Hesabım
    Soldaki Son Ev
    Ortalama puan
    2,9
    26 Puanlama
    Soldaki Son Ev hakkında görüşlerin ?

    3 Kullanıcı yorumları

    5
    0 Eleştiri
    4
    1 Eleştiri
    3
    0 Eleştiri
    2
    1 Eleştiri
    1
    1 Eleştiri
    0
    0 Eleştiri
    Sırala
    En yararlı eleştiriler En yeniler En çok eleştiri yazmış üyeler En çok takip edilen üyeler
    Amir Han
    Amir Han

    Takipçi 452 değerlendirmeler Takip Et!

    2,5
    20 Ocak 2016 tarihinde eklendi
    Ünlü yönetmen Wes Craven'in ilk yönetmenlik denemesi. Bütçe 90 bin $. Yapımcı ona kimsenin unutamayacağı türden bir korku filmi yapmasını söyler. Film bitince yapımcı dahil herkes şok olmuştur. Film gösterim hakkı elde edebilmek için defalarca sansüre uğrar. En nihayetinde kuşa dönen yapım birkaç dalavere ile beraber r-rated alarak gösterime girer. Şimdiki zamanla kıyaslanınca sansürlenmiş sahneleri bile sıradan bir durumken o zamanlar insanların tüyleri diken diken olmuş. İlginç bir ayrıntı filmde ki sapık ikili David Hess ve Fred Lincoln 75 yaşlarında ölmüşler.
    Prodüksiyon zayıf çünkü bütçe çok düşük. Haliyle oyunculuklar vasatın bile altında. Filmin ses getirmesinde rol oynayan yegane unsur öldürmenin Amerikan toplumunda olağan bir durum olmasını tiye alarak bir mesaj vermesiydi. Hatta şerif ve yardımcısı komedi filmlerindeki gibiydiler. Aynı bizim emniyet teşkilatı gibi cinayet işlendikten sonra yani iş işten geçtikten sonra olay mahalline gelirler. Filmde kurgu ve senaryo aramadan ve özellikle oyunculuklardan hiçbirşey beklemeden izlenmeli. Korku ya da gerilim yok. Bence Amerikan yaşantısı ile dalga geçiyor Wes Craven.
    1983gs
    1983gs

    Takipçi 365 değerlendirmeler Takip Et!

    1,0
    11 Mart 2009 tarihinde eklendi
    yapıldığı dönem için iyi bir filmdir heralde ama günümüz için basit konusu olan vasatında altında bir film...
    bluevelve
    bluevelve

    Takipçi 115 değerlendirmeler Takip Et!

    4,0
    9 Mayıs 2007 tarihinde eklendi
    Craven'den Kanlı Bir İlk DenemeBu film, bir ilk film niteliğinde ve de roman uyarlaması. Yönetmeniyse Wes Craven'den başkası değil. Korku dünyamızın şekillenmesinde yadsınamaz bir katkısı olan bu başarılı yönetmenin, gelecekte etkin ve sağlam bir sinema adamı olacağının ilk işaretini veren eserini, algısal süzgecimden geçirerek ve düşüncelerimle şekillendirdiğim kelimeleri, cümlelere dökmek suretiyle sizlerle paylaşmak istiyorum. 1972 yapımı bu film, odağına oturttuğu şiddet ve bu şiddetin doğuşunun ve sunumunun gerçekliğiyle izleyiciyi sarsan ve bununla da yetinmeyerek, insanın başka bir insana kıyıcılığının, yeri geldiğinde ne denli sınırsızca ve akıl almaz bir vahşete dönüştüğünün de, resmi niteliğine bürünmektedir. İçimizdeki dürtüler bizleri bazen yapmak istemediğimiz eylemlere yöneltir ve bunun sonucunda da ortaya acı verici bir tablo çıkar. Ama bu filmde, bunun tam tersi bir seyir karşımıza çıkartılmakta. Burada işlenen şiddet ve açığa çıkarılan öfke ile acı bizzat 'istenilen, bilinçli bir tercih ve ortaya koyuş' olarak var edilerek; dürtülerin yol açmadığı bir istismarın, tapınılır derecede sahiplenilmesiyle şekillenen bir 'öldürme açlığının', kişilerin benliğinde yer etmiş hastalıklı ve çürümüş ahlaki yapının, bir yansıtılması olarak bize sunulmaktadır.Film, hapishaneden kaçan iki suçlunun ve onlara yardın eden bir kadın ve adamın, iki genç kızı alıkoyması ve bu süreçte yaşanılan(seyredilmeye dayanılamayacak)muamele ve görüntüler eşliğinde ilerlerken, aynı zamanda da ağır bir, insani çözülüş ve çöküşün kıyasıya eleştirildiği bir mahiyete de bürünmektedir. Karşımıza çıkartılan suçlu profili; toplumun ve yasaların lanetlediği ve kurulu katmanlarının içinde var olmasını istemediği ve varlıksal yapısından arındırmayı amaçladığı kişiliklerin betimlenilmesini, gayet gerçekçi bir dille ve görsellikle bizlere yansıtmaktadır. Haliyle bu sunum, etkisi kolay kolay giderilmeyecek bir travmaya da kapı aralamaktadır. Şiddeti içselleştiren ve onu, bir yaşam şekline bir davranış biçimine dönüştüren yapı, filmde de görüldüğü üzere; insani duygularından ve bizzat insanlıktan feragat eden bir varlık olmaya doğru evrimleşerek; acıma, şefkat, sevgi, pişmanlık gibi sahip olunması ve içte barındırılması önem arz eden duygulardan kopuşu ve bunun sonucunda da şekillenen yeni insan biçiminin sunumunu, son derece şiddetli betimlemeyle medeni dünyanın dikkatine sunarken, bir o kadarda acımasız bir dışavurumla, sistemin işleyen çarklarının temelinin çürümüşlüğünü ve bireyi de, bu çürümeye dahil etmedeki sorumluluğun hesabını; iki genç kıza bu çarkın dişlileri tarafından, 'sadist' kıvamı yoğun bir insanlık dışı muamele yaşattırarak sorulma gayesi ortaya konuluyor.--spoiler--Bu dört kişi, yanlarına kurbanlarını da alarak kaçış için yola koyuluyorlar. Bu yola çıkıştan önce yaşanan bir sahneyse Wes Craven'in; bu filmden bir yıl önce çekilen A Clockwork Orange filmindeki Alex'sin şiddet uygularken ruhunu okşamak için söylediği Singing in the Rain' şarkısını, duş alan kadın suçluya söylettirmesiyle, Stanley Kubrick'e ve onun başyapıtı A Clockwork Orange'ye saygı mahiyetine bürünmesine vesile olarak, filmdeki yerini alıyor. Wes Craven, Kubrick'in filminde çizdiği geleceğin karamsar ve şiddet içeren tablosunu, bu ilk filminde günümüzün şiddet içeren ve karanlık havasına evirerek bir bakıma, üstatla etkileşim içine girdiğinin sinyalini veriyor. --spoiler--Şekillenen bu tablo, medeni dünyayı birbirinden ayıran iki kutbu; yani 'üst katmandakileri' ve 'alt katmandakileri' karşı karşıya getirerek, aynı zamanda sınıfsal bir çatışmayı da filmin odağına yerleştiriyor. Kurban iki kız üst tabakadan ve onları kurban eden suçlularsa alt tabakadan seçilerek, alt metin olarak sadece insanın doğasına ve bir bakıma beynine işleyen şiddet ile kendi türüne yabancılaşması işlenmekle kalınmıyor bunun yanında da, bu yabancılaşmaya ve bir diğer katmandakine karşı bilenen ve açığa çıkartılan öfkenin bu çıkış sebebi de, ortaya konulmaya çalışılıyor.--spoiler--Kahramanlarımızın yolu bir ormanın kenarında duraklıyor. Ve bundan sonra ormanın içinde yaşanılacaklar ve bu yaşanılan karelerin tasviri(ki bunlar; tecavüz, alta işetme, lezbiyen ilişkiye zorlama, işkence olarak şekillenmekte)izlemesi ve sindirimi bir hayli zor bir seyirliğe dönüşerek bizleri, insanı saran yabaniliğe tanıklık etmek durumunda bırakıyor. Bu aşamada, tecavüz sonrasında yaşanılan; suçluların yüzüne yansıyan ve çalan müzikle de desteklenen burukluk ile sıkıntılı ifade, kısa bir süreliğine dışa çıkmaya veya yönetmen tarafından çıkartılmaya çalışılan, içteki son insaniyetin çırpınışı edasıyla filmin karelerine yansıyor. --spoiler--Bundan sonra dört suçlunun yolu, üst tabakadan insanların yaşadığı bir eve çıkıyor. Gösterilen insaniyet ve bu yabancıları misafir ediş, aynı zamanda iki dünya arasındaki uçurumu da gözler önüne seriyor. Sonlara gelindikçe açığa çıkan gerçekler ve kurbanların varlığının belirginleşmesi, akıl almaz bir intikamın ve bu neticede de açığa çıkarılan ortak yapının yani; şiddetin varlığının hangi katmandan olursa olsun, insan benliğine nüfuz edişinin kanlı bir göstergesi olarak, akıllarda yer eder bir bitişin vesile oluyor.---------- The Last House on the Left ( Soldaki Son Ev ) ----------
    Daha Fazlasını Göster
    • En son Beyazperde eleştirileri
    • En İyi Filmler
    • Basın Puanlarına Göre En İyi Filmler
    Back to Top