En yararlı eleştirilerEn yenilerEn çok eleştiri yazmış üyelerEn çok takip edilen üyeler
Filtrele:
Hepsi
naked-soul
Takipçi
561 değerlendirmeler
Takip Et!
4,5
8 Ağustos 2009 tarihinde eklendi
Ülkemizde maalesef vizyona girme imkânına erişemeyen bu çok kaliteli kore yapımının gerçek olaylara dayanması ayrı bir güzellik olarak çıkıyor karşımıza; güzellik derken elbette ki cinayet vukualarının hâsıl olması değil bu hadiselerin yaşanmış olduğunu görüp de şaşkınlığına kapılmanın ayrı bir özellik olduğunu demeye çalışıyorum. Askeri diktatörlük döneminde geçen seri cinayet olaylarını araştıran ekibin bir anlamda macerası seyrediyoruz. Film hem polisiye türü olarak başarılı bir örnek teşkil etme hem de dönemin bozuk adalet sisteminin kokuşmuşluğuna dair bir bakış açısı kazanmamızda önemli bir noktada duruyor. Sırf bir suçlu bulmak için masum insanlara işkence yaparak işlemediği kabahati onlara kabullendirmeye çalışmaları çürümüş rejimin salt emsali olabilir. Klişelerin doğurmuş olduğu hatalı düzene baş kaldıran elbette helal süt emmiş bir polisimiz var ancak bir süre sonra onunda sürü psikolojisinden olsa gerek karakteriyle çatıştığı anlara tanık geldiğimiz ve sabrımızın tükendiği dakikalar da oluyor.Güney kore sineması aşığı olarak filmi büyük bir heyecan ve merakla izledim, finale yaklaştıkça kalp atışlarımın hızlandığını da inkâr edemem ama böylesine kaliteli böylesine sağlam bir filmin sonunun beni tatmin etmediği gerçeğini de saklayamam. Baştan son ana dek neredeyse diken üstünde izlediğim filmden_doğal olarak_ finaline dair bir beklenti içersindeydim. Kim bilir, belli ki her zaman olduğu gibi fazla beklentiye girmişim ancak bu kesinlikle bir bütün olarak filme dair görüşümü değiştirmedi. Hala filmi çok sevdiğimi ve güney kore'ye dünya sinemasına böylesine ayrıcalıklı filmler kazandırdıkları için hayranlık beslediğimi söylemek istiyorum. Ekranda yaşanan huzursuzluğu izleyiciye hissettirmek çok zordur ve memories of murder bunun da üstesinden oldukça usta hamlelerle gelmeyi başarıyor. Bulduğunuz yerde sonuna dair çok çok büyük beklentilere kapılmadan alıp izleyin. En azından Hollywood yağmalamadan bir an önce bu şansı elinizden kaçırmamaya bakın bence? 9/10
Kore sineması siz anlaşılan beni daha çok şaşırtacaksınız.Şimdiye kadar izlediğimiz defalarca ısıtılıp ısılıp önümüze servis edilen seri katil filmlerini darmaduman eden bir çalışmayla seyirciye şok etkisi yaratıyorlar.Yani fırından yeni çıkmış ve dumanı üstünde tüten bir tepsi pizza düşünün ve haliyle bir gece öncesinin pizzalarını rahatlıkla çöpe atılır.Bayatlamış bir pizza yemek mi ? tapteze çıtır çıtır bir pizza yemekmi hoşunuza gider.Aklın yolu bir değilmi? bu örnekten anlayacağınız üzere bu film dumanı üstünde tüten çıtır çıtır olan cinsten diğerlerini çöpe atın.Sene 1986 Güney Kore'nin gyeonggi eyaletinde genç kadınlara tecavüz edip öldüren bir seri katil terör estirmeye başlıyor.Cinayetler mutlaka yağmurlu bir günde işleniyor.Belli bir şekilde bağlanıp tecavüze uğrayan, işkence gören kadınların cesetleri de boş arazilerde, tarlalarda, kanalizasyon çukurlarında bulunmaya başlıyor.Cinayetlerin işlendiği tarihlerde ise radyo kanalını arayan bir kişi belirli bir şarkıyı çalmalarını istiyor; hüzünlü bir aşk şarkısı bu.Seri cinayetler işleyen katil birden duruyor ve sırra kadem basıyor.Ortada bir takım şüpheli şahıslar var, polis sorguluyor ve hatta konuşturmak için işkence ediyor ama nafile.Çünkü onları hapsedecek ortada bir delil ve kanıt yok.Dosyalar doğal olarak rafa kaldırılıyor taki genç yönetmenimiz o dosyalardaki tozları üfleyip, sorgulanan kişilerle, kurbanların yakınlarıyla ve dava üzerinde çalışan polis müfettişleriyle tek tek konuşup senaryosunu oluşturmaya başlayana dek.Yönetmen Joon Ho Bong müthiş bir filme imza atmış,olay örgülerini inceleme becerisi,sürekli canlı tuttuğu merak duygusu ve müthiş zekasıyla alkışı hakediyor.Sonuç olarak sinema sanatında henüz her şeyin yapılmadığını ve istenirse daha nice orijinal anlatımların, hikayelerin, karakterlerin ve kurguların beyazperdeye yansıtılabileceğine dair bizlere umut veriyor.Ellerinize sağlık çekik gözlüler şiddetle tavsiye ederim.. 10 / 9.0
İzlediğim Kore filmleri içerisinde en iyileri arasındaydı.Filmin sonuna kadar katil kim diye merakla beklerseniz,ama filmin hiç de öyle bir acelesi yoktur,daha doğrusu öyle bir niyeti yoktur.Karakterlerin değişimine ve karakter tahlillerine örnek olacak bir film.İmdb'den aldığı yüksek puanı hakeden bir film.spoiler: İşkenceci polisin sorgulamalarda sağ ayağına kılıf geçirerek zanlılara vurması ve daha sonra sağ bacağına saplanan bir çividen dolayı kangren olup sağ bacağının kesilmeside pek manidardı.
Film 2 saat boyunca sürükleyip götürüyor; gel gelelim sonuna hüsran yani her sey ( o kadar sorusturma, gözaltilar, gerilimler) siradan bir kisi için miydi?Bu filmi izleyin derim çünkü 2 saat izletip sonunda size bir ip ucu bile vermeden bitirmesi açisindan...(acaba 2. bir filmi çekilecegi için mi? hala soruyorum bu soruyu kendime.Ekrana baglayan filmlerden ama en azindan bir ip ucu olmaliydi. Saygilarimla (benden 7/10)
Çok ilginç bir konusu olmamasına rağmen kaliteli bir film, zodiac ve karındeşen jack'i anımsatıyor, aslında soru işaretleriyle bırakılan gizemli seri katil hikayesi oldukça sıradan fakat başarıyla işlendiği için izlerken sıkılınmıyor.
Bir güney kore aşığı olarak ilk başta beklentimi tam anlamıyla karşılamadı diye düşünürken daha sonra baktım ki beni fazlasıyla etkilemiş. İnanın film bittikten sonra yatağınıza gidip rahat rahat uyuyamıyorsunuz. Hele katilinde bu filmi oturup izlemiş olduğunu düşünmek tüylerimi diken diken etti. O kadar gerçekçi bir film ki. Tamda hayattan kesitler. Polisleri güçlüyü güçsüzü çaresizliği dönemin şartlarını kültürlerini insanı çok güzel anlatmış. Filmin sonu tatmin etmedi diyenler olmuş ama gerçek bir hikaye olması bu sonu gerektirmiş ve yönetmen hiç ellemeden olduğu gibi sunmuş bize. Ve kesinlikle doğru olanı yapmış spoiler:
Eğer sırf beklentimizi karşılamak için kafasına göre birini katil seçip sundaydı filmin samimiyetini ve doğallığını yerle bir ederdi. Ama her ne kadar yönetmen katil bu demediyse bile belli işaretler bıraktı. Gerçek hayatla ilgisi yok belki ama filmin kurgusu bazı şüpheler bıraktı bizde. En başta şef bu ikisinden hangisi tecavüzcü dedikten sonra dedektifin cevap vermemesi insanları gözünden tanırım tezini çürütüyor. Sonlarda şüphelinin gözlerinin içine uzun uzun bakıp sende bizim gibi bir insansın deyip onu salması yanlış bir karar verdiğine işaretti çünkü dedektif insanların gözüne bakıp suçlumu değilmi anlamıyordu. Buda önceki şüphelileri katil sanmasından belli oluyor zaten. Ama dedektif suh hiç kimseden şüphelenmediği halde son şüpheli olan yakışıklı adamdan içgüdüsel olarak şüpheleniyordu. Ellerinin çok yumuşak olması cinayet gecelerinde dinlediği istek parça son kurbanı küçük kızı öldürdükten sonra evin ortasında perişan ve cenin pozisyonunda pişman üzgün ve yorgun bir şekilde yatıyor olması sessizliği ve sakinliği ve katilin o olduğuna işaretti. Bakışları bir masumun korkan bakışları değilde herşeyi biliyor bakışıydı. Hiç birşeyi ispatlayamazsınız özgüveni ile oturuyordu karşılarında. Ve o son sahne küçük kızın sıradan biriydi demesi ve dedektifin sende bizim gibi bir insansın demesi katilin yakışıklı adam olduğuna işaret ediyor. Ama son sahnenin bıraktığı etki inanılmazdı yıllar sonra katil hala yaşıyor aramızda ve hiç kimse onu bulamıyor. Dedektifin son sahnedeki gözlerinin dolması ve hala nasıl birine benziyordu diye sorması çok şey anlatıyor hissettikleri ile ilgili. Ve son olarak sürekli sağ ayağını kullanarak masum insanları döven sağ ayakkabısı çizilmesin diye ayakkabısına bi bez parçası geçiren dedektifin sağ ayağının kesilmesi inanılmaz yerinde ve güzel bir mesajdı. spoiler:
Çok farklı duygularla sizi ekran başında öylece bırakıveriyor film. Mutlaka izlemelisiniz.
hollywood filmlerinden sıkılanlar kore filmlerin orjinaliğine kapılmamak mümkün değil . gerçekten film izlerken herkes bir merağa sürükleniyor, polislerin hissetiklerini hissedebiliyorsunuz. ben de film sonununu pek beğenmedim yine bir sırmış gibi bittiyor ,bir yandan da filmin böyle bitmesi insanı aklında daha kalıcı olmasını sağladığını düşünüyorum. uzun lafın kısası kesinlikle izlenilmesi gereken bir film.
güney kore filmlerine kapılmamak elde değil izlemeynelr için 2 filmde ben söyleyeyim bari gerçekteen izlenmesi gerekir diye düşünüyorum biri bortherhoot diğeride Welcome To Dongmakgol bu iki filme bayılacaksınız r-yanı kurtarmak yanında soldu kaldı bende.Memories of murder buda güzel ama sonunu bende açıkçası hoş bulmadım sadece verilen mesaj sıradan biriydi olmasıydı ama bence daha güzel bi son olabilirdi herkese iyi seyirler.
Güzel bir film, ortalarda biraz sıkılır gibi olsanızda yönetmen tekrar ipleri eline alıyor ve güzel kurgusu ile beğeninizi topluyor.. A bittersweet life kadrosundan birini görmekte insanı mutlu ediyor..
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.