Bu bir aşk filmidir. Filmi izleyipte heath'in karakterinin aşk yüzünden ne kadar acı çektiğini göremiyor iseniz bu sizin körlüğünüzdür.Müzikleride mükemmeldir. Anladın mı ? Ayrıca yaşıtları adamların liseli rolleri oynarken 23-24 yaşındaki adamların bu rolleri kabul etmesi çokta büyük cesaret ister. -- bir kere kovboyları çok severim. Bence kocalarınızın olta takımlarını bir kontrol edin. Ayrıca tabii jack'i çok severim ve bu filmde çok iyi iş çıkarmış. Oscarıda hak ettiğini düşünüyorum
Bence çok iyi bir film değil kötü hiç değil sadece ortalarda bi yerde .. görüntü ve manzaralar muhteşemdi oyunculuklar zaten harika fakat konu geçişleri vespoiler: son bölümde jackin ölmesi çok saçmaydı .. neyden öldüğünü bile göstermediler.. zaten eşcinsel dramalarda yapılanların hepsi bir suçmuş gibi karakterlerden biri ölerek cezalandırılıyor... onun dışında bencede bu tam bir aşk değildi sadece iki erkeğin bir kaçamağıydı fakat eminim jack e göre öyle değildi.. jack eynisten daha fazla âşıktı eynise zaten hep böyle olmaz mı ilişkilerde kadın rolünde olanlar hep daha fazla değer veriyor fakat hiç karşılık bilmiyolar neyse güzel film işte.....
Her yönetmen cesaret edemez bu konuya değinmeye veya bu tarz film çekmeye. İlk tebrik edilmesi gereken kesinlikle yönetmen Lee. Filmi bir eşcinsel filmi diyerek bir kenara atmayı düşünüyorsanız çok yanlış yoldasınızdır. Sanatta tabular olamaz, sanatta asla ama asla toplumsal sınırlar olamaz, olmamalı. Birbirine aşık olan iki insanın muhteşem doğa çekimleriyle, kusursuz diyaloglarıyla ve en önemlisi de hüznü ve dramı iliklerinize kadar hissedeceğiniz bir aşkı konu alıyor. Filmde birçok küçük ayrıntılara dikkat ederseniz filmin sonunda da bir o kadar hüzünlenirsiniz. Oyunculuklar da üst düzey olan bu filme puanım 9,7/10
sıkıcı durağan tekdüze. Sıfır sürükleyici.. Nasıl bu kadar beğeni almış hayret.. Duygusal falanda değil arkadaş.. Sex temelli iki adamdan nasıl bir duygusallık çıkıyor anlamış değilim.. Bu filmi Beğenmek için onlardan olmak gerek sanırım. Eşcinsel iki adamın sex temelli arkadaşlıkları konulu kötü leş bir film
Filmi izledikten sonra kendi kendi sordum "Bu filmde gerçekten kim mutlu?". Toplum normları yüzünden yalan hayatlar yaşamak zorunda olan Jack ve Ennis mi? Güzel bir evlilik ve yaşam umuduyla Jack ve Ennisle evlenen kadınlar mı? Ya da o evlilikten doğan çocuklar mı? Bu soruların cevabı koca bir "KİMSE." Kimse mutlu değil. Peki bu mutsuzluk kimin suçu? Bence asıl sorulması gereken soru bu. Bu mutsuzluk kimsenin suçu değil. Ne Jack'in ne Ennis'in ne de onların karılarının. Bu suç toplumun. Böyle gördük böyle devam eder zihniyetinden çıkamamış, dar görüşlü insan topluluğunun birden fazla hayatı mahvetmesinin filmi bu. Diğer insanların hayatlarına karışmayı bir hak gibi gören yüzsüz insanlar yüzünden çıkan mutsuzluğun filmi bu. Sınırların sadece insanların bilinmeyenden korkmaması için oluşturulduğunun ve gerçek aşkın sadece beden ile sınırlı değil ruha da taşan bir güzellik olduğunu göstermeyi başarmış, çok kaliteli bir film.
Size gerçek bir hikayeyi anlatmak istiyorum.Çok samimi olduğum bir arkadaşım vardı.Uzun süreli bir birliktelik yaşıyordu.Bir gün bunları tanıyan başka bir arkadaşları ,sevgilisinin arkadaşımı aldattığını söyledi.Arkadaşımda sevgilisine bunu sorduğunda aralarında tartışma çıktı.O gün sevgilisi dışarı çıktı.Akşam sevgilisinin trafik kazasında ölüm haberi geldi.Kaza da üzerindeki kana bulanmış gömleği arkadaşıma verildi.Aradan biraz zaman geçti ve bu film vizyonda iken konusunun ne olduğunu bilmeden izlemeye gittik.Film bittiğinde arkadaşım krize girdi ve soluğu hastanede aldık, sakinleştirici verdiler.Günlerce kendine gelemedi.Şimdi değer yargılarınız yada ön yargılarınız nedir, hiç umurumda değildir.Çünkü insanların nasıl ve ne durumda bir hayat içinde yaşadıklarını kimse bilemez.Bu filmin konusu kadar benzer hayatlar olur ki, izleyenlerin az çok kendilerine çıkartacakları bir paye yada dersi vardır.Hoş, eleştirmek bile çıkartılan derstir bence...Ha bu arada arkadaşım sevgilisinin o kana bulanmış gömleğini halen saklar............................
Döneminde büyük sükse yaptığını hatırlıyorum. Bugün izleyince, 23-25 yaşlarındaki günümüzün aranan oyuncularını kariyerlerinin başında görmek nostaljik hissettiriyor. Gerçi bazıları önceden de önemli işlere imza atmıştı. Oyunculuklar son derece başarılı. Ledger'ın zamansız kaybı hüzünlendiriyor. Filmin atmosferi harika. Müzik kullanımı, tabii ki mekanlar. Bazı hamleler daha farklı olabilirdi diye düşünsem de bu haliyle de çok başarılı.
film gibi fim diyorum çünkü bu filmde anlatılan bir öykü,bir,konu,senaryo,oyunculuk yönetmenlik,mekan ve atmosfer yaratımı,kostümler,ışık,yani filmi film yapan bütün bu öğeler çok çok çok başarılı kullanılmış.anlatmak istediği aşkı ve vermek istediği mesajıda sonuna kadar veren ve hissettiren bir baş yapıt
Gerektiğinden fazla abartıldığını bugün izlediğim zaman anladı izlemeden önce konusunun iki eşcinsel hakkında olduğunu biliyordum fakat bana eşcinsel olmaları ve olmamaları fark etmez ben herkesin istediği gibi yaşamasını savunduğum için filmi izlemeden öncede izlerkende kesinlikle bir önyargıyla izlemedim zaten sinemada hatta sanatta tabular diye bir şey olmamalı.Filme gelirsek ağır bir film fazla olay yaşanmıyor film sadece iki eşcinsel karakterin hayatları üzerinde durmuş açıkçası filmin ilk başları hatta ilk bir saati sürükleyici diyebilirim ama filmin yavaş yavaş düşen bir temposu var ve gittikçe ağırlaşan bir film aslında filmin temposu No Country For Old Men filminin temposu gibi yani gayet iyi başlıyor fakat gittikçe ağırlaşı dram türünde olması ve eşcinsellik gibi hassas bir konunun üzerinde durması filmi dışarıdan etkileyici ve dramatik gösterebilir ama açıkçası ben filmi izlerken ne pek etkilendim ne de pek duygulanmadım yani film bana yeterince herhangi bir duygu yaşatmadı bunun nedeni belki kötü soundtracklere sahip olması bana kalırsa en iyi yanı oyunculukları ve başarılı Ang Lee çekimleri,oyuncular gerçekten başarılı ben özellikle Jake Gyllenhaal bu filmde en öne çıkan isim olarak gördüden önce fazla beklentiniz olmasın,film bana kalırsa vasatın biraz üzerinde olan başarılı diyemeyeceğim fakat farklı bir dram ve yaşadığınız dünyadan da soyutlanmak istiyorsanız bu film iyi bir seyirlik ben Ang Lee'nin güzel çekimleri ve oyunculuklar hatrına puanımı biraz daha fazla veriyorum.
Biraz geç oldu ama nihayet izledim. Tek kelimeyle mükemmel bir film. Yönetmen Ang Lee deyim yerindeyse döktürmüş. Yahu bu ne yönetmenlik? Karakterlerin öyküsü, işlenişi, diyaloglar müthiş. Aldığı oscar ödülleri ve oscar adaylıkları boşa değilmiş bunu anladım. Yönetmen aşk, sevgi ve tutku bağını öylesine güzel işlemiş ki senaristin hakkını vermiş. Kurgu keza çok başarılı çünkü aksiyon olmamasına rağmen haddinden fazla olan sahneleri güzel biçimde sunmuş. Görüntü yönetmeninin enfes doğa çekimleri sayesinde keyif alarak da seyrediyorsunuz. Brokeback dağı ABD'nin wyoming eyaletinde bulunuyormuş. Gerçekten de orada hissetmemeniz elde değil. Atmosfer süper, kostümler mesela kimse belirtmemiş ama o dönemi çok güzel yansıtıyordu ve harikaydı. Kovboy teması yoğun biçimde sergilenmiş. Özellikle şapkaların güzelliğine dikkat diyorum. Kısacası sanatsal ağırlığının da yüksek olduğu bir film. Gelelim bu eşcinsellik mevzusuna. Sinemanın hayatın bir parçası olduğu ve sanatında buna hizmet ettiği açık biçimde ortadayken kalkıp da lut kavminden vs bahsederek nefret edici biçimde sözler sarfetmek insani değil bir kere. Moulin Rouge filminde bir replik vardı: "Hayatta öğrenebileceğin en önemli şey; sevmek ve karşılığında sevilmektir" diye. Bu söz bu filmde öylesine tutkulu ve etkileyici biçimde aktarılmış ki gerek hemcinsle gerek karşı cinsle olan cinsel ve duygusal ilişkiler mükemmel yansıtılmış. 2008'de vefat eden ve bu filmde de Ennis Del Mar karakterini canlandıran Heath Ledger'ı hollywood çok arayacak. Jake Gyllenhaal ile birlikte en iyi performanslarını sergilemişler. Bırakın böyle önyargı ve nefretle filmlere seyretmeyi. Yönetmen Ang Lee'yi kutlamak gerek. İzleyin. 8/10
Yönetmen Ang Lee'nin de dediği gibi 'İnsanlar filmi izlediklerinde buna eşcinsel kovboy hikâyesi demekten vazgeçecekler.' Aşkı en iyi anlatan filmlerden bir tanesi. Keşke Heath Ledger uzun yıllar yaşasaydı ve O'nu pek çok filmde farklı karakterlerde izleyebilseydik.
Yaşanan eşcinsel aşk insana oldukça itici gelse de ; insan anlıyor , özümsüyor ilginç bir şekilde . Senaryoya iyi yedirilmiş bu durum . konu bütünlüğü kusursuzdu denilebilir . sadece iki erkeğin aşkı değil ; ilişkilerini gizleme , normal bir insan olma çabalarını da izliyoruz filmde . Buna Ang Lee nin harika görüntüleri de eklenince ortaya hayli ilginç bi o kadarda başarılı bir aşk filmi çıkmış .
Merhum Heath Ledger - The Dark Knight tan sonra - en iyi performansını sergilerken , Jake Gyllenhaal ve Anne Hathaway da rollerinin hakkını fazlasıyla vermişler . Michelle Williams ise ap ayrı oynamış , kusursuz bir performans .
Genel olarak , çok 'güçlü' bir filmdi diyebiliriz . 10/8 .
Kaç kez izlediğimi bilmiyorum. Tam anlamıyla kuşkusuzca bir romance filmi Brokeback Mountain. Ang Lee nin harika adaptasyonu ve unutulmaz sahneler ve eksik olmayan gözyaşı. Gerçekten bu filmde duygulanmayan bir insan için ne denmeli bilmiyorum. Bu bir zevk meselesi değil, anormallik meselesi ise hiç değil, Heath Ledger ve Jake Gyllenhaal unutulmaz performanslar. Heath ah gitmeseydi...
Beyazperde.com'da gezintiye devam etmek istiyorsanız çerezleri kabul etmelisiniz. Sitemiz hizmet kalitesini artırmak için çerezleri kullanmaktadır.
Gizlilik sözleşmesini oku.