Film beklediğimden çok daha iyi çıktı diyebilirim,özellikle de iki kızın arasında sessiz sakin giden filmin ani sapmalarla yön değiştirmesi,öncelikle ikinci kızın açısına sonra da kızının yaptıklarını gören acılı babanın açısına geçişi son derece etkileyiciydi,sonbahar hayatın güzelliğinden çok hüznünü ve soğukluğunu yansıtıyordu bence,iki kız arasında aşk olduğu fikrine de katılmıyorum,olsa olsa çok derin bağlarla bağlanmış bir dostluk olur aralarında,bunu da arakadaşı öldükten sonra diğerinin yaptığı fedakarlıktan anlıyoruz zaten(bu biraz ruhun pekçok aşamadan geçtikten sonra Nirvana`ya ulaşmasına benzeyen doğu felsefesine özgü içsel yolculuğun da dışavurumu aslında,kız her adamla yatıp parasını iade ettikten sonra hem arkadaşının ruhunun arınmasını sağlıyor hem de filmin başında bahsi geçen Hindu felsefesine özgü efsaneyle de uyum sağlıyor)film hristayınlık açısından da ince göndermelerle dolu özellikle babanın yaptığı fedakarlık(her ne kadar şiddet kullansa da)bir nevi Hz.İsa`yı model alıyor,kızını ve onunla yatan diğer erkekleri günahlarından arındırdığında(kendi yolunca tabii)o da kendi ruhunu teslim ediyor ve bunun yansıması da filmde polislere teslim olmasıyla kendini buluyor.Filmin finalindeki çamurlu bölgede yalpalayarak giden araba ise iyice çöken dünya düzenimiz içerisinde kaybolmamaya çalışan modern insandan başka birşeyi sembolize etmiyorsa nedir?diye de sormak istiyorum doğrusu.Sonuç olarak Fedakar Kız son zamanlarda izlediğim en "suya sabuna dokunan"film oldu,sert ve sözünü sakınmayan tavırla,sanatsal inceliği harmanlayan yapısıyla da izlenmeyi kesinlikle hak eden,üzerine düşünülmesi gereken önemli bir film 9/10 Saygılar.