Şiddet üzerine harika bir kompozisyon...Dozu kamera kullanımı ile zaman zaman üst seviyelere çıkıyor.Mutlaka izlenmesi gerekli.İnsanlar,neden bazı durumlarda şiddeti onaylarken, bazı durumlarda karşısında dururlar'Şiddet gösterisi ile bir anda kendinizi kahraman olarak bulabilirsiniz! Aynı zamanda düşündürücü bir film
geçmişinin onu gölge gibi izlediği bir adamın dramı..hafızalardan silinmesi zor şiddet sahneleriyle son yılların başyapıtı da diyebiliriz belkide bu filme.david cronenberg,iyi oyuncularla (viggo mortonsen,ed harris,maria bello'dan tutunda çocuk oyunculara kadar) süper bir film yapmış.özellikle gerçekçi şiddet sahneleriyle inandırıcılığını pekiştirmiş.en çok da filmin sonunu sevdim.gerçek anlamda duygusal bir sondu..9/10
öyle abartılacak kadar iyi film değil bence,oyunculuklar iyi olabilir ama konu hiç değişmiyor,başından sonuna aynı hikaye...bu da insanı bayıyor biraz..
gerçektende afişinde yazdığı gibi sizi neyin vurduğunu anlamıyorsunuz baştan sona kuşkular içinde izlerken filmin sonunda beklenen oluyor bence vigo mortensen artık kendini ispatladı izlenmesi gereken bir film çünkü çok farklı...
Bu filmi arkadaşlarla birlikte izledik ve filmin sonu getirebilmek için çok uğraştık.Sıkıntıdan patladık.Bu filmin bu kadar büyütülmesine şaşıyorum.çok büyük beklentiler içine girmeyin.10/2
sırf arkadaşlara ayıp olmasın diye izlediğim ve izlerken de dakikaları saydığım aşırı derecede sıkıcı bir film...ne oldu yani filmi izlediğimde başağrısından başka bir şey kalmadı bana...asla tavsiye etmiorum...1/10
Şiddetin Tarihesi basit konusu ve basitçe işlenmiş alt yapısı nedeniyle zayıf bir filmden öteye geçemiyor.Bir kaç kanlı sahnenin başarıyla çekildiği film sükse yapsın diye konmuş cüretkar sahnelerin dışa klasik bir yerli film hikayesi.Hani Cüneyt Arkın filmleri var ya ondan işte.Sanki Viggo,Arkın'ın yerinde-Ed Harris,Erol Taş'ın-William Hurt,Nuri Alço'nun ve Mario da Hülya Koçyiğit gibi.11 hafta gibi kısacık süre zarfında çekilen bu film Corenenberg'ün bana göre en zayıf işlerinden...
İnsanın içinde bir yerlerde saklanan ve yeri geldiğinde saklandığı yerden fırlayıp yaşamlarımızı alt üst eden şiddet hakkında yapılmış düşündürücü bir film.Cronenberg'in Crash ya da Videodrome gibi filmlerini izleyince bu filmin onun elinden çıktığına inanmak çok zor. Şiddeti böylesine sakin bir biçimde anlatmak gerçekten başarıdır kanımca.
Şidddet içeren sahneleri az ama öz,pek ses getirmemesine rağmen izleyenlerin çoğunluğu tarafından beğenilen bir film.Bu filmden sonra konunun öncesini anlatan ikinci bölümü çekilse çok daha keyif verici olur.
Arkadaşımın da dediği gibi filmin tek eleştirilecek yanının kısa olması.Böylesine mükemmel bi filimin bizi daha çok seyir zevkine ulaştırmaması kötü.Olaylar birden olup bitiyor.Film tek kelime ile harika.Tavsiye ederim!
Son zamanlarda aşina olduğumuz, belki de hepimizin tattığı veya tattırdığı bir duygu şiddet...Filme değinmeden önce bir insanın neden şiddet uyguladığı hakkında biraz konuşmak gereği duyuyorum. Bu bir güç göstergesi olabilir veya ayakta kalma mücadeleside olabilir. Ama ne olursa olsun şiddet uygulamak iyi bir seçim değildir, düşünsenize hayvanlardan bizi farklı kılan özellikler nelerdir? onlar her an şiddetle iç içedir çünkü varlıklarını korumak için devamlı savunmadadırlar. Ama biz insanlar neden her başımız sıkıştığında şiddet uygularız, o zaman bizim hayvanlardan ne farkımız kalır...Bütün bunlar bir yana A History Of Violence, şiddet olgusunu bu kadar yerinde ve sarsıcı biçimde anlattığı için önemli bir deneyim olacak benim için bu film. Yanlış yapmadan doğruyu bulamazsın veya kötülüğü tatmadan iyiliği anlayamazsın mantığı çok iyi işlenmiş filmde, belki de bu yüzdendir ki yönetmen ana karaktere çift kişilik yüklemiş. İyi tarafını kulanan bu kişilik yeri geldiği zaman bir anda o eski günlerine dönüp vahşileşebiliyor. Bütün bir film boyunca ezilen cocuk karakter babasının yöntemlerini kendine cesaret adı altında örnek alıp kendisine sataşan genci hastanelik edebiliyor. İşte o anda iyi taraflı baba karakterin çocuğa attığı tokatı şimdi daha iyi anlıyorum. Tom/Joey karakterini canlandıran viggo mortensen’in bir takım ödül törenlerinde hala keşfedilememiş olması beni ayrıca üzüyor. Maria Bello ise hak ettiği altın küre adaylığı dışında bir çok ödül töreninde adı geçti ama ne yazık ki akademi ödüllerinde adı geçmedi. Vücudunu sergilediği cesur sahneler bir yana ailesini çok seven bir anne olarak yuvasını kurtarmak için adeta çırpınıyor. William hurt ve Ed harris’e ise diyeyceğim bir sey yok yalnız yardımcı erkek oyuncu dalında oscara aday olan william hurt yerine ed harris bu kategoride aday olsa çok daha iyi olurdu, hurt filmde çok çok az görünüyor. Sonuçta oyuncular müthiş bir uyum içinde ve her biri birbirinden harika o küçük kız çocuğu bile...Yolunda gitmeyen bir evliği her zaman çocuklar kurtarır, bu filmdede böyle oluyor küçük kız herşeyden habersiz babasına masada servis açıyor ardından ağabeyi babasına yemek tabağını uzatıyor hiç bir şey olmamış gibi...Tabi bundan sonrasını yönetmen bizlere bırakıyor. Son zamanlarda izlediğim en değişik ve üzerinden zaman geçtikçe daha iyi anlayabileceğim bir yapım A History Of Violence...
Filmi beğendim gerçekten güzeldi insanın kötü geçmişini silebiliceğini ve iyi olabiliceğini abartmadan anlatmış yönetmen şiddet diyince çoğu insan bol bol kan aksiyon sahnesi bekliyordu sanırım yoktu ama filmi tavsiye ederim bağımsız filmlerin yönetmeni cronenbergin dead ringers filmide güzeldir.
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.