En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
dr-
Takipçi
272 değerlendirmeler
Takip Et!
5,0
31 Mart 2010 tarihinde eklendi
Ben ilk film kadar eğlendim hatta sonunu daha bile iyi buldum dialogları daha çekiciydi bir filmin iki kişi üzerinde dönmesi kolay değildir ama rahatlıkla altından kalkmışlar yine.
Şunu baştan kabul etmek gerekir. "Before Sunrise"ın yeri ayrıydı. Her şeyden önce "gençlik" ile ilgili bir filmdi o. Farklı yaşlardan, farklı yıllardan bahsediyordu. Ancak "Before Sunset", "ilki daha iyiydi" yorumunu hak edecek bir film değil. Başlı başına harika. Tüm serilere ve devam filmlerine öncekilerle bir karşılaştırma yapma isteği ile yaklaşılır genellikle. Bu sefer bunu yapamıyorum. "Before Sunset" de oyuncuları, karakterleri, senaryosu, Paris'i ve diğer tüm mükemmellikleriyle, bu sefer Jesse ve Celine'in farklı yaşlarından, farklı yıllarından bahsediyor. Tek farkı bu. Senaryo anlatılamayacak kadar iyi yine. Detaylar şahane. Aradan geçen dokuz koca yılda yaşananlar. Ama hepsinden önemlisi, Jesse ve Celine'in kendileriyle hesaplaşmaları. Final bu iki filme yakışacak kalitede. Baştan sona unutulmaz anlar içeriyor ilk film gibi. Çok beğendim ve bence en zoru insanın çok beğendiği filmlere yorum yapmaya çalışması.
İlk film için söylenecek her şey ''Before Sunset'' için de geçerli.Yine bir an olsun kesilmeyen diyalogları takip etmek baş döndürücü oluyor ve yine (bu sefer orta yaşlara yaklaşmış) iki kişinin hayata dair pek de matah olmayan fikir ve tespitleriyle başlayıp bitiyor.Richard Linklater'ın zaman içinde daha iyi bir yönetmen olduğu bariz hissediliyor bu bölümde ve bu sefer daha serinkanlı ve olgun bir film var.Süre açısından daha kısa olması da ilk filme göre artılarından.Daha başarılı olduğunu düşünüyorum.
İlk filmin güzel bir devamı. İlk filmin çıtasını yakalayamsada bence yinede çok hoş. Aşk filmi severler mutlaka izlemeli. Tabi öncelikle ilk filmini izlemek koşuluyla.
ilk başlarda diyaloglar sıksa da sonrasında sizi içine almaya başlıyor. birbirini uzun süredir görmeyen eski aşıkların konuşabilecekleri konular tüm gerçekçiliği ile yansıtılmış. çok doğal ve keyifli. süresi de tam kıvamında olunca keyifli bir seyirlik olmuş.7/10
Sadece aynı insanların film boyunca sokakta gezerek konuşmalarıyla filmi doldurmuş senarist ve yönetmen öyleki hiç sıkılmıyor ne hakkında konuşuyorlarsa görüş belirtmek istiyorsunuz. Tatlı muhabbetleriyle filmi bıraktıkları yerden öyle güzel baglamışlar ki hemen 3.sü çekilsin istedim.Biraz Brezilya dizileri tutkunları gibi olacak ama kavussunlar diye heyecanla bekliorum Bitmesin bu film böyle.Karakterler süper kahramanlar diller belki ama öyle sade ve öyle dogal insanlar ki filmin tadı damagınızda kalıyor.
ilk filmin sonunu daha bi heyecanla bitiriyosunuz çünkü biliosunuz ki devamı gelecek (= ama bunda beklediğim gibi olmadı,sonu daha anlamlı olsaydı keşke )= yine de filmi ilki kdr beğendimmm :DD
Bu kadar sade bir filmin sırıtarak izlettirmesi inanılmaz. Tıpkı ilk film gibi yine çok doğal, çok tutkulu. O kadar doğal diyaloglar var ki herhalde senaryo filan yazmamışlar da bu iki kişi zaten birbirlerine aşık ve gerçekten sohbet ediyorlar gibi hissettiriyor. İlk film Viyana turu yapmıştık, bu filmde Paris'i gezdik. Sokaklardaki mimari, kültürel ve sanatsal ögelerin filmin aralarına bir baharat gibi serpiştirilmesi bana büyük bir haz veriyor. Anlatılan aşkın hissiyatını da bir o kadar destekliyor. Diyalogdan oluşan bu eserin her cümlesi beni çok heyecanlandırıyor. Sadece konuşma ve mimiklerle de şehvet dolu bir aşkın yaşanabileceğini düşündürüyor. Aşkın kaç türü var bilmem ama buradaki gibi sohbetin bitmeden oradan oraya zıpladığı versiyonu beni en fazla heyecanlandıranı. Kadının farklı ilişkiler yaşayıp hiçbirini tam unutamaması, aşk hayatımıza ne kadar temkinli yaklaşmamız gerektiği mesajını bende uyandırıyor. Hele de fiziksel boyuta geçildiğinde daha kalıcı izler bırakılıp daha sonrasında daha kalıcı sosyal hasarlar verilebiliyor. Aralarındaki yarı felsefi konuşmalar sanki Aristo ile Socrates tartışıyormuş izlenimi veriyor. Bir taraf gerçekçiliğin pençesinden kurtulamamanın zihninde yarattığı kavgalardan bahsederken diğer taraf hayatın mucizevi yanlarını kabullenip arzularını kovalamanın peşine düşmüş vaziyette. Elbette genel çerçevedeki durumda örfi olarak değişebilecek bir takım etik tartışmalar da var. spoiler: Aradan dokuz yıl geçmiş ve biri evli, çocuklu; diğerinin sevgilisi var. Yine de birbirlerinde seneler önce bıraktıkları duygu tohumlarının acısını; aynı zamanda buruk hazzını yaşıyorlar. En nihayetinde de yine küçük bir şehir turu ve aşk kokan lezzetli diyalogların ardından film ''Hayır, istediğinizi size vermeyeceğim'' dercesine bitiveriyor. 3. Filmde neler olacak acaba, hemen izlemeliyim. İyi seyirler...
kavuşsunlar diye heyecanla izledim:)genç çift olgunlaşmış.9 yıl geçmiş..bi adamın yazarlık ilhamı;bi kadına da beste yaptıran aşk bitmez..son sahnelerinde kadının söylediği şarkı ve adamın uçağı kaçırıyorum deyişi unutulmaz..şiddetle tavsiye edilir...sadece bir şehrin sokaklarında yürüyerek ve konuşarak geçen orjinal bir hikaye...
Spoiler içeren ve yönetmene giderli bir yorum olacak. Haberiniz olsun...
spoiler: Başına mı yoksa sonuna mı söveyim derken sinirim geçti. Sinirim de filmin kötü olmasına değil. Sondan başlıyorum; Linklater beyefendi, bir film böyle bir sonla biter mi ? Hayır bir de sonraki filmi 9 yıl sonra çekmiş adam ya. Hani ben tamam şimdi izledim, diğerini de kısa bir süre de izleyebilirim. Ama şu seriyi 95 te izleyip sonra 2004 ü bekleyip bu filmi izledikten sonra da 2013'e kadar bekleyen insanlar var. Yazık değil mi o adamlara. 9 yıl da neymiş aga. Öhh be, insan öyle bir film olduğunu unutur. Gerçi ilk film pek unutulacak cinsten bir film değil tabi. Sonu demiştim evet yani filmi yarıda kesip bırakmış adeta. Tamam uçak kaçtı da sonra ? Sonrası için 9 yıl bekleyin demiş, film severlere Linklater bey. Oğlum sen mazoşist misin, zevk mi alıyosun ? Neden insanlara 6 ay deyipte 9 yıl bekletiyorsun. Neymiş, babaannesi ölmüşmüş. Yok canım. Babaannesini gömüp gideydi hemen. Ya da oraya kendi adına birini gönderseydi. Bir şekilde bir mesaj yollamaya çalışsaydı. Adam 6 ay sonra uçaklara atlayıp geliyor, bizimki oradan kalkıp gelemiyor. Çok ayıp ettin Celine. İlk filmde seni çok sevmiştim ama bu çok ağır oldu. Adam yıllarca unutamamış baksana kitap bile yazmış.
Neyse bu kadar sövme yeter. Yine kaliteli diyalogların olduğu, yine düşündüren bir film. Yalnız bu seferki biraz daha hüzünlü ve kederli gibiydi. Sanki yılların getirdiği tecrübe ve mutsuzluk yüzlerine vurmuş gibiydi. Ben ilk filme aşık oldum. O yüzden bu film için aynı duyguları besleyemedim. Ama yine de ilk filmi izleyenlerin mutlaka izlemesi gerektiği bir film. İyi seyirler... (Criticker Puanım: 70/100, IMDb: 7/10)
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.