Bu Romantik Film Siz Erkekler İçin...
Yazar: Oktay Ege Kozakİtiraf etmem gerekir ki, hiçbir zaman büyük bir Ridley Scott hayranı olmadım. Her zaman için kardeşi Tony Scott'ı tercih etmişimdir. Tony Scott, her ne kadar stilize ve fazla kinetik olsa da, işlediği konu bağlamlarına düz, dürüst ve içten bir hava ile yaklaşmayı bilen bir yönetmen. Fakat Ridley'nin nedense seyirci ile duygusal bir bağlantısızlık sergilediğini düşünmüşümdür hep. Öne sürdüğü eserin seyircisi tarafından sadece gözlemlenmesini, ama hissedilmemesini isteyen bir ressam gibi. Ridley Scott, Gladyatör gibi duygusal ağırlıklı epik filmlerinde bile elini attığı her sahnenin, ne kadar içten olursa olsun, yapaylığını sırıttıran bir yönetmen bence, sanki hikayenin duygusal ağırlıklı elementlerine gelince kendini oto-pilota takıp, asıl beyin gücünü etkileyici görselliklere ayırıyor gibi.
Son yedi sene boyunca kısıntısız peş-peşe bir mega-bütçeli epik filmden diğerine (Gladyatör, Kara Şahin Düştü, Cennetin Krallığı) atlayan Ridley, son zamanlarda çektiği en düşük bütçeli, mütevazi filmi İyi Bir Yıl ile sanki kendine bir tatil vermiş. Eski Roma'ya, modern savaş alanlarına ve haçlı seferlerine biraz ara vererek, iç ruhunu kaybetmiş ve geri kazanmak için mutlu geçmişini ziyaret eden bir adamın kişisel hikayesini anlatmaya karar veriyor. Son zamanlarda ortaya koyduğu, yüksek stres gerektiren büyüklükte işler göz önüne koyulursa, Ridley'in bu tür bir tatili hak ettiği kaçınılmaz bir gerçek. İyi Bir Yıl, her dakikası sahil kenarında geçirilmiş bitmeyen yazlarla dolu, harikülade çocukluk anıları gibi büyüleyici ve eğlenceli bir deneyim.
Film, ölen amcası tarafından kendisine Fransa'dan bir şato ve şarap bağı miras edilen açgözlü, fiyakacı iş adamı (Filmlerde başka bir tür iş adamı varmıdır sanki?) Max Skinner'ın (Russell Crowe) hikayesini anlatıyor. İlk başta Max'in amacı, Fransa'ya bir hafta sonu için giderek, şatoyu bir an önce satıp, Londra'daki telaşlı hayatına geri dönebilmektir. Fakat yüzme havuzunun boş olmasından kaynaklanan gülünç bir kaza sonucu Fransa'da sıkışıp kalır ve bu yüzden işinden bir haftalığına uzaklaştırma alır. Bu durum kendisine şatoyu restore etmesi, aynı zamanda da çocukluk rüyalarına geri dönmesi, insanlığını tekrar keşfetmesi ve belki de hayatında ilk defa aşık olması için bir şans verir.
Sanırım İyi Bir Yıl'ı başarılı bir biçimde tanımlamanın en kolay yolu, filme erkekler için çekilmiş bir Under The Tuscan Sun uyarlaması damgasını takmak. Diane Lane'in başrolünü oynadığı 2004 yapımı Under The Tuscan Sun, kadın seyirci tarafından evrensel olarak beğenilen bir film, ki bunun nedenleri arasında filmin limitsiz bir açıklıkta romantik ve özgür ruhlu olmasının payı var. İyi Bir Yıl, kendine ait cazibeli ve romantik anlardan eksik bir film değil, ama ilginç kılan en büyük özelliği, Hollywood tarafından genelde kadınlara pazarlanan bu tür bir hikayeyi erkeklerin bakış açısından anlatması. Mesela ikinci perdesinin ortalarına doğru Max, harikülade güzel Fransız garson Fanny Chanel'e (Bu karakter için daha tipik Fransız bir isim bulunamamış mı? "Bon Appetit Bonjour" gibi mesela?) için ciddi bazı hisler beslemesine rağmen amcasının kızı ve kendisinin de kuzeni(!) olduğunu iddia eden genç Kaliforniyalı kızı yatağa atmayı planlıyor. Bu durum ile kişisel bir bağlantı kuramayacak erkek sayısı ne yazık ki çok az.
"Romantik filmler kızlara, aksiyon filmleri erkeklere" tarzı stereotipik pazarlama tarzı, sinemanın icadından beri bilinen bir gerçek. Kadınlara, iki aşığı gün batımı sırasında bir ağaç altında öpüşmesini görmek isteyen hassas yaratıklar, erkeklere ise patlayan cisimleri izlemekten zevk alan akılsız robotlar olarak yaklaşılması tipik bir konsept. Hedef seyircisini sınıflandırarak olabildiğince çok seyirciye ulaşmak Hollywood için kolay bir yaklaşım tarzı. Bu yüzden filmi pazarlayan 20th Century Fox için İyi Bir Yıl'a hedef bir seyirci bulmak zor olmuş olmalı ki, dişi seyirciyi çekmek için Russell Crowe'un sadece birkaç çekici lafını kullanarak, kendisini ruhsuz bir gerizekalı yerine koyan bölümleri çıkartan fragmanda bu problem bariz sırıtıyor.
Sürekli bir at gözlüğü diyeti ile beslenen bu tür pazarlama uzmanlarının şu tür bir konsepti anlamaları imkansız, ama ben söyleyeyiö: Erkeklerin çoğu, kendilerine ait, derin bir nostalji ve iç barış istemi ile ilerleyen bir romantizm hissini barındıran yaratıklardır. Her şeyden önce İyi Bir Yıl, bu hisleri içten ve dürüstçe inceleyen bir film.
Her Ridley Scott filminden beklenebileceği gibi İyi Bir Yıl, Fransız köy yollarının bizmet tükenmez panoramasından başlayıp, parıldayan şato uzun çekimleri ile devam eden, harikülade görselliklere sahip. Ridley Scott'un son filmlerinde kendine tarz ettiği duraksız sallantılı kamera hareketleri ve averaj çekim uzunluğunun 0.2 saniyeyi geçmediği kinetik montaj tekniğinin yerini bu sefer seyirciye önünden geçen görüntünün tadını çıkartması için zaman tanıyan çekimler ile akıcı, sakin bir montaj stili almış.
İyi Bir Yıl, kesinlikle mükemmel bir film değil. Bazı diyaloglar fazla bariz (Mesela amcasını neden on senedir aramadığına dair bir soruya Max, "Çünkü ben bir yavşağım" şeklinde cevap veriyor.) ve ikinci perdenin sonlarına doğru biraz fazla uzayıp, tahmin edilmesi çok da zor olmayan sona doğru sendeleyerek ilerliyor. Fakat buna rağmen anlayışlı, güzel ve en önemlisi, canlandırıcı bir deneyim. Fransız köyleri civarına yolculuk yapmak için parası olmayan seyirci içinse, bir çeşit alternatif opsiyon.