayat kurtarmak olduğu için bu dünyada gerçekten önemli olan az sayıdaki meslekten birini yaptıklarını unutmamak gerek. Koruyucu, saygı duruşu işlevini mükemmel bir şekilde yerine getiriyor. Yapılan işin önemini ve onurunu gözler önüne seriyor.
Bu başarılı seyirlikte fazla bulduğum tek nokta, finaldeki duygusal çıkış. O ana kadar her şeyin bizi bu finale hazırlamayı amaçladığını görmezden gelemeyiz ama bir efsaneyle bağ kurarak ortaya bir mit çıkarma çabasının, filmin gerçekçilikte gösterdiği başarıya sekte vurduğunu düşünüyorum. Seyirci üzerinde kuvvetli bir duygusal etki bırakması kaçınılmaz olsa da, bu son noktanın zorakiliğinden rahatsız olanlar çıkacaktır. Mesele fedakarlıksa bunu daha az duygu sömürücü yollardan, film boyunca zaten anlıyoruz.
Gözyaşı hedefleyen finaline rağmen geneli itibarıyla şaşırtıcı derecede sağlam bir film Koruyucu. Önemli bir film olarak anımsanamaz ama eli yüzü düzgün bir Hollywood seyirliği arayanlar için gösterimdeki en iyi seçenek herhalde.