Filmi daha önce duymuştum ama sinema tarihinde isminden fazlaca bahsedilen bir film olmaması nedeniyle üzerine pek düşmedim sanırım. Film başlamadan önce filmin ''Siyah Kuğu''ya esin kaynağı olmuş bir film olduğunu, Martin Scorsese ve Brian De Palma'nın en sevdiği filmlerden birisi olduğunu biliyordum, buna rağmen beklentilerim çok yüksek değildi. Film izledikten sonra ise -bale'yi de çok seven birisi olarak- filmi çok sevdim. 1948 yapımı bir filmin elbette farklı (belki biraz grotesk) bulduğum yönleri var. Özellikle karakterler 40'ların ''film noir'' (kara film) lerindeki karakterlere benzetilmeye çalışılıp fazla teatral bir kalıba sokulmuş, diyaloglar ise günümüz sinemasının sıklıkla başvurduğu doğallıktan yana değil, klasisizm'in şablon karakterlerinin ağzından çıkma sanki. Tüm bunlara rağmen filmdeki bale performansları, bu sahnelerde kullanılan zamanına göre özgün fikirler filmi oldukça iyi bir seviyeye çıkartıyor. ''Kırmızı Ayakkabı''nın da ''hırs,tutku'' metaforu olarak filme yansıtılması güzel bir seçim olmuş. Sözün kısası; dans sahneleri, özgün fikileri, renk kullanımı ve fetiş kırmızı ayakkabısıyla oldukça iyi bir film ''Kırmızı Pabuçlar''. ''Siyah Kuğu''nun samimiyetsizliği ve yeni birşey ürettmekten aciz olduğu için kendisini cinselliğe teslim edişini düşününce, ''Kırmızı Pabuçlar''a hayranlığım bir kez daha arttı.