Ortalama puan
4,1
2215 Puanlama
Koku: Bir Katilin Hikayesi hakkında görüşlerin ?
5,0
25 Kasım 2010 tarihinde eklendi
Başarılı, sağlam bir uyarlama ve iyi oyunculuklar...
4,0
28 Temmuz 2008 tarihinde eklendi
Ben filmi beğendim değişik senaryosuyla insanı sıkmadan bir 140 dakika geçirmenizi sağlıyor.Çok ilginç bir konu işlenmiş ve sizi derinden etkiliyor.Ayrıca filmdeki Laura rolündeki kızda gerçekten çok güzel sırf onun için bile izlenir.Eğer değişik bir film arıyorsanız bu film tam size göre.
4,0
3 Temmuz 2011 tarihinde eklendi
muhakkak izlenmesi gereken filmlerden birisi her ne kadar filmi sonu bilinemezlikte bırakılmışsa da 8/10 hak eden güzel bir yapıt.
4,0
6 Eylül 2007 tarihinde eklendi
son bolumundeki bazi sahneler haric neredeyse tamamini begenerek izledigim ve izleyiciyi icine almaya calistigi kokunun buyulu dunyasina da buyuk bir zevkle daldigim guzel bir film.
3,5
12 Ağustos 2008 tarihinde eklendi
Aslında çok abartılacak bir filim değil. Ama sanatsal açıdan harika. Size o ortamın havasını veriyor. Aslında konusu da ilginç. Herşeyin kokusunu çok iyi irdeleyen bir kişi kendisinin kokusu olmadığı için farkedilmediğini düşünüyor ve sonunda kendisini farkettirmek için değişik yöntemler uyguluyor. 10/7 lik.
4,0
8 Temmuz 2007 tarihinde eklendi
Benim gibi sağdan soldan araştırıp,okuyup koku yeteneği müthiş olan elemanımızın aslında kendisinin bir kokusu olmadığına,diğer insanlar tarafıdan farkedilmek,sevilmek için cinayetler işleyip bir koku oluşturduğunu ve üzerinde kullanmayı amaçladığını vs vs bu bilgiler ışığından finalde filmde müthiş fakat yalın bir izleyici olarak bu bilgileri filmden özümsemek imkansız denecek derecede zor...Bu sebebten dolayıda filmin birçok kişiye saçma gelmesi çok doğal.10/8
3,0
18 Mayıs 2009 tarihinde eklendi
En güzel kokusu olan film:)Filmin kendine has bir havası ve farklı bir seneryo var..İzlenilmeli..
3,0
4 Şubat 2009 tarihinde eklendi
bazı yerleri etkıleyıcı ama ben vasat oldgunu dusnuyorum sacma,izlenmesede olur 10/5
3,5
24 Ocak 2010 tarihinde eklendi
pek beğendiğim söylenemez ama orjinal konular her zaman hoşuma gitmiştir..filmde fazla mantık aramak yanlış olur sanırım ama izlenebilir bir film...sonu ise ayrı bir hadise ve gerektiğinden fazla orjinal olmuş...dustin hoffman kısa görünmesine rağmen çok iyi bir oyunculuk sergilemiş ve ben de zaten onun için izlemiştim filmi...7 verdim ben ama izlenmesi gerekn iyi bir film fantastik bir hikaye...
5,0
22 Aralık 2016 tarihinde eklendi
film hakkındaki yorumum
olayların geçtiği 18 inci yüzyılı atmosfer olarak mükemmel yansıtan oyunculukların tavan yaptığı ve filmin sonunu merakla beklediğiniz sıradışı bir film izleyin kesinlikle hayran kalacaksınız ayrıca önemli bir not hakettiği değeri görmeyen ender filmlerden bir tanesi benim görüşüm bu tabikide Filmde olaylar 18. Yüzyıl da Fransada geçmektedir. Sefalet, açlık ve pislik içersinde yüzen Paris halkının içersinden alınan kesitlerle başlar olaylar. Jean-Baptiste Grenouille bir balık satıcısı kadının oğlu olarak tezgah arkasında çöplerin arasında doğar. Annesi ölü doğumlar konusunda sabıkalı olduğu için onu da ölecek sanarak çöplerin arasına atmışdır. Lakin Jean yaşar ve bir yetimhanede büyür. Güçlü bir koku alma yeteneği olduğunu çok geçmeden farkeder.Gençlik döneminde tabakhanede çalışmaya başlayan Jean şehire indiği günlerden birinde güzel bir genç kızın kokusunun büyüsüne kapılır ve onu takip eder. Bir süre sonra kıza ulaştığında kız korkar ve çığlık atar. Çevrenin onu duymasından endişelenen Jean da panik içinde onun ağzını elleriye kapar. Ne var ki bu durum kızın boğularak ölmesine yol açar. Jean burada kızın her yerini koklayarak güzelliğin ve ölümün kokusunu içine sindirir. Ben Whishaw filmin çekimindeParisin o dönemki parfüm endüstrisi liderlerinden Giuseppe Baldini diğer üreticilerle rekabet içindedir. Jean onun dükkânını görmüş ve bu koku imparatorluğuna hayran kalmıştır. Bir gün tabaklanmış derileri Baldiniye getiren Jean ona Parisin en iyi burnunun kendisi olduğunu söyler. Baldini önce inanmaz ancak Jean rakip üreticinin mamulünü kısa bir sürede üretince şaşırır. Bir süre sonra da Jean ona mükemmel kokular üreterek yanında çalışmaya başlar.Ancak Jeanın artık bir hedefi vardır. Herşeyin kokusunu esir edebilmek. Baldiniden bunu ona öğretmesini ister. Güllerden imbiklerle koku üretimini gören Jean her şeyin kokusunu bu sayede çıkarabileceğini düşünür. Lakin işler umduğu gibi gitmez. İmbikte kaynatıp damıtmayı denediği cam ve kedinin kokusunu alamaz.Baldini o sırada ona koku konusunda efsaneyle karışık bilgiler vermiştir. 12 ana kokudan, bunların vereceği hissiyattdan ve birleşecekleri 13. koku ile oluşturacakları mükemmeliyetden bahsetmektedir. Bu konuşma Jeana yeni amacını gösterir. Güzelliğin o kokusunu yakalamak. LauraBaldininin yanında onun teknikleri ile bu kokuları elde edemeyeceğini anlayan Jean ondan Grassede ki çiçekleme tekniğini öğrenir ve oraya gitmek üzere yola çıkar. Grassede çalışmaya başlayan Jean için ilk deneyini yapma vakti gelmiştir. Bulduğu ilk kadını içine attığı imbikden de herhangi bir koku elde edemez. Bunun üzerine tekniğini değiştirir ve onları önce hayvansal yağla kaplayarak sonra bu yağı damıtma yoluna gider. İkinci cinayeti sonrası tekniği verimini verir. İnsanın kokusunu elde etmiştir. Artık 12 şişeyi tamamlamaktadır sıra.Cinayetler peş peşe başlar. Bu arada kent halkında da panik başlar. Kentin önde gelen kişilerinden Antoine Richisin kızı Laure Jeanın yeni gözdesidir. On üçüncü şise için onun güzelliğini seçer. On iki cinayet tamamlanınca bulunan yanlış katiller nedeni ile Jean işini rahatlıkla götürür. Ancak sıra Lauraya gelince babası bir şekilde kızının başına geleceği hissetmiş ve onu şehir dışına kaçırmıştır.Jean için şehir dışı da olsa Laurayı bulmak zor olmaz. İstenmeyen ama beklenen olur ve Laurada damıtılmış 13. şişede yerini alır. Aynı anda Jeanın çalıştığı eski yerde eski kurbanlara ait giysi ve saçlar bulunmuş ve onu bulumak üzere yola koyulunmuştur.Jean iksiri tamamladığı anda yakalanır. İşkence ve ölüme mahkûm edilir. Şehir meydanında işkence platformu hazırlanır. Meydana gelen Jean iksirini sürdüğü an bir anda öfkeli kalabalık yerini bir sevgi kalabalığına bırakır. Lauranın babası dahi onu affeder. Koku gücünü göstermiştir.Ancak Jean yalnızdır. Parise geri döner, kokuyu üzerine boca eder ve halkın sevgi dolu saldırıları arasında yok olur gider
5,0
2 Şubat 2008 tarihinde eklendi
Filmi izlemeden çok öncesinde kitabını okuduğumdan filmin seyrini sürekli erteledim durdum. Sebebi de kitapta hissetiğim zevki ve şaşkınlığı bulamayacağımdandı. Fakat filmi izlerken kitaptan adlığım zevki birebir buldum desem abartılı olmayacaktır.Fakat puanını görünce zevk-renk-kek meselesi diyorum. Ve BP duayenlerini anlayamıyorum bu punda bırakmanızın çok iştahlı bir izzahatının olması lazım.Ben Whishaw çok ama çok harika bir oyunculuk çıkartmış ve Dustin Hoffman her zamanki gibi. ve mutlaka ama mutlaka izleyin derim.10/10
2,5
13 Temmuz 2010 tarihinde eklendi
cok exantrik bir fiLmdi.. izLeyen pisman oLmaz...
3,0
13 Şubat 2016 tarihinde eklendi
tamam çok güzel bir konu çok güzel işleyiş çok değişik düşünce ama ta ki filmin sonlarına elinceye kadar ondan sonra saçma bi hal alıyor 10 üz 6.8
5,0
12 Eylül 2009 tarihinde eklendi
bu film avrupanın son zamanlarda yaptığı en iyi filmlerden biri lütfen iyi izleyin filmi...
3,5
24 Nisan 2008 tarihinde eklendi
Perfume: The Story of a Murderer (Koku: Bir Katilin Hikayesi) Patrick Süskindin kitabından sinemaya uyarlanmış bir film. Kitabı okumadığım için kitap & film diğer bir deyişle edebiyat & sinema kıyaslaması yapmam mümkün değil. Ancak tek başına filmle ilfili yorum yazacağım o yüzden...Yazılan tüm yorum ve eleştirlerden anladığım kadarıyla, kitabı okumamış olsam da, kitapta kokunun insan davranışları üzerindeki etkisi anlatılmakta. Bunu göz önünde bulundurarak diyebilirim ki filmin kitapla örtüştüğünü söylemk güç. Gerçekten de Jean-Baptiste Grenouillenin (Ben Whishaw) hareketlerini, örneğin cinayetlerini, koku üzerine işlediği anlaşılmıyor filmde. Jean-Baptiste daha çok bir çeşit sapık gibi anlatılıyor veya öyle görünüyor. Ayrıca filmin Jean-Baptiste Paristen ayrıldıktan sonraki kısmı bir hayli hızlı ilerliyor geri kalanına göre...Filmde oyunculuklara sanırım söylenecek bir söz olamaz. Genel olarak oyunculuk performansları gayet başarılı. Kitabı uyarlama konusunda bir hayli eleştirilmiş olsa da, yönetmen Tom Tykwer görsellik açısından gayet başarılı bence...Eğer ki kitabı okumadan filmi izleyenlerdenseniz (benim gibi), filmi muhtemelen beğeneceksiniz. ANcak kitabı okuduysanız, anladığım kadarıyla, filmde birtakım eksiklikler bulmanız olası...
Daha Fazlasını Göster