Kore sineması siz anlaşılan beni daha çok şaşırtacaksınız.Şimdiye kadar izlediğimiz defalarca ısıtılıp ısılıp önümüze servis edilen seri katil filmlerini darmaduman eden bir çalışmayla seyirciye şok etkisi yaratıyorlar.Yani fırından yeni çıkmış ve dumanı üstünde tüten bir tepsi pizza düşünün ve haliyle bir gece öncesinin pizzalarını rahatlıkla çöpe atılır.Bayatlamış bir pizza yemek mi ? tapteze çıtır çıtır bir pizza yemekmi hoşunuza gider.Aklın yolu bir değilmi? bu örnekten anlayacağınız üzere bu film dumanı üstünde tüten çıtır çıtır olan cinsten diğerlerini çöpe atın.Sene 1986 Güney Kore'nin gyeonggi eyaletinde genç kadınlara tecavüz edip öldüren bir seri katil terör estirmeye başlıyor.Cinayetler mutlaka yağmurlu bir günde işleniyor.Belli bir şekilde bağlanıp tecavüze uğrayan, işkence gören kadınların cesetleri de boş arazilerde, tarlalarda, kanalizasyon çukurlarında bulunmaya başlıyor.Cinayetlerin işlendiği tarihlerde ise radyo kanalını arayan bir kişi belirli bir şarkıyı çalmalarını istiyor; hüzünlü bir aşk şarkısı bu.Seri cinayetler işleyen katil birden duruyor ve sırra kadem basıyor.Ortada bir takım şüpheli şahıslar var, polis sorguluyor ve hatta konuşturmak için işkence ediyor ama nafile.Çünkü onları hapsedecek ortada bir delil ve kanıt yok.Dosyalar doğal olarak rafa kaldırılıyor taki genç yönetmenimiz o dosyalardaki tozları üfleyip, sorgulanan kişilerle, kurbanların yakınlarıyla ve dava üzerinde çalışan polis müfettişleriyle tek tek konuşup senaryosunu oluşturmaya başlayana dek.Yönetmen Joon Ho Bong müthiş bir filme imza atmış,olay örgülerini inceleme becerisi,sürekli canlı tuttuğu merak duygusu ve müthiş zekasıyla alkışı hakediyor.Sonuç olarak sinema sanatında henüz her şeyin yapılmadığını ve istenirse daha nice orijinal anlatımların, hikayelerin, karakterlerin ve kurguların beyazperdeye yansıtılabileceğine dair bizlere umut veriyor.Ellerinize sağlık çekik gözlüler şiddetle tavsiye ederim.. 10 / 9.0