Hesabım
    Garez
    BEYAZPERDE ELEŞTİRİSİ
    1,5
    Kötü
    Garez

    Korku Fabrikası

    Yazar: Ali Ercivan

    Japon korku filmlerinin Hollywood versiyonlarıyla artan bir sıklıkta karşılaşıyoruz. Garez (The Grudge) bunun son örneği. Kendi adıma orjinal filmi izlemedim ama izleyen hemen herkesten gülünç derecede kötü olduğu yorumlarını aldım. Yeniden çevrimin yapımcısı olan Sam Raimi?nin kaçırılmış fırsatı gördüğü açık. Bu yeni versiyon için senaryo bir Amerikalı tarafından yeniden yazılmış ama yönetmenlik koltuğu yine de asıl filmin ardındaki isim olan Takashi Shimizu'ya bırakılmış.

    Erkek arkadaşıyla birlikte okumak üzere Japonya'da bulunan genç bir Amerikalı kadının, geçmişte içinde bir trajedinin yaşandığı bir evdeki lanete bulaşmasıyla gelişen olayları anlatan filmde, bu Amerikalı çifti televizyon dizilerinden aşina olduğumuz iki oyuncu canlandırıyor. Daha geri plandaki erkek arkadaş rolünde, Roswell adlı bilim kurgu dizisinden Jason Behr sinemada şansını denerken; başrolde, Buffy The Vampire Slayer dizisinin yıldızı Sarah Michelle Gellar filmi sırtlanıyor. Sinemada bir türlü istediği başarıyı yakalayamayan Gellar, düz oyunculuğuna rağmen, filmin gişede elde ettiği başarı sayesinde umduğunu bu kez elde etmiş gözüküyor.

    Daha ilk dakikalarından itibaren Japon ve Amerikan kültürleri arasındaki derin ayrımlara özellikle vurgu yapıldığına şahit olduğumuz film, sadece bu sebeple bile ilgi çekici bir görsel malzeme sunuyor. İlerleyen dakikalarda ise, ürkütücü çocuklar, yerlerde sürünen kadınlar gibi Uzakdoğu korku filmlerinde sürekli karşımıza çıkan unsurlarla bir korku atmosferi yaratmayı deniyor.

    Ve açıkçası, başarıyor da... Karşımızdaki hem hikayesini derli toplu bir şekilde anlatabilen bir film, hem de stilize bir korku filmi olarak son derece etkili bir yapım. Korku filmi severlerin bu filmden memnun kalacaklarına şüphe yok.

    Filmin tek problemi, uzakdoğu sinemasında sıkça karşımıza çıkan benzerlerinden pek bir farkı olmaması. Bu yüzden, her şeyiyle tahmin edilebilir bir filme dönüşüyor. Fakat iyi kotarılmış bir film olarak yine de kendini kurtarıyor. Özellikle evin sahibi olan Amerikan ailesinin başına gelenleri izlediğimiz sekanstaki ışık ve gölge kullanımı, yönetmen adına gerçekten ustalık ve malzemeye hakimiyet işaretleri veriyor.

    Öyle anlaşılıyor ki, bu tür yeniden çevrimlerle sıkça karşılaşmaya devam edeceğiz. Kendi adıma, iyi işler çıkarıldığı sürece buna itirazım olmaz. Benim şikayetim, işin Amerikan kısmından ziyade Japonlara dair.

    Öyle bir noktaya geldik ki, Japon sineması sanki sadece Amerikalılara yeniden çevrim haklarını satmak için fabrikasyon korku filmleri üretiyor. Hatta bunların bazıları son derece başarısız da çıkıyorlar. Zanaatkarlıkta çok daha başarılı olan Hollywood endüstrisi de bu filmleri alıp hem şekle sokuyor hem de iyice bir cilalıyor. Ben kendi adıma iyi kotarılmış Amerikan versiyonlarından ziyade, aynı formülü tekrarlayan Japon asıllarından çok sıkıldım.

    Garez, buna iyi bir örnek. Becerilememiş bir filmin, Hollywood sistemi ve türe hakim bir yapımcı tarafından eli yüzü düzgün ve gerçekten etkili bir korku filmine dönüştürülmesinin sağlam bir örneği.

    Daha Fazlasını Göster
    Back to Top